deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler casinorulet.com casino siteleri

CHP’li Veli Ağbaba, cumhurbaşkanı adayını açıkladı

Güncel 18.04.2022 - 11:27, Güncelleme: 18.04.2022 - 11:27
 

CHP’li Veli Ağbaba, cumhurbaşkanı adayını açıkladı

Türkiye’de Başkanlık Sistemi’nin yarattığı kriz, her geçen gün derinleşerek büyüyor. Ekonomik olarak kendini iyiden iyiye hissettiren kriz, işsizlikle perçinlenince halk nefes alacak alan bulmakta zorlanıyor. Halkın alım gücü her geçen gün düşerken iktidar partisi “dua edin, sabredin” telkinlerinde bulunuyor. Bazı iktidar partisi mensupları ise dua ve sabretme telkini yerine krizi tamamen görmezden gelmeyi tercih ediyor. Krizin her geçen gün derinleşmesi erken seçimi kaçınılmaz kılarken, iktidar partisi gücünü kaybetmenin verdiği korkuyla seçimi mümkün olduğunca ertelemeyi tercih ediyor. İktidar partisinin krizi görmezden gelmesinin yanında muhalefet partileri her fırsatta erken seçim çağrılarını yineliyor. Bununla birlikte halkla iç içe olan muhalefet partileri, sokağın sesini daha yakından duyuyor. Sokağa en yakın isimlerden biri olan CHP Emek Büroları Koordinatörü ve CHP Esnaf ve Sanatkârlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’ya sokaktan ne duyduğunu, son anketleri, 2023 seçimlerini ve muhalefet partisinin yol haritasını sorduk. SOKAK NE SÖYLÜYOR? Sürekli sahada olan ve sokağın sesini en yakından duyan Ağbaba, sokaktan ne duyduğunu anlatırken; “Eskiden Türkiye’de üç katman vardı. En üstte zenginler, orta sınıfta esnaf ve ticaret yapan insanlarla memurlar, en altta da yoksul dediğimiz kesim bulunmaktaydı. Bunun dışında bir de işsizler bulunuyordu. Şimdi ise Türkiye’de zenginler yerinde dururken orta kesim en alta indi. Hem hayat pahalılığının artması hem gelirlerin azalması Türkiye’de orta sınıfın yok olmasına neden oldu. Türkiye’de insanlar çok yeni bir durumla karşı karşıya. Gezdiğimiz yerlerde görüyoruz; 10 liralık kıyma alan insanlar, çeyrek lahana alanlar, tek biber, domates alanlar var. Yine esnafla ilgili ilk kez karşılaştığımız bir durum daha var: Esnafın elektrik faturası kirasını geçmiş durumda. Tüm bunların sonucu olarak da Türkiye’de büyük bir umutsuzluk başlamış durumda. Yaşanan bu durumun düzeleceğine insanlar çok da fazla inanmıyor. Şu anda toplumun bütün kesimleri ekonomide yaşanan krizi hissediyor. 2018’de başlayan ve artık buhran haline gelen bir ekonomi haliyle karşı karşıyayız. Çiftçi üretemiyor, ekemiyor, biçemiyor. Gübre fiyatları, mazot ve ilaç fiyatları çiftçinin belini bükmüş. Esnaf deseniz pandemiyi arar oldu. Pandemide dükkanlar kapalıyken elektrik ve doğalgaz faturası ödemediğini söyleyen esnaf ‘şimdi bunlar da üstümüze yük oldu’ diyor. Satılan ürünlerin yerine yenisi konamıyor. Bir de genç işsizlik olağanüstü artmış durumda. Bizim özellikle Doğu ve Güney Doğu’da gördüğümüz bir şey var; o da kahvelerin tıka basa dolu olması. Her 3 gençten 2’sinin işsiz olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin şu anda en yakıcı problemi geniş kesimlerin hızla yoksullaşması. Sokakta da gördüklerimiz bunlar.” ifadelerini kullandı. TÜİK VERİLERİ VE AKP’NİN “DUA VE SABIR” AÇIKLAMALARI AKP’nin “dua edin, sabredin” açıklamalarının ve TÜİK’in açıkladığı verilerin özellikle AKP tabanındaki karşılığını nasıl yorumladığını sorduğumuz Ağbaba; “TÜİK’in verilerine AKP ve MHP’ye oy verenlerin yüzde 70’i inanmıyor. Bunu incelediğimiz anketler de gösteriyor. Ayrıca AKP şu anda bu ekonomik buhranın sebebini dünyada artan fiyatlar ve Rusya-Ukrayna savaşı olarak gösteriyor ve kendi tabanını da buna ikna etmeye çalışıyor. Şu anda TÜİK’in açıkladığı makyajlı verilere rağmen yüzde 61 enflasyon var. Gıda enflasyonu yüzde 115’i bulmuş. Şu an savaş halinde olan Ukrayna’ya baktığımızda, orada bile enflasyonun yüzde 10 olduğunu görüyoruz. Kendi tabanını yapmak istediği bu manipülasyona inandırmaya çalışsa da pek başarılı olamıyor. Biz Türkiye’de yaşanan bu krizlerin temel sebebinin yönetim sistemi olduğunu düşünüyoruz. 2016’da kabul edilen, 2018 yılında da fiilen geçtiğimiz bizim “Tek Adamlık” onların ise “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” dediği sistem yaşanan tüm krizlerin temel nedeni. Denge, denetlemenin olmadığı, hesap sorulamayan bir düzenden bahsediyoruz. “128 milyar doları nerede?” dedik ve toplum bunu duydu. Merkez Bankası bağımsız olsaydı 128 milyar doları 2018 yılında el altından satamazlardı, satsalardı da hesap sorulurdu. Bu 128 milyar doların hangi kurdan satıldığını halen kimse bilmiyor. Yine Kur Korumalı Mevduat denen fakirin finanse ettiği bir sistem var, KKM sistemine geçildiği gün de 19,5 milyar yok edildi. Onun da hangi kurdan satıldığı ortaya çıkmış değil. Denge, denetleme olsaydı, güçler ayrılığı sağlansaydı milyar dolarlar Türkiye’nin cebinde kalırdı.” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’de Başkanlık Sistemi’nin yarattığı kriz, her geçen gün derinleşerek büyüyor. Ekonomik olarak kendini iyiden iyiye hissettiren kriz, işsizlikle perçinlenince halk nefes alacak alan bulmakta zorlanıyor. Halkın alım gücü her geçen gün düşerken iktidar partisi “dua edin, sabredin” telkinlerinde bulunuyor. Bazı iktidar partisi mensupları ise dua ve sabretme telkini yerine krizi tamamen görmezden gelmeyi tercih ediyor. Krizin her geçen gün derinleşmesi erken seçimi kaçınılmaz kılarken, iktidar partisi gücünü kaybetmenin verdiği korkuyla seçimi mümkün olduğunca ertelemeyi tercih ediyor.

İktidar partisinin krizi görmezden gelmesinin yanında muhalefet partileri her fırsatta erken seçim çağrılarını yineliyor. Bununla birlikte halkla içe olan muhalefet partileri, sokağın sesini daha yakından duyuyor. Sokağa en yakın isimlerden biri olan href="https://www.sakinca.com/ara?q=CHP " class="text-dark font-weight-bold" target="_blank">CHP Emek Büroları Koordinatörü ve href="https://www.sakinca.com/ara?q=CHP " class="text-dark font-weight-bold" target="_blank">CHP Esnaf ve Sanatkârlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’ya sokaktan ne duyduğunu, son anketleri, 2023 seçimlerini ve muhalefet partisinin yol haritasını sorduk.

SOKAK NE SÖYLÜYOR?

Sürekli sahada olan ve sokağın sesini en yakından duyan Ağbaba, sokaktan ne duyduğunu anlatırken; “Eskiden Türkiye’de üç katman vardı. En üstte zenginler, orta sınıfta esnaf ve ticaret yapan insanlarla memurlar, en altta da yoksul dediğimiz kesim bulunmaktaydı. Bunun dışında bir de işsizler bulunuyordu. Şimdi ise Türkiye’de zenginler yerinde dururken orta kesim en alta indi. Hem hayat pahalılığının artması hem gelirlerin azalması Türkiye’de orta sınıfın yok olmasına neden oldu. Türkiye’de insanlar çok yeni bir durumla karşı karşıya. Gezdiğimiz yerlerde görüyoruz; 10 liralık kıyma alan insanlar, çeyrek lahana alanlar, tek biber, domates alanlar var. Yine esnafla ilgili ilk kez karşılaştığımız bir durum daha var: Esnafın elektrik faturası kirasını geçmiş durumda. Tüm bunların sonucu olarak da Türkiye’de büyük bir umutsuzluk başlamış durumda. Yaşanan bu durumun düzeleceğine insanlar çok da fazla inanmıyor. Şu anda toplumun bütün kesimleri ekonomide yaşanan krizi hissediyor. 2018’de başlayan ve artık buhran haline gelen bir ekonomi haliyle karşı karşıyayız. Çiftçi üretemiyor, ekemiyor, biçemiyor. Gübre fiyatları, mazot ve ilaç fiyatları çiftçinin belini bükmüş. Esnaf deseniz pandemiyi arar oldu. Pandemide dükkanlar kapalıyken elektrik ve doğalgaz faturası ödemediğini söyleyen esnaf ‘şimdi bunlar da üstümüze yük oldu’ diyor. Satılan ürünlerin yerine yenisi konamıyor. Bir de genç işsizlik olağanüstü artmış durumda. Bizim özellikle Doğu ve Güney Doğu’da gördüğümüz bir şey var; o da kahvelerin tıka basa dolu olması. Her 3 gençten 2’sinin işsiz olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin şu anda en yakıcı problemi geniş kesimlerin hızla yoksullaşması. Sokakta da gördüklerimiz bunlar.” ifadelerini kullandı.

TÜİK VERİLERİ VE AKP’NİN “DUA VE SABIR” AÇIKLAMALARI

AKP’nin “dua edin, sabredin” açıklamalarının ve TÜİK’in açıkladığı verilerin özellikle AKP tabanındaki karşılığını nasıl yorumladığını sorduğumuz Ağbaba; “TÜİK’in verilerine AKP ve MHP’ye oy verenlerin yüzde 70’i inanmıyor. Bunu incelediğimiz anketler de gösteriyor. Ayrıca AKP şu anda bu ekonomik buhranın sebebini dünyada artan fiyatlar ve Rusya-Ukrayna savaşı olarak gösteriyor ve kendi tabanını da buna ikna etmeye çalışıyor. Şu anda TÜİK’in açıkladığı makyajlı verilere rağmen yüzde 61 enflasyon var. Gıda enflasyonu yüzde 115’i bulmuş. Şu an savaş halinde olan Ukrayna’ya baktığımızda, orada bile enflasyonun yüzde 10 olduğunu görüyoruz. Kendi tabanını yapmak istediği bu manipülasyona inandırmaya çalışsa da pek başarılı olamıyor. Biz Türkiye’de yaşanan bu krizlerin temel sebebinin yönetim sistemi olduğunu düşünüyoruz. 2016’da kabul edilen, 2018 yılında da fiilen geçtiğimiz bizim “Tek Adamlık” onların ise “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” dediği sistem yaşanan tüm krizlerin temel nedeni. Denge, denetlemenin olmadığı, hesap sorulamayan bir düzenden bahsediyoruz. “128 milyar doları nerede?” dedik ve toplum bunu duydu. Merkez Bankası bağımsız olsaydı 128 milyar doları 2018 yılında el altından satamazlardı, satsalardı da hesap sorulurdu. Bu 128 milyar doların hangi kurdan satıldığını halen kimse bilmiyor. Yine Kur Korumalı Mevduat denen fakirin finanse ettiği bir sistem var, KKM sistemine geçildiği gün de 19,5 milyar yok edildi. Onun da hangi kurdan satıldığı ortaya çıkmış değil. Denge, denetleme olsaydı, güçler ayrılığı sağlansaydı milyar dolarlar Türkiye’nin cebinde kalırdı.” değerlendirmesini yaptı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.