deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler

deneme bonusu veren siteler

virginiawinefestival.org/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

Fakir Yılmaz
Köşe Yazarı
Fakir Yılmaz
 

HAVADAN HAVALANDIRMA..

Öğrencilerinin teknoloji etkinliğine gideceklerini sanıp, siyasi bir partinin düzenlediği etkinliğine götürüldüğü ortaya çıkan öğretmenlerin eyleminin önüne geçmek için alanda ki Davulcu ile Zurnacıyı gözaltına alan zihniyetin 41 insanın daha ölmesine neden olan ocak söndüren kömür ocağına mı yoksa yapılan iki operasyonla onca meslektaşları  'yapılanma' denerek gözaltına alınıp, tutuklanmasına ses çıkarmayıp, kömür ocağı faciasının ardından yaptıkları hiçte samimi olmayan haberlerle habercilik yapan meslektaşlarım olan gazetecilere mi kızsam bilemiyorum. Çünkü sorundan çok reyting uğruna günlerdir 'havalandırma niye yapılmadı?' derken memlekete hava verdiğini sananlar haberden çok kendi yorumlarıyla doldurdukları ekranlara baktığımız da 84 milyonluk ülkede gazete tirajlarının neden her gün kan kayıp edip, 2 milyondan aşağı düştüğünü, 'İyi olsaydın kocan benimle olmazdı' diye onca program yapıp reyting almaya çalışan tvlerin niye izlenmediğini ve gazeteciliğin iyiden iyiye ayağa düştüğünü görüp, üzülüyorum. Tam buna üzülüp, gazeteciliğin ne halde olduğunu anlatmaya çalışırken bu kez kendi camiamız da gelen bir diğer haber dikkati üzerine çekiyordu. Çünkü gazetecilere yönelik yapılan bir operasyonu “Ankara merkezli 9 ilde, PKK/KCK'nın basın komitesine yönelik eş zamanlı operasyonda, hakkında gözaltı kararı verilen 14 şüpheliden, 11'i gözaltına alındı” şeklinde servis etti.' diye haber yapan ulusalcı faşist kafaların başında olduğu Sözcü ve Korkusuz adlı gazetelerin 'Ekonomik sebep' diyerek birçok gazetecinin işine son verdiğini duyarken o adi başlıklı haberin önüne geçmeyen ve işsiz kalan meslektaşlarıma üzülsem de 'Allah'tır' işte..' deyip, her gün tiraj kayıp demekle bedel ödeyen gazetelerin iyi kalemlere sahip gazetecilerden olmasına azda olsa gülümsüyordum. Bu durum sadece gazetecilikte mi var diye sorarken siyasi arenanın da meslektaşlardan aşağı kalmayıp, hep reyting kayıp ettiklerini görüyorum. Cari açığı uyuşturucu parasıyla kapattıklarını öne sürüp, İngiltere'ye giden muhalefet liderine cevabı mecliste vereceğini belirten iktidar liderinin içi boş ve çokta doyurcu olmayan cevabına bakmaya hazırlanırken emrindeki teşkilatın tüm amirlerini yanına alıp, sabah operasyonuna katılan bakanın 10 Milyon doları alan siyasiyi ya da İskenderun'da yakalanan uyuşturucunun kimlere ait olduğunu da açıklayacak diye beklemeye başladık. Ama gelin görün ki sarayda çalan bir müzik sesi ile kendimize gelip, uyuşturucu kullanımının önüne geçmesi istenen polisimizin orkestrasının siyasi denen sloganlı şarkıyı sarayda coşkuyla seslendiriyordu, ak saçlı Ardahanlı belediye başkanının unutturduğu Şişli'de İş-İT'lilerin bir birleriyle yasak ilişkiye girip, birbirlerini öldürdükleri haberini alıyorduk. Tam bu haberi izleyelim derken bu kez yine Şişli'de ki gibi çok başarılı (!) olan Ardahanlı Belediye Başkanının başında olduğu ve hep asayiş haberleri ile gündeme gelen İstanbul'un en büyük ilçesi Esenyurt'ta yine bir yabancının diğer bir yabancıyı bıçakla kovaladığını görüyor, izliyorduk. Mahir Ünal'ın dilimizi, harflerimizi elimizden aldığını ileri sürdüğü cumhuriyetin haftasının içinde maliye bakanının “Neo klasik ekonomi düşüncesinden, epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan; davranışsal ekonomi ve nöroekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır.” ilgin. kelimeleri ardından bu kez habercilik yapmadıklarından şikayetçi olan biz gazetecileri yakından ilgilendiren yeni sansür yasasının gölgelenmesi adına ortaya atılan ve ben dahi birçoğunun diyemediği Dezenformasyon kelimesi aklıma bir kez daha takılıyor. Bu takıntının hemen ardından 9 Kasım'da yapılacak olan yeniden aday olan İTO başkanının yeniden seslendirdiği ve 'beni seçmeseniz beka sorunu olur' dercesine beka kelimesi sonrası vizyon kelimesinin de zirveye çıkarmaya çalışıldığını görüyorduk. Evet, Türkiye 100 Yıl Vizyonu ile başına gitmeye hazırlandığımız seçimler öncesi çoğulcu, katılımcı, insan hakları için şimdi değil, gelecek 100 yılın hayalini kurmamız istenen ülkede havalandırma derdinin yanında dondurucu karların, soğukların etkisini bir hayli kendisini his ettirdiği havalarında üşümeye başladığını hissedip, üşümemek için yakacağımız kalorifer peteklerine gözüm takılıyor, 'Üşümeye başladığımız şu günlerde yaksak acaba fatura ne kadar gelir diye şimdiden kara kara düşünürken. Ha bu arada not.. Bu yazıyı yazmama neden olan A Haber ve TRT'nin haberlerinin olduğunu bilmenizi önemle rica ediyorum. Çünkü onları izleyip, dinledikçe bende dezenformasyon etkisinde kalıp, tersinden anlıyordum, anlatılanların dezenformasyon olduğunu anlayıp, düzeltmeye çalışıyordum.
Ekleme Tarihi: 04 Kasım 2022 - Cuma

HAVADAN HAVALANDIRMA..

Öğrencilerinin teknoloji etkinliğine gideceklerini sanıp, siyasi bir partinin düzenlediği etkinliğine götürüldüğü ortaya çıkan öğretmenlerin eyleminin önüne geçmek için alanda ki Davulcu ile Zurnacıyı gözaltına alan zihniyetin 41 insanın daha ölmesine neden olan ocak söndüren kömür ocağına mı yoksa yapılan iki operasyonla onca meslektaşları  'yapılanma' denerek gözaltına alınıp, tutuklanmasına ses çıkarmayıp, kömür ocağı faciasının ardından yaptıkları hiçte samimi olmayan haberlerle habercilik yapan meslektaşlarım olan gazetecilere mi kızsam bilemiyorum.

Çünkü sorundan çok reyting uğruna günlerdir 'havalandırma niye yapılmadı?' derken memlekete hava verdiğini sananlar haberden çok kendi yorumlarıyla doldurdukları ekranlara baktığımız da 84 milyonluk ülkede gazete tirajlarının neden her gün kan kayıp edip, 2 milyondan aşağı düştüğünü, 'İyi olsaydın kocan benimle olmazdı' diye onca program yapıp reyting almaya çalışan tvlerin niye izlenmediğini ve gazeteciliğin iyiden iyiye ayağa düştüğünü görüp, üzülüyorum.
Tam buna üzülüp, gazeteciliğin ne halde olduğunu anlatmaya çalışırken bu kez kendi camiamız da gelen bir diğer haber dikkati üzerine çekiyordu.
Çünkü gazetecilere yönelik yapılan bir operasyonu “Ankara merkezli 9 ilde, PKK/KCK'nın basın komitesine yönelik eş zamanlı operasyonda, hakkında gözaltı kararı verilen 14 şüpheliden, 11'i gözaltına alındı” şeklinde servis etti.' diye haber yapan ulusalcı faşist kafaların başında olduğu Sözcü ve Korkusuz adlı gazetelerin 'Ekonomik sebep' diyerek birçok gazetecinin işine son verdiğini duyarken o adi başlıklı haberin önüne geçmeyen ve işsiz kalan meslektaşlarıma üzülsem de 'Allah'tır' işte..' deyip, her gün tiraj kayıp demekle bedel ödeyen gazetelerin iyi kalemlere sahip gazetecilerden olmasına azda olsa gülümsüyordum.
Bu durum sadece gazetecilikte mi var diye sorarken siyasi arenanın da meslektaşlardan aşağı kalmayıp, hep reyting kayıp ettiklerini görüyorum.
Cari açığı uyuşturucu parasıyla kapattıklarını öne sürüp, İngiltere'ye giden muhalefet liderine cevabı mecliste vereceğini belirten iktidar liderinin içi boş ve çokta doyurcu olmayan cevabına bakmaya hazırlanırken emrindeki teşkilatın tüm amirlerini yanına alıp, sabah operasyonuna katılan bakanın 10 Milyon doları alan siyasiyi ya da İskenderun'da yakalanan uyuşturucunun kimlere ait olduğunu da açıklayacak diye beklemeye başladık.
Ama gelin görün ki sarayda çalan bir müzik sesi ile kendimize gelip, uyuşturucu kullanımının önüne geçmesi istenen polisimizin orkestrasının siyasi denen sloganlı şarkıyı sarayda coşkuyla seslendiriyordu, ak saçlı Ardahanlı belediye başkanının unutturduğu Şişli'de İş-İT'lilerin bir birleriyle yasak ilişkiye girip, birbirlerini öldürdükleri haberini alıyorduk.
Tam bu haberi izleyelim derken bu kez yine Şişli'de ki gibi çok başarılı (!) olan Ardahanlı Belediye Başkanının başında olduğu ve hep asayiş haberleri ile gündeme gelen İstanbul'un en büyük ilçesi Esenyurt'ta yine bir yabancının diğer bir yabancıyı bıçakla kovaladığını görüyor, izliyorduk.
Mahir Ünal'ın dilimizi, harflerimizi elimizden aldığını ileri sürdüğü cumhuriyetin haftasının içinde maliye bakanının “Neo klasik ekonomi düşüncesinden, epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan; davranışsal ekonomi ve nöroekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır.” ilgin. kelimeleri ardından bu kez habercilik yapmadıklarından şikayetçi olan biz gazetecileri yakından ilgilendiren yeni sansür yasasının gölgelenmesi adına ortaya atılan ve ben dahi birçoğunun diyemediği Dezenformasyon kelimesi aklıma bir kez daha takılıyor.
Bu takıntının hemen ardından 9 Kasım'da yapılacak olan yeniden aday olan İTO başkanının yeniden seslendirdiği ve 'beni seçmeseniz beka sorunu olur' dercesine beka kelimesi sonrası vizyon kelimesinin de zirveye çıkarmaya çalışıldığını görüyorduk.
Evet, Türkiye 100 Yıl Vizyonu ile başına gitmeye hazırlandığımız seçimler öncesi çoğulcu, katılımcı, insan hakları için şimdi değil, gelecek 100 yılın hayalini kurmamız istenen ülkede havalandırma derdinin yanında dondurucu karların, soğukların etkisini bir hayli kendisini his ettirdiği havalarında üşümeye başladığını hissedip, üşümemek için yakacağımız kalorifer peteklerine gözüm takılıyor, 'Üşümeye başladığımız şu günlerde yaksak acaba fatura ne kadar gelir diye şimdiden kara kara düşünürken.
Ha bu arada not.. Bu yazıyı yazmama neden olan A Haber ve TRT'nin haberlerinin olduğunu bilmenizi önemle rica ediyorum. Çünkü onları izleyip, dinledikçe bende dezenformasyon etkisinde kalıp, tersinden anlıyordum, anlatılanların dezenformasyon olduğunu anlayıp, düzeltmeye çalışıyordum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.