Bahçeşehir Kurucu Belediye Başkanı Kemal Aydın'dan ders niteliğinde bir yazı dizisi... "İşin doğrusu" (3.Bölüm)

İşin Doğrusu…

İlk iki yazımı okumayanlar için kısa bir hatırlatma yaparak bu haftanın yazısına başlamak isterim... “Kemal Başkanım! Bu köşe yazma işi nereden çıktı? Sizde mi gazeteciliğe soyundunuz? Bilgi sahibi olduğunuz konularda lafı eğip bükmeden işin doğrusunu yazacağınızı söylüyorsunuz, belediye hizmetlerinde doğru işler yaptınız da ne oldu? İmar rantçıları sizi engel gördükleri için belediyemizi kapattırdılar!”

Belediyemizin kapatılmaması için Bahçeşehir yaşayanları olarak 30 bin imza topladık ve iktidar, muhalefet bütün milletvekillerini heyetler halinde ziyaret ettik, yalvardık! Ne olur; Bahçeşehir Belediyemizi kapattırmayın! Bahçeşehir’de yaşayan duayen gazeteciler olaya sahip çıktı, basını ayağa kaldırdılar da ne oldu?

Milli İrade, Milli İrade, derler; biz Milli İrade değil miydik? Bizi dinlediler mi? Hayır! Tam aksine, hiçbir coğrafi bağımız olmayan Başakşehir’e bizi mahalle yaptılar. Kendilerince sizi rekor oyla seçmemizin intikamını; Şirin Bahçeşehir’i ‘Betonşehir’e çevirerek aldılar.

Hadi iktidarın siyaset tarzı belli, büyük umutlarla sizi partisine davet eden Ana Muhalefet ne yaptı? Sizden faydalandı mı? Hayır! ‘Körler sağırlar birbirini ağırlar’ başkanım, türünde, Bahçeşehirli ve İstanbullu dostlarımdan mesajlar aldım.

Dostlardan gelen mesajlara vereceğim cevabım şudur: "Politikacı olarak yaşamayacak kadar dürüst bir adam ol!" der Sokrates. Ben yaşamını; ailesine, içinde yaşadığı topluma ve ülkesine karşı sorumlulukları olan bir yurttaş olarak sürdüren bir bireyim…

Kentlerimizi ve ülkemizi yöneten karar alıcıların icraatlarında gördüğüm iyi veya kötü uygulamalar hakkında, katılımcı demokrasinin gereği olarak, sizlerle fikirlerimi paylaşma hakkımı kullanıyorum.

İnşaata dayalı büyüme modelinin, yerel yönetimler üzerinde yarattığı etki ve bu modelin oluşturduğu rant ekonomisinin siyasal sistemimize olan zararlarının bir sonucu olarak; kuralsızlıkların kural, yasa tanımazlığın yasa haline geldiği günümüzde, gözümüzün önünde olan biten; haksız, hukuksuz uygulamalara ses çıkarmamayı, ahlaki bulmadığım için yazıyorum.

Kamu yöneticilerinin görev ihmallerinden kaynaklanan nedenlerle yaşanan can ve mal kayıplarına rağmen, bu olayların sanki kadermiş gibi sunulmasına, görevini doğru yapmış bir belediye başkanı olarak itirazım olduğu için yazıyorum.‘’ Ey efendiler sorgulamayan insan cahil, sorgulatmayan insan ise zalimdir!’’ Diyen ebedi fikir önderim Atatürk’e manevi borcumu ödemek için: www.sakinca.com internet haber sitesinde yazıyorum…

*****

Sevgili okurlar! Sizlerden aldığım yüzlerce olumlu geri dönüşler arasında yazma amacımı tam kavrayamamış bazı dostlara; yukarıdaki uzun açıklamayı yapmak zorundaydım, kusura bakmayın! Şimdi gelelim asıl konumuza:

İzmir Depremi’nin ardından kurulan, Depreme Karşı Alınacak Önlemleri Araştırma Komisyonu’nda geçen hafta yapılan çalışma sonrası, Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener televizyon ekranlarına çıkarak...

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ