Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Sedat Peker açıklaması

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP grup toplantısında suç örgütü lideri Sedat Peker'in açıklamaları ve iddiaları hakkında konuştu.

Erdoğan"İstikrar ve güvenli ortamı hedef alan çeşitli saldırıların hedefi insanlarımızı karamsarlığa sürüklemektir, bu açıktır. Allah'ın yardımı ve halkımızın desteğiyle nice oyunları bozduk, bu oyunları, tuzakları da bozacağız. Bu sinsi operasyonu da akamete uğratacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın." ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları şöyle oldu:

1 ayı aşkın aranın ardından sizlerle tekrar bu çatı altında bir araya gelmenin bahtiyarlığı içindeyim.

14 aydır devam eden salgın sürecinde milletimizin güvenliği, aşını, işini korumak için devletin tüm imkanlarını seferber ettik.

Pek çok ülkenin aksine kamu güvenliğini tehdit edecek bir olumsuzlukla karşılaşmadık. 

Salgın tedbirlerinden etkilenen vatandaşlarımızı yalnız bırakmadık. 

AK Parti olarak en büyük başarımız hükümetlerimiz döneminde çalışacakları iş sağlamak olmuştur.

2021 büyüme oranının beklentilerin çok üzerinde gerçekleşeceğini düşünüyorum. Ekonomi reform programımızda yer alan somut düzenlemeleri çıkarmaya başladık. En büyük başarımız hükümetlerimiz döneminde tüm vatandaşlarımıza iş ve istikrarlı iklim sağlamak olmuştur.

İstikrar ve güvenli ortamı hedef alan çeşitli saldırıların hedefi insanlarımızı karamsarlığa sürüklemektir, bu açıktır. Allah'ın yardımı ve halkımızın desteğiyle nice oyunları bozduk, bu oyunları, tuzakları da bozacağız. Bu sinsi operasyonu da akamete uğratacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

Türkiye'yi siyasetten teröre kadar her alanda ağır maliyetleri olan 1990'lı yılların istikrarsızlık dönemi 3 Kasım 2002 seçimleri ile sona ermiştir. Milletimiz AK Parti'yi iktidara getirerek yeni bir dönemin perdelerini açmıştır.

Benim üniversiteye girdiğim dönemde üniversiteye girme şansı 10'da birdi. Şimdi bu 10'da 10'a yükseldi. Eğitim yolculuğu bitmeyen ve bitmeyecek olan bir mücadeledir. 

Emniyet konusunda tarihi başarılara imza attık. Ajanların,  yerli işbirlikçilerin ve suç çetelerinin cirit attığı Türkiye'yi güvenli bir ülke haline getirdik. Terörü gündemden çıkarmak için tüm yolları denedik.

İstismar alanlarını ortadan kaldırdık. Adalet reformları ve idari düzenlemelerle vatandaşların haklardan eşit faydalanacağı zemini oluşturduk. PKK terör örgütünün hasbi ve harbi yaklaşımımızı kendi emelleri için kullandığımızı gördüğümüzde teröristlerin başını ezmekte tereddüt etmedik.

Suç örgütlerine karşı da tavizsiz bir mücadele yürüttük. Geçmişte siyaseti ve toplum hayatını yönetecek, yönlendirecek derecede etki sahibi olan suç örgütlerini, 19 yıl boyunca ellerindeki tüm imkanları alarak birer birer çökerttik. Hakkı gasp edilerek mağdur olan, canı ve malı tehdit altında bulunan vatandaşlarımızın tek başvuru merciinin güvenlik güçlerimiz ve yargı kurumlarımız olmasını sağladık.

Bir dönem ülkenin dört bir yanında türemiş, kerameti kendinden menkul, cafcaflı lakaplarla anılan sözde babaların racon kestiği Türkiye'yi, hukuktan başka yöntemlerin geçerli olmadığı bir seviyeye getirdik.

Özellikle uyuşturucu suçlarıyla mücadele ederken, kimsenin gözünün yaşına bakmadık. Dünyada, uyuşturucu suçlarına en ağır cezaların verildiği ülkelerin başında geliyoruz.Bugün ülkemizdeki cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olarak bulunan 283 bin kişinin 88 bini uyuşturucu ve bağlantılı suçlar sebebiyle oradadır.

Sadece son 3,5 yılda 530 binin üzerinde operasyon yapılarak 750 bine yakın uyuşturucu suçu şüphelisi gözaltına alınmış, bunlardan 85 bini tutuklanmıştır. Bu operasyonlarda piyasa değeri 63 milyar lirayı geçen uyuşturucu malzeme ele geçirilmiştir. Yürüttüğümüz kararlı mücadele sayesinde uyuşturucuya bağlı ölümler üçte bir oranında azalmıştır.

İbn Haldun, 'Geçmiş, geleceğe suyun suya benzediğinden daha çok benzer' diyor. Bugün kılıktan kılığa girerek ülkemizi ve milletimizi kara bir tablonun içine yerleştirmek isteyenler, aslında dünün tekrarından başka bir şey yapmıyor. Suç örgütleri mensuplarını kullanarak, yalanları ve iftiralarıyla ülkemiz kamuoyunu esir olmaya, yönlendirmeye, devleti ve siyaseti dizayn etmeye heveslenenlere aradıkları fırsatı bugüne kadar vermedik, bugün de vermeyeceğiz.

Eski Türkiye'nin hastalığı olan siyaseti ve toplumu, suç çeteleri, terör örgütleri, medya mecraları, çeşitli isimler altındaki uluslararası kuruluşlar eliyle düzenleme gayretlerinin yeniden hız kazandığını görüyoruz. Bu yöntemi FETÖ de, güvenlik birimleri ve yargı içindeki mensupları vasıtasıyla elde ettiği malzemeleri dilediği gibi şekillendirmek suretiyle, uzunca bir süre sinsice ve pervasızca kullanmıştır.