deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler

deneme bonusu veren siteler

virginiawinefestival.org/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal

Fakir Yılmaz
Köşe Yazarı
Fakir Yılmaz
 

İBB'yi Bilmeyen, Satranç Bilir mi?

Bu ülkede yıllardır siyaset yapan, hatta aralarında birçok Kürt iş insanının faili meçhul şekilde öldürüldüğü tartışmalı bir dönem de içişleri bakanlığı yapan Meral Akşener'in İstanbul Büyükşehir Belediyesini hayatında ilk kez ama ilk kez ziyaret ettiğini bizzat ağzından dinlediğim şu günlerde ulusal kanalların her akşam izlediğimiz haberlerinden   biri ve değişmezi aynen şöyle; 'MSB’dan yapılan açıklamada, MİT iş birliği ile yürütülen Kırmızı, Sarı, Mavi, Yeşil koduyla aranan falan terörist nokta operasyonla SİHA'lar tarafından imha edildi.  Falan terörist yapılan ikna çalışmaları ile teslim oldu. Yurt içinde çok az terörist kaldı, sınır ötesindekilere de rahat yok. Bitme noktasına gelen terörü bitirmeye kararlıyız.' Ve aynı kanallar bu haberin hemen ardından Metina-Zap bölgesinde yürütülen “Pençe-Kilit Harekât Bölgesi'nde sert iniş yapmak zorunda kalan helikopterin kaza kırıma uğradığı kaydedildi. Ve bu bölgede devam eden çatışmalarda şehit olan askerler falan kentte toprağa verildi' diye devam eder. Bu haberleri dinlerken 10 yıl önce ele aldığım ve gazetelerin birinden (Afyon Time' de yazılarımın yayınlandığı Afyon'da yaşanan ve o dönem ele aldığım bir yazımı hatırlayıp, arşivime bakıp, buldum ve yeniden okuyup, noktasına, virgülüne dokunmasan da güncelleyip, yayınlasam daha iyi  olur diye düşündüm. Çünkü 10 yıl önce olduğu gibi 40 yıldır süren ama 'bitti, bitecek, az kaldı' denmesine rağmen bugün de değişen bir şey olmadığını ve bunun nedeninin ne olduğunu anlatmaya çalışan on yıl önceki yazıma konu olan komutanın adı, sanı şimdi anılmasa da çatışmalar, çatışma haberleri, şehit haberlerinin gelmeye devam ettiğini görüyor, okuyor, anlıyoruz. Ve hemşerimin valisi olduğu Van'da iki yurttaşın helikopterden atılmasını kamuoyuna duyuran gazetecilerin gözaltına alınmasını haberleştiren gazeteciler Çelik ve Yayla hakkında dava açıldığınıda.. Neyse 10 yıl önce yaşanan ve benim o atmosfer için ele aldığım 'Satranç biliyor musun paşa?...' başlıklı yazımı siz de benim gibi bir kez daha okursanız eğer bu ülkede asıl sorunun bu ülkeyi yönlendiren, idare eden makamlarda bulunan kamu yöneticilerinin bir tülü bitmeyen olaylara nasıl baştan, savma baktıklarını ve bu bakış yüzünden hala yaşanan olayların sonuca varmadığını  anlarsınız.. Evet, 'Satranç biliyor musun paşa?' başlıklı yazı ve o yazının anlattıkları şöyle; 'Satranç biliyor musun paşa?..  Şahsen benim matbaamda bir olay olsa ve ben o matbaadan çok  uzakta da olsam  bir an önce bizzat kendim gidip, olayın ne olduğunu gözlerimle görüp, bilgi almasam çatlarım. Ancak başta dönemin 28. Genelkurmay başkanı Özel ve ülke idarecileri olmak üzere bazılarının bu tür kaygılarının olmadığını, geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz rahmetli babamın 12 Eylül cuntası tarafından sürgün edildiği Afyon'daki cephanede meydana gelen o patlamada bir kez daha görmüştük. Gerçi biz gazetecilerin attığı manşetlere de patlayan ve ancak 48 saat sonra olay yerine giden generale akıl verecek değiliz ya ama ben olsaydım bisikletle 8 saat, arabayla 3 saat, helikopterle 45 dakika, uçakla 20 dakikaya gidilecek olan Afyon'a o gece giderdim. Ve giderken de valiliğe falan uğrayıp, o Ardahan' a ve diğer yerlere ziyaret adıyla giden, gelen ama hesaplarına yolluk adı altında ödenekleri de yatırmayı unutmayan bakanlar, valiler, kaymakamlar kısacası kamu memurları gibi arabamın bagajını günün hatırası' adı altında paraları İl Özel İdareler tarafından karşılanan hediye halılarla falanda doldurmaz, direk olay yerine giderdim. Kaldı ki General Özel'e birde Satranç takımı hediye edilmiş, 25 acemi, ama bu ülkenin üniversitelerinde okumuş askerin cenazeleri tamda yerdeyken. Vay benim başıma gelenler vay.. Paşa'nın halı ve satranç derdinde olduğu bir sırada birilerinin de Ardahan'da resmi bir dairenin dev bayrağını alıp, merkez camisinden kent parkına kadar Allahuekber diyerek tekbir getirdiklerini öğreniyorum. Neymiş efendim terörü kınıyoruz... Ya bu ülkede onca sorun ve terörü, baskıları görmezden gelip, her oynayan yaprağı birilerine yükleme derdi ne iştir? Bilmiyorum ama Özel paşaya özel bir teklifim var, paşa paşa o 25 askerin cenazesi daha Adli Morgda iken umursamayıp, aldığın satan takımını alda gel ikimiz bir oynayalım, bakalım sen mi, ben mi daha iyi satranç biliyoruz.. İzleyicimiz de, 'BDP'li vekiller için savcılara gerekli talimatı verdim' diyen başbakanımız olsun.. İşte o dönem adı BDP olan bugün HDP olan siyasi partiden hırslarını çıkaranlar şunu bilmeliler ki Özel paşa gideli kaç yıl oldu bilmem ama sorun hala aynı yerde ve yürekleri yakmaya, iç barışı germeye devam ediyor. Bunun en son örneği de Van valisi gibi yine Ardahanlı hemşerim olan CHP'li Gürsel Tekin'in "HDP'ye bakanlık verilebilir" sözlerine "HDP'nin olduğu masada biz olmayız. Bizim olduğumuz masada da HDP olmaz" diyen ve İmamoğlu'nun karşıladığı İBB'ye ilk kez girdiğini kendisi diyen İYİ Parti lideri Meral Akşener'in sözleridir. Ve sözleri eleştiren HDP'li vekil Ebru Günay, "Akşener'in işi HDP'ye konum belirlemek değil. Halk seni çevirdiğin karanlık işlerden tanıyor. Senin bu ülkeye vaat ettiğin tek şey 90'ların karanlığıdır. Hiçbir HDP'li zaten senin olduğun masaya gelmez." demesidir. Yani kısacası satrançta mat diye bir şeyin olduğunu ama her ne hikmetse satrancı bilmeyenlerin bileceği tek şey 2023'te yapılacak olan seçimde kendilerine Şah çekecek olanların 20 yıl önce mat ettiği onca parti gibi kendilerini de mat ettiğinde 'keşke' demeye bile zaman bulmayacağıdır..  Öyle de görünüyor...
Ekleme Tarihi: 09 Eylül 2022 - Cuma

İBB'yi Bilmeyen, Satranç Bilir mi?

Bu ülkede yıllardır siyaset yapan, hatta aralarında birçok Kürt iş insanının faili meçhul şekilde öldürüldüğü tartışmalı bir dönem de içişleri bakanlığı yapan Meral Akşener'in İstanbul Büyükşehir Belediyesini hayatında ilk kez ama ilk kez ziyaret ettiğini bizzat ağzından dinlediğim şu günlerde ulusal kanalların her akşam izlediğimiz haberlerinden   biri ve değişmezi aynen şöyle;

'MSB’dan yapılan açıklamada, MİT iş birliği ile yürütülen Kırmızı, Sarı, Mavi, Yeşil koduyla aranan falan terörist nokta operasyonla SİHA'lar tarafından imha edildi.  Falan terörist yapılan ikna çalışmaları ile teslim oldu. Yurt içinde çok az terörist kaldı, sınır ötesindekilere de rahat yok. Bitme noktasına gelen terörü bitirmeye kararlıyız.'
Ve aynı kanallar bu haberin hemen ardından Metina-Zap bölgesinde yürütülen “Pençe-Kilit Harekât Bölgesi'nde sert iniş yapmak zorunda kalan helikopterin kaza kırıma uğradığı kaydedildi. Ve bu bölgede devam eden çatışmalarda şehit olan askerler falan kentte toprağa verildi' diye devam eder.
Bu haberleri dinlerken 10 yıl önce ele aldığım ve gazetelerin birinden (Afyon Time' de yazılarımın yayınlandığı Afyon'da yaşanan ve o dönem ele aldığım bir yazımı hatırlayıp, arşivime bakıp, buldum ve yeniden okuyup, noktasına, virgülüne dokunmasan da güncelleyip, yayınlasam daha iyi  olur diye düşündüm.
Çünkü 10 yıl önce olduğu gibi 40 yıldır süren ama 'bitti, bitecek, az kaldı' denmesine rağmen bugün de değişen bir şey olmadığını ve bunun nedeninin ne olduğunu anlatmaya çalışan on yıl önceki yazıma konu olan komutanın adı, sanı şimdi anılmasa da çatışmalar, çatışma haberleri, şehit haberlerinin gelmeye devam ettiğini görüyor, okuyor, anlıyoruz.
Ve hemşerimin valisi olduğu Van'da iki yurttaşın helikopterden atılmasını kamuoyuna duyuran gazetecilerin gözaltına alınmasını haberleştiren gazeteciler Çelik ve Yayla hakkında dava açıldığınıda..
Neyse 10 yıl önce yaşanan ve benim o atmosfer için ele aldığım 'Satranç biliyor musun paşa?...' başlıklı yazımı siz de benim gibi bir kez daha okursanız eğer bu ülkede asıl sorunun bu ülkeyi yönlendiren, idare eden makamlarda bulunan kamu yöneticilerinin bir tülü bitmeyen olaylara nasıl baştan, savma baktıklarını ve bu bakış yüzünden hala yaşanan olayların sonuca varmadığını  anlarsınız..
Evet, 'Satranç biliyor musun paşa?' başlıklı yazı ve o yazının anlattıkları şöyle;

'Satranç biliyor musun paşa?.. 
Şahsen benim matbaamda bir olay olsa ve ben o matbaadan çok  uzakta da olsam  bir an önce bizzat kendim gidip, olayın ne olduğunu gözlerimle görüp, bilgi almasam çatlarım.
Ancak başta dönemin 28. Genelkurmay başkanı Özel ve ülke idarecileri olmak üzere bazılarının bu tür kaygılarının olmadığını, geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz rahmetli babamın 12 Eylül cuntası tarafından sürgün edildiği Afyon'daki cephanede meydana gelen o patlamada bir kez daha görmüştük.
Gerçi biz gazetecilerin attığı manşetlere de patlayan ve ancak 48 saat sonra olay yerine giden generale akıl verecek değiliz ya ama ben olsaydım bisikletle 8 saat, arabayla 3 saat, helikopterle 45 dakika, uçakla 20 dakikaya gidilecek olan Afyon'a o gece giderdim.
Ve giderken de valiliğe falan uğrayıp, o Ardahan' a ve diğer yerlere ziyaret adıyla giden, gelen ama hesaplarına yolluk adı altında ödenekleri de yatırmayı unutmayan bakanlar, valiler, kaymakamlar kısacası kamu memurları gibi arabamın bagajını günün hatırası' adı altında paraları İl Özel İdareler tarafından karşılanan hediye halılarla falanda doldurmaz, direk olay yerine giderdim.
Kaldı ki General Özel'e birde Satranç takımı hediye edilmiş, 25 acemi, ama bu ülkenin üniversitelerinde okumuş askerin cenazeleri tamda yerdeyken.
Vay benim başıma gelenler vay..
Paşa'nın halı ve satranç derdinde olduğu bir sırada birilerinin de Ardahan'da resmi bir dairenin dev bayrağını alıp, merkez camisinden kent parkına kadar Allahuekber diyerek tekbir getirdiklerini öğreniyorum.
Neymiş efendim terörü kınıyoruz...
Ya bu ülkede onca sorun ve terörü, baskıları görmezden gelip, her oynayan yaprağı birilerine yükleme derdi ne iştir?
Bilmiyorum ama Özel paşaya özel bir teklifim var, paşa paşa o 25 askerin cenazesi daha Adli Morgda iken umursamayıp, aldığın satan takımını alda gel ikimiz bir oynayalım, bakalım sen mi, ben mi daha iyi satranç biliyoruz..
İzleyicimiz de, 'BDP'li vekiller için savcılara gerekli talimatı verdim' diyen başbakanımız olsun..
İşte o dönem adı BDP olan bugün HDP olan siyasi partiden hırslarını çıkaranlar şunu bilmeliler ki Özel paşa gideli kaç yıl oldu bilmem ama sorun hala aynı yerde ve yürekleri yakmaya, iç barışı germeye devam ediyor.
Bunun en son örneği de Van valisi gibi yine Ardahanlı hemşerim olan CHP'li Gürsel Tekin'in "HDP'ye bakanlık verilebilir" sözlerine "HDP'nin olduğu masada biz olmayız. Bizim olduğumuz masada da HDP olmaz" diyen ve İmamoğlu'nun karşıladığı İBB'ye ilk kez girdiğini kendisi diyen İYİ Parti lideri Meral Akşener'in sözleridir.
Ve sözleri eleştiren HDP'li vekil Ebru Günay, "Akşener'in işi HDP'ye konum belirlemek değil. Halk seni çevirdiğin karanlık işlerden tanıyor. Senin bu ülkeye vaat ettiğin tek şey 90'ların karanlığıdır. Hiçbir HDP'li zaten senin olduğun masaya gelmez." demesidir.
Yani kısacası satrançta mat diye bir şeyin olduğunu ama her ne hikmetse satrancı bilmeyenlerin bileceği tek şey 2023'te yapılacak olan seçimde kendilerine Şah çekecek olanların 20 yıl önce mat ettiği onca parti gibi kendilerini de mat ettiğinde 'keşke' demeye bile zaman bulmayacağıdır.. 
Öyle de görünüyor...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.