Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere toplumun yüzde 60'nın çok umutlu olduğu ama umduğunu bulamadığı 14 Mayıs geride kaldı, 28 Mayısa doğru yeni bir seçime giderken… Oyumu kullanmak için bin 400 km. yolu aşıp, geldiğim memleketimde, namus denen oyumu kullanarak sandıkların açılıp, bu sandıklara atılan oyların sayılmasını bir sandık görevlisi gibi takip edip, sonuçları aldıktan sonra ortaya çıkan sonuç beklediğimiz gibi olmadı ama. Evet olmadı ama karşı taraf için de beklenen olmadı... Bu olmazlar, 28 Mayıs'ta olacak mı bilmem ama, olması için başta muhalif görünüp, ne şiş yansın ne kebap şeklinde verdikleri yorumlu haberleri, yayınladıkları milliyetçi dizilerle adeta mevcut iktidara aba altında destek veren fox, sözcü tv gibi televizyonlar, Kaftancıoğlu ve İmamoğlu'ndan sonra Kılıçdaroğlu yemeyi hedeflerine koyan ulusalcı tayfa CHP'liler olmak üzere, değişimden yana olan, gerçek anlamda değişimi isteyenler, en azından Saadetliler kadar samimi olmalıdırlar.. Çünkü, bir seçmen olarak, bin 400 km. yolu alıp, oyumu kullanmaya geldiğim memleketimde başta olmak üzere ülke genelindeki muhaliflerin ve muhalefetin istenen performansı ortaya koyup, oy sandıklarına sahip çıkamadığı, oy sayımlarını yeterince yapamadığı, bizzat Kılıçdaroğlu tarafından üstü kapalı da olsa ima ediliyor ve bu işlerden sorumlu bir kişiyi de görevden alıyor.  Masadan kalkıp, altılı masanın büyüsünü bozan Akşener’in seçim sonrası suskun kalış tutumu, Babacan’ın ve masanın hatırı için bedavadan vekil olanların. Adını çeken Demokrat Parti Genel Başkanı Ünsal’ın kenara çekilişi, Davutoğlu’nun Partisinin, Saadet Partisi kadar samimi olmadığı bir süreçte 14 Mayıs’ı kazanamayan Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayısta kazanıp, kazanamayacağından benim gibi birçoklarının şüphesi olsa da, atılacak yeni 2-3 adımdan beklenen olacağına hala inancım var. O adımın biri de benim kadar samimi olup, tüm samimiyetiyle 28 Mayıs'a sahip çıkmaktan geçer..