Dervişoğlu: Çözüm, Cumhuriyet'te buluşmaktır

Siyaset (DHA) - Demirören Haber Ajansı | 03.05.2025 - 20:45, Güncelleme: 03.05.2025 - 20:45
 

Dervişoğlu: Çözüm, Cumhuriyet'te buluşmaktır

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, "Yüzleri bile kızarmadan Türk devletini Kandil'le, İmralı'yla muhatap etmektedirler. Devletin aklını tasfiye edip gücünü de teröristle müzakereye oturtacak kadar şuursuzlaşmış, hükümlü bir terörist eskisinden, barış güvercini yaratmaya cüret edecek kadar da delirmişlerdir. Çözüm; hukuktur, yurttaşlıktır, milletin, ortak kaderde birleşmesidir, Cumhuriyet'te buluşmaktır. Reçete, güçlendirilmiş parlamenter sistem tezimizdir" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi'nde '3 Mayıs Türkçülük Günü' programına katıldı. Dervişoğlu, salon çevresinde toplanan partililere seslendi. Türkiye'nin her yerinde büyük bir mücadele verdiklerini belirten Dervişoğlu, parti genel başkanı seçildiği kurultay sürecine değinerek, "Size söylemiştim; 'Sıkıntılarımız var, aşacağız' demiştim. 'Yaralarımız var, saracağız' demiştim. Bütün bunları sabırla gerçekleştireceğimizi ifade etmiştim. 1 yıl önce biraz moralsizlik içerisinde ve siyaseten, 'Acaba Türkiye'de neler olacak' kaygısını yaşadığımız günler geçiriyorduk. Böyle bir süreçte partimizin siyasi ömrüne vade biçmek isteyenler vardı. İşte gelsinler ve görsünler İYİ Parti neymiş; Ankara'da, burada tespit etsinler. Yaralar sarıldı, sıkıntılar ve tuzaklar bozuldu. Artık herkes görüyor ve dünya şahit oluyor ki Türkiye'yi bu karanlık günlerden kurtarıp aydınlık ufuklarla buluşturacak bir siyasi kadro var. Türkiye'nin karanlık günlerine güneş gibi doğacağımız günler yakındır. 1 yıldır vermiş olduğumuz mücadeleye destek vermek suretiyle, zor günlerin kolaylıkla aşılmasına vesile oldunuz. Şimdi dertlerle uğraşacak zamanda değiliz. İYİ Parti'nin derdi ve sıkıntısı artık kalmamıştır. Dağ gibi bir kadrosu vardır ve artık milletin sıkıntılarını çözmek yolunda çaba sarf edecektir. Size ve bu büyük millete söz veriyorum; ben de sizlerin başını asla ve kata yere eğdirmeyeceğim. Pazarlıkçı pazarlıklardan taraf olmayacağım, onlardan yana olmayacağım. Türk milletinin geleceğinin ve beklentilerinin hilafına ters düşen hiçbir karara imza atmayacağım" ifadelerini kullandı. 'ÜNİTER YAPIMIZI HEDEFLİYORLAR' Dervişoğlu, salondaki partililere yaptığı konuşmada, Türkiye'nin hukuk ve adaletten yoksun kararlarla yönetildiğini kaydederek, "Geçtiğimiz ekim ayından beri yaşananlar ise açıkça göstermektedir ki Cumhuriyeti her yönden boğmaya kararlı iç ve dış ajandalar artık açıkça üniter yapımızı hedefliyor, milli kimliğimize kastediyorlar. Görülüyor ki bunun için daha da acele ediyorlar. O halde bizler için de aynı şey söz konusu olmalıdır. Kaybedecek bir saniyemiz, kaybedecek bir insanımız dahi yoktur. Bizim böyle bir lüksümüz de yoktur. 7 yıllık tek adam rejiminin, nam-ı diğer saray istibdadının, yarattığı hasarın tespitini yapmak zor değildir. Ama hasarın büyüklüğünden ve vahametinden kaçmak da mümkün değildir; çünkü milletimizin ruhundaki yara, bir izzet-i nefis yarasıdır. Ocağındaki tahribat, korunması gereken bütün kutsal değerlere dayanmıştır. Hukuk sadece yerle bir edilmemiş, adalet fikri de yok edilmiştir. Toplumda güven, yerini endişeye bırakmıştır. Vatandaşın yarısı diğer yarısıyla, vatandaşların tamamı da devletle davalıktır. Kısaca toplumsal akdimiz paramparçadır, dahası devlette ve kurumlarında yaşanan çürüme, saygı duyduğumuz ve tedrisatından geçtiğimiz o bildiğimiz ve güvendiğimiz devlet aklını felç etmiştir" diye konuştu. 'YOL BAŞÇILARINA SELAM OLSUN' Olağanüstü hali olağanlaştırmış bir iktidar ile karşı karşıya olduklarını vurgulayan Dervişoğlu, "Onun gayrimeşruluğunu onaylayarak ve onun yerine iktidara gelebileceğini zannedenlerden bahsediyorum. Dahası, 50 bin insanın katilini Meclis'e davet edebilme cüretinden, 4 Mayıs'ta Malazgirt'te PKK'ya kongre toplamayı önerebilenlerden bahsediyorum. Bu ihanetlerini Türk milletine izah edemeyip, Müsavat Dervişoğlu ve İYİ Partililere, milliyetçilik dersi vermeye kalkanlara sesleniyorum; işte bugün 3 Mayıs, onlar neredeler bilmiyorum ama ben verdiğim sözü tuttum ve buradayım. Bugün, yüreklerimizde, damarlarımızdaki o asil kanın yüklediği heyecan var. Salona bakıyorum; tüm gözlerde o bakış var. 'Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir' diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün bozkurtça bakan gözleriyle karşı karşıyayım. 3 Mayıs, salt bir ideolojik tepkiden öte, Cumhuriyetin kuruluş felsefesini, yurttaşın hürriyetini ve hukukunu koruma direnişiydi. 3 Mayıs, tek parti sistemi içinde tek sese karşı itiraz edilebileceğini gösteren büyük bir sınavdı. 3 Mayıs, toplumsal muhalefetin meşruiyetinin tesciliydi. 3 Mayıs, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne giden yolun işaret fişeğiydi. 3 Mayıs, çok partili demokrasiye geçişin kilometre taşı, merkez siyasi aklın oluşmasının temel harcıydı. O yolun, yol başçılarına buradan selam olsun" dedi. 'REÇETE, GÜÇLENDİRİLİŞMİŞ PARLAMENTER SİSTEM TEZİMİZDİR' Türkiye'de yaşanan sorunların çözümünün güçlendirilmiş parlamenter sistem olduğunu aktaran Dervişoğlu, şöyle devam etti: "'Çözüm süreci' dediler, İmralı'ya heyetler gönderdiler, mektuplar okuttular. 'Cumhuriyet parantezini kapatacağız' diyerek, canilerle el sıkışıp, dağ kadrolarına af vaadinde bulundular. Sonuç mu; 6,7,8 Ekim olayları, hendek terörü ve kaybettiğimiz yüzlerce vatan evladı ve hiçbir şey olmamış gibi yine elini yıkayıp çıkan iktidar ve aparatlarıdır. Bugün yine aynı senaryonun devam filmi vizyonda, figüranları ise sahnededir. 'Yeni anayasa' ve 'Teröriste umut hakkı' diyerek Türkiye'yi yeniden bir açılım bataklığının içine sokuyorlar. Bunu da utanmadan, 'Tarihi fırsat' diye anlatıyorlar. Peki ya çözüm? Biz bir asrı aşkındır durduğumuz yerde duruyor ve tekrar tekrar diyoruz ki; eğer bu ülkede bir sorun varsa ve çözülecekse o da herkesin önce insan olmaktan, sonra da yurttaş olmaktan kaynaklanan evrensel ve anayasal haklarına kavuşmasıdır. Şimdi yine bugün aynı aktörler, aynı niyetle, süslü sözlerle, kendi yarattıkları soruna çözüm olmayan savaşa, 'Barış' demekte askıya aldıkları Anayasa'nın yenisini talep etmekte, kulluk rejimine ise 'Demokrasi' adını vermektedirler. Ve bununla da kalmayarak, yüzleri bile kızarmadan Türk devletini Kandil'le, İmralı'yla muhatap etmektedirler. Devletin aklını tasfiye edip gücünü de teröristle müzakereye oturtacak kadar şuursuzlaşmış, hükümlü bir terörist eskisinden, barış güvercini yaratmaya cüret edecek kadar da delirmişlerdir. Çözüm, hukuktur, yurttaşlıktır, milletin, ortak kaderde birleşmesidir, Cumhuriyet'te buluşmaktır. Reçete, güçlendirilmiş parlamenter sistem tezimizdir."
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, "Yüzleri bile kızarmadan Türk devletini Kandil'le, İmralı'yla muhatap etmektedirler. Devletin aklını tasfiye edip gücünü de teröristle müzakereye oturtacak kadar şuursuzlaşmış, hükümlü bir terörist eskisinden, barış güvercini yaratmaya cüret edecek kadar da delirmişlerdir. Çözüm; hukuktur, yurttaşlıktır, milletin, ortak kaderde birleşmesidir, Cumhuriyet'te buluşmaktır. Reçete, güçlendirilmiş parlamenter sistem tezimizdir" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi'nde '3 Mayıs Türkçülük Günü' programına katıldı. Dervişoğlu, salon çevresinde toplanan partililere seslendi. Türkiye'nin her yerinde büyük bir mücadele verdiklerini belirten Dervişoğlu, parti genel başkanı seçildiği kurultay sürecine değinerek, "Size söylemiştim; 'Sıkıntılarımız var, aşacağız' demiştim. 'Yaralarımız var, saracağız' demiştim. Bütün bunları sabırla gerçekleştireceğimizi ifade etmiştim. 1 yıl önce biraz moralsizlik içerisinde ve siyaseten, 'Acaba Türkiye'de neler olacak' kaygısını yaşadığımız günler geçiriyorduk. Böyle bir süreçte partimizin siyasi ömrüne vade biçmek isteyenler vardı. İşte gelsinler ve görsünler İYİ Parti neymiş; Ankara'da, burada tespit etsinler. Yaralar sarıldı, sıkıntılar ve tuzaklar bozuldu. Artık herkes görüyor ve dünya şahit oluyor ki Türkiye'yi bu karanlık günlerden kurtarıp aydınlık ufuklarla buluşturacak bir siyasi kadro var. Türkiye'nin karanlık günlerine güneş gibi doğacağımız günler yakındır. 1 yıldır vermiş olduğumuz mücadeleye destek vermek suretiyle, zor günlerin kolaylıkla aşılmasına vesile oldunuz. Şimdi dertlerle uğraşacak zamanda değiliz. İYİ Parti'nin derdi ve sıkıntısı artık kalmamıştır. Dağ gibi bir kadrosu vardır ve artık milletin sıkıntılarını çözmek yolunda çaba sarf edecektir. Size ve bu büyük millete söz veriyorum; ben de sizlerin başını asla ve kata yere eğdirmeyeceğim. Pazarlıkçı pazarlıklardan taraf olmayacağım, onlardan yana olmayacağım. Türk milletinin geleceğinin ve beklentilerinin hilafına ters düşen hiçbir karara imza atmayacağım" ifadelerini kullandı.

'ÜNİTER YAPIMIZI HEDEFLİYORLAR'

Dervişoğlu, salondaki partililere yaptığı konuşmada, Türkiye'nin hukuk ve adaletten yoksun kararlarla yönetildiğini kaydederek, "Geçtiğimiz ekim ayından beri yaşananlar ise açıkça göstermektedir ki Cumhuriyeti her yönden boğmaya kararlı iç ve dış ajandalar artık açıkça üniter yapımızı hedefliyor, milli kimliğimize kastediyorlar. Görülüyor ki bunun için daha da acele ediyorlar. O halde bizler için de aynı şey söz konusu olmalıdır. Kaybedecek bir saniyemiz, kaybedecek bir insanımız dahi yoktur. Bizim böyle bir lüksümüz de yoktur. 7 yıllık tek adam rejiminin, nam-ı diğer saray istibdadının, yarattığı hasarın tespitini yapmak zor değildir. Ama hasarın büyüklüğünden ve vahametinden kaçmak da mümkün değildir; çünkü milletimizin ruhundaki yara, bir izzet-i nefis yarasıdır. Ocağındaki tahribat, korunması gereken bütün kutsal değerlere dayanmıştır. Hukuk sadece yerle bir edilmemiş, adalet fikri de yok edilmiştir. Toplumda güven, yerini endişeye bırakmıştır. Vatandaşın yarısı diğer yarısıyla, vatandaşların tamamı da devletle davalıktır. Kısaca toplumsal akdimiz paramparçadır, dahası devlette ve kurumlarında yaşanan çürüme, saygı duyduğumuz ve tedrisatından geçtiğimiz o bildiğimiz ve güvendiğimiz devlet aklını felç etmiştir" diye konuştu.

'YOL BAŞÇILARINA SELAM OLSUN'

Olağanüstü hali olağanlaştırmış bir iktidar ile karşı karşıya olduklarını vurgulayan Dervişoğlu, "Onun gayrimeşruluğunu onaylayarak ve onun yerine iktidara gelebileceğini zannedenlerden bahsediyorum. Dahası, 50 bin insanın katilini Meclis'e davet edebilme cüretinden, 4 Mayıs'ta Malazgirt'te PKK'ya kongre toplamayı önerebilenlerden bahsediyorum. Bu ihanetlerini Türk milletine izah edemeyip, Müsavat Dervişoğlu ve İYİ Partililere, milliyetçilik dersi vermeye kalkanlara sesleniyorum; işte bugün 3 Mayıs, onlar neredeler bilmiyorum ama ben verdiğim sözü tuttum ve buradayım. Bugün, yüreklerimizde, damarlarımızdaki o asil kanın yüklediği heyecan var. Salona bakıyorum; tüm gözlerde o bakış var. 'Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir' diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün bozkurtça bakan gözleriyle karşı karşıyayım. 3 Mayıs, salt bir ideolojik tepkiden öte, Cumhuriyetin kuruluş felsefesini, yurttaşın hürriyetini ve hukukunu koruma direnişiydi. 3 Mayıs, tek parti sistemi içinde tek sese karşı itiraz edilebileceğini gösteren büyük bir sınavdı. 3 Mayıs, toplumsal muhalefetin meşruiyetinin tesciliydi. 3 Mayıs, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne giden yolun işaret fişeğiydi. 3 Mayıs, çok partili demokrasiye geçişin kilometre taşı, merkez siyasi aklın oluşmasının temel harcıydı. O yolun, yol başçılarına buradan selam olsun" dedi.

'REÇETE, GÜÇLENDİRİLİŞMİŞ PARLAMENTER SİSTEM TEZİMİZDİR'

Türkiye'de yaşanan sorunların çözümünün güçlendirilmiş parlamenter sistem olduğunu aktaran Dervişoğlu, şöyle devam etti:

"'Çözüm süreci' dediler, İmralı'ya heyetler gönderdiler, mektuplar okuttular. 'Cumhuriyet parantezini kapatacağız' diyerek, canilerle el sıkışıp, dağ kadrolarına af vaadinde bulundular. Sonuç mu; 6,7,8 Ekim olayları, hendek terörü ve kaybettiğimiz yüzlerce vatan evladı ve hiçbir şey olmamış gibi yine elini yıkayıp çıkan iktidar ve aparatlarıdır. Bugün yine aynı senaryonun devam filmi vizyonda, figüranları ise sahnededir. 'Yeni anayasa' ve 'Teröriste umut hakkı' diyerek Türkiye'yi yeniden bir açılım bataklığının içine sokuyorlar. Bunu da utanmadan, 'Tarihi fırsat' diye anlatıyorlar. Peki ya çözüm? Biz bir asrı aşkındır durduğumuz yerde duruyor ve tekrar tekrar diyoruz ki; eğer bu ülkede bir sorun varsa ve çözülecekse o da herkesin önce insan olmaktan, sonra da yurttaş olmaktan kaynaklanan evrensel ve anayasal haklarına kavuşmasıdır. Şimdi yine bugün aynı aktörler, aynı niyetle, süslü sözlerle, kendi yarattıkları soruna çözüm olmayan savaşa, 'Barış' demekte askıya aldıkları Anayasa'nın yenisini talep etmekte, kulluk rejimine ise 'Demokrasi' adını vermektedirler. Ve bununla da kalmayarak, yüzleri bile kızarmadan Türk devletini Kandil'le, İmralı'yla muhatap etmektedirler. Devletin aklını tasfiye edip gücünü de teröristle müzakereye oturtacak kadar şuursuzlaşmış, hükümlü bir terörist eskisinden, barış güvercini yaratmaya cüret edecek kadar da delirmişlerdir. Çözüm, hukuktur, yurttaşlıktır, milletin, ortak kaderde birleşmesidir, Cumhuriyet'te buluşmaktır. Reçete, güçlendirilmiş parlamenter sistem tezimizdir."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.