deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler casinorulet.com casino siteleri

Kılıçdaroğlu: "Bu ülkeye sosyal demokrasi anlayışını ve kültürünü getiren kadrolar da CHP'li kadrolardır"

Güncel 09.09.2018 - 15:40, Güncelleme: 09.09.2018 - 15:40
 

Kılıçdaroğlu: "Bu ülkeye sosyal demokrasi anlayışını ve kültürünü getiren kadrolar da CHP'li kadrolardır"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılılçdaroğlu, "Birincisi milli Kurtuluş Savaşı'nı veren kadrolar, Cumhuriyeti kurmuşlardır. Cumhuriyet egemenliğin saraydan alınıp halka verilmesi demektir, yani cumhura vermişlerdir. Bizler aynı azim ve kararlılıkla bunun arkasında duruyoruz. İkincisi çok partili hayat, demokrasi için önemli bir adım atılmış, demokrasi konusunda da en önemli adımlar atan kadrolar yine CHP'li kadrolardır. Bu ülkeye sosyal demokrasi anlayışını ve kültürünü getiren kadrolar da CHP'li kadrolardır" dedi.
CHP’nin 95. kuruluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet Anıtkabir’i ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, ardından İl Başkanları Toplantısı’na katıldı. Toplantının açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, düzenleyecekleri etkinliklerle Türkiye'nin geçmişini ve geleceğini anacaklarını dile getirdi. Kurtuluş Savaşı döneminde 19 Mayıs'ta başlayan ve 9 Eylül ile biten sürecin ana noktasının siyasi bağımsızlığı elde etmek olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "9 Eylül'den 5 ay geçtikten sonra, artı daha henüz Cumhuriyet ilan edilmeden önce, artı henüz Lozan Antlaşması imzalanmadan önce İzmir'de bir toplantı yapıldı, İzmir İktisat Kongresi. Çünkü Gazi Mustafa Kemal şunu çok iyi biliyordu, siyasi bağımsızlığı elde etmek ve bunu sürdürmenin en önemli ayağı, ekonomik bağımsızlığı elde etmekti. Burada yaptığı konuşmada, 'Siyasi askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, ihtizazi zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olmaz. O nedenle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ekonomik bağımsızlığa özel bir önem vermiştir. 9 Eylül aynı zamanda İzmir'in kurtuluşu, Ankara'dan bütün İzmir'e, İzmirlilere yürekten selamlarımızı saygılarımızı gönderiyoruz. İzmir, Türkiye'nin çağdaş dünyaya açılan kapısıdır, hepimiz İzmir ile gurur duyarız. Onlar milli Kurtuluş Savaşı'nın son günlerini yaşadılar, arkasından İzmir İktisat Kongresi ile ekonomik bağımsızlığı elde etmek için de özel bir çaba harcadılar. Dolayısıyla İzmir'in milli Kurtuluş Savaşı süreci içinde özel bir yeri var. Hemen arkasından Cumhuriyet Halk Fırkası kurulur. 16 Eylül 1924, aradan kısa bir süre geçmiştir ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk Trabzon'da şu konuşmayı yapar, 'Halk Fırkası memleket ve milletin her türlü dayanaktan mahrum bırakılarak, felakete atıldığı uğursuz hengamede bütün milleti kadrosu içine alarak kuvvet ve kudret yapan, harici düşmanlarını kovan, dahili düşmanlarını imha eden, halka hürriyet ve hakimiyet temin eden mukaddes bir cemiyettir. Halk Fırkası, Türk Cumhuriyeti'ni kuran devrimci ruhun bütün memleketlerde karşılık bulmasıdır.' Bu söylemin üç ana noktası var, bugün için de geçerlidir. Cumhuriyet Halk Partisi bütün milleti kapsıyor, adına halk denmesinin temel nedeni de budur. Kimsenin kimliğine bakmadan, inancına bakmadan, yaşam tarzına bakmadan herkesi kucaklayan bir parti. İki, halka hürriyet ve hakimiyet temin eden parti. Arkasından Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran devrimci ruhtan söz eder. Evet sadece bizim için değil, dünya siyaseti açısından da milli Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı önemli bir devrimci harekettir" şeklinde konuştu.  "Dördüncü devrime hazırlanmak zorundayız"  Türkiye Cumhuriyeti'nin en temel noktalarında CHP'nin imzası olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Birincisi milli Kurtuluş Savaşı'nı veren kadrolar Cumhuriyeti kurmuşlardır. Cumhuriyet egemenliğin saraydan alınıp halka verilmesi demektir, yani cumhura vermişlerdir. Bizler aynı azim ve kararlılıkla bunun arkasında duruyoruz. İkincisi çok partili hayat, demokrasi için önemli bir adım atılmış, demokrasi konusunda da en önemli adımlar atan kadrolar yine CHP'li kadrolardır. Bu ülkeye sosyal demokrasi anlayışını ve kültürünü getiren kadrolar da CHP'li kadrolardır. Şimdi hep birlikte bir dördüncü devrime hazırlanmak zorundayız. Kaybolan demokrasiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Herkes özgürce düşüncelerini ifade etmeli. Eğer demokrasiyi savunuyorsak bizimle farklı düşünen kişilerin düşüncelerine saygı duymalıyız ve onlar da düşüncelerini açıkça ifade etmelidir. Örgütlenme özgürlüğüne saygı duymalıyız, işçisi, memuru, emeklisi, çiftçisi herkes örgütlenebilmeli. Eğer demokrasi diyorsak örgütlenme özgürlüğünün önündeki bütün duvarları kaldırmalıyız. Medya özgürlüğünü sağlamalıyız, bir kişinin bir kurumun veya sarayın tekelinde olan değil özgürce halkın gözü kulağı ve sesi olan bir medya özgürlüğünü sağlamalıyız. Devletler üç ayak üzerine sağlıklı otururlar; yasama yargı ve yürütme. Çağdaş demokrasilerde bir dördüncü ayak daha var, o da medya. Güçler ayrılığı ilkesini Türkiye'ye getirmek zorundayız. Yargının herkese eşit adalet dağıtması lazım, bunu savunacağız" diye konuştu.  Kılıçdaroğlu, 81 milyon için demokrasiyi savunduklarını kaydederek, "Umutsuzluğa bizim kitabımızda yer yoktur" dedi.  Sözlerine "Güzel bir gündeyiz. 95'inci yılı devirdik. Önümüzde daha uzun yıllar var. Bizden sonraki kuşaklar da bizden önceki kuşakların verdiği mücadeleyi aynen yürütecekler, buna yürekten inanıyorum." diyerek başlayan Kılıçdaroğlu, CHP'nin karanlıktan değil aydınlıktan, baskıdan değil özgürlükten, birilerinin zengin olmasından değil refahtan yana olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, 9 Eylül'ün aynı zamanda İzmir'in de kurtuluş günü olduğunu vurgulayarak, Ankara'dan bütün İzmirlilere sevgiler, saygılar gönderdi. "İzmir'le gurur duyuyoruz" İzmir'in, Türkiye'nin çağdaş dünyaya açılan kapısı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Hepimiz İzmir'le gurur duyarız. Onlar, Milli Kurtuluş Savaşı'nın son günlerini yaşadılar. Arkasından İzmir İktisat Kongresi ile ekonomik bağımsızlığı elde etmek için de özel bir çaba harcadılar. Dolayısıyla İzmir'in Milli Kurtuluş Savaşı süreci içinde özel bir yeri var." diye konuştu. "Demokrasi konusunda önemli adımlar atan kadro" Sadece Türkiye için değil, dünya siyaseti açısından da Milli Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının önemli bir devrimci hareket olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bütün dünyanın siyasal tarihinin bunu bu kadar açık ve net çizdiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, her CHP'linin "Türkiye Cumhuriyeti'nin en temel noktalarında CHP'nin imzası vardır." diyebileceğine işaret ederek, "Birincisi şudur, Milli Kurtuluş Savaşını veren kadrolar, Cumhuriyet'i kurmuşlardır. Nedir Cumhuriyet? Egemenliğin saraydan alınıp halka verilmesi demektir. Yani cumhura vermişlerdir. Hani diyorlar ya 'Egemenlik milletindir.' Evet milletindir ama bunu sağlayan kadrolar CHP'nin kadrolarıdır ve bizler aynı azim ve kararlılıkla bunun arkasında duruyoruz." ifadesini kullandı. CHP'nin, Türkiye'nin çok partili hayata geçişindeki rolünü anımsatan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Demokrasi için önemli bir adım atılmış 1947'de. Demokrasi konusunda da en önemli adımları atan kadrolar, yine CHP'li kadrolardır. Üçüncüsü, bu ülkeye sosyal demokrasi anlayışını ve kültürünü getiren kadrolar da CHP'li kadrolardır. Refah devleti, gelirin hakça bölüşülmesi, emeğin ne kadar değerli olduğu, alın terine önem vermek, bütün bunlar sosyal demokrasi kültürüyle beraber Türk siyasetinin temel unsuru olarak tarihte yerini almıştır. Şimdi hep birlikte bir dördüncü devrime hazırlanmak zorundayız. Kaybolan demokrasiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Çağdaş, çoğulcu, katılımcı demokrasiyi yeniden inşa etmek zorundayız." "Demokrasiyi 81 milyon için savunuyoruz" İster sarayda sultan olsun, ister işsiz gariban olsun yargı önünde herkesin eşit olduğunu vurgulayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yargının herkese eşit adalet dağıtmasını savunduklarını anlattı. Hukuk sisteminin darbe hukukundan arındırılması gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, devletin, nerelere vergi harcandığının hesabını vatandaşlara vermesini istedi. "Eğer biz bunları yapabilirsek, bu amaçla yola çıkabilirsek, mücadelemizin ne kadar kutsal olduğu ortaya çıkar. Mücadelemizin sadece bizim mücadelemiz değil, 81 milyonun mücadelesi olduğu gerçeği ortaya çıkar." diyen Kılıçdaroğlu, demokrasiyi 81 milyon için savunduklarına dikkati çekti. "Anlatmak bizim görevimiz" Kemal Kılıçdaroğlu, 10 yılda gelinen noktada keyfi, basiretsiz bir yönetimin, süratle hanedanlığa yönelen bir devlet anlayışının olduğunu iddia etti. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra 20 Temmuz'da bir sivil darbe yapıldı. Pek çok insanın hakkı ellerinden alındı. OHAL ilan edildi. Terörle yakından, uzaktan hiçbir ilgisi olmayan, sadece iktidara muhalif olduğu için yurt dışına çıkışı aile yasaklananlar, üniversitelerden atılanlar, öğrenciler, avukatlar, sivil toplum örgütlerinin yöneticileri, gazeteciler kıta kıta hapishanelere dolduruldu. Ve bunu 15 Temmuz hain darbe girişimini, 20 Temmuz'un ana aktörü olan kişi 'Allah'ın bir lütfu' olarak değerlendirdi. Bunu herkese anlatın. Anlatmak bizim görevimiz. Bir darbe girişimini 'Allah'ın bir lütfu olarak bir kişi dillendiriyorsa, ondan çok şey beklediğini ve haberdar olduğunu dolaylı olarak geniş kitlelere aktarıyor. Demokrasiyi getirmek için mücadele edeceğiz. Görev hepimize düşüyor. Öncelikle bu görev CHP'lilere, Kuvayımilliyecilere, ülkesinin geleceğini düşünen bizlere düşüyor. Bedeli ne olursa olsun bu mücadeleyi vermek zorundayız. Bizim bu ülkeye ve geçmişte babalarımıza, atalarımıza karşı sorumluluğumuz var. Onlar bize böyle bir Türkiye, baskı altında ezilen bir halkı bırakmadılar. Bunun mücadelesini vereceğiz."  "Papaz ve ABD'deki Trump" Türkiye'nin üretmek zorunda olduğunu, üreten ülkenin güçlü olduğunu, israftan kaçınılması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:  "Cumhur, vatandaş perişan, ekmek derdinde, borç batağında, önünü göremiyor. Tek adam badem sütüyle ejder bilmem nesiyle besleniyor. Bunlar kendilerine ve hanedanlarına hizmet ediyor. Ülke bu durumdayken sen sefahat içinde yaşarsan bu olmaz.  Eskiden bir şey oldu mu hep CHP'ye ihale ederlerdi. Deprem oldu CHP, pahalılık oldu CHP, yumurtaya zam geldi CHP. Şimdi olay o kadar büyüdü ki dolara döndü. Şimdi bir suçlu bulacaklar, Papaz ve ABD'deki Trump. Dış güçler memleketi bu hale getirdi diye söylüyorlar. Eğer bu ülkenin ekonomisi bir devlet başkanının atacağı iki twitle ve bir de papazla batıyorsa zaten bu memlekette her şey perişan demektir. Trump Meksika sınırına duvar ördü Meksika'da hiçbir şey olmadı. Merkel ile kavga etti, Merkel'e bir şey olmadı. Fransa ile kavga etti hiçbir şey olmadı. Bize iki twit attı ortalık toz duman. Niçin, memleketi bu hale kim getirdi. Dış güçler mi başkaları mı? O kadar ki bir süre sonra şunları söyleyecekler, 'Benzine zam yapıldı, dış güçler yaptı, mazota zam yapıldı dış güçler yaptı, kağıda zam, suya zam, okul servis araçlarına, iğneden ipliğe herşeye zam, dış güçler yaptı' Tüm bu zamları dış güçler yapıyor da sevgili Erdoğan sen ne yapıyorsun? Bunun bir hesabını çıkar."  "Bunu düzeltecek olan biziz" CHP'nin bugün 95 yılı devirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Bize büyük bir sorumluluk düşüyor. Türkiye'yi bu badireden çıkaracağız. Birlikte mücadele edeceğiz. Umutsuzluğa bizim kitabımızda yer yoktur. Milli Kurtuluş Savaşı'nın çok daha zor koşullarda verildiğini hepimiz biliyoruz. Görev bize düşüyor. Tarla tarla, fabrika fabrika, cadde cadde, sokak sokak bunları anlatacağız. Bunlar uzun süre dayanamazlar. Yönetemiyorlar Türkiye'yi, yönetemezler de zaten. İsraftan başı dönmüş bunların. Saraylarına mahkum olmuş vaziyetteler. Bir yere giderken bile binlerce korumayla gidiyorlar. Kendi vatandaşından korkan başkan mı olur? Kendi vatandaşından, polisinden, ordusundan korkan başkan mı olur? Bunu düzeltecek olan biziz. Bu, bizim namus borcumuzdur." (iha) (aa) 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılılçdaroğlu, "Birincisi milli Kurtuluş Savaşı'nı veren kadrolar, Cumhuriyeti kurmuşlardır. Cumhuriyet egemenliğin saraydan alınıp halka verilmesi demektir, yani cumhura vermişlerdir. Bizler aynı azim ve kararlılıkla bunun arkasında duruyoruz. İkincisi çok partili hayat, demokrasi için önemli bir adım atılmış, demokrasi konusunda da en önemli adımlar atan kadrolar yine CHP'li kadrolardır. Bu ülkeye sosyal demokrasi anlayışını ve kültürünü getiren kadrolar da CHP'li kadrolardır" dedi.

CHP’nin 95. kuruluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet Anıtkabir’i ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, ardından İl Başkanları Toplantısı’na katıldı. Toplantının açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, düzenleyecekleri etkinliklerle Türkiye'nin geçmişini ve geleceğini anacaklarını dile getirdi. Kurtuluş Savaşı döneminde 19 Mayıs'ta başlayan ve 9 Eylül ile biten sürecin ana noktasının siyasi bağımsızlığı elde etmek olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "9 Eylül'den 5 ay geçtikten sonra, artı daha henüz Cumhuriyet ilan edilmeden önce, artı henüz Lozan Antlaşması imzalanmadan önce İzmir'de bir toplantı yapıldı, İzmir İktisat Kongresi. Çünkü Gazi Mustafa Kemal şunu çok iyi biliyordu, siyasi bağımsızlığı elde etmek ve bunu sürdürmenin en önemli ayağı, ekonomik bağımsızlığı elde etmekti. Burada yaptığı konuşmada, 'Siyasi askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, ihtizazi zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olmaz. O nedenle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ekonomik bağımsızlığa özel bir önem vermiştir. 9 Eylül aynı zamanda İzmir'in kurtuluşu, Ankara'dan bütün İzmir'e, İzmirlilere yürekten selamlarımızı saygılarımızı gönderiyoruz. İzmir, Türkiye'nin çağdaş dünyaya açılan kapısıdır, hepimiz İzmir ile gurur duyarız. Onlar milli Kurtuluş Savaşı'nın son günlerini yaşadılar, arkasından İzmir İktisat Kongresi ile ekonomik bağımsızlığı elde etmek için de özel bir çaba harcadılar. Dolayısıyla İzmir'in milli Kurtuluş Savaşı süreci içinde özel bir yeri var. Hemen arkasından Cumhuriyet Halk Fırkası kurulur. 16 Eylül 1924, aradan kısa bir süre geçmiştir ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk Trabzon'da şu konuşmayı yapar, 'Halk Fırkası memleket ve milletin her türlü dayanaktan mahrum bırakılarak, felakete atıldığı uğursuz hengamede bütün milleti kadrosu içine alarak kuvvet ve kudret yapan, harici düşmanlarını kovan, dahili düşmanlarını imha eden, halka hürriyet ve hakimiyet temin eden mukaddes bir cemiyettir. Halk Fırkası, Türk Cumhuriyeti'ni kuran devrimci ruhun bütün memleketlerde karşılık bulmasıdır.' Bu söylemin üç ana noktası var, bugün için de geçerlidir. Cumhuriyet Halk Partisi bütün milleti kapsıyor, adına halk denmesinin temel nedeni de budur. Kimsenin kimliğine bakmadan, inancına bakmadan, yaşam tarzına bakmadan herkesi kucaklayan bir parti. İki, halka hürriyet ve hakimiyet temin eden parti. Arkasından Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran devrimci ruhtan söz eder. Evet sadece bizim için değil, dünya siyaseti açısından da milli Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı önemli bir devrimci harekettir" şeklinde konuştu. 

"Dördüncü devrime hazırlanmak zorundayız" 
Türkiye Cumhuriyeti'nin en temel noktalarında CHP'nin imzası olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Birincisi milli Kurtuluş Savaşı'nı veren kadrolar Cumhuriyeti kurmuşlardır. Cumhuriyet egemenliğin saraydan alınıp halka verilmesi demektir, yani cumhura vermişlerdir. Bizler aynı azim ve kararlılıkla bunun arkasında duruyoruz. İkincisi çok partili hayat, demokrasi için önemli bir adım atılmış, demokrasi konusunda da en önemli adımlar atan kadrolar yine CHP'li kadrolardır. Bu ülkeye sosyal demokrasi anlayışını ve kültürünü getiren kadrolar da CHP'li kadrolardır. Şimdi hep birlikte bir dördüncü devrime hazırlanmak zorundayız. Kaybolan demokrasiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Herkes özgürce düşüncelerini ifade etmeli. Eğer demokrasiyi savunuyorsak bizimle farklı düşünen kişilerin düşüncelerine saygı duymalıyız ve onlar da düşüncelerini açıkça ifade etmelidir. Örgütlenme özgürlüğüne saygı duymalıyız, işçisi, memuru, emeklisi, çiftçisi herkes örgütlenebilmeli. Eğer demokrasi diyorsak örgütlenme özgürlüğünün önündeki bütün duvarları kaldırmalıyız. Medya özgürlüğünü sağlamalıyız, bir kişinin bir kurumun veya sarayın tekelinde olan değil özgürce halkın gözü kulağı ve sesi olan bir medya özgürlüğünü sağlamalıyız. Devletler üç ayak üzerine sağlıklı otururlar; yasama yargı ve yürütme. Çağdaş demokrasilerde bir dördüncü ayak daha var, o da medya. Güçler ayrılığı ilkesini Türkiye'ye getirmek zorundayız. Yargının herkese eşit adalet dağıtması lazım, bunu savunacağız" diye konuştu. 
Kılıçdaroğlu, 81 milyon için demokrasiyi savunduklarını kaydederek, "Umutsuzluğa bizim kitabımızda yer yoktur" dedi. 

Sözlerine "Güzel bir gündeyiz. 95'inci yılı devirdik. Önümüzde daha uzun yıllar var. Bizden sonraki kuşaklar da bizden önceki kuşakların verdiği mücadeleyi aynen yürütecekler, buna yürekten inanıyorum." diyerek başlayan Kılıçdaroğlu, CHP'nin karanlıktan değil aydınlıktan, baskıdan değil özgürlükten, birilerinin zengin olmasından değil refahtan yana olduğunu vurguladı.

Kılıçdaroğlu, 9 Eylül'ün aynı zamanda İzmir'in de kurtuluş günü olduğunu vurgulayarak, Ankara'dan bütün İzmirlilere sevgiler, saygılar gönderdi.

"İzmir'le gurur duyuyoruz"

İzmir'in, Türkiye'nin çağdaş dünyaya açılan kapısı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Hepimiz İzmir'le gurur duyarız. Onlar, Milli Kurtuluş Savaşı'nın son günlerini yaşadılar. Arkasından İzmir İktisat Kongresi ile ekonomik bağımsızlığı elde etmek için de özel bir çaba harcadılar. Dolayısıyla İzmir'in Milli Kurtuluş Savaşı süreci içinde özel bir yeri var." diye konuştu.

"Demokrasi konusunda önemli adımlar atan kadro"

Sadece Türkiye için değil, dünya siyaseti açısından da Milli Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının önemli bir devrimci hareket olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bütün dünyanın siyasal tarihinin bunu bu kadar açık ve net çizdiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, her CHP'linin "Türkiye Cumhuriyeti'nin en temel noktalarında CHP'nin imzası vardır." diyebileceğine işaret ederek, "Birincisi şudur, Milli Kurtuluş Savaşını veren kadrolar, Cumhuriyet'i kurmuşlardır. Nedir Cumhuriyet? Egemenliğin saraydan alınıp halka verilmesi demektir. Yani cumhura vermişlerdir. Hani diyorlar ya 'Egemenlik milletindir.' Evet milletindir ama bunu sağlayan kadrolar CHP'nin kadrolarıdır ve bizler aynı azim ve kararlılıkla bunun arkasında duruyoruz." ifadesini kullandı.

CHP'nin, Türkiye'nin çok partili hayata geçişindeki rolünü anımsatan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Demokrasi için önemli bir adım atılmış 1947'de. Demokrasi konusunda da en önemli adımları atan kadrolar, yine CHP'li kadrolardır. Üçüncüsü, bu ülkeye sosyal demokrasi anlayışını ve kültürünü getiren kadrolar da CHP'li kadrolardır. Refah devleti, gelirin hakça bölüşülmesi, emeğin ne kadar değerli olduğu, alın terine önem vermek, bütün bunlar sosyal demokrasi kültürüyle beraber Türk siyasetinin temel unsuru olarak tarihte yerini almıştır. Şimdi hep birlikte bir dördüncü devrime hazırlanmak zorundayız. Kaybolan demokrasiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Çağdaş, çoğulcu, katılımcı demokrasiyi yeniden inşa etmek zorundayız."

"Demokrasiyi 81 milyon için savunuyoruz"

İster sarayda sultan olsun, ister işsiz gariban olsun yargı önünde herkesin eşit olduğunu vurgulayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yargının herkese eşit adalet dağıtmasını savunduklarını anlattı.

Hukuk sisteminin darbe hukukundan arındırılması gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, devletin, nerelere vergi harcandığının hesabını vatandaşlara vermesini istedi.

"Eğer biz bunları yapabilirsek, bu amaçla yola çıkabilirsek, mücadelemizin ne kadar kutsal olduğu ortaya çıkar. Mücadelemizin sadece bizim mücadelemiz değil, 81 milyonun mücadelesi olduğu gerçeği ortaya çıkar." diyen Kılıçdaroğlu, demokrasiyi 81 milyon için savunduklarına dikkati çekti.

"Anlatmak bizim görevimiz"

Kemal Kılıçdaroğlu, 10 yılda gelinen noktada keyfi, basiretsiz bir yönetimin, süratle hanedanlığa yönelen bir devlet anlayışının olduğunu iddia etti.

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra 20 Temmuz'da bir sivil darbe yapıldı. Pek çok insanın hakkı ellerinden alındı. OHAL ilan edildi. Terörle yakından, uzaktan hiçbir ilgisi olmayan, sadece iktidara muhalif olduğu için yurt dışına çıkışı aile yasaklananlar, üniversitelerden atılanlar, öğrenciler, avukatlar, sivil toplum örgütlerinin yöneticileri, gazeteciler kıta kıta hapishanelere dolduruldu. Ve bunu 15 Temmuz hain darbe girişimini, 20 Temmuz'un ana aktörü olan kişi 'Allah'ın bir lütfu' olarak değerlendirdi. Bunu herkese anlatın. Anlatmak bizim görevimiz. Bir darbe girişimini 'Allah'ın bir lütfu olarak bir kişi dillendiriyorsa, ondan çok şey beklediğini ve haberdar olduğunu dolaylı olarak geniş kitlelere aktarıyor. Demokrasiyi getirmek için mücadele edeceğiz. Görev hepimize düşüyor. Öncelikle bu görev CHP'lilere, Kuvayımilliyecilere, ülkesinin geleceğini düşünen bizlere düşüyor. Bedeli ne olursa olsun bu mücadeleyi vermek zorundayız. Bizim bu ülkeye ve geçmişte babalarımıza, atalarımıza karşı sorumluluğumuz var. Onlar bize böyle bir Türkiye, baskı altında ezilen bir halkı bırakmadılar. Bunun mücadelesini vereceğiz." 

"Papaz ve ABD'deki Trump"

Türkiye'nin üretmek zorunda olduğunu, üreten ülkenin güçlü olduğunu, israftan kaçınılması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: 

"Cumhur, vatandaş perişan, ekmek derdinde, borç batağında, önünü göremiyor. Tek adam badem sütüyle ejder bilmem nesiyle besleniyor. Bunlar kendilerine ve hanedanlarına hizmet ediyor. Ülke bu durumdayken sen sefahat içinde yaşarsan bu olmaz. 

Eskiden bir şey oldu mu hep CHP'ye ihale ederlerdi. Deprem oldu CHP, pahalılık oldu CHP, yumurtaya zam geldi CHP. Şimdi olay o kadar büyüdü ki dolara döndü. Şimdi bir suçlu bulacaklar, Papaz ve ABD'deki Trump. Dış güçler memleketi bu hale getirdi diye söylüyorlar. Eğer bu ülkenin ekonomisi bir devlet başkanının atacağı iki twitle ve bir de papazla batıyorsa zaten bu memlekette her şey perişan demektir. Trump Meksika sınırına duvar ördü Meksika'da hiçbir şey olmadı. Merkel ile kavga etti, Merkel'e bir şey olmadı. Fransa ile kavga etti hiçbir şey olmadı. Bize iki twit attı ortalık toz duman. Niçin, memleketi bu hale kim getirdi. Dış güçler mi başkaları mı? O kadar ki bir süre sonra şunları söyleyecekler, 'Benzine zam yapıldı, dış güçler yaptı, mazota zam yapıldı dış güçler yaptı, kağıda zam, suya zam, okul servis araçlarına, iğneden ipliğe herşeye zam, dış güçler yaptı' Tüm bu zamları dış güçler yapıyor da sevgili Erdoğan sen ne yapıyorsun? Bunun bir hesabını çıkar." 

"Bunu düzeltecek olan biziz"

CHP'nin bugün 95 yılı devirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bize büyük bir sorumluluk düşüyor. Türkiye'yi bu badireden çıkaracağız. Birlikte mücadele edeceğiz. Umutsuzluğa bizim kitabımızda yer yoktur. Milli Kurtuluş Savaşı'nın çok daha zor koşullarda verildiğini hepimiz biliyoruz. Görev bize düşüyor. Tarla tarla, fabrika fabrika, cadde cadde, sokak sokak bunları anlatacağız. Bunlar uzun süre dayanamazlar. Yönetemiyorlar Türkiye'yi, yönetemezler de zaten. İsraftan başı dönmüş bunların. Saraylarına mahkum olmuş vaziyetteler. Bir yere giderken bile binlerce korumayla gidiyorlar. Kendi vatandaşından korkan başkan mı olur? Kendi vatandaşından, polisinden, ordusundan korkan başkan mı olur? Bunu düzeltecek olan biziz. Bu, bizim namus borcumuzdur."

(iha) (aa) 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.