deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler

deneme bonusu veren siteler

virginiawinefestival.org/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 75 milyar doları hedeflemeliyiz

Güncel (DHA) - Demirören Haber Ajansı | 24.08.2022 - 16:30, Güncelleme: 24.08.2022 - 17:58
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 75 milyar doları hedeflemeliyiz

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Uluslararası müteahhitlik hizmetlerinin büyüklüğünün 2030'larda 750 milyar dolar seviyesine çıkacağı öngörülmektedir.
Ülkemizin bu büyük pastadan aldığı payı ilk etapta yüzde 10'a, yani 75 milyar dolara çıkarmayı beraberce hedeflemeliyiz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) ev sahipliğinde kentteki bir otelde düzenlenen 'Yurt dışı Müteahhitlik Hizmetleri Ödülleri Töreni'ne katıldı. Burada konuşan Erdoğan, Türkiye'nin, 'Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi Listesi'nde 48 firmasıyla iftihar verici bir yerde bulunduğunu belirterek, "Aynı şekilde 'Dünyanın En Büyük 225 Uluslararası Teknik Müşavirler Listesi'nde de 7 firma ile temsil ediliyoruz. Başbakanlığım ve cumhurbaşkanlığım döneminde bu sayıların nasıl giderek arttığını, firmalarımızın dünyanın dört bir yanındaki çalışmalarına bizzat şahit olarak da takip ettim. Küresel ekonomik krizin en çok etkilediği alanların başında müteahhitlik sektörü gelmesine rağmen firmalarımızın ülkemizi başarıyla temsil etmeyi sürdürmelerinden memnuniyet duyuyoruz. Firma sayımızın nispi yüksekliğine rağmen uluslararası müteahhitlik gelirlerinden aldığımız payın henüz arzu ettiğimiz seviyede olmadığının da altını çizmek istiyorum. Ülkemizin potansiyeli, firmalarımızın gücü, insanımızın kabiliyetleri, toplamda yılda 420 milyar doları geçen bu büyük pastadan çok daha fazla pay alabilmemize uygundur" dedi. 'TÜRKİYE, ŞEHİRLERİNİN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRMİŞTİR' Küresel krizin, malzeme fiyatlarını arttırması ve işçilik maliyetlerini yükseltmesinin zorluklara yol açtığını kaydeden Erdoğan, "Ancak salgın döneminde gelişmiş ülkelerin altyapılarının nasıl yetersiz ve eski olduğunun ortaya çıkmasını önümüzdeki dönemde yapılacak devasa yatırımların habercisi olarak görüyorum. Uluslararası altyapı yatırımlarında ulaştırma, konut ve enerji başlıklarının ilk sıralarda yer alması ülkemizin bu alanlardaki tecrübesi dikkate alındığında bizim için önemli bir avantajdır. Türkiye son 20 yılda kara yolu, hava yolu ve demir yolu altyapısını büyük ölçüde yenilemiş, TOKİ projeleri ve kentsel dönüşüm çalışmalarıyla şehirlerinin çehresini değiştirmiştir. Şehir hastaneleri gibi modellerle sağlık sistemini ana sınıfından üniversiteye; her seviyedeki atılımlarıyla eğitim öğretim sistemini güçlendirmiştir. Barajlar ve diğer yatırımlarla kalkınmasına destek olacak enerji ihtiyacını karşılamıştır. Velhasıl her alanda çok büyük yatırımlar gerçekleştirmiş bir ülkeyiz. Sahip olduğumuz bu tecrübe uluslararası müteahhitlik projelerine daha kararlı bir şekilde talip olmamızı sağlamaktadır" diye konuştu. '75 MİLYAR DOLARI HEDEFLEMELİYİZ' Yine bu yatırımların yarısından fazlasının Türkiye'nin merkezinde bulunduğu Avrupa, Asya ve Orta Doğu coğrafyasında gerçekleştiriliyor olmasının da avantaj sağlayan bir tablo olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Uluslararası müteahhitlik hizmetlerinin büyüklüğünün 2030'larda 750 milyar dolar seviyesine çıkacağı öngörülmektedir. Ülkemizin bu büyük pastadan aldığı payı ilk etapta yüzde 10'a, yani 75 milyar dolara çıkarmayı beraberce hedeflemeliyiz. Bu hedefi 2053 vizyonumuzda da en az yüzde 15 olarak belirlememiz gerektiğine inanıyorum. Son yarım asırda dünyanın 131 farklı ülkesinde 460 milyar dolarlık proje yürüten müteahhitlerimiz için ülkemizin geldiği seviye dikkate alındığında bu hedefin gayet gerçekçi olduğundan şüphe duymuyorum. Bu projelerin yüzde 90'ının son 20 yılda gerçekleştiğine de özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Dövizden istihdama, teknoloji transferinden makine parkının geliştirilmesine kadar pek çok alanda sayısız faydası olan uluslararası müteahhitlik hizmetlerini tüm imkanlarımızla desteklemeyi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı. 'TÜRKİYE'Yİ 2053 VİZYONUNA HAZIRLAYACAĞIZ' Yurt dışı seyahatlerinde muhataplarla veya Türkiye'ye gelen konuklarla yaptıkları görüşmelerin gündemine müteahhitlerin meselelerine de mutlaka aldıklarını ve sorunun çözümü yolunda gereken iradeyi ortaya koyduklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Sizlerden de artık daha büyük ölçekli, daha büyük katma değerli projelerde gerekiyorsa girişim ortaklıkları kurarak yer almanızı bekliyoruz. Az önce de ifade edildi, özellikle de işçilerin yurt dışındaki sorunlarıyla alakalı olarak bazı avukatlık firmalarının alavere dalavere yapmak suretiyle onların güya haklarını alıp iade edecekmiş gibi oradan kendilerine imkan tevlit etme gayretleri noktasında başta şu anda Cumhurbaşkanı Yardımcım Fuat Bey olmak üzere diğer bakan arkadaşlarıma da söylüyorum, hiç gecikmeden Meclis'in yeni döneminde yasal düzenlemeyse yasal düzenleme bunu yapmak suretiyle bu adımı atacağız. Diğer bir konu da vergi noktası. Hazine ve Maliye Bakanımız burada, bu konuyla ilgili olarak da Hazine ve Maliye Bakanımız hiç gecikmeden onun için de Meclis'in açılmasını bekleme diye bir durum söz konusu değil, bunu bakanlık nezdinde süratle adımını atıp bunun çıkışını da bakanlığımızın sağlaması gerekir. Biz bu çalışmaları yürütürken kimsenin kimliğiyle, meşrebiyle, görüşüyle ilgilenmiyoruz. Bizim baktığımız tek husus; ülkemize yaptığınız katkılardır. Türkiye'yi hep birlikte büyütecek, güçlendirecek, hedeflerine ulaştıracak 2053 vizyonuna hazırlayacağız. Kendimizin ve evlatlarımızın geleceği için ülkemizin kazanımlara sıkı sıkıya sahip çıkmamız, hedeflerimizi kararlılıkla hayata geçirmemiz gereken bir dönemde geçiyoruz. Küresel, siyasi ve ekonomik yönetim sisteminin yeni baştan dizayn edildiği bir dönemde ülkemizin önündeki fırsatları kaçırmaması için her türlü gayreti göstermek boynumuzun borcudur."  'BU BÜYÜK VİZYONA DESTEK İSTİYORUM' Geride kalan 20 yılda eğitimden sağlığa, güvenlikten ulaştırmaya, enerjiden sanayiye, tarımdan spora her alanda kazandırdıkları altyapının bugün önlerine çıkan tarihi fırsatı değerlendirebilmek için olduğunu söyleyen Erdoğan, "Önümüzde öyle büyük hedef var ki hiçbir bireysel, siyasi, ideolojik, sosyal, ekonomik çıkar kaygısı bunun önüne geçemez. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokmaktan, Türk milletini muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmaktan daha büyük bir ideal, daha büyük bir ülkü, daha büyük bir onur olabilir mi? Bizim mücadelemizin tek gayesi işte budur. Sizlerden bir ittifaka, bir partiye, bir isme değil, işte bu büyük vizyona, bu büyük hedeflere destek vermenizi istiyorum" dedi. 'MESELE SİYASİ REKABET DEĞİL' Cumhuriyetin kuruluşundan sonra başlatılan büyük atılımın önünün ilerleyen yıllarda nasıl kesildiğini, siyasette, ekonomide, sanayide, diplomaside nasıl adım adım kıskaca alındığının bugün daha iyi görüldüğünü kaydeden Erdoğan, "Kimi zaman sosyal fay hatları harekete geçirilerek, kimi zaman kısır siyasi çekişmeler körüklenerek, kimi zaman darbelerle milli irade çiğnenerek oynanan oyunların amacı hep aynıydı. Bu amaç Türkiye'nin tarihi birikimini, coğrafi gücünü, milli imkanlarını harekete geçirmesini engellemekti. Maalesef bu sinsi tuzakların çoğuna düştüğümüz de bir gerçektir. Demokrasi ve kalkınma yolunda asırlık bir sıçrama gerçekleştiren ülkemizin bir kez daha aynı oyunlarla yolundan çıkartılmasına, kazanımlarından edilmesine, hedeflerinden uzaklaştırılmasına izin veremeyiz. Mesele siyasi rekabet değil, ülkenin ve milletin bekası meselesidir. Bu ülkenin 85 milyon vatandaşının her birinin de bugüne ve geleceğe aynı yaklaşımla bakacağına, hareket tarzını ona göre belirleyeceğine yürekten inanıyorum" diye konuştu. 'TÜRKİYE, KRİZİ FIRSATA ÇEVİRME KONUSUNDA EN BAŞARILI ÜLKEDİR' Küresel ekonomideki dengesizliklerin Türkiye'ye olan etkilerinin farkında olduklarını belirten Erdoğan, "Her ne kadar birileri felaket tellallığı yaparak milletimizin moralini bozmaya çalışsa da Türkiye, küresel ekonomik krizi fırsata çevirme konusunda en başarılı ülkedir. Enflasyon diye, faiz diye, kur diye sorunlarımız yok mu? Elbette var. Ama elimizdeki imkanlar ve önümüzdeki fırsatlar öylesine büyük ki sadece bunlara takılıp kalırsak ülkemize yazık ederiz. Türkiye ve ekonomimizle ilgili sözde değerlendirme yapanların tespitlerinden ziyade temennilerini dile getirmeleri gerideki asıl niyeti göstermektedir. Şimdi birileri diyor ki; 'Türkiye'de üretim bitti. İşçisinden çiftçisine herkes perişan.' Peki gerçek öyle mi? Tarımda, hem çok iyi rekolte elde ettiğimiz hem de verdiğimiz alım fiyatlarıyla üreticilerimizin yüzünü güldürdüğümüz bir dönem yaşıyoruz. Turizmde, salgın döneminin kayıplarını telafi etmenin ötesinde kazançlar sağlayacak derecede başarılı bir sezon geçiriyoruz. Enerjide, Avrupa'nın adeta mide krampları geçirdiği bir kışa biz gayet rahat şekilde hazırlanıyoruz. Sanayide, ülkemizin her yerinde fabrikalar harıl harıl çalışıyor. Kamyonlar, trenler, gemiler, uçaklar mal taşımaya yetişemiyor. Dış ticarette, ihracatta her ay rekor üstüne rekor kırıyoruz. İstihdamda 31 milyona yaklaşan çalışan sayısıyla tüm tarihimizin en yüksek seviyesine ulaşmış durumdayız. Hangi alanda ülkemizi Avrupa'yla, dünyayla karşılaştırırsanız karşılaştırın terazinin bizim bulunduğumuz kefesi ağır basıyor. Diyorlar ki; 'Onlarda enflasyon yüzde 9. Bizde yüzde 80'e dayandı.' İyi de onlardaki yüzde 9 enflasyonun ekonomik ve sosyal sonuçlarıyla bizdeki enflasyonun etkileri aynı değil ki. Bunu bir defa masaya yatıracaksın" ifadelerini kullandı. 'KREDİ SIKINTISININ KAYNAĞI EKONOMİ PROGRAMIMIZ DEĞİL' İşçisinden memuruna, her kesimden vatandaşın gelir kaybını, enflasyonun üzerindeki ücret artışlarıyla telafi ederek enflasyonun sosyal etkilerini sınırlandırdıklarını vurgulayan Erdoğan, "Avrupa'da gıda başta olmak üzere temel ihtiyaç maddelerindeki fiili fiyat artışıyla ücretlere yapılan artış arasında öylesine derin uçurumlar var ki, insanlar sokaklara dökülmeye başladı. Gösterge faizleriyle, enflasyon arasındaki 5-6 katlık farkları söylemiyorum. Piyasaları paraya boğarak krizi bastıranlar şimdi kara kara bu dengesiz politikanın bedelini nasıl ödeyeceklerini düşünüyorlar. Biz bu sıkıntıların hiçbiriyle karşı karşıya değiliz. Ne bütçe disiplininden taviz verdik, ne finansal araçları hoyratça kullandık, ne sosyal yıkımların yolunu açtık. Hamdolsun yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme üzerine kurulu ekonomi politikamızı hedeflerimize uygun şekilde uygulamayı sürdürüyoruz. Son dönemde banka kredileri konusunda yaşanan sıkıntıların kaynağı ekonomi programımız değil, finans kesimi ile reel sektör arasındaki geçici bir yaklaşım farklılığıdır. Bu farklılığın en kısa sürede, üretim ve istihdam odaklı büyümeyi destekleyecek şekilde kapsamlı bir uzlaşmaya dönüşeceğine inanıyorum. Görüldüğü gibi bakış açımızı genişlettiğimizde karşımıza birilerinin bize ısrarla dayattığı moral bozukluğu fotoğrafı yerine umutlarımızı güçlendiren bir tablo çıkıyor. Eksikleri tamamlayarak, hataları düzelterek, elimizdeki işleri hızla tamamlayarak, yeni projeler geliştirerek ülkemizi önce 2023'e ulaştıracak, ardından da 2053'e uzanan yola güvenle çıkacağız. Hep söylediğim gibi, bunu da beraberce yapacağız. Dikkat ederseniz dünya ekonomisinde de ülkemizde de ölçekler çok değişmiştir. Dün çok büyük, çok erişilmez gözüken rakamlar bugün normal erişilebilir, ulaşılabilir seviyeler haline gelmiştir" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmaların ardından ödüle layık görülenlere ödüllerini verdi. 
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Uluslararası müteahhitlik hizmetlerinin büyüklüğünün 2030'larda 750 milyar dolar seviyesine çıkacağı öngörülmektedir.

Ülkemizin bu büyük pastadan aldığı payı ilk etapta yüzde 10'a, yani 75 milyar dolara çıkarmayı beraberce hedeflemeliyiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) ev sahipliğinde kentteki bir otelde düzenlenen 'Yurt dışı Müteahhitlik Hizmetleri Ödülleri Töreni'ne katıldı. Burada konuşan Erdoğan, Türkiye'nin, 'Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi Listesi'nde 48 firmasıyla iftihar verici bir yerde bulunduğunu belirterek, "Aynı şekilde 'Dünyanın En Büyük 225 Uluslararası Teknik Müşavirler Listesi'nde de 7 firma ile temsil ediliyoruz. Başbakanlığım ve cumhurbaşkanlığım döneminde bu sayıların nasıl giderek arttığını, firmalarımızın dünyanın dört bir yanındaki çalışmalarına bizzat şahit olarak da takip ettim. Küresel ekonomik krizin en çok etkilediği alanların başında müteahhitlik sektörü gelmesine rağmen firmalarımızın ülkemizi başarıyla temsil etmeyi sürdürmelerinden memnuniyet duyuyoruz. Firma sayımızın nispi yüksekliğine rağmen uluslararası müteahhitlik gelirlerinden aldığımız payın henüz arzu ettiğimiz seviyede olmadığının da altını çizmek istiyorum. Ülkemizin potansiyeli, firmalarımızın gücü, insanımızın kabiliyetleri, toplamda yılda 420 milyar doları geçen bu büyük pastadan çok daha fazla pay alabilmemize uygundur" dedi.

'TÜRKİYE, ŞEHİRLERİNİN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRMİŞTİR'

Küresel krizin, malzeme fiyatlarını arttırması ve işçilik maliyetlerini yükseltmesinin zorluklara yol açtığını kaydeden Erdoğan, "Ancak salgın döneminde gelişmiş ülkelerin altyapılarının nasıl yetersiz ve eski olduğunun ortaya çıkmasını önümüzdeki dönemde yapılacak devasa yatırımların habercisi olarak görüyorum. Uluslararası altyapı yatırımlarında ulaştırma, konut ve enerji başlıklarının ilk sıralarda yer alması ülkemizin bu alanlardaki tecrübesi dikkate alındığında bizim için önemli bir avantajdır. Türkiye son 20 yılda kara yolu, hava yolu ve demir yolu altyapısını büyük ölçüde yenilemiş, TOKİ projeleri ve kentsel dönüşüm çalışmalarıyla şehirlerinin çehresini değiştirmiştir. Şehir hastaneleri gibi modellerle sağlık sistemini ana sınıfından üniversiteye; her seviyedeki atılımlarıyla eğitim öğretim sistemini güçlendirmiştir. Barajlar ve diğer yatırımlarla kalkınmasına destek olacak enerji ihtiyacını karşılamıştır. Velhasıl her alanda çok büyük yatırımlar gerçekleştirmiş bir ülkeyiz. Sahip olduğumuz bu tecrübe uluslararası müteahhitlik projelerine daha kararlı bir şekilde talip olmamızı sağlamaktadır" diye konuştu.

'75 MİLYAR DOLARI HEDEFLEMELİYİZ'

Yine bu yatırımların yarısından fazlasının Türkiye'nin merkezinde bulunduğu Avrupa, Asya ve Orta Doğu coğrafyasında gerçekleştiriliyor olmasının da avantaj sağlayan bir tablo olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Uluslararası müteahhitlik hizmetlerinin büyüklüğünün 2030'larda 750 milyar dolar seviyesine çıkacağı öngörülmektedir. Ülkemizin bu büyük pastadan aldığı payı ilk etapta yüzde 10'a, yani 75 milyar dolara çıkarmayı beraberce hedeflemeliyiz. Bu hedefi 2053 vizyonumuzda da en az yüzde 15 olarak belirlememiz gerektiğine inanıyorum. Son yarım asırda dünyanın 131 farklı ülkesinde 460 milyar dolarlık proje yürüten müteahhitlerimiz için ülkemizin geldiği seviye dikkate alındığında bu hedefin gayet gerçekçi olduğundan şüphe duymuyorum. Bu projelerin yüzde 90'ının son 20 yılda gerçekleştiğine de özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Dövizden istihdama, teknoloji transferinden makine parkının geliştirilmesine kadar pek çok alanda sayısız faydası olan uluslararası müteahhitlik hizmetlerini tüm imkanlarımızla desteklemeyi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE'Yİ 2053 VİZYONUNA HAZIRLAYACAĞIZ'

Yurt dışı seyahatlerinde muhataplarla veya Türkiye'ye gelen konuklarla yaptıkları görüşmelerin gündemine müteahhitlerin meselelerine de mutlaka aldıklarını ve sorunun çözümü yolunda gereken iradeyi ortaya koyduklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sizlerden de artık daha büyük ölçekli, daha büyük katma değerli projelerde gerekiyorsa girişim ortaklıkları kurarak yer almanızı bekliyoruz. Az önce de ifade edildi, özellikle de işçilerin yurt dışındaki sorunlarıyla alakalı olarak bazı avukatlık firmalarının alavere dalavere yapmak suretiyle onların güya haklarını alıp iade edecekmiş gibi oradan kendilerine imkan tevlit etme gayretleri noktasında başta şu anda Cumhurbaşkanı Yardımcım Fuat Bey olmak üzere diğer bakan arkadaşlarıma da söylüyorum, hiç gecikmeden Meclis'in yeni döneminde yasal düzenlemeyse yasal düzenleme bunu yapmak suretiyle bu adımı atacağız. Diğer bir konu da vergi noktası. Hazine ve Maliye Bakanımız burada, bu konuyla ilgili olarak da Hazine ve Maliye Bakanımız hiç gecikmeden onun için de Meclis'in açılmasını bekleme diye bir durum söz konusu değil, bunu bakanlık nezdinde süratle adımını atıp bunun çıkışını da bakanlığımızın sağlaması gerekir. Biz bu çalışmaları yürütürken kimsenin kimliğiyle, meşrebiyle, görüşüyle ilgilenmiyoruz. Bizim baktığımız tek husus; ülkemize yaptığınız katkılardır. Türkiye'yi hep birlikte büyütecek, güçlendirecek, hedeflerine ulaştıracak 2053 vizyonuna hazırlayacağız. Kendimizin ve evlatlarımızın geleceği için ülkemizin kazanımlara sıkı sıkıya sahip çıkmamız, hedeflerimizi kararlılıkla hayata geçirmemiz gereken bir dönemde geçiyoruz. Küresel, siyasi ve ekonomik yönetim sisteminin yeni baştan dizayn edildiği bir dönemde ülkemizin önündeki fırsatları kaçırmaması için her türlü gayreti göstermek boynumuzun borcudur." 

'BU BÜYÜK VİZYONA DESTEK İSTİYORUM'

Geride kalan 20 yılda eğitimden sağlığa, güvenlikten ulaştırmaya, enerjiden sanayiye, tarımdan spora her alanda kazandırdıkları altyapının bugün önlerine çıkan tarihi fırsatı değerlendirebilmek için olduğunu söyleyen Erdoğan, "Önümüzde öyle büyük hedef var ki hiçbir bireysel, siyasi, ideolojik, sosyal, ekonomik çıkar kaygısı bunun önüne geçemez. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokmaktan, Türk milletini muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmaktan daha büyük bir ideal, daha büyük bir ülkü, daha büyük bir onur olabilir mi? Bizim mücadelemizin tek gayesi işte budur. Sizlerden bir ittifaka, bir partiye, bir isme değil, işte bu büyük vizyona, bu büyük hedeflere destek vermenizi istiyorum" dedi.

'MESELE SİYASİ REKABET DEĞİL'

Cumhuriyetin kuruluşundan sonra başlatılan büyük atılımın önünün ilerleyen yıllarda nasıl kesildiğini, siyasette, ekonomide, sanayide, diplomaside nasıl adım adım kıskaca alındığının bugün daha iyi görüldüğünü kaydeden Erdoğan, "Kimi zaman sosyal fay hatları harekete geçirilerek, kimi zaman kısır siyasi çekişmeler körüklenerek, kimi zaman darbelerle milli irade çiğnenerek oynanan oyunların amacı hep aynıydı. Bu amaç Türkiye'nin tarihi birikimini, coğrafi gücünü, milli imkanlarını harekete geçirmesini engellemekti. Maalesef bu sinsi tuzakların çoğuna düştüğümüz de bir gerçektir. Demokrasi ve kalkınma yolunda asırlık bir sıçrama gerçekleştiren ülkemizin bir kez daha aynı oyunlarla yolundan çıkartılmasına, kazanımlarından edilmesine, hedeflerinden uzaklaştırılmasına izin veremeyiz. Mesele siyasi rekabet değil, ülkenin ve milletin bekası meselesidir. Bu ülkenin 85 milyon vatandaşının her birinin de bugüne ve geleceğe aynı yaklaşımla bakacağına, hareket tarzını ona göre belirleyeceğine yürekten inanıyorum" diye konuştu.

'TÜRKİYE, KRİZİ FIRSATA ÇEVİRME KONUSUNDA EN BAŞARILI ÜLKEDİR'

Küresel ekonomideki dengesizliklerin Türkiye'ye olan etkilerinin farkında olduklarını belirten Erdoğan, "Her ne kadar birileri felaket tellallığı yaparak milletimizin moralini bozmaya çalışsa da Türkiye, küresel ekonomik krizi fırsata çevirme konusunda en başarılı ülkedir. Enflasyon diye, faiz diye, kur diye sorunlarımız yok mu? Elbette var. Ama elimizdeki imkanlar ve önümüzdeki fırsatlar öylesine büyük ki sadece bunlara takılıp kalırsak ülkemize yazık ederiz. Türkiye ve ekonomimizle ilgili sözde değerlendirme yapanların tespitlerinden ziyade temennilerini dile getirmeleri gerideki asıl niyeti göstermektedir. Şimdi birileri diyor ki; 'Türkiye'de üretim bitti. İşçisinden çiftçisine herkes perişan.' Peki gerçek öyle mi? Tarımda, hem çok iyi rekolte elde ettiğimiz hem de verdiğimiz alım fiyatlarıyla üreticilerimizin yüzünü güldürdüğümüz bir dönem yaşıyoruz. Turizmde, salgın döneminin kayıplarını telafi etmenin ötesinde kazançlar sağlayacak derecede başarılı bir sezon geçiriyoruz. Enerjide, Avrupa'nın adeta mide krampları geçirdiği bir kışa biz gayet rahat şekilde hazırlanıyoruz. Sanayide, ülkemizin her yerinde fabrikalar harıl harıl çalışıyor. Kamyonlar, trenler, gemiler, uçaklar mal taşımaya yetişemiyor. Dış ticarette, ihracatta her ay rekor üstüne rekor kırıyoruz. İstihdamda 31 milyona yaklaşan çalışan sayısıyla tüm tarihimizin en yüksek seviyesine ulaşmış durumdayız. Hangi alanda ülkemizi Avrupa'yla, dünyayla karşılaştırırsanız karşılaştırın terazinin bizim bulunduğumuz kefesi ağır basıyor. Diyorlar ki; 'Onlarda enflasyon yüzde 9. Bizde yüzde 80'e dayandı.' İyi de onlardaki yüzde 9 enflasyonun ekonomik ve sosyal sonuçlarıyla bizdeki enflasyonun etkileri aynı değil ki. Bunu bir defa masaya yatıracaksın" ifadelerini kullandı.

'KREDİ SIKINTISININ KAYNAĞI EKONOMİ PROGRAMIMIZ DEĞİL'

İşçisinden memuruna, her kesimden vatandaşın gelir kaybını, enflasyonun üzerindeki ücret artışlarıyla telafi ederek enflasyonun sosyal etkilerini sınırlandırdıklarını vurgulayan Erdoğan, "Avrupa'da gıda başta olmak üzere temel ihtiyaç maddelerindeki fiili fiyat artışıyla ücretlere yapılan artış arasında öylesine derin uçurumlar var ki, insanlar sokaklara dökülmeye başladı. Gösterge faizleriyle, enflasyon arasındaki 5-6 katlık farkları söylemiyorum. Piyasaları paraya boğarak krizi bastıranlar şimdi kara kara bu dengesiz politikanın bedelini nasıl ödeyeceklerini düşünüyorlar. Biz bu sıkıntıların hiçbiriyle karşı karşıya değiliz. Ne bütçe disiplininden taviz verdik, ne finansal araçları hoyratça kullandık, ne sosyal yıkımların yolunu açtık. Hamdolsun yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme üzerine kurulu ekonomi politikamızı hedeflerimize uygun şekilde uygulamayı sürdürüyoruz. Son dönemde banka kredileri konusunda yaşanan sıkıntıların kaynağı ekonomi programımız değil, finans kesimi ile reel sektör arasındaki geçici bir yaklaşım farklılığıdır. Bu farklılığın en kısa sürede, üretim ve istihdam odaklı büyümeyi destekleyecek şekilde kapsamlı bir uzlaşmaya dönüşeceğine inanıyorum. Görüldüğü gibi bakış açımızı genişlettiğimizde karşımıza birilerinin bize ısrarla dayattığı moral bozukluğu fotoğrafı yerine umutlarımızı güçlendiren bir tablo çıkıyor. Eksikleri tamamlayarak, hataları düzelterek, elimizdeki işleri hızla tamamlayarak, yeni projeler geliştirerek ülkemizi önce 2023'e ulaştıracak, ardından da 2053'e uzanan yola güvenle çıkacağız. Hep söylediğim gibi, bunu da beraberce yapacağız. Dikkat ederseniz dünya ekonomisinde de ülkemizde de ölçekler çok değişmiştir. Dün çok büyük, çok erişilmez gözüken rakamlar bugün normal erişilebilir, ulaşılabilir seviyeler haline gelmiştir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmaların ardından ödüle layık görülenlere ödüllerini verdi. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.