deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler

deneme bonusu veren siteler

virginiawinefestival.org/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal

Fakir Yılmaz
Köşe Yazarı
Fakir Yılmaz
 

Cumartesi ölümü...

YAZIYORSAM SEBEBİ VAR/Fakir Yılmaz  Bir kuş misali uçup giden hayatın ne kadar kısa olduğunu bir kez daha hissettiğim haberi aldığımda şaşırıp, şok olurken bu haberi nasıl yapacağımı düşündüm. Çünkü hep örnek aldığım babamın bizi yetim bırakıp, giderken beni yerine vekil bırakıp,  kardeşlerim başta olmak üzere ailemin büyüğü olarak beni tayin etmişti anamız dediğimiz ablam ve benden büyük bir abim olduğu halde.. Yani aile büyüğü olarak beni tayin ettiğin ben, 'baba kardeşim, son beşiğimiz, gülen yüzümüz Deniz'in o güzel kalbi kriz sonucu durdu!..' diye yazıp, haber mi yapacaktım. Yoksa, 'bak baba o seni bizden daha çok seviyormuş, özlemine dayanamadı bizden erken sana mı geldi..' diye yorum mu yazacaktım?!.. '-Evet, gazetecisin acı da olsa bu haberi de vereceksin, her cumartesi günü ele aldığın ve iç dünyanı anlattığın düşüncelerini aktardığın gibi kardeşinin öldüğünü de yazacaksın. Ki; hatırlarsan benim öldüğümü de yazmış, işin olan gazeteciliğini yapmıştın.. ' diyor gibi bir sesle bana o dünyadan seslenen babamı bu kez dinleyememiş ve kardeşimin ölümünü ben değil, benim kadar üzülen  eş,dost arkadaş, meslektaşa bırakmıştım.. Ama elimin 'Kardeşim öldü' diye yazmaya kalkmadığı, göz yaşlarımın durmadığını anlatamasam da babama olduğu gibi gazetecilik dürtüme direnememiş, kısa da olsa ve 'Kardeşim öldü' diye yazamadıysam da paylaştığım ağıt dolu müziklerle donattığım kısa mesaj ve resimlerle bunu ima edip, kara haberi eş, dosta, arkadaşa ve sevdiklerime haber vermiştim, kardaşımı toprağa vermek için tüm programlarımı iptal edip,  İstanbul'dan sevgilim Ardahan'a doğru yola çıkarken.. Çıktığım yol boyu gelen onca telefona cevap vermeye, acımı benimle paylaşıp, güzel mesaj ve dilekleri ile az da olsa bana unutturmaya çalışan dostlarımızın benden daha çok üzülüp, yutkunarak 'Fakir başın sağ olsun, Allah sabırlar versin, en az senin kadar  üzüldük, kardeşinin makamı cennet olsun' dileklerinde bulunurlarken o bitmez denen uzun yolun nasıl olup, bittiğini bile fark edememiş, yorulmamış, gelip, Deniz kardeşime ulaşmıştım. Ve dinimizin güzel dediği bir günde, cuma namazı ardından kardeşimi sevenlerimizle birlikte köyümde, babamın ve sevdiklerimin olduğu mezarlıkta bir canımı daha analarımın, bacılarımın, kadınlarımızın o ağıtları eşliğinde toprağa verdik. Gönülleri bizimle olan tüm dostlarla 'ayaklarınıza sağlık' dediğim dostum, arkadaşım, kardeşlerim, akrabalarım, Ardahan'lılarım, tanıdıklarım' diyerek hepsiyle tek tek selamlaşıp, 'merhaba, hoş geldiniz' demekten yorulup, ağrıyan ellerimle o sıcak elleri kalben sıkıp, hareket etmekten zorlanan dilimle teşekkür etmiş ve gelip, bayılırcasına düştüğüm yatağımda deliksiz uyumuştum. Uyandığımda meslektaşım, Suat İncedere'nin 'Acı ölüm, Genç ölüm..' başlıklı görüntülerini izleyip, yeniden ağlayarak bir cumartesi yazısını daha zor bir atmosfer içinde bitirirken her cumartesi günü ele almaya çalıştığım ve iç dünyamı, anlattığım yeni bir cumartesi yazımın, 'Cumartesi ölümü' başlığını hak edip, yine aşk dolu olduğunu ve bu aşklardan birinin daha ölüp, beni ağlattığını, üzdüğünü hissediyordum sağımda, solumda duran telefonlarım acı acı çalmaya devam ederken..
Ekleme Tarihi: 16 Nisan 2022 - Cumartesi

Cumartesi ölümü...

YAZIYORSAM SEBEBİ VAR/Fakir Yılmaz 
Bir kuş misali uçup giden hayatın ne kadar kısa olduğunu bir kez daha hissettiğim haberi aldığımda şaşırıp, şok olurken bu haberi nasıl yapacağımı düşündüm.
Çünkü hep örnek aldığım babamın bizi yetim bırakıp, giderken beni yerine vekil bırakıp,  kardeşlerim başta olmak üzere ailemin büyüğü olarak beni tayin etmişti anamız dediğimiz ablam ve benden büyük bir abim olduğu halde..
Yani aile büyüğü olarak beni tayin ettiğin ben, 'baba kardeşim, son beşiğimiz, gülen yüzümüz Deniz'in o güzel kalbi kriz sonucu durdu!..' diye yazıp, haber mi yapacaktım. Yoksa, 'bak baba o seni bizden daha çok seviyormuş, özlemine dayanamadı bizden erken sana mı geldi..' diye yorum mu yazacaktım?!..
'-Evet, gazetecisin acı da olsa bu haberi de vereceksin, her cumartesi günü ele aldığın ve iç dünyanı anlattığın düşüncelerini aktardığın gibi kardeşinin öldüğünü de yazacaksın. Ki; hatırlarsan benim öldüğümü de yazmış, işin olan gazeteciliğini yapmıştın.. ' diyor gibi bir sesle bana o dünyadan seslenen babamı bu kez dinleyememiş ve kardeşimin ölümünü ben değil, benim kadar üzülen  eş,dost arkadaş, meslektaşa bırakmıştım..
Ama elimin 'Kardeşim öldü' diye yazmaya kalkmadığı, göz yaşlarımın durmadığını anlatamasam da babama olduğu gibi gazetecilik dürtüme direnememiş, kısa da olsa ve 'Kardeşim öldü' diye yazamadıysam da paylaştığım ağıt dolu müziklerle donattığım kısa mesaj ve resimlerle bunu ima edip, kara haberi eş, dosta, arkadaşa ve sevdiklerime haber vermiştim, kardaşımı toprağa vermek için tüm programlarımı iptal edip,  İstanbul'dan sevgilim Ardahan'a doğru yola çıkarken..
Çıktığım yol boyu gelen onca telefona cevap vermeye, acımı benimle paylaşıp, güzel mesaj ve dilekleri ile az da olsa bana unutturmaya çalışan dostlarımızın benden daha çok üzülüp, yutkunarak 'Fakir başın sağ olsun, Allah sabırlar versin, en az senin kadar  üzüldük, kardeşinin makamı cennet olsun' dileklerinde bulunurlarken o bitmez denen uzun yolun nasıl olup, bittiğini bile fark edememiş, yorulmamış, gelip, Deniz kardeşime ulaşmıştım.
Ve dinimizin güzel dediği bir günde, cuma namazı ardından kardeşimi sevenlerimizle birlikte köyümde, babamın ve sevdiklerimin olduğu mezarlıkta bir canımı daha analarımın, bacılarımın, kadınlarımızın o ağıtları eşliğinde toprağa verdik. Gönülleri bizimle olan tüm dostlarla 'ayaklarınıza sağlık' dediğim dostum, arkadaşım, kardeşlerim, akrabalarım, Ardahan'lılarım, tanıdıklarım' diyerek hepsiyle tek tek selamlaşıp, 'merhaba, hoş geldiniz' demekten yorulup, ağrıyan ellerimle o sıcak elleri kalben sıkıp, hareket etmekten zorlanan dilimle teşekkür etmiş ve gelip, bayılırcasına düştüğüm yatağımda deliksiz uyumuştum.
Uyandığımda meslektaşım, Suat İncedere'nin 'Acı ölüm, Genç ölüm..' başlıklı görüntülerini izleyip, yeniden ağlayarak bir cumartesi yazısını daha zor bir atmosfer içinde bitirirken her cumartesi günü ele almaya çalıştığım ve iç dünyamı, anlattığım yeni bir cumartesi yazımın, 'Cumartesi ölümü' başlığını hak edip, yine aşk dolu olduğunu ve bu aşklardan birinin daha ölüp, beni ağlattığını, üzdüğünü hissediyordum sağımda, solumda duran telefonlarım acı acı çalmaya devam ederken..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.