Öküz öldü, ortaklık bozulunca biz gazeteciyim diyenlerden daha etkili gazeteci olduğu ortaya çıkan Sedat Peker’in attığı her twitin, çektiği görüntünün ya da feto veya başkaları tarafından çekildiği ileri sürülen gizli yatak manzaralarına bakıldığında günde en az 50 operasyon yaptırır ve 500 kişiyi içeri attırır. Tabi bu bizim ülke değil, başta haklarında küçük kötü bir iddia öne sürülen çekik gözlülerin hemen, anında harakiri yaparak canlarına kıydığı saf Japonya'da, Avrupa'da olmak üzere Afrika'yı oluşturan diğer ülkelerde. Hükümetler, iktidarlar, bürokratlar düşüren derecede olduğu şu ülkede başta içinde tuzu kokmayan adalet olduğu umut edilen saraylar da olmak üzere Ankara’da yaprak bir türlü kıpırdamıyor... Bunca ciddi iddia, söylem ve görüntü olmasına rağmen yaprakların kıpırdamadığı ama o yaprakların tane tane sararıp, döküldüğü ülkede yaşanan Ay'ın adının da son bahar olması da diğer bir ilginç durum olurken bunca sararıp, dökülen yaprakların bir türlü toplatılmaması da sanırım ülkedeki fabrikadan çok cezaevlerinin dolu olmasıdır. Ve sanırım genel affı düşünmeyip, zaten tıka basa dolu olan cezaevlerine yenilerini doldurmamaktır belki de asıl dert... Ya da hala var olduğu ileri sürülen yeni insan hakları mağduriyetini yaşatmaması belki de dert. Adaletin arandığı ama bir türlü bulunamadığı bu ülkede erken seçimi konuşanların 52 yaşına gelmeme rağmen bir türlü gidilemeyen ve hep yerle bir edileceği söyledikleri Kandili bile yeniden gündeme getirdiği bu ülkede konuşulmayan ve aydınlatılması adına kandilin yakılmadığı tek şey kaldı. Oda unutulan Genel Af ve tıka basa dolu Cezaevleridir. Evet, sarı öküzünü ağızdan kaçan bir hakarete kurban veren İYİ Parti'nin kadın Genel Başkanı ile bir araya gelen sayın Kılıçdaroğlu başta olmak üzere ülkeyi kurtaracaklarını ve bunu yapmak içinde oya ihtiyaç duyduklarını belirtenler acil genel affa ihtiyaç duyan cezaevlerini de unutmamalıdırlar, söylemeli, konuşmalı, gündeme taşımalı ve tüm iç barışı yeniden inşasına güç verecek bir genel affın şart olduğunu anlamalılar...