deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler

deneme bonusu veren siteler

virginiawinefestival.org/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

Pınar Billur Odabaşı
Köşe Yazarı
Pınar Billur Odabaşı
 

Çağımızın hastalığı: Birinin yerine bir başkasını koymak

Şu hayatta en sevmediğim şey; “insan harcamak” diye tabir ettiğimiz davranışlar bütünüdür… Birlikte yürünen yolları, aynı anda atılan kahkahaları, objektife beraber gülünmüş fotoğrafları, karşılıklı içilen çayları, saatler süren dertleşmeleri en ufak bir yol ayrımında çöpe atan insanları anlamayı beceremedim bir türlü… Daha düne kadar birbirinin her şeyini bilen insanların bir anda iki yabancı gibi olmasını kabullenmekte her zaman zorluk çekiyorum… Şu yarı içtenliğe, emanet sevgiye itiraz ediyorum… Zoraki sorulan “Nasılsın?” samimiyetsizliği ile buz gibi bir “İyiyim” sahtekârlığı arasında sıkışıp kalmaktan bahsediyorum… Tabii bundan daha vahim olan bir şey daha var… O da birinin yerine; bir başkasını koymaya çalışmaktır. Parmak izimizin bile evrendeki tüm insanlardan farklı olduğunu düşünürsek, bunun ne kadar yersiz ve faydasız bir çaba olduğunu anlarız. Tek yumurta ikizlerinin bile görüntüsü tıpatıp aynıyken; huyu suyu birbirinden farklıdır… Sevginin, iyi niyetin, dostluğun, hâtta aşkın bile (!) iki günde tüketildiği şu çağda; “Sıradaki gelsin!” diyenlerle aynı gökyüzüne bakmak istemeyişlerim, yeryüzündeki en onurlu isyandır bence… Çünkü kimse, kimsenin yerini tutamaz. Mesela sarımsağı düşünün; kendi içinde dilim dilimdir; mandalina da aynı şekilde… Şimdi içlerinden eksilen bir mandalina diliminin yerine, şekli boyutu aynı olsa bile sarımsak dişini alıp monte edebilir miyiz hiç? Olur mu; olmaz… Neden peki? Çünkü kimyaları bambaşka… İnsan ruhu da tıpkı böyledir işte… Ancak bizim bir türlü öğrenemediğimiz, sığ düşündüğümüz bir “adalet” kavramı var… “Adalet” deyince; herkesin aklına işlenen suçlar, mahkeme salonları, savcılar, avukatlar geliyor… Oysa “adalet” denilince benim aklıma gelen tek şey; “her şeyi yerine koymak” tır. “Adaletsizlik” de bir şeyi kendi yerine koymamak, başka yerlere koymak demektir benim için… Örneğin “adalet” güle su vermekse; “adaletsizlik” de bilerek saksının dışını sulamaktır… E iyi de taşı, plastiği sabaha kadar da sulasanız; çiçek açmaz ki… Eğer biz hayatımızdaki insanları da “yerli yerine” koymayı becerebilirsek daha sağlıklı ilişkilerimiz olur. Hayatımızdan çıkardığımız kişi; basiretsiz, sıradan biriyse zaten eksikliğini hissetmeyiz ki; yokluğu aklımıza bile gelmez… Ama vazgeçtiğiniz insan için, “Aslında o çok kaliteli biriydi… Anlaşamadık ama O her bakımdan şahaneydi. Bir daha O’nun gibisini zor bulurum” diye kendi kendinize mırıldanıyorsanız geçmiş olsun… Çünkü eften püften sebeplerle kurumaya terk ettiğiniz o “gül”ün kokusunu; koskoca bir sera satın alsanız bile bulamayacağınızı yine en iyi kendiniz biliyorsunuzdur… İşte kimseyi kimsenin yerine koyamayışlarımız da hep bu yüzdendir… Evet hayat bazen futbol maçını andırıyor; anlık hatalar bizi “ofsayt”a düşürüyor, “taç”a çıkartıyor… Bazen oyuna sert dalıp, kırmızı kartla oyun dışı kaldığımız da oluyor… Ya da çok kötü sakatlanıp, yeşil sahalara veda ettiğimiz de oluyor… Sakatlık; kola, bacağa mahsus bir durum değildir ki sadece; gönlü de sakat kalabilir insanın… Üstelik en kötüsü de budur; çünkü kalbi, alçıya da alamazsınız, çok geç iyileşir… Şimdi siz bu durumda diyeceksiniz ki “Maça hemen başkası girer o zaman”… E iyi de “mahalle maçı” değil ki, gönül bu… Adam eksik diye öyle paldır küldür içeri girilmez yani! O yüzden Allah hepimize şu “hayat derbisi”nde önce “gönül sağlığı” versin… Hem de en adaletlisinden, en hakikisinden… Sonra da bonservisi elimizde olan o forvetin kıymetini bilmeyi nasip etsin… İlk sarı kartta O’nu saf dışı bırakıp, yerine alâkasız bir kaleciyi ya da defans oyuncusu koymanın; maçı kaybetmekten başka hiçbir işe yaramayacağını öğretsin… Çünkü ne konuştuk az önce sizinle; “adalet” her şeyi ait olduğu yere koymaktır; parayı da pulu da ama en çok da insanı…  
Ekleme Tarihi: 18 Aralık 2021 - Cumartesi

Çağımızın hastalığı: Birinin yerine bir başkasını koymak

Şu hayatta en sevmediğim şey; “insan harcamak” diye tabir ettiğimiz davranışlar bütünüdür… Birlikte yürünen yolları, aynı anda atılan kahkahaları, objektife beraber gülünmüş fotoğrafları, karşılıklı içilen çayları, saatler süren dertleşmeleri en ufak bir yol ayrımında çöpe atan insanları anlamayı beceremedim bir türlü… Daha düne kadar birbirinin her şeyini bilen insanların bir anda iki yabancı gibi olmasını kabullenmekte her zaman zorluk çekiyorum… Şu yarı içtenliğe, emanet sevgiye itiraz ediyorum… Zoraki sorulan “Nasılsın?” samimiyetsizliği ile buz gibi bir “İyiyim” sahtekârlığı arasında sıkışıp kalmaktan bahsediyorum…

Tabii bundan daha vahim olan bir şey daha var… O da birinin yerine; bir başkasını koymaya çalışmaktır. Parmak izimizin bile evrendeki tüm insanlardan farklı olduğunu düşünürsek, bunun ne kadar yersiz ve faydasız bir çaba olduğunu anlarız. Tek yumurta ikizlerinin bile görüntüsü tıpatıp aynıyken; huyu suyu birbirinden farklıdır… Sevginin, iyi niyetin, dostluğun, hâtta aşkın bile (!) iki günde tüketildiği şu çağda; “Sıradaki gelsin!” diyenlerle aynı gökyüzüne bakmak istemeyişlerim, yeryüzündeki en onurlu isyandır bence… Çünkü kimse, kimsenin yerini tutamaz.

Mesela sarımsağı düşünün; kendi içinde dilim dilimdir; mandalina da aynı şekilde… Şimdi içlerinden eksilen bir mandalina diliminin yerine, şekli boyutu aynı olsa bile sarımsak dişini alıp monte edebilir miyiz hiç? Olur mu; olmaz… Neden peki? Çünkü kimyaları bambaşka… İnsan ruhu da tıpkı böyledir işte… Ancak bizim bir türlü öğrenemediğimiz, sığ düşündüğümüz bir “adalet” kavramı var… “Adalet” deyince; herkesin aklına işlenen suçlar, mahkeme salonları, savcılar, avukatlar geliyor… Oysa “adalet” denilince benim aklıma gelen tek şey; “her şeyi yerine koymak” tır. “Adaletsizlik” de bir şeyi kendi yerine koymamak, başka yerlere koymak demektir benim için… Örneğin “adalet” güle su vermekse; “adaletsizlik” de bilerek saksının dışını sulamaktır… E iyi de taşı, plastiği sabaha kadar da sulasanız; çiçek açmaz ki… Eğer biz hayatımızdaki insanları da “yerli yerine” koymayı becerebilirsek daha sağlıklı ilişkilerimiz olur.

Hayatımızdan çıkardığımız kişi; basiretsiz, sıradan biriyse zaten eksikliğini hissetmeyiz ki; yokluğu aklımıza bile gelmez…

Ama vazgeçtiğiniz insan için, “Aslında o çok kaliteli biriydi… Anlaşamadık ama O her bakımdan şahaneydi. Bir daha O’nun gibisini zor bulurum” diye kendi kendinize mırıldanıyorsanız geçmiş olsun… Çünkü eften püften sebeplerle kurumaya terk ettiğiniz o “gül”ün kokusunu; koskoca bir sera satın alsanız bile bulamayacağınızı yine en iyi kendiniz biliyorsunuzdur… İşte kimseyi kimsenin yerine koyamayışlarımız da hep bu yüzdendir…

Evet hayat bazen futbol maçını andırıyor; anlık hatalar bizi “ofsayt”a düşürüyor, “taç”a çıkartıyor… Bazen oyuna sert dalıp, kırmızı kartla oyun dışı kaldığımız da oluyor… Ya da çok kötü sakatlanıp, yeşil sahalara veda ettiğimiz de oluyor… Sakatlık; kola, bacağa mahsus bir durum değildir ki sadece; gönlü de sakat kalabilir insanın… Üstelik en kötüsü de budur; çünkü kalbi, alçıya da alamazsınız, çok geç iyileşir… Şimdi siz bu durumda diyeceksiniz ki “Maça hemen başkası girer o zaman”… E iyi de “mahalle maçı” değil ki, gönül bu… Adam eksik diye öyle paldır küldür içeri girilmez yani! O yüzden Allah hepimize şu “hayat derbisi”nde önce “gönül sağlığı” versin… Hem de en adaletlisinden, en hakikisinden… Sonra da bonservisi elimizde olan o forvetin kıymetini bilmeyi nasip etsin… İlk sarı kartta O’nu saf dışı bırakıp, yerine alâkasız bir kaleciyi ya da defans oyuncusu koymanın; maçı kaybetmekten başka hiçbir işe yaramayacağını öğretsin…

Çünkü ne konuştuk az önce sizinle; “adalet” her şeyi ait olduğu yere koymaktır; parayı da pulu da ama en çok da insanı…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.