deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

Marmara'da müsilaj mercan ve sünger popülasyonunu olumsuz etkiledi

20.02.2022 - 15:45, Güncelleme: 20.02.2022 - 15:45
 

Marmara'da müsilaj mercan ve sünger popülasyonunu olumsuz etkiledi

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi Deniz ve İçsu Kaynakları Yönetimi Bölümü Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nur Eda Topçu ve ekibi, yürüttükleri TÜBİTAK projesi kapsamında müsilajın Marmara Denizi Prens Adaları bölgesinde yaşayan yumuşak mercanlar ve süngerler üzerindeki etkisini araştırıyor. Prens Adaları bölgesinde 9 istasyonda dalış yaparak sünger, mercan ve hidrozoa gözlemleyen bilim insanları, "Müsilaj sonrası ne hayatta kalmış?, "Ne kadar var?", "Nerede dağılım gösteriyor" sorularının cevaplarını arıyor. Projeyi yürüten ekip, aynı incelemeyi ileriki aylarda da tekrarlayacak. 'BÖLGE ADETA MERCAN BAHÇESİ' Doç. Dr. Topçu, TÜBİTAK "Müsilaj Araştırmaları Özel Çağrısı" kapsamında önerilen araştırma projelerinden bilimsel olarak desteklenmesine karar verilen 37 projeden biri olan çalışmanın detaylarını ve ilk bulguları, AA muhabirine değerlendirdi. Marmara Denizi Prens Adaları bölgesinde "mercan bahçesi" olarak tanımlanabilecek kadar güzel alanlar bulunduğunu anlatan Doç. Dr. Topçu, dünyada sadece Akdeniz'de bulunan türlerin bu bölgede de yer aldığını söyledi. İstanbul gibi büyük bir metropolün kıyısında bu kadar güzel türlere sahip olmanın büyük bir şans ve sıklığı bakımından "orman" denilebilecek bir görüntünün hakim olduğunu dile getiren Doç. Dr. Topçu, Marmara'nın kendine özgü bir oşinografik yapısı olduğundan bahsetti. Marmara'nın iki katmanlı bir yapısı olduğunu ifade eden Topçu, "Müthiş bir zenginlik, belki de çok da farkında olmadığımız bir zenginlik. Bunları gözümüz gibi korumamız gerekir." dedi. 'KIYI ÇALIŞMALARI SÜNGER VE MERCANLARDA TOPLU ÖLÜMLERİ GERÇEKLEŞTİRDİ' "Kıyı çalışmaları sünger ve mercanlarda toplu ölümleri gerçekleştirdi" Doç. Dr. Topçu, 2015 yılında deniz zemininde yaşayan canlıları etkileyen bir kırılma yaşandığını, bu bölgede yapılan kıyı çalışmalarının artması nedeniyle sünger ve mercanlarda toplu ölümler gerçekleştiğini belirtti. Bazı bölgelerde mercan kalmadığını anlatan Doç. Dr. Topçu, "Özellikle kırmızı gorgon 1970'lerden beri azalmakta olan bir tür balıkçılık etkisiyle. Sonradan başka etkilerle daha çok azaldı, özellikle kıyı faaliyetlerinden dolayı. Şimdi müsilajdan ötürü bitmek üzere artık. Kırmızı gorgon uzun ömürlü, yavaş büyüyen ve düşük üreme yeteneğine sahip bir tür. Aynı zamanda müthiş bir ekosistem inşacısı. Onun bulunduğu yerde biyolojik çeşitlilik artıyor. Sarı gorgon da aynı şekilde önemli anahtar türlerden biridir." dedi. Kırmızı gorgon uzun ömürlü ve yavaş büyüyen bir tür olduğu için onun kayıplarının geri gelmediğini, bu türün yavaş yavaş bu bölgeden silineceğini ifade eden Doç. Dr. Topçu, yaptıkları dalış sonrası ilk gözlemlerini şöyle aktardı: "Az önce daldık. Ben bir tane bile göremedim ki bu bölge kırmızı gorgon açısından zengin olan bir bölgeydi. Sarı gorgonlar şimdilik hayattalar, umarım onları da kaybetmeyiz. Bir de derin deniz türleri var. Bunlar neyse ki diğer türler gibi o kadar uzun ömürlü ve yavaş büyüyen türler değiller. Hem ömürleri kısa hem de daha hızlı büyüyorlar. Küçük boylarda yılda 10 santimetreye varan bir büyüme tespit ettik. Dolayısıyla hızlı bir şekilde geri gelebiliyor fırsat verirsek. 2015'te bir tane bile kalmadı bazı yerlerde. Geçen sene görmeye başlamıştık, tam artmaya başladı derken üstüne müsilaj geldi. Şu anda müsilajın etkilerini anlamaya, bunlar ortama ne yaptı bunu takip etmeye çalışıyoruz. Projemiz kapsamında hem mercanlara hem süngerlere hem hidrozoalara bakıyoruz." Müsilajın denizin altında etkilerinin halen görüldüğünü vurgulayan Topçu, "Biz her aşağı indiğimizde müthiş bir müsilaj bulutunun içinde daldık. Yönümüzü şaşırdığımız zamanlar oldu. Olduğu gibi dibe de indi, bir yandan da Gökçeada, Saros, Yunan kıyılarına kadar gitti ve azaldı. Ama dibe inen müsilaj ne yazık ki çok sayıda mercanı, süngerler de dahil bentik canlıları öldürdü. Dolayısıyla tablo şu anda çok üzücü." değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi Deniz ve İçsu Kaynakları Yönetimi Bölümü Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nur Eda Topçu ve ekibi, yürüttükleri TÜBİTAK projesi kapsamında müsilajın Marmara Denizi Prens Adaları bölgesinde yaşayan yumuşak mercanlar ve süngerler üzerindeki etkisini araştırıyor.

Prens Adaları bölgesinde 9 istasyonda dalış yaparak sünger, mercan ve hidrozoa gözlemleyen bilim insanları, "Müsilaj sonrası ne hayatta kalmış?, "Ne kadar var?", "Nerede dağılım gösteriyor" sorularının cevaplarını arıyor.

Projeyi yürüten ekip, aynı incelemeyi ileriki aylarda da tekrarlayacak.

'BÖLGE ADETA MERCAN BAHÇESİ'

Doç. Dr. Topçu, TÜBİTAK "Müsilaj Araştırmaları Özel Çağrısı" kapsamında önerilen araştırma projelerinden bilimsel olarak desteklenmesine karar verilen 37 projeden biri olan çalışmanın detaylarını ve ilk bulguları, AA muhabirine değerlendirdi.

Marmara Denizi Prens Adaları bölgesinde "mercan bahçesi" olarak tanımlanabilecek kadar güzel alanlar bulunduğunu anlatan Doç. Dr. Topçu, dünyada sadece Akdeniz'de bulunan türlerin bu bölgede de yer aldığını söyledi.

İstanbul gibi büyük bir metropolün kıyısında bu kadar güzel türlere sahip olmanın büyük bir şans ve sıklığı bakımından "orman" denilebilecek bir görüntünün hakim olduğunu dile getiren Doç. Dr. Topçu, Marmara'nın kendine özgü bir oşinografik yapısı olduğundan bahsetti.

Marmara'nın iki katmanlı bir yapısı olduğunu ifade eden Topçu, "Müthiş bir zenginlik, belki de çok da farkında olmadığımız bir zenginlik. Bunları gözümüz gibi korumamız gerekir." dedi.

'KIYI ÇALIŞMALARI SÜNGER VE MERCANLARDA TOPLU ÖLÜMLERİ GERÇEKLEŞTİRDİ'

"Kıyı çalışmaları sünger ve mercanlarda toplu ölümleri gerçekleştirdi"
Doç. Dr. Topçu, 2015 yılında deniz zemininde yaşayan canlıları etkileyen bir kırılma yaşandığını, bu bölgede yapılan kıyı çalışmalarının artması nedeniyle sünger ve mercanlarda toplu ölümler gerçekleştiğini belirtti.

Bazı bölgelerde mercan kalmadığını anlatan Doç. Dr. Topçu, "Özellikle kırmızı gorgon 1970'lerden beri azalmakta olan bir tür balıkçılık etkisiyle. Sonradan başka etkilerle daha çok azaldı, özellikle kıyı faaliyetlerinden dolayı. Şimdi müsilajdan ötürü bitmek üzere artık. Kırmızı gorgon uzun ömürlü, yavaş büyüyen ve düşük üreme yeteneğine sahip bir tür. Aynı zamanda müthiş bir ekosistem inşacısı. Onun bulunduğu yerde biyolojik çeşitlilik artıyor. Sarı gorgon da aynı şekilde önemli anahtar türlerden biridir." dedi.

Kırmızı gorgon uzun ömürlü ve yavaş büyüyen bir tür olduğu için onun kayıplarının geri gelmediğini, bu türün yavaş yavaş bu bölgeden silineceğini ifade eden Doç. Dr. Topçu, yaptıkları dalış sonrası ilk gözlemlerini şöyle aktardı:

"Az önce daldık. Ben bir tane bile göremedim ki bu bölge kırmızı gorgon açısından zengin olan bir bölgeydi. Sarı gorgonlar şimdilik hayattalar, umarım onları da kaybetmeyiz. Bir de derin deniz türleri var. Bunlar neyse ki diğer türler gibi o kadar uzun ömürlü ve yavaş büyüyen türler değiller. Hem ömürleri kısa hem de daha hızlı büyüyorlar. Küçük boylarda yılda 10 santimetreye varan bir büyüme tespit ettik. Dolayısıyla hızlı bir şekilde geri gelebiliyor fırsat verirsek. 2015'te bir tane bile kalmadı bazı yerlerde. Geçen sene görmeye başlamıştık, tam artmaya başladı derken üstüne müsilaj geldi. Şu anda müsilajın etkilerini anlamaya, bunlar ortama ne yaptı bunu takip etmeye çalışıyoruz. Projemiz kapsamında hem mercanlara hem süngerlere hem hidrozoalara bakıyoruz."

Müsilajın denizin altında etkilerinin halen görüldüğünü vurgulayan Topçu, "Biz her aşağı indiğimizde müthiş bir müsilaj bulutunun içinde daldık. Yönümüzü şaşırdığımız zamanlar oldu. Olduğu gibi dibe de indi, bir yandan da Gökçeada, Saros, Yunan kıyılarına kadar gitti ve azaldı. Ama dibe inen müsilaj ne yazık ki çok sayıda mercanı, süngerler de dahil bentik canlıları öldürdü. Dolayısıyla tablo şu anda çok üzücü." değerlendirmesinde bulundu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.