deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

CHP lideri Kılıçdaroğlu'na suikast ihbarı

Siyaset 27.05.2022 - 18:25, Güncelleme: 27.05.2022 - 18:25
 

CHP lideri Kılıçdaroğlu'na suikast ihbarı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SADAT'a gitmesi gündemdeki yerini korurken, güvenlik bürokrasisinden sorumlu üst düzey isimlerden birinin yaptığı ihbar da ortaya çıktı.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, “Kim Öldürülecekti?” Başlıklı dikkat çeken bir yazı  kaleme aldı. Pehlivan bugünkü yazısında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, SADAT’ın önüne gitmesinin perde arkasında yatan sebepleri anlattı. Pehlivan, SADAT baskınının arkasında Kılıçdaroğlu’na aktarılan suikast istihbaratının olduğunu ifade etti. Pehlivan, “Kılıçdaroğlu işte bu istihbaratı alınca harekete geçmeye karar verdi. Kimsenin bilmemesi de bu tehlikenin büyüklüğünün bir parçasıydı. 'Ya gideceğimi haber alan birileri orada silah patlatırsa' diye düşündü. Bu nedenle çok az insanı haberdar etti SADAT baskınından. Gitti orada, hem talimat bekleyenlere hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi” diye yazdı. İşte o yazı: Uçaktan indi, tam seçim otobüsüne binerken ateş edildi. Kurşun CHP liderini sıyırdı, hemen arkasındaki İstanbul Belediye Başkanı’nın kardeşini yaraladı. Seçime günler kala Türkiye’de bir siyasi lider öldürülmek istendi. Bundan tam 45 yıl önce yaşandı bu. Yine bir mayıs ayıydı. CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit 1977 seçimleri öncesi açık bir suikasttan kıl payı kurtuldu. O ki miting meydanlarında “Cumhuriyet Halk Partisi iktidara geldikten sonra bir daha katiller hükümetçe korunmayacak. Kontrgerilladan hesap soracağız” diyordu.  Aradan 11 yıl geçti. Başbakan Turgut Özal parti kongresi sırasında öldürülmek istendi. Suikastçı Kartal Demirağ kontrgerillanın tetikçisi olduğunu ve nasıl eğitildiğini yıllar sonra itiraf edecekti:  “Türkiye’nin belirli yerlerinde kamplar vardı. Ama onlar gizliydi. Emekli ordu mensupları eğitiyordu gençleri…”  İsimleri kapatıp denilene bakarsan, dün gibi bugün. Tetikteki parmağın sahibi değişiyor da silah sahibinin amacı değişmiyor.  Zor bir yazı bu. Duyduklarımı süzerek, harfleri seçerek yazmalıyım.  Üzerinde ısrarla durulması gereken soru şu: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu SADAT binasının önüne götüren neydi?  Öyle ya CHP kurmayları bile liderlerini Ankara’ya uğurlayacağını sanıyordu. Birden “Otobüse binip, SADAT’a gidiyoruz” sözünü duydular.   Biliyorum, Kılıçdaroğlu’na SADAT konusunda dosyalar geliyordu. Ama onu ani şekilde harekete geçiren bir bilgi olmalıydı... Vardı!  KILIÇDAROĞLU’NA SUİKAST İSTİHBARATI   Yakın zaman önce güvenlik bürokrasisinden çok üst düzey bir isim Kemal Kılıçdaroğlu’na bilgi aktardı. “Kanundışına çıkacaklar” sözü çıktı ağızdan. Planlananları içine sindiremeyen, “sağcı” diye bilinen yurtsever bir isimdi o bürokrat.  Sadece seçim güvenliğinin tehlikede olması değildi “kanundışı”. Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere siyasilere suikast girişimi bekleniyordu. Uyuyan hücrelerin böylesi bir denemesinin Türkiye’deki olası etkisinin ne olacağı belliydi. Gerilim stratejisi kaosla sonuçlanacak, onun alternatifi de “sert güçlü devlet” olacaktı. Haziran - Kasım 2015 arası buna örnekti.  Kılıçdaroğlu işte bu istihbaratı alınca harekete geçmeye karar verdi. Kimsenin bilmemesi de bu tehlikenin büyüklüğünün bir parçasıydı. “Ya gideceğimi haber alan birileri orada silah patlatırsa” diye düşündü. Bu nedenle çok az insanı haberdar etti SADAT baskınından. Gitti orada, hem talimat bekleyenlere hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi:  “Siyasi cinayetler, demiştim. Karanlık odaklar var, demiştim. Hangi maşalar kullanılacak bu karanlık işlerde? Kimler hangi hedefler için devreye girecek? Her türlü kaostan SADAT gibi paramiliter danışmanlar sorumlu tutulur. Bil. Öyle heveslere girişme.”  Aldığı istihbarat karşısındaki tavrı ise şu sözlerde gizliydi:  “Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz, biz Kuvayı Milliyeciyiz, biz SADAT’çılardan korkacak kişiler değiliz.”  Kılıçdaroğlu’nun SADAT baskını çok karanlık bir planı önledi gibi görünüyor. Kime sorsan “Alakam yok” diyor. Şimdilik…  
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SADAT'a gitmesi gündemdeki yerini korurken, güvenlik bürokrasisinden sorumlu üst düzey isimlerden birinin yaptığı ihbar da ortaya çıktı.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, “Kim Öldürülecekti?” Başlıklı dikkat çeken bir yazı  kaleme aldı.

Pehlivan bugünkü yazısında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, SADAT’ın önüne gitmesinin perde arkasında yatan sebepleri anlattı.

Pehlivan, SADAT baskınının arkasında Kılıçdaroğlu’na aktarılan suikast istihbaratının olduğunu ifade etti.

Pehlivan, “Kılıçdaroğlu işte bu istihbaratı alınca harekete geçmeye karar verdi. Kimsenin bilmemesi de bu tehlikenin büyüklüğünün bir parçasıydı. 'Ya gideceğimi haber alan birileri orada silah patlatırsa' diye düşündü. Bu nedenle çok az insanı haberdar etti SADAT baskınından. Gitti orada, hem talimat bekleyenlere hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi” diye yazdı.

İşte o yazı:

Uçaktan indi, tam seçim otobüsüne binerken ateş edildi. Kurşun CHP liderini sıyırdı, hemen arkasındaki İstanbul Belediye Başkanı’nın kardeşini yaraladı. Seçime günler kala Türkiye’de bir siyasi lider öldürülmek istendi.

Bundan tam 45 yıl önce yaşandı bu. Yine bir mayıs ayıydı. CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit 1977 seçimleri öncesi açık bir suikasttan kıl payı kurtuldu. O ki miting meydanlarında “Cumhuriyet Halk Partisi iktidara geldikten sonra bir daha katiller hükümetçe korunmayacak. Kontrgerilladan hesap soracağız” diyordu. 

Aradan 11 yıl geçti. Başbakan Turgut Özal parti kongresi sırasında öldürülmek istendi. Suikastçı Kartal Demirağ kontrgerillanın tetikçisi olduğunu ve nasıl eğitildiğini yıllar sonra itiraf edecekti: 

“Türkiye’nin belirli yerlerinde kamplar vardı. Ama onlar gizliydi. Emekli ordu mensupları eğitiyordu gençleri…” 

İsimleri kapatıp denilene bakarsan, dün gibi bugün. Tetikteki parmağın sahibi değişiyor da silah sahibinin amacı değişmiyor. 

Zor bir yazı bu. Duyduklarımı süzerek, harfleri seçerek yazmalıyım. 

Üzerinde ısrarla durulması gereken soru şu: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu SADAT binasının önüne götüren neydi? 

Öyle ya CHP kurmayları bile liderlerini Ankara’ya uğurlayacağını sanıyordu. Birden “Otobüse binip, SADAT’a gidiyoruz” sözünü duydular.  

Biliyorum, Kılıçdaroğlu’na SADAT konusunda dosyalar geliyordu. Ama onu ani şekilde harekete geçiren bir bilgi olmalıydı... Vardı! 

KILIÇDAROĞLU’NA SUİKAST İSTİHBARATI  

Yakın zaman önce güvenlik bürokrasisinden çok üst düzey bir isim Kemal Kılıçdaroğlu’na bilgi aktardı. “Kanundışına çıkacaklar” sözü çıktı ağızdan. Planlananları içine sindiremeyen, “sağcı” diye bilinen yurtsever bir isimdi o bürokrat. 

Sadece seçim güvenliğinin tehlikede olması değildi “kanundışı”. Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere siyasilere suikast girişimi bekleniyordu. Uyuyan hücrelerin böylesi bir denemesinin Türkiye’deki olası etkisinin ne olacağı belliydi. Gerilim stratejisi kaosla sonuçlanacak, onun alternatifi de “sert güçlü devlet” olacaktı. Haziran - Kasım 2015 arası buna örnekti. 

Kılıçdaroğlu işte bu istihbaratı alınca harekete geçmeye karar verdi. Kimsenin bilmemesi de bu tehlikenin büyüklüğünün bir parçasıydı. “Ya gideceğimi haber alan birileri orada silah patlatırsa” diye düşündü. Bu nedenle çok az insanı haberdar etti SADAT baskınından. Gitti orada, hem talimat bekleyenlere hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi: 

“Siyasi cinayetler, demiştim. Karanlık odaklar var, demiştim. Hangi maşalar kullanılacak bu karanlık işlerde? Kimler hangi hedefler için devreye girecek? Her türlü kaostan SADAT gibi paramiliter danışmanlar sorumlu tutulur. Bil. Öyle heveslere girişme.” 

Aldığı istihbarat karşısındaki tavrı ise şu sözlerde gizliydi: 

“Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz, biz Kuvayı Milliyeciyiz, biz SADAT’çılardan korkacak kişiler değiliz.” 

Kılıçdaroğlu’nun SADAT baskını çok karanlık bir planı önledi gibi görünüyor. Kime sorsan “Alakam yok” diyor. Şimdilik…  

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.