deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler casinorulet.com casino siteleri deneme bonusu veren siteler

Fenerbahçe - Galatasaray derbisi sonrası yazarlar neler söyledi

24.02.2020 - 13:41, Güncelleme: 24.02.2020 - 13:41
 

Fenerbahçe - Galatasaray derbisi sonrası yazarlar neler söyledi

Kadıköy'deki galibiyet hasretine son veren sarı-kırmızılı ekip ligde oynadığı son 7 karşılaşmanın tamamını kazanmış oldu. Maçın ardından spor yazarları da karşılaşmayı değerlendirdi.
Süper Lig'in 23'üncü haftasının en kritik mücadelesinde Galatasaray, 20 yıl sonra tarih yazarak Fenerbahçe'yi deplasmanda devirdi. Galatasaray'a galibiyeti getiren golleri Donk, Falcao ve Onyekuru kaydederken; Fenerbahçe'nin tek golü ise penaltı atışıyla Max Kruse'un ayağından geldi. İşte yazarlarının derbi değerlendirmesi MEHMET ŞEHİRLİ Ersun Yanal Fenerbahçe’nin olmazsa olmazı derbide öyle bir kadro çıkarttı ki evlere şenlik. Kardeşim Tolga nereden çıktı? Senin elinde Zajc ve Mehmet Ekici gibi daha hazır isimler var. Üstelik Hasan Ali Kaldırım da tam hazır değil! Bu takımı sen yapmadın mı? Kaç tane stoper aldırdın hiç birini oynatmadın. Devşirme stoperlerde bu güne kadar geldin.  Fenerbahçe’nin bugüne kadar aldığı sonuçlar hep senin eserin olan devşirme oyuncuların yüzünden. Alanyaspor maçındaki iki penaltı yapan Jailson'u bir sonraki hafta Ankaragücü maçında yine oynattın.  Şimdi bu haftaki kadro senin eserin ve ilk defa senin eserin yüzünden Galatasaray’a yenildik. Şimdi senin yapacağın Fenerbahçe’nin yakasından düşmek. RIDVAN DİLMEN - ARTIK GELECEK SEZON PLANLANMALI Ersun Yanal olsam, Hasan Ali'yi çıkartır, Dirar'ı sola alırım, Deniz Türüç'ü sağa alırım. Hasan Ali sarı görebilirdi, Marcao'nun 3 kez sarı kart göreceği pozisyon var. Fenerbahçe panik halinde oynuyor, Galatasaray ise rahat oynuyor. Fenerbahçe taraftarı sakin olmalı. İlk kez yenilmiyor, son kez de yenilmeyecek. Artık önümüzdeki sezonun planlaması yapılması lazım. Galatasaray ve Trabzonspor 45'er puan yaptı. Muslera, Onyekuru ve Fatih Terim'e saygısızlık yapamam. Ali Bey'in hem yönetim tarzında hem de takımda farklı kararlar alması lazım. Uğur Meleke: Bir hakem atışı manzumesi  Dün ilk 60 dakikada tam 30 faul, 9 sarı kart ve sayısız kavga izledik Kadıköy’de. Futbolcular bir faul rotasyonuna girmişler, adeta sırayla faul yaparak oyun oynanmasına imkan vermiyorlar. Biraz oyun oynansa dahi, muhakkak bir hava topunda ya da taç çizgisi kenarında bir ikili mücadelede bir futbolcu yerde kalıyor. En ufak darbeyle yere düşen can havliyle kıvranıyor, bir türlü kalkmıyor. Yere düşen kalkmayınca, baskı altında kalan hakem oyunu durduruyor. Oyun durunca ne hikmetse yerde kıvranan adam iyileşiyor ve maç yeniden bir ‘hakem atışı’ ile başlıyor.  Galatasaray'ın sol açığı Onyekuru’ysa daha ilk 5 dakikada 2 gol pozisyonuna girdi. Penaltıyı yaptırdı. Zaferi getiren golü de o hak etmişti, o attı. Maçı tam 6 şutla tamamladı. 21 yıl önce Galatasaray’ın Kadıköy’de kazandığı maçta Hasan’ın yarattığı farkı, dün Onyekuru yarattı. Yanal aylardır ısrarla klasik orta saha oyuncularını çizgi hücumcusu olarak kullanıyor. Bu anlamsız sabit fikirliliğinin bedeli, işini kaybetmesi olacak sanırım. (adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({}); İlker Yasin: Yanal, Terim'in asistanı  Türk futbol tarihini yazmış iki büyük kulübün büyüttüğü nefret Türkiye’nin büyük resmi değil mi? Kaçırdığı gol pozisyonlarıyla skoru farka götürecek Onyekuru yarattığı penaltı ve attığı final golüyle maçı G.Saray’a getiren birinci adam oldu. Terim ve G.Saray kazanmayı sonuna kadar hak etti. Konsantrasyon futbolcuların psikolojik açıdan rahat ve huzurlu olmasının ürünüdür. Zorlama konsantrasyon olmaz. dün Kadıköy’deki derbiye psikolojik açıdan rahat ve huzurla gelen takım G.Saray’dı. Bu maçtan kimse iyi futbol beklemiyordu. İyi sonuç her şeyden önemliydi. İyi sonuç iki taraf için de galibiyet demekti. G.Saray için beraberlik de iyi sonuç kabul edilebilirdi. Ama bu oyuncu grubuyla Fenerbahçe’nin G.Saray’ı yenmesi mümkün değildi. Her şeyin sonu - Ercan Güven (Milliyet)  Yirmi sene sonra Kadıköy’de ezeli rakibine sadece yenilmedi Fenerbahçe, elli bin taraftarı önünde ilk yarısında ezildiği, ikinci yarısında iki gol daha yediği maçla birlikte şampiyonluk iddiasını da kaybetti…Gelecek günler “kayıpların” arasına Ersun Yanal adının da yazılıp yazılmayacağını gösterecektir tabi.Açıkçası bir maça bu kadar felaket fazla!..Ne diyelim; sebep olanlar utansın.***Fenerbahçe’nin ne kadar zorlanacağı henüz maçın ilk dakikalarında belli oldu. Derbinin özeti, Galatasaray’a bayram, Fenerbahçe’ye kâbus günleri. Galatasaray daha çok istedi - Osman Şenher (Milliyet)  Kaybedenin çok büyük yara alacağı bir maçtı, Fenerbahçe-Galatasaray derbisi... Deplasmanda oynamasına rağmen sarı-kırmızılılar, bilhassa ilk yarıda Fenerbahçe’den daha çok pozisyona girdiler. Maçın 25. dakikasına kadar Onyekuru ve Falcao yakaladıkları 4 gol pozisyonunu değerlendirebilseler derbi ilk yarıda kopardı.Fenerbahçe sıkıntıda. Bütün futbolcular stres altında da olsalar şampiyonluk yarışından kopmamak için her şeylerini ortaya koydular. Ama bu kadar... Evet kaçırdıkları var, ama tek başına Fenerbahçe defansını hırpalayan futbolcuydu. Bir penaltı yaptırdı, bir de gol attı. (adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({}); 20 yıl sonra 2020... - Şansal Büyüka (Milliyet)  Fenerbahçe’nin bu kadar “çaresiz“ kaldığı, Galatasaray’ın bu kadar “baskın“ başladığı bir “Kadıköy derbisi”ni çok uzun yıllardır görmedim, hatırlamıyorum… 4-1-4-1, yok 4-4-2, falan filan, hepsi yalan dolan… Galatasaray kelimenin tam anlamıyla “baskın basanındır“ sistemiyle başladı…Öyle başladı ki, ilk atakta Onyekuru ile Falcao topun bir adım gerisinde kalmasa, hemen sonrasında Onyekuru kaleci Altay ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu dışarı atmasa henüz 4. dakikada Galatasaray oyunu 2-0 yapardı… Abartısız görüntü bu…  Aslında bir maçı değil, bir maçtan çok ama çok daha fazlasını kaybetti… “Kadıköy’de 20 yıldır Galatasaray bizi yenemiyor” diye haklı bir böbürlenmesi vardı, sadece maçı değil, bu böbürlenmeyi de, eşi- benzeri bulunmaz bir zenginliğini de kaybetti... Bir kavuk devrildi - Attila Gökçe (Milliyet)  Günlerdir tartışılan, yüze yakın senaryo ile maç öncesi tahminlere sığdırılamayan büyük derbimiz, nihayet 20 yıllık kavuğun devrilmesiyle bitti. Sarı-kırmızı kartların havada uçuştuğu, penaltıların ve Onyekuru’nun sonucu oluşturduğu, unutulmaz bir derbi izledik. Çabuk ve gösterişli pozisyonlarla perdeyi açtı Galatasaray. Onyekuru, konuk takımın ilk ve son gösteri elemanı olarak Altay’ın kalesine şutunu savurdu, olmadı. Ama son golü atarak Kadıköy’de son sözü söyleyen oydu. Oyuna iyi başlayan, önde basan, çabuk ve etkili paslarla golü arayan taraf Galatasaray’dı. Buna karşılık Fenerbahçe tatlı-sert itip kakmalarla rakibinin oyununu bozmaya çalıştı. Gerginleşen oyunu Meler sarı kartlarla, iki tarafın akıllı oyuncuları da dostça müdahalelerle sakinleştirdiler.Anlaşılan o ki Kadıköy’ün efendisi Fenerbahçe, 20 yıldan beri elinde bulundurduğu “invictus-yenilemez” unvanının baskısını üzerinde hissetmeye başlamış... Belki de o nedenle ev sahibi Fenerbahçe tutuk oynuyordu…Belhanda ve Deniz Türüç’e gösterilen kırmızılar da doğru. Biraz efendi olmaları gerekmez mi? Terim’e gösterilen sarı kart için yorum yok.Şimdi son söze gelelim: Heyecan, mücadele, itiş-kakış, bol faul, bol sarı kart, bol gol, kırmızı kartlar tamam da… Oynanan oyunda zarafet, taktiklerde maharet, davranışlarda asalet yoktu. Skor tabelasına diyeceğimiz yok. Oyunun gerçeği de orada yazılı zaten! Fatih Terim’in planı tuttu Ersun Yanal’ınki çöp oldu - Mehmet Demirkol (Fanatik)  Terim’e ‘Fenerbahçe’de kim oynamasın?’ diye sorsanız herhalde Gustavo derdi. Yerine kim oynasın diye sorsanız ‘Tolgay derim ama olmayacak duaya da amin demeyelim’ diye yanıtlardı. Yanal’ın tercihi neye dayanarak verdiğini tahmin ediyorum. Tolgay’ın bir kez yapabildiği terse pası istedi. Hani 50’de Jailson’un kafayla hiçbir yere indiremediği pası. Bunun için orta sahayı Lemina’sız Galatasaray’a tamamen vermeyi göze aldı. Ve sonuç: Fenerbahçe uzatmalarda Ekici’nin şutuyla tek bir pozisyon buldu. Onyekuru tek başına maçın ilk dakikasından son dakikasına kadar 6 net pozisyona girdi. Terim’in takımı 20 yıllık tılsımın etkisinde kalmasa-ki bu duygu penaltı golüyle ve Onyekuru’nun kaçırdıklarıyla alevlendi- bu galibiyet sadece 20 yıllık sıkıntıyı bitirmekle kalmaz, 6-0’ın izlerini de silebilirdi! Terim’in planı kağıt üzerinde riskliydi ama daha büyük bir zaferin eşeğinden döndü. Yanal’ın planı ise 1. dakikada çöp oldu...Gecenin sorusuMeler iyi hakem olabilir. Yetenek var. Neden olmamayı seçiyor? Jailson ve Serdar’ı hızlı oyuncular olduğu için tercih ediyorum diyordu. Orta sahayı doğru kuramazsanız pası kesemezseniz hız yetmezmiş, değil mi? Onyekuru planı kırdı.Maçın starıOnyekuru akınları sonlandıramadı. Ancak yine de 90+’da attığı gole bu ödüle layık görebiliriz. Bu kadar kaçırdıktan sonra o son saniyede o çalımı atabilmek önemli. ‘Bütün bir yarı yıl oynamadan Onyekuru mu kurtaracak Galatasaray’ı? ’ sorusunu sordum. Ancak oyunu zorlayan o oldu.Maçın olayıFenerbahçe çok uzun süredir evinde diğer büyüklere özellikle de Galatasaray’a 20 yıldır yenilmemekle anlatıyordu. Prangadan kurtulmak gerçek hayata dönmek için orta vadede hayırlı olacak. Yanal’ın 2014’deki şahane şampiyonluğunun olağanüstü başarı olmadığı ortaya çıktı.Kısa mesajSezon öncesinden bu yana ‘kim şampiyon olur’ sorusuna hep ‘Trabzonspor’ cevabını veriyorum. Artık ‘belli olmaz’ diyeceğim. (adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({}); 1 Yanlış 3 Doğru - Ali Ece (Fanatik)  Fatih Terim’in Isla-Jailson arasına hücumcu kaçırma planı tam isabetti: Galatasaray bayağı iyi bir ilk yarı oynadı. Yanal’ın ise stoperde rakipler için adeta madene dönüşen Jailson’da ısrar edip bir de hücum pres yapılmayacaksa sol önde Tolga ile başlaması yanlıştı. Aslında Galatasaray son 20 yılda Kadıköy’de daha iyi ilk 45’ler bile oynayıp kazanamamıştı, bu sefer de ilk golü yedi ama Yanal’ın 0-0 kadar 1-0’ı da nasıl oynatacağına dair bir planı yok gibiydi, Tolgay tercihi büyük hata oldu. Yanal’ın maç öncesi söylediği “11’e takılmayın burası Kadıköy” sözü üzerine bir de kırmızı kartla atılması manidar oldu. Fenerbahçe taraftarı Yanal’ı çok sevdiği için değil son şampiyonluğu getiren futbolunu sevdiği için geri çağırmıştı. Fenerbahçe ‘o futbol’u en fazla 3 maçta oynayabildi. O yüzden istifaya çağrılması çok doğal. Galatasaray’da neredeyse her şeyi başarmış olan Terim, tansiyonu hep Galatasaray lehine ayarladı ve 21. yüzyılda Kadıköy’deki ilk galibiyeti almayı başardı.Gecenin sorusuSürekli aynı şeyi deneyip farklı sonuç almaya çalışmaya ne denir? Ersun Yanal’ın sadece Fenerbahçe kariyerinde değil, Türkiye’de büyük takımlar kariyerindeki de son maçı mı oldu şimdi?Maçın starıOnyekuru bir 10 dakika kadar Diaby’e bağlasa da bir şekilde hızı ve golü iyi koklaması ile derbi tarihine damga vuran isim oldu. Ömer Bayram, Donk ve Seri de ekstra oynadılar.Maçın olayıFatih Terim’in ikinci sarıyı görüp atılmasın diye oyundan almaya çalıştığı Belhanda’nın bir şekilde çıkarken bile kırmızıyı görmeyi başarması. Galatasaray o andan sonra galibiyeti koruyamasaydı, Belhanda çok daha büyük olay olurdu.Kısa mesajKadıköy’de yıllar sonra gelen galibiyet Galatasaray’ın şampiyonluk şansını fazlasıyla arttırdı. Fenerbahçe’de teknik direktörün değişmesi yetmez, yeni sezona mutlaka iyi seviyede bir yeni stoper, bir alternatif sol bek ve kenar forvet takviyeleriyle başlamalı. Penaltılar hatalı - Deniz Çoban (Fanatik)  Bu maç bir kez daha gösterdi ki maalesef ligimizde bu derbiyi yönetecek ve oyunculara kendisini kabul ettirebilecek sadece iki hakemimiz var. Biri Aydınus, diğer Çakır. Bu maçta da gördük ki kart göstererek kontrol sağlanmıyor ve sizi sahadaki oyuncular kabul etmiyor. Meler maç boyu çaldığı ve çalmadığı düdüklerle, gösterdiği ve göstermediği kartlarla maçı bir birine karıştırdı. Hakemi eleştirecek birçok pozisyon var. Gösterilmeyen sarı ve kırmızı kartları burada tek tek yazmaya kalksak yerimiz yetmez.Bariz gol şansıydıOyuncular itiraz ederken neredeyse hakemi tartaklayacaklardı ama hakem tamamına tepkisiz kaldı. Fenerbahçe lehine verilen penaltıda Galatasaraylı oyuncu topa hamle yaparken çok tedbirli davranıyor. Ayaklarını dizden büküyor ve hedefinde top var. Pozisyonu devam ettirmek ve penaltı vermemek daha doğru olurdu. 68. dakikada Donk, Deniz’i düşürdü, sarı gördü. Müdahalesi sınırda ve kırmızı karta yakındı. Ancak pozisyonda farklı bir durum da var. Donk Deniz’i düşürmemiş olsa, Deniz kaleciyle karşı karşıya kalacaktı. Bu pozisyonda Donk kırmızı kart görmeliydi. Bu pozisyon bariz gol şansıydı.Yönetim eksikliği vardıGalatasaray lehine verilen penaltıda da Jailson topla oynuyor. Kayarak geliyor ve amacına ulaşıyor. Penaltı verilmemesi gerekirdi. Belhanda ve Deniz’in atıldığı pozisyon tamamen yönetim eksikliği. Böylesi gergin bir ortamda oyunculara bu fırsatı vermemek gerekir. Sahadan çıkmış oyuncunun tekrar sahaya alınması, giren oyuncunun sahadan çıkartılması hakemin kontrolü ne kadar kaybettiğini gösterdi. Böylesi karışık pozisyonların olduğu ve kontrolün kaybolduğu maçta Ersun Yanal’ın atılması ise fazla titiz bir tutum oldu. (adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({}); Taktik rezalet Onyekuru’yu yıldız yaptı - Ömer Üründül (Sabah)  Fenerbahçe kendi sahasında coşkulu seyircisi önünde hem defansif hem ofansif açıdan tahmin edilmeyecek kadar çok kötü bir 90 dakika sergiledi.Daha ilk 8 dakikada biri yüzde yüzlük üç gol pozisyonu verildi. İlk yarıda oyun sürekli rakibin kontrolündeydi. Bu kötü tabloda bir bonus geldi. İlk pozisyon girişiminde penaltı kazanıldı ve skor avantajı elde edildi. Bunun moraline rağmen Fenerbahçe kıpırdamıyor, Galatasaray oyunu domine ediyordu. Nitekim beraberliği buldular.İkinci yarıda Fenerbahçe biraz kıpırdadı ama hücum girişimlerinde üretkenlik sıfırdı. Bu arada esas üstünde durulması gereken felaket tablosu takım savunması idi. Ersun Yanal geçen haftadan ders almamış. Günümüz futbolunda defans bloğu çizgi halinde kalıp, arkasında genişlik bırakırsa rakipler çok kolay pozisyon bulur. Ankaragücü geçen hafta burada rekora ulaştı. Dün gece de bu taktik rezalet, tam olarak hazır olmayan Onyekuru'yu gecenin yıldızı yaptığı gibi Galatasaray'a da 21 sene sonra galibiyeti getirdi. Galatasaray'ın, önemli ofansif bekleri Mariano ve Saracchi'nin hiçbir kanat organizasyonu yapmamasına rağmen sadece defans arkasına atılan toplarla pozisyonlar bulması gerçekten günümüz futboluna tam zıt kutup teşkil eden durumdu.Fenerbahçe niye 90 dakika bırakın kötü oynamayı bir net pozisyon dahi bulamadı? Oyunu yönlendirme özelliği olmayan Ozan yanında fizik olarak hiç hazır olmayan, büyük maç eksikiği bulunan Tolgay. Ve de esas görev yeri gizli santrfor olan Kruse ile oluşan orta sahayla organize olabilmek mümkün mü? Muriqi'teki düşüş devam etti. Sonuçta da Fenerbahçe lige havlu attı.Galatasaray artık şampiyonluğun en güçlü adaylarından bir tanesi. Onyekuru gecenin adamıydı ama çok görünmese de ben en çok Seri'yi beğendim. Onyekuru’nun zaferi - Levent Tüzemen (Sabah)  Kadıköy'de 20 yıl sonra Fenerbahçe yenilgisini görmek başkan Ali Koç'a nasip oldu. Uzun yıllardır Kadıköy'deki derbilere tanık oldum. Fenerbahçe bazı maçları farklı kazandı. Galatasaray, oyunun bazı bölümlerini iyi oynadığı derbileri skor olarak öne geçse de kazanamadı. Ben ilk kez Kadıköy'de Galatasaray'ın Fenerbahçe'ye oyun ve pozisyon olarak ezici bir üstünlük kurduğunu gördüm. Özellikle ilk 45'te Galatasaray penaltıdan golü yemesine rağmen 20. dakikaya kadar farklı skorla öne geçebilecek pozisyonları Onyekuru, Ömer Bayram ve Falcao ile harcadı. Fenerbahçe'de ciddi bir ürkeklik ve güvensizlik hakimdi. Çünkü Galatasaray'ın iyi oyunu Fenerbahçeli futbolcuların zihinsel olarak rahat oynamalarını engellediği gibi fazlasıyla sinirlenmelerine yol açtı.Terim'in Saracchi-Falcao ikilisini sahaya sürmesi ne kadar sürpriz ise Belhanda'yı Lemina'nın yokluğunda tercih etmesi çok şaşırtıcıydı. Çünkü Belhanda pimi çekilmiş bombaya benziyordu ve derbide Galatasaray adına risk taşıyordu. Bu düşüncemde yanılmadım. Galatasaray tarihi bir sonuca imza atıp 20 yıl sonra Kadıköy'de kazanacak golü bulduğunda Belhanda'nın Deniz Türüç'e tokat atıp kırmızı kart görmesi asla güvenilmeyecek bir oyuncu olduğunu ve takımını her an yolda bırakbileceğini bir daha kanıtladı.Galatasaray'da Donk, Muslera, Feghouli iyi oynadılar ama takımına penaltıyı kazandıran Onyekuru inanılmaz goller kaçırmasına rağmen sonunda Altay'ı geçti ve gecenin yıldızı oldu.Galatasaray bu galibiyetle Fenerbahçe'yi kaosun içine iterken şampiyonluk konusunda umutlarını yeşertti. Fatih Terim taktiksel anlamda takımını doğru dizayn etti, rakibe geniş alan vermedi ama başta Henry Onyekuru ile Fenerbahçe kalesinde inanılmaz pozisyonlar yakaladı. Meler için ‘Asla kötü’ diyemem! - Ahmet Çakar (Sabah)  Neredeyse çeyrek asır olmuştu ki Galatasaray'ın Kadıköy'de galibiyeti yoktu. Ama dün gece G.Saray, kötü oynayan Fenerbahçe karşısında müthiş ve haklı bir galibiyet aldı. Kimsenin söyleyecek hiçbir şeyi yok. Hakemmiş, şuymuş buymuş, hiçbir şey söylenemez. İlk dakikadan son dakikaya kadar Galatasaray sahada istediklerini yaptı. Üstelik ilk golü F.Bahçe attı. Tartışılabilir bir penaltı verildi. Vedat Muriqi'e yapılan ilk hareket topaydı ama sonra rakibe gibiydi. Tartışılır ama sonuç olarak hakem verdiyse penaltıdır.F.Bahçe öne geçti ama oyunun ilk yarısında oynayan sadece G.Saray. İkinci yarıda bir duran top ve Donk'un kafasıyla gelen beraberlik golü. İkinci yarı yine bütün kozlar, bütün inisiyatif G.Saray'daydı. İstedikleri her şeyi yaptılar. İyi kapandılar, çabuk çıktılar. İşte bunlardan birinde de sahanın en iyilerinden biri Onyekuru, soldan rakibi bire bir yakaladı ve Jailson, bu sene sürekli penaltı yaptıran, hata yapan, orta sahadan stoperliğe yamanmış bir oyuncu. Onyekuru'ya penaltıyı yaptırdı. Falcao da tarihin yazıldığı o son 15 dakikada G.Saray'ı öne geçiren golü attı.GENEL KURULA GİDECEKTİR...Herkes 'acaba' diyordu. Ne de olsa 'Yusuf Fahir Baba, mistik devinin çeyrek asra yakın gelenek devam edecek miydi' derken, son dakikada bir Afrikalı yine sahaya çıktı. Adı Onyekuru... Belki de F.Bahçe ile G.Saray arasındaki o anlaşılmaz geleneği bitiren adam. 60 metre top sürdü, kaleci Altay'ı geçti ve her şeyi bitirdi. Bundan sonra F.Bahçe'yi çok ama çok zor günler bekliyor. Belki de siz bu satırları okurken Ersun Yanal görevden uzaklaştırılmış ya da istifa etmiş olacak. Ve yine siz bu satırları okurken belki de Ali Koç genel kurul kararı alacak. Ama dün gecenin özeti şu; G.Saray şampiyonluğa diğer 3-4 rakibi kadar ortak, ama maalesef F.Bahçe için şampiyonluk çok büyük sürpriz olmazsa dün gece bitti. Sonuç olarak hakeme kötü diyemem hatta pozitif şeyler yaptı. F.Bahçe'nin lehine verilen penaltıyı tartışırım ama Jalison'un Onyekuru'ya yaptığı penaltıyı hiç tartışmam çok net. Olacağı buydu - Erman Toroğlu (Sabah)  Maçın yorumunu yapacağım; yok 4-4-2, yok 4-4-3, yok alan savunması, yok adam adama, hiçbirini size yazmayacağım. Size tek bir cümle yazacağım. Maçın analizi bu!90 dakikada Muslera'yı yatarken kaç kere gördünüz? Bir kere, o da Ekici'nin şutunda… Ondan sonra Muslera'yı yerde gördünüz mü? Hayır… Bu şu demek; Fenerbahçe'nin zavallı futbolu, Galatasaray'ın mücadelesi. Maçın etkili adamı Onyekuru, biraz daha güçlü olsa maç 6-1, 7-1 biterdi. Peki Fenerbahçe buraya nereden geldi? Ali Koç-Ersun Yanal ikilisiyle geldi. Her maçtan sonra TFF Başkanı'nı arayıp, hakemleri kötüleyip, seyirciye yağ çekip, rakiplerini aşağılayıp, kendi futbolcusu ile ilgili hiçbir şey yapmayan teknik direktörünün arkasına saklanırsan olacağı buydu.Ali Koç, çok büyük bir primle geldi. Ama yokuş aşağı gitmeye başladı bütün hızıyla.Bir kulüp yönetimi nerede hata yaptığını, neden yaptığını aynaya bakıp sorgulamazsa sonucu böyle olur. Bugün Fenerbahçe seyircisi, "Kardeşim biz Aziz Yıldırım'dan hakikaten çok çektik. Ama bugün Ali Koç'u gördükten sonra Aziz Yıldırım'ı arıyoruz" diyor.Bakınız şu ana kadar maçın taktiği, tekniği ile ilgili konuşmadım. Çünkü bu maçın tekniği taktiği olmaz. Bu tip maçlarda futbolcu sahaya yüreğini koyar. Ama siz hep hakemden, federasyondan şikâyet ederseniz ve hiçbir şey oynamayan futbolcularınızı, bir şey yapmayan teknik direktörünüzü korursanız düşeceğiniz şekil bu.G.Saray aman aman mı oynadı? Hayır. 11 kişi beraber oynadılar. Birbirlerine yardım ettiler. Hata yapmadılar mı? Yaptılar. Ama her hata yapan arkadaşının hatasını kapattı. Hakem ufak tefek hatalarına rağmen bu kadar art niyetli futbolcuların olduğu bir sahada bence mükemmele yakın bir maç yönetti. Neden biliyor musunuz? O eyyamcı, kaşar hakemlere alıştığımız için futbolcular da bunlara alıştıkları için bu tarz hakemler onlara ters gelirler. Dün akşamki hakem idaresi bence inşallah bir devrin bitmesi, yeni bir devrin başlaması olur. (adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({}); Milat günü! - Gürcan Bilgiç (Sabah)  Derbinin anlamını hisseden takım olarak Galatasaray'ı gördük ilk 45'te. Sadece oyunu ele geçirmediler, pozisyon ve "akıl" üstünlüğünü de aldılar. 50 bin taraftarının önünde Fenerbahçe "çaresizliğine" çare aramanın peşine düştü. Tam bir hayal kırıklığı vardı. İki takım da eksikleri doğrultusunda yeniden yapılandılar. Belhanda sürpriz bir karar olsa da, Lemina'nın eksikliğinde, oyunu yönetme görevindeydi. Fatih hoca, baskı altında en doğru kararı alabilecek hamlesi olarak seçti O'nu. Emre ve Gustavo yokken, F.Bahçe'nin bu şansı da kalmadı. Oyun aklı olabilecek Ozan'ın yanına Tolgay seçimi bu yüzden aslında. İkisini toplasanız, eksiklerden biri bile olamadı. Devrenin berabere bitmesi 21 yıllık "Kadıköy Büyüsü"ydü belki de. İkinci 45'te "dengenin" sahaya dönmesindeki ilk önemli etken, G.Saray'ın tempodan uzaklaşıp, fizik olarak maçı zorlayamaması oldu. Kendi sahalarında kaldılar, beklemeye geçtiler. İkinci etken de Hakem Halil Umut Meler'di elbette. İkili mücadelelerdeki yetersizliği o kadar barizdi ki, iki takım oyuncuları da topa girerken üç kere düşündüler.Sonrasındaki gelişmeler kaosun içinden birer birer çıktı. Topa yapılan hamleyi penaltı olarak değerlendiren hakemin, itişmelerden iki kırmızı kart çıkarttığını da gördük. Son haftaların "nasıl yapsak?" endişesinin, "ilk fırsatı" beklediğini Meler yönetiminde şekillendiğini de gördük. Sonrası… Bir dönem bitti artık. Yapılacak espri de kalmadı, gururlanacak 20 yıl da. F.Bahçe miladını yeniden başlatmak, yaralarını onarmak zorunda. Bu maça iyi hazırlanmış, rakibi daha iyi analiz etmiş ve planla sahaya gelmiş bir Galatasaray vardı. Buna sadece mücadelesi ile karşılık verebildi Fenerbahçe. 2002'de Florya'ya 6-0'lık yenilginin hüznü ile dönen Fatih Terim, bu kez "geleneği bitiren" unvanına sahip. Kariyerindeki tek eksiği de tamamladı. ZEKİ UZUNDURUKAN - JailSON İlk yarıda 2 duran toptan karşılıklı atılan birer gol dışında gerginlik maç boyunca üst düzeydeydi. Hakem Halil Umut Meler, pozisyonlara çok yakındı, hatta bütün pozisyonların içindeydi. Belki de futbolculardan daha çok koşmuştur derbide. Çıkardığı kartlar da doğruydu; Verdiği penaltı kararları da... Maçta daha çok net pozisyona giren takım Galatasaray'dı. Maçın başında yakaladığı bir pozisyon var ki Onyekuru'nun... Kaçırmak daha zordu, bunu başardı Onyekuru. Sonraki dakikalarda yine karşı karşıya iki pozisyon daha yakaladı Onyekuru. Birinde ağlara gitmekte olan vuruşu, Ozan Tufan çizgiden çıkardı; diğerinde ise Altay başarılıydı. Ama 90+7'de Onyekuru, farkı getirdi. GÜRKAN KUBİLAY - OYUN BİTTİ Maç başı kadroları, G.Saray'ın atıcı, F.Bahçe'nin tutucu bir takımla çıktığını gösteriyordu. Fatih Terim, F.Bayçe'ye, A.Gücü taktiği uygulamak istiyordu ve nitekim ilk 4 dakikada savunma arkasına üç defa çok tehlikeli bir şekilde kaçtılar. G.Saray önde basarak F.Bahçe'nin topla çıkışına engel olup, top kaybına zorladı. İyi oynayan G.Saray'dı ama iyi bir verkaç ile golü penaltıdan bulan F.Bahçe oldu. G.Saray hızı sayesinde bol bol faul buldu. Tehlikeleri de, kısa takım olmasına rağmen duran toplardandı. EMRE BOL - SEBEBİ YANAL Bu sütunlardan neredeyse her hafta Ersun Yanal'a sorular sordum. Sorularım haklı, cevaplar hep saçmaydı! Bugünkü sorum Tolgay Arslan'ın hangi performansıyla Galatasaray karşısında ilk 11'de olduğuyla ilgili! Tolgay sezon başından bu yana Süper Lig maçlarında sadece 30 dakika görev yapmış. Türkiye Kupası maçlarındaysa hep sahanın en kötü oyuncularından biriydi. Zira varlığıyla yokluğu belli değildi. Hakem demişken; Onyekuru'nun penaltı pozisyonunda kararını verdi, VAR'a bile gitmedi. Penaltıyla uzaktana yakından alakası yok. F.Bahçe'nin kötü oyunu bir yana, hakem Meler de rezaletti. Hiçbir şekilde bu mağlubiyeti hakeme bağlamıyorum. Tek sorumlu Ersun Yanal'dır! Ferit SEÇKİN / İçerik Editörü ferit@sakinca.com @ferit_seckin (adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Kadıköy'deki galibiyet hasretine son veren sarı-kırmızılı ekip ligde oynadığı son 7 karşılaşmanın tamamını kazanmış oldu. Maçın ardından spor yazarları da karşılaşmayı değerlendirdi.

Süper Lig'in 23'üncü haftasının en kritik mücadelesinde Galatasaray, 20 yıl sonra tarih yazarak Fenerbahçe'yi deplasmanda devirdi. Galatasaray'a galibiyeti getiren golleri Donk, Falcao ve Onyekuru kaydederken; Fenerbahçe'nin tek golü ise penaltı atışıyla Max Kruse'un ayağından geldi. İşte yazarlarının derbi değerlendirmesi

MEHMET ŞEHİRLİ

Ersun Yanal Fenerbahçe’nin olmazsa olmazı derbide öyle bir kadro çıkarttı ki evlere şenlik. Kardeşim Tolga nereden çıktı? Senin elinde Zajc ve Mehmet Ekici gibi daha hazır isimler var. Üstelik Hasan Ali Kaldırım da tam hazır değil! Bu takımı sen yapmadın mı? Kaç tane stoper aldırdın hiç birini oynatmadın. Devşirme stoperlerde bu güne kadar geldin. 
Fenerbahçe’nin bugüne kadar aldığı sonuçlar hep senin eserin olan devşirme oyuncuların yüzünden. Alanyaspor maçındaki iki penaltı yapan Jailson'u bir sonraki hafta Ankaragücü maçında yine oynattın. 
Şimdi bu haftaki kadro senin eserin ve ilk defa senin eserin yüzünden Galatasaray’a yenildik. Şimdi senin yapacağın Fenerbahçe’nin yakasından düşmek.

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--79815-b7234cc960273e93cd38.jpg" style="height:316px; width:475px" />

RIDVAN DİLMEN - ARTIK GELECEK SEZON PLANLANMALI

Ersun Yanal olsam, Hasan Ali'yi çıkartır, Dirar'ı sola alırım, Deniz Türüç'ü sağa alırım. Hasan Ali sarı görebilirdi, Marcao'nun 3 kez sarı kart göreceği pozisyon var. Fenerbahçe panik halinde oynuyor, Galatasaray ise rahat oynuyor. Fenerbahçe taraftarı sakin olmalı. İlk kez yenilmiyor, son kez de yenilmeyecek. Artık önümüzdeki sezonun planlaması yapılması lazım. Galatasaray ve Trabzonspor 45'er puan yaptı. Muslera, Onyekuru ve Fatih Terim'e saygısızlık yapamam. Ali Bey'in hem yönetim tarzında hem de takımda farklı kararlar alması lazım.

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--385873-52d954a6ebc62d6beca7.jpg" style="height:358px; width:475px" />

Uğur Meleke: Bir hakem atışı manzumesi 

Dün ilk 60 dakikada tam 30 faul, 9 sarı kart ve sayısız kavga izledik Kadıköy’de. Futbolcular bir faul rotasyonuna girmişler, adeta sırayla faul yaparak oyun oynanmasına imkan vermiyorlar. Biraz oyun oynansa dahi, muhakkak bir hava topunda ya da taç çizgisi kenarında bir ikili mücadelede bir futbolcu yerde kalıyor. En ufak darbeyle yere düşen can havliyle kıvranıyor, bir türlü kalkmıyor. Yere düşen kalkmayınca, baskı altında kalan hakem oyunu durduruyor. Oyun durunca ne hikmetse yerde kıvranan adam iyileşiyor ve maç yeniden bir ‘hakem atışı’ ile başlıyor.  Galatasaray'ın sol açığı Onyekuru’ysa daha ilk 5 dakikada 2 gol pozisyonuna girdi. Penaltıyı yaptırdı. Zaferi getiren golü de o hak etmişti, o attı. Maçı tam 6 şutla tamamladı. 21 yıl önce Galatasaray’ın Kadıköy’de kazandığı maçta Hasan’ın yarattığı farkı, dün Onyekuru yarattı. Yanal aylardır ısrarla klasik orta saha oyuncularını çizgi hücumcusu olarak kullanıyor. Bu anlamsız sabit fikirliliğinin bedeli, işini kaybetmesi olacak sanırım.

İlker Yasin: Yanal, Terim'in asistanı 

Türk futbol tarihini yazmış iki büyük kulübün büyüttüğü nefret Türkiye’nin büyük resmi değil mi? Kaçırdığı gol pozisyonlarıyla skoru farka götürecek Onyekuru yarattığı penaltı ve attığı final golüyle maçı G.Saray’a getiren birinci adam oldu. Terim ve G.Saray kazanmayı sonuna kadar hak etti. Konsantrasyon futbolcuların psikolojik açıdan rahat ve huzurlu olmasının ürünüdür. Zorlama konsantrasyon olmaz. dün Kadıköy’deki derbiye psikolojik açıdan rahat ve huzurla gelen takım G.Saray’dı. Bu maçtan kimse iyi futbol beklemiyordu. İyi sonuç her şeyden önemliydi. İyi sonuç iki taraf için de galibiyet demekti. G.Saray için beraberlik de iyi sonuç kabul edilebilirdi. Ama bu oyuncu grubuyla Fenerbahçe’nin G.Saray’ı yenmesi mümkün değildi.

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--856753-b4ab4e2c7bb9615fa626.jpg" style="height:316px; width:475px" />

Her şeyin sonu - Ercan Güven (Milliyet) 

Yirmi sene sonra Kadıköy’de ezeli rakibine sadece yenilmedi Fenerbahçe, elli bin taraftarı önünde ilk yarısında ezildiği, ikinci yarısında iki gol daha yediği maçla birlikte şampiyonluk iddiasını da kaybetti…Gelecek günler “kayıpların” arasına Ersun Yanal adının da yazılıp yazılmayacağını gösterecektir tabi.Açıkçası bir maça bu kadar felaket fazla!..Ne diyelim; sebep olanlar utansın.***Fenerbahçe’nin ne kadar zorlanacağı henüz maçın ilk dakikalarında belli oldu. Derbinin özeti, Galatasaray’a bayram, Fenerbahçe’ye kâbus günleri.

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--22760-4a9893fa6e747ffd888b.jpg" style="height:316px; width:475px" />

Galatasaray daha çok istedi - Osman Şenher (Milliyet) 

Kaybedenin çok büyük yara alacağı bir maçtı, Fenerbahçe- Galatasaray derbisi... Deplasmanda oynamasına rağmen sarı-kırmızılılar, bilhassa ilk yarıda Fenerbahçe’den daha çok pozisyona girdiler. Maçın 25. dakikasına kadar Onyekuru ve Falcao yakaladıkları 4 gol pozisyonunu değerlendirebilseler derbi ilk yarıda kopardı.Fenerbahçe sıkıntıda. Bütün futbolcular stres altında da olsalar şampiyonluk yarışından kopmamak için her şeylerini ortaya koydular. Ama bu kadar... Evet kaçırdıkları var, ama tek başına Fenerbahçe defansını hırpalayan futbolcuydu. Bir penaltı yaptırdı, bir de gol attı.

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--242470-0fb79e2d4d9e5e106750.jpg" style="height:308px; width:475px" />

20 yıl sonra 2020... - Şansal Büyüka (Milliyet) 

Fenerbahçe’nin bu kadar “çaresiz“ kaldığı, Galatasaray’ın bu kadar “baskın“ başladığı bir “Kadıköy derbisi”ni çok uzun yıllardır görmedim, hatırlamıyorum… 4-1-4-1, yok 4-4-2, falan filan, hepsi yalan dolan… Galatasaray kelimenin tam anlamıyla “baskın basanındır“ sistemiyle başladı…Öyle başladı ki, ilk atakta Onyekuru ile Falcao topun bir adım gerisinde kalmasa, hemen sonrasında Onyekuru kaleci Altay ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu dışarı atmasa henüz 4. dakikada Galatasaray oyunu 2-0 yapardı… Abartısız görüntü bu…  Aslında bir maçı değil, bir maçtan çok ama çok daha fazlasını kaybetti… “Kadıköy’de 20 yıldır Galatasaray bizi yenemiyor” diye haklı bir böbürlenmesi vardı, sadece maçı değil, bu böbürlenmeyi de, eşi- benzeri bulunmaz bir zenginliğini de kaybetti...

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--242982-5b8587b4f0c7085a2ca7.jpg" style="height:305px; width:475px" />

Bir kavuk devrildi - Attila Gökçe (Milliyet) 

Günlerdir tartışılan, yüze yakın senaryo ile maç öncesi tahminlere sığdırılamayan büyük derbimiz, nihayet 20 yıllık kavuğun devrilmesiyle bitti. Sarı-kırmızı kartların havada uçuştuğu, penaltıların ve Onyekuru’nun sonucu oluşturduğu, unutulmaz bir derbi izledik. Çabuk ve gösterişli pozisyonlarla perdeyi açtı Galatasaray. Onyekuru, konuk takımın ilk ve son gösteri elemanı olarak Altay’ın kalesine şutunu savurdu, olmadı. Ama son golü atarak Kadıköy’de son sözü söyleyen oydu. Oyuna iyi başlayan, önde basan, çabuk ve etkili paslarla golü arayan taraf Galatasaray’dı. Buna karşılık Fenerbahçe tatlı-sert itip kakmalarla rakibinin oyununu bozmaya çalıştı. Gerginleşen oyunu Meler sarı kartlarla, iki tarafın akıllı oyuncuları da dostça müdahalelerle sakinleştirdiler.Anlaşılan o ki Kadıköy’ün efendisi Fenerbahçe, 20 yıldan beri elinde bulundurduğu “invictus-yenilemez” unvanının baskısını üzerinde hissetmeye başlamış... Belki de o nedenle ev sahibi Fenerbahçe tutuk oynuyordu…Belhanda ve Deniz Türüç’e gösterilen kırmızılar da doğru. Biraz efendi olmaları gerekmez mi? Terim’e gösterilen sarı kart için yorum yok.Şimdi son söze gelelim: Heyecan, mücadele, itiş-kakış, bol faul, bol sarı kart, bol gol, kırmızı kartlar tamam da… Oynanan oyunda zarafet, taktiklerde maharet, davranışlarda asalet yoktu. Skor tabelasına diyeceğimiz yok. Oyunun gerçeği de orada yazılı zaten!

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--567903-98d373d4c33ed86ed478.jpg" style="height:322px; width:475px" />

Fatih Terim’in planı tuttu Ersun Yanal’ınki çöp oldu - Mehmet Demirkol (Fanatik) 

Terim’e ‘Fenerbahçe’de kim oynamasın?’ diye sorsanız herhalde Gustavo derdi. Yerine kim oynasın diye sorsanız ‘Tolgay derim ama olmayacak duaya da amin demeyelim’ diye yanıtlardı. Yanal’ın tercihi neye dayanarak verdiğini tahmin ediyorum. Tolgay’ın bir kez yapabildiği terse pası istedi. Hani 50’de Jailson’un kafayla hiçbir yere indiremediği pası. Bunun için orta sahayı Lemina’sız Galatasaray’a tamamen vermeyi göze aldı. Ve sonuç: Fenerbahçe uzatmalarda Ekici’nin şutuyla tek bir pozisyon buldu. Onyekuru tek başına maçın ilk dakikasından son dakikasına kadar 6 net pozisyona girdi. Terim’in takımı 20 yıllık tılsımın etkisinde kalmasa-ki bu duygu penaltı golüyle ve Onyekuru’nun kaçırdıklarıyla alevlendi- bu galibiyet sadece 20 yıllık sıkıntıyı bitirmekle kalmaz, 6-0’ın izlerini de silebilirdi! Terim’in planı kağıt üzerinde riskliydi ama daha büyük bir zaferin eşeğinden döndü. Yanal’ın planı ise 1. dakikada çöp oldu...Gecenin sorusuMeler iyi hakem olabilir. Yetenek var. Neden olmamayı seçiyor? Jailson ve Serdar’ı hızlı oyuncular olduğu için tercih ediyorum diyordu. Orta sahayı doğru kuramazsanız pası kesemezseniz hız yetmezmiş, değil mi? Onyekuru planı kırdı.Maçın starıOnyekuru akınları sonlandıramadı. Ancak yine de 90+’da attığı gole bu ödüle layık görebiliriz. Bu kadar kaçırdıktan sonra o son saniyede o çalımı atabilmek önemli. ‘Bütün bir yarı yıl oynamadan Onyekuru mu kurtaracak Galatasaray’ı? ’ sorusunu sordum. Ancak oyunu zorlayan o oldu.Maçın olayıFenerbahçe çok uzun süredir evinde diğer büyüklere özellikle de Galatasaray’a 20 yıldır yenilmemekle anlatıyordu. Prangadan kurtulmak gerçek hayata dönmek için orta vadede hayırlı olacak. Yanal’ın 2014’deki şahane şampiyonluğunun olağanüstü başarı olmadığı ortaya çıktı.Kısa mesajSezon öncesinden bu yana ‘kim şampiyon olur’ sorusuna hep ‘Trabzonspor’ cevabını veriyorum. Artık ‘belli olmaz’ diyeceğim.

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--6762-6391aef9fd709cc597a0.jpg" style="height:308px; width:475px" />

1 Yanlış 3 Doğru - Ali Ece (Fanatik) 

Fatih Terim’in Isla-Jailson arasına hücumcu kaçırma planı tam isabetti: Galatasaray bayağı iyi bir ilk yarı oynadı. Yanal’ın ise stoperde rakipler için adeta madene dönüşen Jailson’da ısrar edip bir de hücum pres yapılmayacaksa sol önde Tolga ile başlaması yanlıştı. Aslında Galatasaray son 20 yılda Kadıköy’de daha iyi ilk 45’ler bile oynayıp kazanamamıştı, bu sefer de ilk golü yedi ama Yanal’ın 0-0 kadar 1-0’ı da nasıl oynatacağına dair bir planı yok gibiydi, Tolgay tercihi büyük hata oldu. Yanal’ın maç öncesi söylediği “11’e takılmayın burası Kadıköy” sözü üzerine bir de kırmızı kartla atılması manidar oldu. Fenerbahçe taraftarı Yanal’ı çok sevdiği için değil son şampiyonluğu getiren futbolunu sevdiği için geri çağırmıştı. Fenerbahçe ‘o futbol’u en fazla 3 maçta oynayabildi. O yüzden istifaya çağrılması çok doğal. Galatasaray’da neredeyse her şeyi başarmış olan Terim, tansiyonu hep Galatasaray lehine ayarladı ve 21. yüzyılda Kadıköy’deki ilk galibiyeti almayı başardı.Gecenin sorusuSürekli aynı şeyi deneyip farklı sonuç almaya çalışmaya ne denir? Ersun Yanal’ın sadece Fenerbahçe kariyerinde değil, Türkiye’de büyük takımlar kariyerindeki de son maçı mı oldu şimdi?Maçın starıOnyekuru bir 10 dakika kadar Diaby’e bağlasa da bir şekilde hızı ve golü iyi koklaması ile derbi tarihine damga vuran isim oldu. Ömer Bayram, Donk ve Seri de ekstra oynadılar.Maçın olayıFatih Terim’in ikinci sarıyı görüp atılmasın diye oyundan almaya çalıştığı Belhanda’nın bir şekilde çıkarken bile kırmızıyı görmeyi başarması. Galatasaray o andan sonra galibiyeti koruyamasaydı, Belhanda çok daha büyük olay olurdu.Kısa mesajKadıköy’de yıllar sonra gelen galibiyet Galatasaray’ın şampiyonluk şansını fazlasıyla arttırdı. Fenerbahçe’de teknik direktörün değişmesi yetmez, yeni sezona mutlaka iyi seviyede bir yeni stoper, bir alternatif sol bek ve kenar forvet takviyeleriyle başlamalı.

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--848003-a065672e27da80bfe791.jpg" style="height:371px; width:475px" />

Penaltılar hatalı - Deniz Çoban (Fanatik) 

Bu maç bir kez daha gösterdi ki maalesef ligimizde bu derbiyi yönetecek ve oyunculara kendisini kabul ettirebilecek sadece iki hakemimiz var. Biri Aydınus, diğer Çakır. Bu maçta da gördük ki kart göstererek kontrol sağlanmıyor ve sizi sahadaki oyuncular kabul etmiyor. Meler maç boyu çaldığı ve çalmadığı düdüklerle, gösterdiği ve göstermediği kartlarla maçı bir birine karıştırdı. Hakemi eleştirecek birçok pozisyon var. Gösterilmeyen sarı ve kırmızı kartları burada tek tek yazmaya kalksak yerimiz yetmez.Bariz gol şansıydıOyuncular itiraz ederken neredeyse hakemi tartaklayacaklardı ama hakem tamamına tepkisiz kaldı. Fenerbahçe lehine verilen penaltıda Galatasaraylı oyuncu topa hamle yaparken çok tedbirli davranıyor. Ayaklarını dizden büküyor ve hedefinde top var. Pozisyonu devam ettirmek ve penaltı vermemek daha doğru olurdu. 68. dakikada Donk, Deniz’i düşürdü, sarı gördü. Müdahalesi sınırda ve kırmızı karta yakındı. Ancak pozisyonda farklı bir durum da var. Donk Deniz’i düşürmemiş olsa, Deniz kaleciyle karşı karşıya kalacaktı. Bu pozisyonda Donk kırmızı kart görmeliydi. Bu pozisyon bariz gol şansıydı.Yönetim eksikliği vardı Galatasaray lehine verilen penaltıda da Jailson topla oynuyor. Kayarak geliyor ve amacına ulaşıyor. Penaltı verilmemesi gerekirdi. Belhanda ve Deniz’in atıldığı pozisyon tamamen yönetim eksikliği. Böylesi gergin bir ortamda oyunculara bu fırsatı vermemek gerekir. Sahadan çıkmış oyuncunun tekrar sahaya alınması, giren oyuncunun sahadan çıkartılması hakemin kontrolü ne kadar kaybettiğini gösterdi. Böylesi karışık pozisyonların olduğu ve kontrolün kaybolduğu maçta Ersun Yanal’ın atılması ise fazla titiz bir tutum oldu.

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--973042-741827781ecb6b6e1a32.jpg" style="height:351px; width:475px" />

Taktik rezalet Onyekuru’yu yıldız yaptı - Ömer Üründül (Sabah) 

Fenerbahçe kendi sahasında coşkulu seyircisi önünde hem defansif hem ofansif açıdan tahmin edilmeyecek kadar çok kötü bir 90 dakika sergiledi.Daha ilk 8 dakikada biri yüzde yüzlük üç gol pozisyonu verildi. İlk yarıda oyun sürekli rakibin kontrolündeydi. Bu kötü tabloda bir bonus geldi. İlk pozisyon girişiminde penaltı kazanıldı ve skor avantajı elde edildi. Bunun moraline rağmen Fenerbahçe kıpırdamıyor, Galatasaray oyunu domine ediyordu. Nitekim beraberliği buldular.İkinci yarıda Fenerbahçe biraz kıpırdadı ama hücum girişimlerinde üretkenlik sıfırdı. Bu arada esas üstünde durulması gereken felaket tablosu takım savunması idi. Ersun Yanal geçen haftadan ders almamış. Günümüz futbolunda defans bloğu çizgi halinde kalıp, arkasında genişlik bırakırsa rakipler çok kolay pozisyon bulur. Ankaragücü geçen hafta burada rekora ulaştı. Dün gece de bu taktik rezalet, tam olarak hazır olmayan Onyekuru'yu gecenin yıldızı yaptığı gibi Galatasaray'a da 21 sene sonra galibiyeti getirdi. Galatasaray'ın, önemli ofansif bekleri Mariano ve Saracchi'nin hiçbir kanat organizasyonu yapmamasına rağmen sadece defans arkasına atılan toplarla pozisyonlar bulması gerçekten günümüz futboluna tam zıt kutup teşkil eden durumdu.Fenerbahçe niye 90 dakika bırakın kötü oynamayı bir net pozisyon dahi bulamadı? Oyunu yönlendirme özelliği olmayan Ozan yanında fizik olarak hiç hazır olmayan, büyük maç eksikiği bulunan Tolgay. Ve de esas görev yeri gizli santrfor olan Kruse ile oluşan orta sahayla organize olabilmek mümkün mü? Muriqi'teki düşüş devam etti. Sonuçta da Fenerbahçe lige havlu attı. Galatasaray artık şampiyonluğun en güçlü adaylarından bir tanesi. Onyekuru gecenin adamıydı ama çok görünmese de ben en çok Seri'yi beğendim.

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--694487-76a6f1a5ba670efb1069.jpg" style="height:411px; width:475px" />

Onyekuru’nun zaferi - Levent Tüzemen (Sabah) 

Kadıköy'de 20 yıl sonra Fenerbahçe yenilgisini görmek başkan Ali Koç'a nasip oldu. Uzun yıllardır Kadıköy'deki derbilere tanık oldum. Fenerbahçe bazı maçları farklı kazandı. Galatasaray, oyunun bazı bölümlerini iyi oynadığı derbileri skor olarak öne geçse de kazanamadı. Ben ilk kez Kadıköy'de Galatasaray'ın Fenerbahçe'ye oyun ve pozisyon olarak ezici bir üstünlük kurduğunu gördüm. Özellikle ilk 45'te Galatasaray penaltıdan golü yemesine rağmen 20. dakikaya kadar farklı skorla öne geçebilecek pozisyonları Onyekuru, Ömer Bayram ve Falcao ile harcadı. Fenerbahçe'de ciddi bir ürkeklik ve güvensizlik hakimdi. Çünkü Galatasaray'ın iyi oyunu Fenerbahçeli futbolcuların zihinsel olarak rahat oynamalarını engellediği gibi fazlasıyla sinirlenmelerine yol açtı.Terim'in Saracchi-Falcao ikilisini sahaya sürmesi ne kadar sürpriz ise Belhanda'yı Lemina'nın yokluğunda tercih etmesi çok şaşırtıcıydı. Çünkü Belhanda pimi çekilmiş bombaya benziyordu ve derbide Galatasaray adına risk taşıyordu. Bu düşüncemde yanılmadım. Galatasaray tarihi bir sonuca imza atıp 20 yıl sonra Kadıköy'de kazanacak golü bulduğunda Belhanda'nın Deniz Türüç'e tokat atıp kırmızı kart görmesi asla güvenilmeyecek bir oyuncu olduğunu ve takımını her an yolda bırakbileceğini bir daha kanıtladı.Galatasaray'da Donk, Muslera, Feghouli iyi oynadılar ama takımına penaltıyı kazandıran Onyekuru inanılmaz goller kaçırmasına rağmen sonunda Altay'ı geçti ve gecenin yıldızı oldu. Galatasaray bu galibiyetle Fenerbahçe'yi kaosun içine iterken şampiyonluk konusunda umutlarını yeşertti. Fatih Terim taktiksel anlamda takımını doğru dizayn etti, rakibe geniş alan vermedi ama başta Henry Onyekuru ile Fenerbahçe kalesinde inanılmaz pozisyonlar yakaladı.

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--663079-6a562c07a9e10001b9a8.jpg" style="height:342px; width:475px" />

Meler için ‘Asla kötü’ diyemem! - Ahmet Çakar (Sabah) 

Neredeyse çeyrek asır olmuştu ki Galatasaray'ın Kadıköy'de galibiyeti yoktu. Ama dün gece G.Saray, kötü oynayan Fenerbahçe karşısında müthiş ve haklı bir galibiyet aldı. Kimsenin söyleyecek hiçbir şeyi yok. Hakemmiş, şuymuş buymuş, hiçbir şey söylenemez. İlk dakikadan son dakikaya kadar Galatasaray sahada istediklerini yaptı. Üstelik ilk golü F.Bahçe attı. Tartışılabilir bir penaltı verildi. Vedat Muriqi'e yapılan ilk hareket topaydı ama sonra rakibe gibiydi. Tartışılır ama sonuç olarak hakem verdiyse penaltıdır.F.Bahçe öne geçti ama oyunun ilk yarısında oynayan sadece G.Saray. İkinci yarıda bir duran top ve Donk'un kafasıyla gelen beraberlik golü. İkinci yarı yine bütün kozlar, bütün inisiyatif G.Saray'daydı. İstedikleri her şeyi yaptılar. İyi kapandılar, çabuk çıktılar. İşte bunlardan birinde de sahanın en iyilerinden biri Onyekuru, soldan rakibi bire bir yakaladı ve Jailson, bu sene sürekli penaltı yaptıran, hata yapan, orta sahadan stoperliğe yamanmış bir oyuncu. Onyekuru'ya penaltıyı yaptırdı. Falcao da tarihin yazıldığı o son 15 dakikada G.Saray'ı öne geçiren golü attı.GENEL KURULA GİDECEKTİR...Herkes 'acaba' diyordu. Ne de olsa 'Yusuf Fahir Baba, mistik devinin çeyrek asra yakın gelenek devam edecek miydi' derken, son dakikada bir Afrikalı yine sahaya çıktı. Adı Onyekuru... Belki de F.Bahçe ile G.Saray arasındaki o anlaşılmaz geleneği bitiren adam. 60 metre top sürdü, kaleci Altay'ı geçti ve her şeyi bitirdi. Bundan sonra F.Bahçe'yi çok ama çok zor günler bekliyor. Belki de siz bu satırları okurken Ersun Yanal görevden uzaklaştırılmış ya da istifa etmiş olacak. Ve yine siz bu satırları okurken belki de Ali Koç genel kurul kararı alacak. Ama dün gecenin özeti şu; G.Saray şampiyonluğa diğer 3-4 rakibi kadar ortak, ama maalesef F.Bahçe için şampiyonluk çok büyük sürpriz olmazsa dün gece bitti. Sonuç olarak hakeme kötü diyemem hatta pozitif şeyler yaptı. F.Bahçe'nin lehine verilen penaltıyı tartışırım ama Jalison'un Onyekuru'ya yaptığı penaltıyı hiç tartışmam çok net.

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--236454-909bac9edadadd032979.jpg" style="height:330px; width:475px" />

Olacağı buydu - Erman Toroğlu (Sabah) 

Maçın yorumunu yapacağım; yok 4-4-2, yok 4-4-3, yok alan savunması, yok adam adama, hiçbirini size yazmayacağım. Size tek bir cümle yazacağım. Maçın analizi bu!90 dakikada Muslera'yı yatarken kaç kere gördünüz? Bir kere, o da Ekici'nin şutunda… Ondan sonra Muslera'yı yerde gördünüz mü? Hayır… Bu şu demek; Fenerbahçe'nin zavallı futbolu, Galatasaray'ın mücadelesi. Maçın etkili adamı Onyekuru, biraz daha güçlü olsa maç 6-1, 7-1 biterdi. Peki Fenerbahçe buraya nereden geldi? Ali Koç-Ersun Yanal ikilisiyle geldi. Her maçtan sonra TFF Başkanı'nı arayıp, hakemleri kötüleyip, seyirciye yağ çekip, rakiplerini aşağılayıp, kendi futbolcusu ile ilgili hiçbir şey yapmayan teknik direktörünün arkasına saklanırsan olacağı buydu.Ali Koç, çok büyük bir primle geldi. Ama yokuş aşağı gitmeye başladı bütün hızıyla.Bir kulüp yönetimi nerede hata yaptığını, neden yaptığını aynaya bakıp sorgulamazsa sonucu böyle olur. Bugün Fenerbahçe seyircisi, "Kardeşim biz Aziz Yıldırım'dan hakikaten çok çektik. Ama bugün Ali Koç'u gördükten sonra Aziz Yıldırım'ı arıyoruz" diyor.Bakınız şu ana kadar maçın taktiği, tekniği ile ilgili konuşmadım. Çünkü bu maçın tekniği taktiği olmaz. Bu tip maçlarda futbolcu sahaya yüreğini koyar. Ama siz hep hakemden, federasyondan şikâyet ederseniz ve hiçbir şey oynamayan futbolcularınızı, bir şey yapmayan teknik direktörünüzü korursanız düşeceğiniz şekil bu.G.Saray aman aman mı oynadı? Hayır. 11 kişi beraber oynadılar. Birbirlerine yardım ettiler. Hata yapmadılar mı? Yaptılar. Ama her hata yapan arkadaşının hatasını kapattı. Hakem ufak tefek hatalarına rağmen bu kadar art niyetli futbolcuların olduğu bir sahada bence mükemmele yakın bir maç yönetti. Neden biliyor musunuz? O eyyamcı, kaşar hakemlere alıştığımız için futbolcular da bunlara alıştıkları için bu tarz hakemler onlara ters gelirler. Dün akşamki hakem idaresi bence inşallah bir devrin bitmesi, yeni bir devrin başlaması olur.

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--747849-8ef1f4d424539a7c9d07.jpg" style="height:521px; width:475px" />

Milat günü! - Gürcan Bilgiç (Sabah) 

Derbinin anlamını hisseden takım olarak Galatasaray'ı gördük ilk 45'te. Sadece oyunu ele geçirmediler, pozisyon ve "akıl" üstünlüğünü de aldılar. 50 bin taraftarının önünde Fenerbahçe "çaresizliğine" çare aramanın peşine düştü. Tam bir hayal kırıklığı vardı. İki takım da eksikleri doğrultusunda yeniden yapılandılar. Belhanda sürpriz bir karar olsa da, Lemina'nın eksikliğinde, oyunu yönetme görevindeydi. Fatih hoca, baskı altında en doğru kararı alabilecek hamlesi olarak seçti O'nu. Emre ve Gustavo yokken, F.Bahçe'nin bu şansı da kalmadı. Oyun aklı olabilecek Ozan'ın yanına Tolgay seçimi bu yüzden aslında. İkisini toplasanız, eksiklerden biri bile olamadı. Devrenin berabere bitmesi 21 yıllık "Kadıköy Büyüsü"ydü belki de. İkinci 45'te "dengenin" sahaya dönmesindeki ilk önemli etken, G.Saray'ın tempodan uzaklaşıp, fizik olarak maçı zorlayamaması oldu. Kendi sahalarında kaldılar, beklemeye geçtiler. İkinci etken de Hakem Halil Umut Meler'di elbette. İkili mücadelelerdeki yetersizliği o kadar barizdi ki, iki takım oyuncuları da topa girerken üç kere düşündüler.Sonrasındaki gelişmeler kaosun içinden birer birer çıktı. Topa yapılan hamleyi penaltı olarak değerlendiren hakemin, itişmelerden iki kırmızı kart çıkarttığını da gördük. Son haftaların "nasıl yapsak?" endişesinin, "ilk fırsatı" beklediğini Meler yönetiminde şekillendiğini de gördük. Sonrası… Bir dönem bitti artık. Yapılacak espri de kalmadı, gururlanacak 20 yıl da. F.Bahçe miladını yeniden başlatmak, yaralarını onarmak zorunda. Bu maça iyi hazırlanmış, rakibi daha iyi analiz etmiş ve planla sahaya gelmiş bir Galatasaray vardı. Buna sadece mücadelesi ile karşılık verebildi Fenerbahçe. 2002'de Florya'ya 6-0'lık yenilginin hüznü ile dönen Fatih Terim, bu kez "geleneği bitiren" unvanına sahip. Kariyerindeki tek eksiği de tamamladı.

ZEKİ UZUNDURUKAN - JailSON

İlk yarıda 2 duran toptan karşılıklı atılan birer gol dışında gerginlik maç boyunca üst düzeydeydi. Hakem Halil Umut Meler, pozisyonlara çok yakındı, hatta bütün pozisyonların içindeydi. Belki de futbolculardan daha çok koşmuştur derbide. Çıkardığı kartlar da doğruydu; Verdiği penaltı kararları da... Maçta daha çok net pozisyona giren takım Galatasaray'dı. Maçın başında yakaladığı bir pozisyon var ki Onyekuru'nun... Kaçırmak daha zordu, bunu başardı Onyekuru. Sonraki dakikalarda yine karşı karşıya iki pozisyon daha yakaladı Onyekuru. Birinde ağlara gitmekte olan vuruşu, Ozan Tufan çizgiden çıkardı; diğerinde ise Altay başarılıydı. Ama 90+7'de Onyekuru, farkı getirdi.

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--217573-a043fe23b9db9c67075d.jpg" style="height:312px; width:475px" />

GÜRKAN KUBİLAY - OYUN BİTTİ
Maç başı kadroları, G.Saray'ın atıcı, F.Bahçe'nin tutucu bir takımla çıktığını gösteriyordu. Fatih Terim, F.Bayçe'ye, A.Gücü taktiği uygulamak istiyordu ve nitekim ilk 4 dakikada savunma arkasına üç defa çok tehlikeli bir şekilde kaçtılar. G.Saray önde basarak F.Bahçe'nin topla çıkışına engel olup, top kaybına zorladı. İyi oynayan G.Saray'dı ama iyi bir verkaç ile golü penaltıdan bulan F.Bahçe oldu. G.Saray hızı sayesinde bol bol faul buldu. Tehlikeleri de, kısa takım olmasına rağmen duran toplardandı.

 <a href=Fenerbahçe - Galatasaray" src="https://sakinca.com/files/uploads/gallery/default/20200223--798047-39155a6983fa11b2ae3b.jpg" style="height:316px; width:475px" />

EMRE BOL - SEBEBİ YANAL
Bu sütunlardan neredeyse her hafta Ersun Yanal'a sorular sordum. Sorularım haklı, cevaplar hep saçmaydı! Bugünkü sorum Tolgay Arslan'ın hangi performansıyla Galatasaray karşısında ilk 11'de olduğuyla ilgili! Tolgay sezon başından bu yana Süper Lig maçlarında sadece 30 dakika görev yapmış. Türkiye Kupası maçlarındaysa hep sahanın en kötü oyuncularından biriydi. Zira varlığıyla yokluğu belli değildi. Hakem demişken; Onyekuru'nun penaltı pozisyonunda kararını verdi, VAR'a bile gitmedi. Penaltıyla uzaktana yakından alakası yok. F.Bahçe'nin kötü oyunu bir yana, hakem Meler de rezaletti. Hiçbir şekilde bu mağlubiyeti hakeme bağlamıyorum. Tek sorumlu Ersun Yanal'dır!

Ferit SEÇKİN / İçerik Editörü
ferit@sakinca.com
@ferit_seckin
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.