deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

OĞUZ KAAN SALICI: SEÇİM iÇiN HAZIRLIKLARIMIZ TAM GAZ DEVAM EDİYOR

Siyaset 28.09.2022 - 15:33, Güncelleme: 28.09.2022 - 15:33
 

OĞUZ KAAN SALICI: SEÇİM iÇiN HAZIRLIKLARIMIZ TAM GAZ DEVAM EDİYOR

CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, "Biz şu anda yüzde 101 seviyesindeyiz. Yani, 180 bin 65 sandığın tamamının biraz daha üzerinde, yüzde 101 seviyesinde sandık sorumlusu belirlenmiş durumda. Her sandığa bir asil ve bir yedek belirleme hedefi ile yola çıkıyoruz” ifadelerini kullandı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı yaklaşan seçim ile ilgili açıklamalarda bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, partisinin sandık güvenliği çalışmaları ile ilgili bilgi vererek, “2018’deki 180 bin 65 sandığı esas alırsak, ki biz bu seçimde 200 bine yakın sandık olmasını bekliyoruz" dedi.  Salıcı, Sosyal Demokrasi Derneği ve Toplumsal, Ekonomik, Siyasal Araştırmalar Vakfı’nın, Çankaya Belediyesi Zübeyde Hanım Sosyal Tesisinde düzenlediği Seçim Güvenliği Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi: Medeni ülkelerde, gelişmiş demokrasilerde sandık güvenliği için bu kadar yoğun bir çalışma, siyasi partiler tarafından yürütülmez. 2018 seçim sonuçlarına göre; tüm Türkiye’de 180 bin 65 sandık var. Bir siyasi partinin temel motivasyonu 180 bin 65 sandığın her birinin başına parti görevlisi koymak ve yanına yedek bulmak, o oy kullanma alanı, okula bir sandık sorumlularından tamamından sorumlu bir okul sorumlusu bulmak, bir veri girişi sorumlusu koymak... Bunların tamamını toplarsanız aslında birkaç yüz bin kişiyi motive etmeniz gereken bir süreç yaşıyorsunuz. Bu seçime dair netleşen birkaç şey var. Bunlardan bir tanesi ittifaklar. Hangi siyasi partiler, ittifak içinde girecekler, üç aşağı beş yukarı netleşti. Özellikle parlamentoda temsil edilen, yüzde 10 barajını geçmiş siyasi partilere bakarsak; onların ittifaklarının ne olacağı belirlenmiş durumda. En son Emek ve Özgürlük İttifakı ile beraber; şu anda Türkiye’de ana omurga olarak üç tane ittifak var.  Dolayısıyla Türkiye bu üç ittifak üzerinden önümüzdeki dönemde bir seçim süreci yürütecek. 2011 yılında ben İstanbul’da, il başkan yardımcısıydım, 2011 seçimleri sırasında. Almanya’dan bazı milletvekilleri geldi. Seçim günü, seçimler şeffaf, adil bir şekilde yapılıyor mu, yapılmıyor mu diye denetlerler. Bu olağan bir çalışmadır. Partinin Seçim Koordinasyon Merkezi’ne de geldiler. Yaptığımız çalışmalar ile ilgili bilgi verdik. Kaç sandık var, kaçında partinin görevlileri var, kaç okulda partinin sorumluları var… Bu şekilde bilgi verdik. Alman milletvekili anlamadı meseleyi. Yani, ‘Niye bunu yapıyorsunuz’ dedi. ‘Seçim güvenliği için’ dedik. ‘Seçim riskli mi, bir sıkıntı mı var?’ dedi. Yani birileri oy mu çalıyor, öyle bir risk mi var? Biz denetlemeye geldik, onun için söyledi. ‘Bu bir siyasi partinin sorumluluğunda mı sizde?’ dedi. Anlamaması anlaşılır. Çünkü Almanya’da bir siyasi partinin temel motivasyonu, seçim günü sandıkların başına yüzlerce insan dikmek değil. İşleyen bir sistem var, işleyen sistem manipülasyona çok açık değil, farklı çevreler tarafından denetlenen sistem. Türkiye’de bunu yapmak zorunda kalıyoruz. Görünen o ki, bu seçimlerde de en yüksek düzeyde yapmamız gerekecek. Geçmiş seçimlerden kaynaklı ortada örnekler var. Kişisel olarak yaşadığımız saha gözlemleri var. Bizim esas dikkat etmemiz gereken işlerden bir tanesi, seçim güvenliği. Ama seçim güvenliğinin en çok ihtiyaç duyulduğu yer, bizim düşük oy aldığımız yerlerdeki seçim güvenliği. Yani seçim güvenliği deyince hiç kimse CHP’nin yüzde 50’nin üzerinde oy aldığı ilçelerdeki sandıkların başında ya da oylama merkezlerindeki sonuçları kastetmiyor. Daha çok İç Anadolu’nun bazı yerleri, Karadeniz’in bazı ilçeleri, doğu ve Güneydoğu’daki il ve ilçelerimizin şehir merkezleri de değil, ilçe ve köylerin bir kısmı. Bizim burada yoğun bir çalışma yürütüyor olmamız lazım. Bunun için CHP olarak, bizim yürütmüş olduğumuz Doğu Masası’nın o bölgelerdeki oy artışı, üye artışı ve onun üzerinden de sandık güvenliğine katkı sağlama anlamında önemli bir etkisi var. Karadeniz’de yürütülen çalışmaların da önemli bir katkısı var. Altılı masanın, seçim güvenliği konusunda bir komisyon kurmasının da büyük bir etkisi var. Görece zayıf olduğumuz bazı ilçelerde, mahallelerde; altılı masayı oluşturan başka bir siyasi partinin daha güçlü olduğu ya da sandık sorumlusu temin etme konusunda engellerinin az olduğu bir durum varsa, birbirimizle dayanışacağız. Bunun toplantıları, görüşmeleri yapıldı. Altılı masa, seçim güvenliği açısından beraber hareket edecek. Seçimi dörde ayırırsak; seçim takvimi başlamadan önceki bölüm, seçim takvimi dahilinde olan bölüm, seçim günü ve itirazlar süreci… Biz şu anda seçim takvimimin başlamadığı dönemdeyiz. Ama esas hazırlığın yapılması gerektiği dönemdeyiz. Seçime güvenli bir ortamda gidiliyor olması da önemli. Siyaset ikliminin güvenli, vatandaşın sandığa gitmesini teşvik edici bir ortamda olması kıymetli. Biz SADAT’ın önüne niye gittik, arkadaşlar? Türkiye’de bu konuda ciddi şüpheler var. Bu şüpheler dile getirilmeye devam ediyor. Paramiliter yapıların, mafyatik yapıların, iktidar ile bir şekilde bağlantılı yapıların, seçimi manipüle edeceklerine dair ya da seçime dönük, seçim sürecinde bazı faaliyetler içine gireceklerine dair konular seçmen arasında sıklıkla konuşuluyor. CHP’nin SADAT’a gidip, bu konuları açıklığa kavuşturma çabasını bu çerçevede görmek lazım. Önümüzdeki dönemde bu tür duyumlar arttıkça, ortaya çıktıkça; CHP’nin sadece seçim günü sandıkların başında, partili arkadaşlarımızın bulunmasının ötesinde seçime güvenli bir iklimde gidilmesini sağlamak gibi bir yükümlülüğü de var. Biz, altılı masa olarak; bu çalışmaları yapıyoruz. Daha iyi bir noktaya götüreceğiz. Geçmişte yaşamış olduklarımızdan çıkardığımız dersler var. Önümüzdeki süreci daha iyi bir noktaya götürmek için, geçmişten çıkarmış olduğumuz dersler ile beraber daha güçlü bir şekilde bu seçimi kazanacağımızı düşünüyoruz. Ağırlığımızı oy almak konusunda, daha düşük seviyelerde bulunduğumuz ilçelere, mahallelere… Bundan sonraki süreci, bütün parti örgütüyle beraber yürüteceğimize şüphem yok. Vatandaşlarımızın rahatlıkla sandığa gelebileceği bir ortam yaratacağız. Onların oylarıyla, açık ara farkla biz 13. Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz. CHP’nin, Millet İttifakı ortaklarının da parlamentoda çoğunluğu sağlayacak bir noktada göreceğiz. Türkiye bir değişim sürecine girdi. Bu sürecin taçlanacağı seçimi de biz bu son seçimlerde yaşayacağız.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, "Biz şu anda yüzde 101 seviyesindeyiz. Yani, 180 bin 65 sandığın tamamının biraz daha üzerinde, yüzde 101 seviyesinde sandık sorumlusu belirlenmiş durumda. Her sandığa bir asil ve bir yedek belirleme hedefi ile yola çıkıyoruz” ifadelerini kullandı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı yaklaşan seçim ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, partisinin sandık güvenliği çalışmaları ile ilgili bilgi vererek, “2018’deki 180 bin 65 sandığı esas alırsak, ki biz bu seçimde 200 bine yakın sandık olmasını bekliyoruz" dedi. 

Salıcı, Sosyal Demokrasi Derneği ve Toplumsal, Ekonomik, Siyasal Araştırmalar Vakfı’nın, Çankaya Belediyesi Zübeyde Hanım Sosyal Tesisinde düzenlediği Seçim Güvenliği Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

Medeni ülkelerde, gelişmiş demokrasilerde sandık güvenliği için bu kadar yoğun bir çalışma, siyasi partiler tarafından yürütülmez. 2018 seçim sonuçlarına göre; tüm Türkiye’de 180 bin 65 sandık var. Bir siyasi partinin temel motivasyonu 180 bin 65 sandığın her birinin başına parti görevlisi koymak ve yanına yedek bulmak, o oy kullanma alanı, okula bir sandık sorumlularından tamamından sorumlu bir okul sorumlusu bulmak, bir veri girişi sorumlusu koymak... Bunların tamamını toplarsanız aslında birkaç yüz bin kişiyi motive etmeniz gereken bir süreç yaşıyorsunuz.

Bu seçime dair netleşen birkaç şey var. Bunlardan bir tanesi ittifaklar. Hangi siyasi partiler, ittifak içinde girecekler, üç aşağı beş yukarı netleşti. Özellikle parlamentoda temsil edilen, yüzde 10 barajını geçmiş siyasi partilere bakarsak; onların ittifaklarının ne olacağı belirlenmiş durumda. En son Emek ve Özgürlük İttifakı ile beraber; şu anda Türkiye’de ana omurga olarak üç tane ittifak var.  Dolayısıyla Türkiye bu üç ittifak üzerinden önümüzdeki dönemde bir seçim süreci yürütecek.

2011 yılında ben İstanbul’da, il başkan yardımcısıydım, 2011 seçimleri sırasında. Almanya’dan bazı milletvekilleri geldi. Seçim günü, seçimler şeffaf, adil bir şekilde yapılıyor mu, yapılmıyor mu diye denetlerler. Bu olağan bir çalışmadır. Partinin Seçim Koordinasyon Merkezi’ne de geldiler. Yaptığımız çalışmalar ile ilgili bilgi verdik. Kaç sandık var, kaçında partinin görevlileri var, kaç okulda partinin sorumluları var… Bu şekilde bilgi verdik. Alman milletvekili anlamadı meseleyi. Yani, ‘Niye bunu yapıyorsunuz’ dedi. ‘ Seçim güvenliği için’ dedik. ‘ Seçim riskli mi, bir sıkıntı mı var?’ dedi. Yani birileri oy mu çalıyor, öyle bir risk mi var? Biz denetlemeye geldik, onun için söyledi. ‘Bu bir siyasi partinin sorumluluğunda mı sizde?’ dedi. Anlamaması anlaşılır. Çünkü Almanya’da bir siyasi partinin temel motivasyonu, seçim günü sandıkların başına yüzlerce insan dikmek değil. İşleyen bir sistem var, işleyen sistem manipülasyona çok açık değil, farklı çevreler tarafından denetlenen sistem. Türkiye’de bunu yapmak zorunda kalıyoruz. Görünen o ki, bu seçimlerde de en yüksek düzeyde yapmamız gerekecek. Geçmiş seçimlerden kaynaklı ortada örnekler var. Kişisel olarak yaşadığımız saha gözlemleri var.

Bizim esas dikkat etmemiz gereken işlerden bir tanesi, seçim güvenliği. Ama seçim güvenliğinin en çok ihtiyaç duyulduğu yer, bizim düşük oy aldığımız yerlerdeki seçim güvenliği. Yani seçim güvenliği deyince hiç kimse CHP’nin yüzde 50’nin üzerinde oy aldığı ilçelerdeki sandıkların başında ya da oylama merkezlerindeki sonuçları kastetmiyor. Daha çok İç Anadolu’nun bazı yerleri, Karadeniz’in bazı ilçeleri, doğu ve Güneydoğu’daki il ve ilçelerimizin şehir merkezleri de değil, ilçe ve köylerin bir kısmı. Bizim burada yoğun bir çalışma yürütüyor olmamız lazım.

Bunun için CHP olarak, bizim yürütmüş olduğumuz Doğu Masası’nın o bölgelerdeki oy artışı, üye artışı ve onun üzerinden de sandık güvenliğine katkı sağlama anlamında önemli bir etkisi var. Karadeniz’de yürütülen çalışmaların da önemli bir katkısı var. Altılı masanın, seçim güvenliği konusunda bir komisyon kurmasının da büyük bir etkisi var. Görece zayıf olduğumuz bazı ilçelerde, mahallelerde; altılı masayı oluşturan başka bir siyasi partinin daha güçlü olduğu ya da sandık sorumlusu temin etme konusunda engellerinin az olduğu bir durum varsa, birbirimizle dayanışacağız. Bunun toplantıları, görüşmeleri yapıldı. Altılı masa, seçim güvenliği açısından beraber hareket edecek.

Seçimi dörde ayırırsak; seçim takvimi başlamadan önceki bölüm, seçim takvimi dahilinde olan bölüm, seçim günü ve itirazlar süreci… Biz şu anda seçim takvimimin başlamadığı dönemdeyiz. Ama esas hazırlığın yapılması gerektiği dönemdeyiz.

Seçime güvenli bir ortamda gidiliyor olması da önemli. Siyaset ikliminin güvenli, vatandaşın sandığa gitmesini teşvik edici bir ortamda olması kıymetli. Biz SADAT’ın önüne niye gittik, arkadaşlar? Türkiye’de bu konuda ciddi şüpheler var. Bu şüpheler dile getirilmeye devam ediyor. Paramiliter yapıların, mafyatik yapıların, iktidar ile bir şekilde bağlantılı yapıların, seçimi manipüle edeceklerine dair ya da seçime dönük, seçim sürecinde bazı faaliyetler içine gireceklerine dair konular seçmen arasında sıklıkla konuşuluyor. CHP’nin SADAT’a gidip, bu konuları açıklığa kavuşturma çabasını bu çerçevede görmek lazım. Önümüzdeki dönemde bu tür duyumlar arttıkça, ortaya çıktıkça; CHP’nin sadece seçim günü sandıkların başında, partili arkadaşlarımızın bulunmasının ötesinde seçime güvenli bir iklimde gidilmesini sağlamak gibi bir yükümlülüğü de var. Biz, altılı masa olarak; bu çalışmaları yapıyoruz. Daha iyi bir noktaya götüreceğiz. Geçmişte yaşamış olduklarımızdan çıkardığımız dersler var. Önümüzdeki süreci daha iyi bir noktaya götürmek için, geçmişten çıkarmış olduğumuz dersler ile beraber daha güçlü bir şekilde bu seçimi kazanacağımızı düşünüyoruz. Ağırlığımızı oy almak konusunda, daha düşük seviyelerde bulunduğumuz ilçelere, mahallelere… Bundan sonraki süreci, bütün parti örgütüyle beraber yürüteceğimize şüphem yok. Vatandaşlarımızın rahatlıkla sandığa gelebileceği bir ortam yaratacağız. Onların oylarıyla, açık ara farkla biz 13. Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz. CHP’nin, Millet İttifakı ortaklarının da parlamentoda çoğunluğu sağlayacak bir noktada göreceğiz. Türkiye bir değişim sürecine girdi. Bu sürecin taçlanacağı seçimi de biz bu son seçimlerde yaşayacağız.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.