Ali Babacan’dan MHP’ye ‘askı’ eleştirisi…

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Erzurum İl Başkanlığının 1. Olağan Kongresi’ne katıldı. Kongrede bir konuşma yapan Ali Babacan, Anayasa Mahkemesi’nin CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun vermiş olduğu karara alt mahkemenin uymadığını hatırlatıp, “Böyle hukuk olmaz, böyle devlet olmaz” diyerek tepki gösterdi.

“HÜKÜMET MİLLETİMİZİN HÜR İRADESİNE GÖZ DİKİYOR”

TBMM'nin çok seslilik özelliğini yitirdiğini belirten DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Bugün, Birinci Meclis’teki gibi çoğulcu, herkesin kendi kimliğiyle, kendi hür fikriyle yer alabildiği bir Meclisimiz yok. Bugün, yürütme organı tarafından değersizleştirilmiş, denetim görevini yapamayan, sistemdeki önemini yitirmiş bir Meclisimiz var. Milletvekillerine kürsüde yaptıkları konuşmalar için dahi fezlekeler hazırlanıyor. Milletin seçtikleri görevlerinden alınıyor. Daha evvel de söylemiştik. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye'nin sesidir, demokrasimizin nefesidir. O yüce kürsünün arkasında “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” yazar. Bu düstur basit bir duvar yazısı değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye'nin sesidir, çünkü Türkiye tek sesli bir ülke değildir. Yüce Meclisimizde Türkiye'nin tüm sesleri temsil edilir. Ne yazık ki Meclisimiz çok sesliliğini yitiriyor. Hükûmet, milletimizin hür iradesine göz dikiyor” dedi.

“HUKUK DEVLETİNİ HİÇE SAYAN BU ANLAYIŞI REDDEDİYORUZ”

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || ).push({});

Anayasa Mahkemesinin kararını bir alt mahkemenin tanımamasını değerlendiren Babacan, şunları söyledi:

* Biliyorsunuz Anayasa Mahkemesi, yargılanan bir milletvekiliyle ilgili hak ihlaline hükmetti. Ama alt mahkeme bu karara uymadı. Adeta, “Sizi ilgilendirmez, istediğim gibi ihlal ederim” dedi. Arkadaşlar böyle olmaz. Böyle hukuk olmaz, böyle devlet olmaz.

* Anayasa Mahkemesi, bu ülkenin en yüksek yargı oranı. Alt mahkeme onun kararına uymak zorunda. Bu bir yasal zorunluluk. Hele hele Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı, hak ihlallerinde ülkemizdeki en önemli telafi mercii. Daha on sene evvel bizlerin de içinde olduğumuz bir ekip bu hakkı getirmişti.

* Yapılan düzenleme tarihi nitelikteydi ve nitekim hak ihlallerini kısmen telafi etme imkanı geldi bu sayede. Şimdi iktidar ve küçük ortağı kalkıp bireyler lehine hükmedilen bu “ihlal” kararlarına karşı çıkıyorlar.

* Yerel mahkemeler de bundan güç alarak “Anayasa Mahkemesi kararı bizi ilgilendirmez” diyebiliyor.

* Bundan bir asır önce savaş ortamında dahi “Cepheleri tutacak olan kanundur, adalettir” diyebilen vekiller varken, ve bunun gereği yapılırken, bugünkü tablo içler acısı bir tablodur. Buradan herkese sesleniyorum. Gerçek bir hukuk devletinde bunlar olamaz.

* Yargıyı; bir kişinin, bir grubun, dar bir zümrenin keyfine göre kullanamazsınız. Kimse kusura bakmasın, halkımız mağdur edildiğine inandığında Anayasa Mahkemesi’ne başvuracak ve elbette hakkını arayacak.

* Anayasa Mahkemesi'nin kararları karşısında da herkes görevini yapacak. Bu kararlar bağlayıcıdır, yerel mahkemeler Anayasa Mahkemesi’nce tespit edilen ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak zorundadır.