Özgür Özel: Bu saldırıyı siyaset kurumuna yapılmış bir saldırı olarak görüyorum
Özgür Özel: Bu saldırıyı siyaset kurumuna yapılmış bir saldırı olarak görüyorum
CHP Genel Başkanı Özgür Özel Sırrı Süreyya Önder için düzenlenen tören sonrasında uğradığı yumruklu saldırıyla ilgili açıklama yaptı. Özel, "Bu saldırıyı siyaset kurumuna yapılmış bir saldırı olarak görüyorum " dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, hayatını kaybeden sanatçı Yavuz Top’un Sarıyer’de bulunan ailesinin evine taziye ziyaretinde bulundu. Ziyareti sonrasında açıklama yapan Özel, "1 Mayıs gününün yoğunluğu ve telaşı içinde ozanımız Yavuz Top'un cenazesine katılamamıştım. Aileyle temastaydık. Bugün bir taziye yapmak üzere buraya geldik. Aileyi ziyaret ettik. Benim yatılı okul günlerimden itibaren kasetlerini değiş tokuş yaptığımız, çok sevdiğim, Dikili Festivali'nde 14-15'li yaşlarımızda tanıştığımız bir ozanımızdı. Erken kaybettik. Sadece sazıyla değil, siyasete getirdiği yorumlarla, katkılarla, itirazlarla çok kıymetli bir ismi kaybettik. Bir kez daha öncelikle ailesine başsağlığı diliyorum. Komşularına başsağlığı diliyorum" dedi.
'GÜNDEMİN ÖNÜNE, BU SALDIRGANIN YAPTIĞI İŞİN GEÇMEMESİ LAZIM'
Uğradığı saldırıdan bahseden Özel, "Bugün barışın konuşulması lazım. Bugün Türkiye'nin hem terör sorunundan, hem demokratik açılımlarla Türkiye'deki tüm hak ihlallerinin son bulması lazım. Tüm tutsak siyasetçilerin cezaevinde değil, dışarıda olması lazım. Bunların konuşulduğu bir gündü. Birileri bu konuşulsun istemediği için, bugünkü o saldırının gerçekleştirilmesine ön açtılar, yol verdiler. Bir süredir hem tehditler alıyoruz, istihbari değerlendirmeler yapılıyor. İşte Konya'da yaşananlar falan, hepsi ayrı ayrı. Buradan bir tek şey rica edeceğim. Tabii elde değil, ama Sırrı Süreyya'nın, böyle bir barış güvercininin aramızdan uçup gidişinin gündeminin önüne, bu saldırganın yaptığı işin geçmemesi lazım. Sadece olay olduktan sonra eşimi, annemi, kızımı arayıp, 'Devam ediyorum' dedim. Kızım çok merak edince bir 10 dakika onun yanına uğradım. Programımıza devam ediyoruz. Bu partinin genel başkanlarına suikast girişimleri oldu. Atatürk’e oldu, İnönü'ye oldu, Ecevit'e oldu, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na oldu. Genel başkanlar hapse kondu, genel başkanlar linç girişimine uğradı. Genel başkanlar, böyle bir göreve talip olduğunuzda bunu zaten göze alıyorsunuz. Burada bir sürü kirli bilgi uçuşuyor. Sayın Cumhurbaşkanı'ndan, bakanlardan, siyasi partilerin genel başkanlarını arayıp bu saldırıyı kınıyor herkes. Ben de bu saldırıyı siyaset kurumuna yapılmış bir saldırı olarak görüyorum. Bundan sonra öyle, 'Efendim şu partinin mensubuymuş, bu partinin mensubuymuş', arkasından ne çıkarsa çıksın. Sivil siyaseti savunmak, şiddeti dışlamak, konuşmak ve birlikte çalışmak mecburiyetindeyiz. Ama şu kadarını söyleyelim. Kutuplaşmanın, keskinleşmenin kimseye bir faydası yok. Ben 1,5 yıl önce de bunları söylüyordum.
'ÖYLE ATILAN O YUMRUK FALAN BİZE DEĞMEZ'
Sırrı Süreyya Önder ile arasında geçen bir diyalogdan bahseden Özel, "Hiç kimseye bir kırgınlığım, küskünlüğüm yok. İşimizi yapıyoruz. Bu vakitten sonra tehditler, bu vakitten sonra saldırılar bizi yıldıracak olsa, biz ölümü göze alıp cumhuriyeti kuran partinin genel başkanlığına talip olmazdık. Sırrı Süreyya'nın bir emaneti var onu size söyleyeyim. Bana geldi bir gün, 'Bir Cumhuriyet Şarkısı filmini izledin mi? dedi. Ben, 'İzlemedim' deyince, 'İzle hatırım için' dedi. 'İzleyeceğim zaten. İzlemeden olur mu?' dedim. Ekrem başkanla, o günlerde yeni tutuklanmış Ahmet Özer'in kızı ve oğluyla, İstanbul İl Başkanımızla, MYK üyelerimiz, gençlik kollarıyla bir sinema salonu dolusu yerde, Bir Cumhuriyet Şarkısı’nı izledik. Sonra bir araya geldiğimizde, 'Beğendin mi?' diye sordu, 'Ben ölene kadar bu sır sana emanettir. Sonra söyleyebilirsin. O filmin senaryosunu ben yazdım' dedi. 'Ağabey niye söylemiyorsun?' dedik. O zaman tabii 1 Ekim'den önceydi, Sırrı Bey, siyaseti, partisi şeytanlaştırıldığı dönemdi. 'Filme, filmdekilerin emeğine yazık olur. Ben öldükten sonra bilsinler' dedi. O gün, bugün bu sır bendeydi. Bugün sabahleyin bir, iki kişiye, çok yakınlarıma söyledim. Bunu herkes bilsin, o harika filmin, Bir Cumhuriyet Şarkısı'nın senaryosunu, tabii mevcut senarist arkadaşla birlikte Sırrı Süreyya Önder yazmıştır. Herhalde kendileri açıklarlar bundan sonra. Çünkü, 'öldükten sonra bilinsin' diyordu. 'Niye bunu bana emanet ettin?' dedim. Atatürk'ü anlatıyor film. 'O partinin ilk genel başkanını ben anlattım. E bunu da son genel başkanına emanet edeceğiz herhalde' dedi. Ben böyle duygular içinde olduğum bir günde, öyle atılan o yumruk falan bize değmez. Canımızı da yakmaz. Çok çok mücadele azmimizi arttırır" dedi.
'SİYASET SÖZLE YAPILIR, SÖZLE YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Saldırgan hakkında bilgilerindirildiğini belirten Özel, "İki evladını katlettiği, birini yaraladığı, dördüncü evladının o olaydan balkondan atlayarak kurtulabildiğine ilişkin, 2004 yılında, bir bilgi bize İçişleri Bakanı tarafından ulaştırıldı. Sağ olsunlar, yakından ilgileniyorlar. Zaten basında da bunlar yer aldı. Birileri böyle şeyler yapacaksa, huzuru kaçıracak, bir provokasyon yapacak, suçu birinin sırtına yıkacak, bir şey yapacaksa zaten böyle birini bulup yaparlar. Yani onu biliyoruz. Mutlaka bir azmettirici faili vardır. Mesele bugün DEM partinin milletvekilinin Türkiye barışa kavuşsun diye, Kürt sorunu çözülsün diye, terör sorunu bitsin diye ve Türkiye'de anneler ağlamasın diye ömrü boyunca emek sarf etmiş birinin cenazesinde bu olduğuna göre buradan, bu süreçten rahatsız olanlar, bu suçu birinin üstüne yıkmak isteyenler veya bize bir mesaj vermek isteyenler bir şeyler yapmıştır. O araştırılır, çıkar, bulunur. Biz bir bütün olarak güçlü durmak durumundayız. Yoksa biz buradan bir husumet üretmek, o zaman işte o yumruğu atmaya çalışana, ona o yumruğu attırmaya çalışana prim vermiş olursunuz. O yüzden böyle bakıyorum. Onun dışında, şimdi ben artık bundan sonra telef meselesi üzerine benim şahsım adına söyleyecek bir şey yok. Sayın Cumhurbaşkanı'nın açtığı telefon o açıdan bir değer taşıyor sonuçta. Ben geçmiş olsun telefonunu kaale alıp, o telef sözünün de geri alındığını düşünüyorum. Bütün kendi şahsımda, bütün muhalif siyasi yapan insanlar için. Siyaset sözle yapılır, sözle yapmaya devam edeceğiz. Kim ikna ederse, millet kimi takdir ederse bu ülkeyi o yönetecek. Biz milletin sandığına sarılmaya devam edeceğiz. Sandığa saygılı olmaya ve sandığı boşa çıkarmaya ya da sandığı görmezden gelmeye, milletin takdirini hazmetmeyenlere karşı biz demokratik mücadelemizi vereceğiz. Çok güçlüyüz, çok inançlıyız, çok kararlıyız. Böyle bir günde buradan siyasi tartışma yaratmak benim işim değil. Atılan yumruk siyasette şiddeti savunanı mahcup eder. Siyasette söze önem verenleri, siyasetin normalinin siyasetçilerin birbirini araması tokalaşması, cenazeye, taziyeye, iyi güne, bayrama birlikte katılması gerektiğini savunan bizi haklı çıkaran bir süreçtir. Buradan sonra bunu ümit ediyorum yeni bir milat olur. Türkiye'de siyasetin sözle yapılmasını, seçilmişlerin görevlerinin başında olmasını, suçlanıyorlarsa tutuksuz yargılanmalarına vesile olacak birtakım adımların atılmasına katkı sağlarsa, böyle bir iklime katkı sağlarsa memnun oluruz. Sağlamazsa ne yapacağız? Geri adım atacak halimiz yok, mücadeleye devam ederiz" şeklinde konuştu.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.