‘Adak toplama’ geleneği 7 asırdır yaşatılıyor; çocuklar kapı kapı dolaşıp şeker ve tatlı topluyor

Güncel (DHA) - Demirören Haber Ajansı | 07.06.2025 - 12:49, Güncelleme: 07.06.2025 - 12:50
 

‘Adak toplama’ geleneği 7 asırdır yaşatılıyor; çocuklar kapı kapı dolaşıp şeker ve tatlı topluyor

BURSA’nın Keles ilçesine bağlı Gelemiç Mahallesi'nde çocuklar, dini bayramlarda kapı kapı dolaşarak şeker ve tatlı topluyor. Osmanlı’dan kalma tarihi kerpiç evlerin yer aldığı mahallede, 700 yıllık 'adak toplama' geleneği, çocukların toplu halde koşarak evlere gitmesiyle benzerlerinden ayrılıyor.
Bursa’nın dağ ilçelerinden Keles’in Gelemiç Mahallesi’nde, Osmanlı döneminden bu yana sürdürülen 700 yıllık ‘adak toplama’ geleneği, bu bayramda da yaşatıldı. Kurban Bayramı arifesinde bayramlıklarını giyen çocuklar, sabahın erken saatlerinde mahalle meydanında toplandıktan sonra hep birlikte kapı kapı dolaşarak, hem büyüklerinin bayramını kutladı hem de şeker, kek ve tatlılardan oluşan hediyelerini aldı. Uludağ’ın güney yamaçlarında yer alan, tarihi kerpiç evleri ve Osmanlı’dan kalma yerleşim dokusuyla bilinen Gelemiç Mahallesi’nde yaşatılan gelenek, genellikle arife gününde yapılması ve çocukların toplu halde koşarak evlere gitmesiyle benzerlerinden ayrılıyor. Bayramlıklarını giyip erken saatte mahalle meydanında toplanan çocuklar, neşe içinde bayramlaşmak için her kapıyı çalıp, kendileri için hazırlanan şeker, kek ve tatlıları, büyüklerinin elini öpüp alıyor. ‘ÇOCUKLAR İÇİN ‘ADAK’, MİSAFİRLER İÇİN YUFKA YAPILIRDI’ Eskiden, evlerde yufka, ceviz ve pekmezle yapılan özel yiyeceklerin dağıtıldığı ‘adak toplama’ geleneğinde, günümüzde bu tatlıların yerini hazır şekerlemeler alırken, çocukken dolaştığı kapıları şimdi torunlarının çaldığını söyleyen Naciye Coşkun (72), “Eskiden bayramlarda bayramlıklarımızı giyer ve yollara düşerdik. Bütün köy çocukları evleri dolaşır ve adak toplardık. Dini bayramların arife günlerinde bunu yapardık. Adak yapmaları için de bizim köy sakinlerinin evinde mutlaka bir yufka sacı olurdu. Sacın üstünde gözleme ve adak yaparlardı. Adaklar çocuklara verilir, yufkalar da bayramda gelen misafirlere, kaynatılan etin altına koyulur ve ikram edilirdi. Diğer yufkalardan da peynir ve genelde ekmek içi koyularak adaklar yapılırdı. Yine aynı yufkalardan cevizli tatlılar yapılırdı. Üzerine de şeker değil, pekmez dökülürdü. Bütün çocuklar gelip adaklar verildiğinde, herkes hep bir ağızdan 'Eşber Allah, ölenlerin ruhuna gitsin' derlerdi. Her ev için bu söylenirdi. Çocuklar, kendi bayramlıklarıyla bütün evleri güle oynaya gezerlerdi” dedi. 'GELENEĞİN ARİFE GÜNÜNDE YAPILMASI TERCİH EDİLİYOR’ Çocukken kendisi de ‘adak toplama’ etkinliklerine katılan Yusuf Coşkun (60) ise o günleri şu sözlerle anlattı: “Eski yıllarda un ile yapılan yufkalara biz ‘adak’ derdik. Adakların birkaç çeşidi vardı. Ailenin bir sıkıntısı, beklediği bir haber ya da olmasını istediği bir dileği varsa veya adağı olduysa, komşularına ‘adak’ dağıtırdı. Eskiden bayramlarda da çocuklara bu adaklar dağıtılırdı. Herkesin yaptığı ‘adak’ farklı olabilirdi, kimisi içine ekmek içi koyar, kimisi farklı bir malzeme kullanırdı. Köyümüzün yaklaşık 700 yıllık bir geçmişi olduğunu biliyoruz. Hatta 1500’lü yıllarda köyümüzün adı Osmanlı arşivlerinde resmi olarak da geçiyor. Çevremizdeki mahallelerin tarihi de hemen hemen aynı. Bayram günlerinde insanların ziyaret ve ibadetler nedeniyle işleri yoğun olduğu için, adak geleneğinin arife gününde yapılması en büyük tercih sebebidir. Bu sayede hem gelenek sürdürülüyor hem de mahalleli bayram gününü daha verimli bir şekilde geçirebiliyor.” 
BURSA’nın Keles ilçesine bağlı Gelemiç Mahallesi'nde çocuklar, dini bayramlarda kapı kapı dolaşarak şeker ve tatlı topluyor. Osmanlı’dan kalma tarihi kerpiç evlerin yer aldığı mahallede, 700 yıllık 'adak toplama' geleneği, çocukların toplu halde koşarak evlere gitmesiyle benzerlerinden ayrılıyor.

Bursa’nın dağ ilçelerinden Keles’in Gelemiç Mahallesi’nde, Osmanlı döneminden bu yana sürdürülen 700 yıllık ‘adak toplama’ geleneği, bu bayramda da yaşatıldı. Kurban Bayramı arifesinde bayramlıklarını giyen çocuklar, sabahın erken saatlerinde mahalle meydanında toplandıktan sonra hep birlikte kapı kapı dolaşarak, hem büyüklerinin bayramını kutladı hem de şeker, kek ve tatlılardan oluşan hediyelerini aldı. Uludağ’ın güney yamaçlarında yer alan, tarihi kerpiç evleri ve Osmanlı’dan kalma yerleşim dokusuyla bilinen Gelemiç Mahallesi’nde yaşatılan gelenek, genellikle arife gününde yapılması ve çocukların toplu halde koşarak evlere gitmesiyle benzerlerinden ayrılıyor. Bayramlıklarını giyip erken saatte mahalle meydanında toplanan çocuklar, neşe içinde bayramlaşmak için her kapıyı çalıp, kendileri için hazırlanan şeker, kek ve tatlıları, büyüklerinin elini öpüp alıyor.

‘ÇOCUKLAR İÇİN ‘ADAK’, MİSAFİRLER İÇİN YUFKA YAPILIRDI’

Eskiden, evlerde yufka, ceviz ve pekmezle yapılan özel yiyeceklerin dağıtıldığı ‘adak toplama’ geleneğinde, günümüzde bu tatlıların yerini hazır şekerlemeler alırken, çocukken dolaştığı kapıları şimdi torunlarının çaldığını söyleyen Naciye Coşkun (72), “Eskiden bayramlarda bayramlıklarımızı giyer ve yollara düşerdik. Bütün köy çocukları evleri dolaşır ve adak toplardık. Dini bayramların arife günlerinde bunu yapardık. Adak yapmaları için de bizim köy sakinlerinin evinde mutlaka bir yufka sacı olurdu. Sacın üstünde gözleme ve adak yaparlardı. Adaklar çocuklara verilir, yufkalar da bayramda gelen misafirlere, kaynatılan etin altına koyulur ve ikram edilirdi. Diğer yufkalardan da peynir ve genelde ekmek içi koyularak adaklar yapılırdı. Yine aynı yufkalardan cevizli tatlılar yapılırdı. Üzerine de şeker değil, pekmez dökülürdü. Bütün çocuklar gelip adaklar verildiğinde, herkes hep bir ağızdan 'Eşber Allah, ölenlerin ruhuna gitsin' derlerdi. Her ev için bu söylenirdi. Çocuklar, kendi bayramlıklarıyla bütün evleri güle oynaya gezerlerdi” dedi.

'GELENEĞİN ARİFE GÜNÜNDE YAPILMASI TERCİH EDİLİYOR’

Çocukken kendisi de ‘adak toplama’ etkinliklerine katılan Yusuf Coşkun (60) ise o günleri şu sözlerle anlattı:

“Eski yıllarda un ile yapılan yufkalara biz ‘adak’ derdik. Adakların birkaç çeşidi vardı. Ailenin bir sıkıntısı, beklediği bir haber ya da olmasını istediği bir dileği varsa veya adağı olduysa, komşularına ‘adak’ dağıtırdı. Eskiden bayramlarda da çocuklara bu adaklar dağıtılırdı. Herkesin yaptığı ‘adak’ farklı olabilirdi, kimisi içine ekmek içi koyar, kimisi farklı bir malzeme kullanırdı. Köyümüzün yaklaşık 700 yıllık bir geçmişi olduğunu biliyoruz. Hatta 1500’lü yıllarda köyümüzün adı Osmanlı arşivlerinde resmi olarak da geçiyor. Çevremizdeki mahallelerin tarihi de hemen hemen aynı. Bayram günlerinde insanların ziyaret ve ibadetler nedeniyle işleri yoğun olduğu için, adak geleneğinin arife gününde yapılması en büyük tercih sebebidir. Bu sayede hem gelenek sürdürülüyor hem de mahalleli bayram gününü daha verimli bir şekilde geçirebiliyor.” 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.