Bakırköy Belediye Başkanı Dr.Bülent Kerimoğlu'ndan ses getirecek yazı

Dünyada yaklaşık 2 milyon insanı etkisi altına alan koronavirüs salgını, 100 bine yakın insanın ölümüne, yüz binlerce insanın hastanede ve yoğun bakımlarda tedavi altına alınmasına neden oldu.

Dünya neredeyse durma noktasına geldi. Bir yandan umut veren tedavi yöntemleri ve aşı geliştirme çalışmaları devam ederken bir yandan da dünya toplumsal ve ekonomik hayatın nereye evrileceğini tartışıyor. Vahşi kapitalizmin geleceği, bilim ahlakının sınırları ve teknolojiye bağımlılık sorgulanıyor.

Beyaz sömürgecinin vicdanı

Vahşi kapitalizm, bilim ve teknolojiyi sömürü aracı olarak kullanmakta ısrarcı. Oysa bilimsel çalışmalar ve teknolojik gelişmeler insanlığın refahı, sağlığı ve mutluluğu için geliştirilmelidir. Fakat geçen hafta aşı ve ilaç tedavilerinin öncelikle Afrika’da denenmesi gerektiğini söyleyen bazı sözüm ona bilim insanlarının ırkçı, faşizan tutumunu duyunca insanlık adına utandık.

Afrika’nın neden böyle yoksul, açlığa terk edilmiş, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının kolayca sömürülebildiğine bir kez daha üzülerek tanıklık ettik. Bilgisi ve onayı olmadan insanlar üzerinde klinik deneyler yapılmasını istemek barbarlıktır. Ar-Ge çalışmaları için paradan daha önemlisi bilim ahlakı, gelişmiş bir laboratuvardan daha önemlisi temiz bir kalp, akıldan daha önemlisi duygudaşlıktır.

Görünen o ki, kararan Afrikalı bedenler değil, beyaz sömürgeci adamın vicdanıdır. Her kriz, beraberinde yeni fırsatlar yaratır. İhtiyacından fazlasını üreten, tüketebileceğinden fazlasını biriktiren, yanı başındakinin açlığını, susuzluğunu görmezden gelen, doymak bilmez bencil kapitalist bireyler için umarız bu büyük salgın empati kültürünü geliştirme fırsatını, dahası; doğal kaynakları hoyratça tüketmemesi gerektiğini hatırlatır.

Yine bu büyük salgın, gelişmiş Batı dünyasına sadece kendisini korumanın yetmeyeceğini; tüm insanlığı koruması gerektiğini, artık sömürmek değil, açlık ve sefaletle mücadele eden 3. dünya ülkelerine yardım etmesi gerektiğini öğretir.

Empati zamanı

Refahı, mutluluğu ve sağlığı için her olanağı seferber eden gelişmiş dünya, azgelişmiş ülke çocuklarını korumak, onları suya, gıdaya, aşıya ulaştırmak için harekete geçmelidir. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde insanların açlıktan, susuzluktan ya da eradike edilmiş hastalıklardan ölebileceğini düşünebilir miyiz?

Yazının devamı için tıklayın