Duayen gazeteci ve yazar Emin Çölaşan'ı hiç böyle görmediniz

Sözcü Gazetesi usta yazarı Sayı Öztürk, Kanal B Programında Duygu Çalı'nın sunduğu "Günce" programına gündemi değerlendirdi.

Kanal B'de yayınlanan Duygu Çalı'nın sunduğu "Günce" programında gündem Sözcü gazetesi yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru ile Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, Sözcü İnternet Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin ve Sözcü İnternet Haber Koordinatörü Yücel Arı hakkında açılan soruşturmaydı. Saygı Öztürk söz konusu dava için "Ergenekonu ilk biz yazdık bizi ergenekoncu yaptılar, FETÖ'ye tüm gazeteler öven manşetler atarken biz eleştirdik şimdi de bizi FETÖ'cü yaptılar" diyerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturmayı kınadı.  "Üç dört gün ortada gözükmeyen Cumhurbaşkanını ya da Başbakanı görüntülemek haberdir" Saygı Öztürk, daha önce tutuklanan ve serbest kalan Gökmen Ulu olayını hatırlatarak "Eğer bu ülkede Cumhurbaşkanı ya da Başbakan üç dört gün ortada yoksa ve haber alınamıyorsa onun nerede olduğunu görüntüleyen ya da haberini yapan muhabir tebrik edilir ve ödüllendirilir. Bu hep böyleydi. Geçtiğimiz senelerde de bu böyle oldu. Kaldı ki bu ülkenin istihbaratı var. Bizim arkadaşımız nereden bilsin ki o gün darbe yapılacğaını? Darbecilere Cumhurbaşkanının nerede olduğunu o manşetle mi haber verdi koca gazete?" dedi. "Bu suçlama bile büyük bir cezadır"  Öztürk, "Emin Çölaşan'ın hiç tanımadığı, ismini ilk kez duyduğu tutuklu bir anne tarafından gönderilen faksı, acıklı bir olayı dile getirdi. Ona bu yüzden Fetöcülük iddiasıyla, savcılık tarafından iddianame düzenlendi."  "Yaşananları o bile adlandıramıyor ve gerçekten hepimiz şaşkınlıkla gülüyoruz. O faks Adalet Bakanlığı'nın mektup okuma komisyonu tarafından incelenmiş okunmuş ve onaylanmış olmasına rağmen, yani her hangi bir suç teşkil edecek yazı yokken onaydan geçiyor, ama nasıl oluyorsa  FETÖ ile iligli bir bulgu bulunabiliyor? Her şeye rağmen biz hayatımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Hatta dün çay içeceğimiz sırada bile Emin Çölaşan çay servisi yapan kişiden tepsiyi alarak Mehmet Şehirli ve bana çay servisi yaptı. Yani biz kendimizle barışık bir şekildeyiz ve hep birlik durumdayız."