Ben yazmaktan siz de okumaktan bıkmışsınızdır. Fenerbahçe geçtiğimniz hafta sonu oynanan kritik derbide Galatasaray'ı yendi. Herşey güllük gülüstanlık olacak diye düşündüyseniz yanlış düşünmüşsünüz. Kardeşim bu Portekizli Fenerbahçe’nin hocası olduğu sürece Fenerbahçe’den bir bir şey olmaz. Ben de dün uyuyamıyanlardanım. 36 yaşındaki oğlum şampiyonluğu kaybettiğimiz Denizlispor maçından bu güne kadar Fenerbahçe’yi bırakmış durumda.  Benim üzüldüğümü görüncede 'Baba üzme kendini yanlış yönetilen bir Fenerbahçe var. O yönetenler seni beni düşünmezler sırf reklamlarını yaparlar' diyor. Yalan da söylemiyor. Denizlispor maçından sonra Barcelona’yı tutmaya başladı ama Barcelona’da iki senedir iyi gitmiyor ama o benim kadar çok üzülmüyor. Onun Denizlispor maçından sonraki gördüğüm halini bir daha yaşamımda görmek istemediğim için Fenerbahçe’yi bırakılınca ses çıkarmadım. Size o günleri anlatamam sanki oğlum beni kaybetmiş gibi bunalıma girmişti. Siz düşünün nasıl bir Fenerli olduğunu.  Şimdi gelelim biz kendi derdimize. Pereira denilen şahıs sistemini değiştirdi değiştirmesine ama inat kafasını değiştirmedi. Kardeşim Osayi Samuel’den sağ bek mi olur. Geçen sene Tisserand’ın yüzünden çok maç kaybettik. Senin takımında milli takımın sağ beklerinden biri Nazım Sengare var stoperde Avrupa’nın dev takımlarının talip olduğu Atilla Szalai gibi formda bir oyuncun var. Sen ne yapıyorsun çakma sağ bek Osayi Samuel ve dörtlü savunmada tam randıman veremeyen  Tisserand ile maça çıkıyorsun? Senin Olimpiyakos maçını almaktan başka bir çaren olmadığını bilmiyor musun? Ama sen hiç bir şey bilmiyorsun? Ben de gençliğimde futbol oynadım. Uzun yıllardır Türk futbolunu da avrupa futbolunuda takip ederim. Yüzlerce teknik adam, teknik ve taktik anlayış gördüm ama senin inatlaştığın taktik ve teknik anlayışı çözemedim. Senin kazanmaktan başka hiç bir şey düşünmemen gereken maçı kaybedip İstanbul’a dönüyorsun. Televizyonlara çıkıp şanssızdık iki topumuz direkten döndü diye konuşup zırvalıyorsun. Derbide Galatasaray'ın da topları direkten döndü. Onlar da o zaman şanssızdı öyle mi? Toplar direkten döndüğünde maçı kazanmıyorsun Bay Pereira. Maçı kazanmak için gol atmak zorundasın.  Hani sezon başında geldiğinde 'Yarım bıraktığım işi tamamlamaya geldim' demiştin ya, bence sen hiç bir şey yapamazsın. İlk geldiğin yılki kadro bu kadrodan çok daha güçlüydü sen yine o sene şampiyon olan Beşiktaş’ın 5 puan arkasında ligi bitirdin.  Sayın Başkan Ali Koç, dün maçı kaybettiysek Pereira’nın yanlışlıkları yüzünden kaybettik. Osayi Samuel’den sağ bek olmaz! Galatasaray maçında kazandık ama Berk ve Kim sayesinde kazandık. Eğer bu iki isim olmasaydı, o maç çok daha farklı olurdu. Hep söylediğim gibi Pereira ile bizim şampiyon olmamız hayalden öte değil.  Çünkü Pereira maçı okuyamayan bir hoca, Mert Hakan’ın yürüyecek hali kalmamış 90 dakika sahada tutuyor. Gölü yedikten sonra da son iki dakikada onu çıkartıyor. Ve bu adam hala Fenerbahçe’nin başında hoca olarak duruyor yazık çok yazık. Bu Pereira bu taraftara daha çok saç baş yoldurur.