Özgür Özel: Bir sonraki cumhurbaşkanını sadece bir irade belirler, o da milletin iradesidir
Özgür Özel: Bir sonraki cumhurbaşkanını sadece bir irade belirler, o da milletin iradesidir
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bir sonraki cumhurbaşkanını ne başsavcılar ne siyasetçiler ne askerler ne de başka bir vesayet kurumu belirler. Bir sonraki cumhurbaşkanını sadece bir irade belirler, o da milletin iradesidir. İşte o irade bugün kent meydanında, buradadır. O irade adayına sahip çıkmaktadır" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitingi için Bursa'ya geldi. CHP Genel Başkan yardımcıları Ensar Aytekin ile Yalçın Karatepe, Bursa milletvekilleri Kayıhan Pala, Hasan Özdemir, Orhan Sarıbal ile Nurhayat Altaca Kayışoğlu, İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç ve Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Şükrü Erdem ile çok sayıda vatandaşın katıldığı mitingde konuşan Özel, "İktidar partisi yıllarca Bursa’nın sahibi gibi davrandı. 'Bursa AK Parti’nin kalesi' dediler. 31 Mart’ta millet 'Bir dur bakalım' dedi. Ve dedi ki: 'Ben milli iradeysem, kime görevi verirsem o göreve gelir.' 47 yıldır Bursa, bizim dışımızdaki partilerin başkanlarınca yönetildi. 'Sorunum var, çözüm istiyorum,' dedi millet ve görevi Mustafa Bozbey’e verdi. Herkes şunu bilsin: Artık öyle kaleler maleler kalmadı. Kutuplaşma siyaseti geride kaldı. Artık kucaklaşma siyaseti var. Artık Bursa ne Tayyip Erdoğan’ın ne de AK Parti’nin. Bursa bu milletin kalesidir" dedi.
'ANLAŞILDI Kİ BURSA OLURSA TÜRKİYE'DE OLACAKMIŞ'
Partisinin 1977'den beri birinci parti olamadığını hatırlatan Özel, şöyle konuştu:
"Bursa, bizi bekliyormuş ve anlaşıldı ki Bursa, olursa Türkiye’de olacakmış. Büyük bir gururla söylüyorum, 31 Mart 2024 akşamı da Cumhuriyet Halk Partisi, Bursa’da ve Türkiye’de birinci parti olmuştur. 2019’da 47 bin farkla kazandığımız seçime yapılan itirazlarımız dikkate alınmadan, bakılmadan, el çabukluğuyla, Bursalıların bize verdiği emanete bir başkası el koydu. Evet, kızdık, üzüldük ama küsmedik. Yılmadık, durmadık. Biliyorduk ki birilerinin hesabı varsa Bursa’nın da bir hesabı var. Birileri Bursa’ya bir şeyi dayatıyorsa, Bursa gününü bekliyor demektir. İşte geçen yıl, 31 Mart’ta bütün hesapları bozanlara, emaneti ehline teslim edenlere, bu kentin kaderine ve geleceğine sahip çıkanlara helal olsun. 2019’da Bursa’da 3 ilçe belediyemiz vardı. Şükürler olsun, Gemlik 2 dönemdir, Mudanya 3 dönemdir, Nilüfer 6 dönemdir Cumhuriyet Halk Partisi'nde. Harmancık’ı 20 yıl sonra, Osmangazi’yi 35 yıl sonra, Mustafa Kemalpaşa’yı 47 yıl sonra bize emanet edenlere sözümüz olsun: Emanetimiz gözümüzdür, gözümüz gibi bakıyoruz. Bursa’nın yeşil ve beyaza olan sevdasını yüreğimde taşıyorum. Eski güzel günlerini arayan futbolculara, teknik heyete, tüm zorluklara rağmen mücadele edenlere ve her koşulda takımlarının yanında olan Bursaspor’un timsahlarına selam olsun. Hoş geldin Bursa. Şunu bilelim, İstanbul’da üç büyükler yok, Türkiye’de dört büyükler yok. Türkiye’de beş büyük varsa, bir tanesi de Bursaspor’dur. Bursaspor’u, o eski başarılı günlerinde, şampiyonluk kovaladığı, Avrupa’da Türkiye’yi temsil ettiği günlerde yeniden göreceğiz. Hep birlikte Bursa’nın başarılarıyla sevineceğiz. Yolun açık olsun Bursaspor. Değerli Bursalılar, artık sizin desteğinizi alamayanlar, artık arkasında milleti bulamayanlar, sizin rızanız olmadan iktidarlarını sürdürmek istiyorlar."
'YARGI KUMPASIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ'
Özel, "Bazıları demokratik seçimleri, yani sandığı ortadan kaldırmanın ve bir vesayet rejimi kurmanın peşindeler. Biraz önce bahsettim: 19 Mart, sizin seçme hakkınıza yapılan bir darbedir. Bu tarihte yapılan iş, bir önceki yerel seçimin kazananına darbe olmanın yanında, bir sonraki genel seçimin muhtemel cumhurbaşkanı adayımıza milletimiz takdir ederse il başkanım bir sonraki cumhurbaşkanımıza, Ekrem İmamoğlu’na yapılan darbedir. Bir sonraki cumhurbaşkanını ne başsavcılar ne siyasetçiler ne askerler ne de başka bir vesayet kurumu belirler. Bir sonraki cumhurbaşkanını sadece bir irade belirler, o da milletin iradesidir. İşte o irade bugün kent meydanında, buradadır. O irade adayına sahip çıkmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada, 67 gün önce yapılan iş bir yargı kumpasıdır. Nasıl geçmişte Ergenekon kumpası varsa, Balyoz kumpası varsa, nasıl 2019’da İstanbul’un iradesine Yüksek Seçim Kurulu'nda kurulan kumpasla el konulmak istendiyse, bu sefer de bir yargı kumpasıyla karşı karşıyayız. Maalesef, bugün Erdoğan yine çıkmış, sadece kendisinin gördüğü, varlığına kimseyi inandıramadığı bir ahtapottan ve onun kollarından bahsediyor. Maalesef çıkmış, diyor ki, 'Özgür Özel suç örgütünün posta güvercini mi?' 15,5 milyon vatandaşın arkasında durduğu, adaylaştırdığı, bugüne kadar 4 kez senin adaylarını yenmiş, bileğini bükemediğin biri var karşında. Diyorsun ki, 'Alın bunu, suç bulun. Karşımda aday olmasın.' Diplomasını iptal ettiren sensin. Bugün diplomasını iptal ettiren sensin. Masaya oturup kurucusuyla pazarlık yapan, 'PKK terör örgütünü destekliyor' diye kara çalan da sensin. Meşe, ladin, çınar diye 3 yalancı şahit, gizli tanık bulup iftira attıran da sensin. Ve bugüne kadar, ama bugüne kadar bir tane bile kanıt ortaya çıkmadı. O gün bugündür, 2 aydır atılmadık iftira kalmadı. Ne dediler? '560 milyar yolsuzluk var' dediler. Bir lirası bile ispatlanmadı. Ama şu ispat oldu, 6 yıldır İstanbul’u yönetiyor. 6 yıllık bütçenin toplamı 490 milyar. Bunun yüzde 70’i çalışanların maaşı. Hani nerede asfaltı, suyu, hizmeti? Toplanan çöpleri toplamasan, asfalt dökmesen, beton yapmasan, arıtma yapmasan, kreş yapmasan, tek bir lokanta yapmasan, aşevi açmasan... Hepsini toplasan yine 490 milyar. Bu diyor ki: 'Çalınan para 560 milyar.' Bin lira, bir kuruş ispat edemediler. 'Evde paralar var' dediler, çocuğun kumbarasına kadar tenezzül ettiler. 'Kurultayda bin 200 kişi para dağıttı' dediler. Bin 200 değil, bir tane bile gösteremediler. 'Garajda lüks araç var' dediler, MHP’li vekilin çıktı. 'MASAK raporu' dediler. MASAK raporunun içinden bir torba peçete çıktı" diye konuştu.
'ARKADAŞLARIMIN MASUMİYETİNE GÜVENİYORUM'
Dördüncü, beşinci dalga operasyonların yapıldığını ifade eden Özgür Özel şunları söyledi:
"Ekrem İmamoğlu’nun özel kalem müdürüne soruyorlar, 'Sen koruma müdürüyle neden bu kadar çok telefonda görüştün?' Ekrem İmamoğlu’nun telefonuna niye baktın? Hanımefendinin görevi bu, işi bu. İBB personeli Yakup Öner’in şoförünü almışlar. Soru: 'Ne iş yapıyorsun?' Cevap: 'Yakup Öner’in makam şoförüyüm' İkinci soru: 'Bu telefon numarasıyla niye bu kadar çok görüştün?' Çocuk diyor ki: 'Yakup Bey’in telefonu.' 'Peki neden görüştün?' diyorlar. 'Şoförüyüm efendim, görüşmeyeceğim de nasıl çağıracak beni?' diyor. 'Elbette her gün görüşeceğim,' diyor. Delil yok. Örgüt yok. Suç yok. Artık vatandaşın yüzde 70, yüzde 75'’i bu söylenenlerin yalan olduğuna inanıyor. 'Turpun büyüğü arkada' dediler, bir şey çıkmadı. 'Dananın kuyruğu kopacak' dediler, kopan bir şey varsa, bu kadar yalandan sonra sarayda kıyamet kopuyor. Ahtapotun koluna da kimse inanmadı. Bundan sonra Erdoğan’a söylüyorum, Bir bana bak, bir bu meydana bak. Hepimizin yüzüne bak. Burada korkan biri var mı? Biz korkuyu evde bıraktık Erdoğan, evde bıraktık. Bir kez daha tarihi bir çağrıyı Bursa Kent Meydanı’ndan yapıyorum. Hemşerilerimin yanından bir çağrı yapıyorum: Sen bu savcı iftiralarına güveniyorsan, ben de arkadaşlarımın masumiyetine güveniyorum. Gel, milleti hakem yapalım. TRT’ye canlı yayın yetkisi verelim, bütün yargılamaları TRT’de yapalım. İftira da duyulsun, cevapları da verilsin. Hodri meydan. Diyorsun ki, 'Siyaset er meydanında yapılır.' Bir kere siyaseti sadece erkekler değil, kadınlar da yapar. Bunu bileceksin. İkincisi, eğer mertlikten, cesaretten bahsediyorsan, bir tane savcının, 'meşe, ladin, çınar' diye 3 yalancı şahidin arkasına saklanmayacaksın. Geleceksin, Bursa Kent Meydanı’nda karşıma çıkacaksın. Hodri meydan."
'TEMMUZ AYINDA ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM ALMAK İÇİN MÜCADELE BAŞLATIYORUZ'
Savcılığın İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştirakinin ve ihale dosyalarını istediğini ifade eden Özel, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütün ihale dosyalarını yolluyor. 'Ne yaptınız bu kadar çok?' diyorlar. Neden? '2019 öncesini istemiyorum,' diyorlar. Be Allah’ın adamı, eğer sen savcıysan, cumhuriyet savcısıysan ve unvanında şanlı 'Cumhuriyet'i taşıyorsan, 2010’daki yolsuzluk seni ilgilendirmiyorsa, sen bu cumhuriyetin değil, bir partinin aparatı olmuşsun. İlk günler sayfa sayfa iftiraları, savcılık basın bülteni diye geçiyordun. O gün dediklerinin hepsi yalan çıktı, birine bile kanıt bulunamadı. Hadi desene: '2019 öncesini istemiyorum.' Yani, 'AK Parti döneminde yolsuzluk varsa, hırsızlık varsa, ben onunla ilgilenmiyorum. Ben buraya Ekrem İmamoğlu’nda kusur bulmaya, bulamayınca iftira atmaya geldim,' diyorsun. Sonra çıkıp bu milletin yüzüne bakacaksın öyle mi? Gün gelecek, bu millet hepinizden bunun hesabını soracak. Bunlar 19 Mart’tan bugüne 60 milyar dolarımızı yaktılar. Bu para, 2.3 trilyon lira. Siz isteyince yok. Bursalı meyve istedi mi yok. Araba pazarında, Vakıfköy’de armut, şeftali üreten ablalarım, abilerim kredi kullanmak istedi mi? En yüksek faiz. Borcunu ödeyemedi mi? Haciz. Bankaya borç, bankaya faiz. Bu paranın yarısıyla Türkiye’deki tüm çiftçilerin bütün borç ve faizleri silinebiliyor. Yine de para kalıyor. Bu parayla atanamayan 1 milyon öğretmen atanıyor, üstelik 3 yıllık maaşları da peşin ödeniyor. Bu para, 14 bin 500 TL alan emekliye 30 bin TL maaş veriyor. Hem de 10 yıllığı peşin. İşsizlere ayda 15 bin TL işsizlik maaşı, öğrencilere 3 bin değil, 30 bin TL KYK kredisi verebilecek bir paradan söz ediyoruz. Bursa’da sanayici zorda. Faizler yüzde 70’lere çıktı. KOBİ’ler dönmüyor, işçi çıkarıyorlar. Bursa’da on binlerce kişi bu ekonomik krizden sonra işsiz kaldı. İşveren mağdur, emekçi mağdur. Eskiden krizler bir seneydi, aşılır giderdi. Şimdi kronik bir krizin içindeyiz. Bu yüzden Bursa’dan, emekçilerin, emeğin şehrinden bir kez daha haykırıyorum: Yarından itibaren başlatacağımız süreci buradan ilan ediyoruz. İlk seçimde 'seçim zora girerse her şeyi biz de yaparız' diyen Erdoğan, 'mülakatı kaldıracağız' dedi. Enflasyonist ortamda yılda 4 kez, 3 ayda bir asgari ücrete zam yapılacağı sözünü verdi. Ama geçen sene 12 ay boyunca bir kuruş zam yapmadan emekçileri sefalete ve açlığa sürükledi. Şimdi Temmuz geliyor. Bütün işçi ve işveren örgütleriyle birlikte hem işçiyi koruyan hem işvereni zora sokmayan bir formül geliştirip ilan edeceğiz. Emekçinin hakkı için temmuz ayında asgari ücrete ara zam almak üzere büyük bir mücadele başlatıyoruz. Bursa’dan: 'Ara zam hakkımız, söke söke alırız' sloganlarını duymak istiyoruz. 22 bin TL olan asgari ücret, verildiği günkü parayla TÜİK’e göre 3 bin TL eridi, 19 bin TL’ye düştü. ENAG’a göre ise 4 bin 500 TL eridi, 17 bin 500 TL’ye indi. Yani 17 bin 2 TL olan asgari ücret, 4 ayda aldığı zammı kaybetti. Bu yüzden Temmuz’da asgari ücrete mutlaka bir ara zam yapılmalıdır. Ama bunu yaparken KOBİ’leri, sanayicileri mağdur etmeyeceğiz. İlan edeceğimiz paketle özellikle küçük esnaf ve sanayicinin sırtına bu yükü koymayacağız. Artan asgari ücretin yükünü prim ve vergi teşvikleriyle onların sırtından alacağız. İşverenin de yüzünü güldüreceğiz, emekçinin de ara zammını alacağız" dedi.
'HER AN YENİ BİR SAVAŞ ÇIKAR DÜŞÜNCESİYLE KİMSE ÜLKESİNE DÖNMÜYOR'
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'in sözlerini hatırlatan Özel, şöyle konuştu:
Senin 'dostum' dediğin Pedro Sanchez, 'İmamoğlu'na özgürlük' dedi. Görüştüğünü söylediğin o sayılı liderlerin ülkeleri ve insanları, Türkiye’deki bu darbe girişiminden haberdar oldular. Buradan Erdoğan’a bir kez daha sesleniyorum, küresel lider olmak istiyorsan önce evde demokrat olacaksın. Adil olacaksın, eşit olacaksın. Kumpasçı, iftiracı, mızıkçı olmayacaksın. Sen bunları yaptıkça küresel lider olamazsın. Olsan olsan dünyaya rezil olursun. Hepimizi de rezil edersin. Bir yandan da güya Suriye’de zafer kazanıldı diyorsun. Ne oldu? Suriyeli sığınmacılar gidecekti, ne oldu? Bursa, sığınmacılar konusunda en çok canı yanan illerden biridir. Soruyorum: Bursa’dan dönen Suriyeli var mı? Yok. Hepsi burada. Buradan açıkça söylüyorum, biz sığınmacılara değil, sığınmacı yaratan politikaların ve o politikaları uygulayan siyasetçilerin düşmanıyız. Komşuda iç savaşı kışkırttınız, istikrarı bozdunuz. 'Geçici yönetim kurulacak, herkes temsil edilecek,' dediniz, onu da çözemediniz. Her an yeni bir iç savaş riskiyle kimse ülkesine dönmüyor. Buradan bir kez daha hatırlatıyorum: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında Suriye’de barış, eşitlik, kardeşlik ve demokrasi olacak. Tüm Suriyeli sığınmacılar memleketlerine dönecek. Söz veriyoruz. Adalet, özgürlük ve bu uğurdaki mücadelemiz her gün artarak, çoğalarak devam ediyor."
'AK GENÇLİK, DEDEDEN, BABADAN, REİSTEN TOPU ALIN'
AK Partili gençlere çağrıda Bulunan Özel, "Tercih sizin. Kapımız açık. AK Parti’de siyaset yapmak istemişsinizdir, doğaldır. Nerede kendinizi doğru hissediyorsanız orada olun. Ama şöyle bir sorun var. Sizin Genel Başkanınız, ülkenin şu anki Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, partisini kurdu. Allah nasip etti, 23 yıl boyunca siyaset sahnesindeydi. Müsabaka yaptık, hep o kazandı. Biz 47 yıl boyunca yenildik ama millete afra tafra yapmadık. Maçı bırakmadık, sahadan kaçmadık. Şimdi, 23 yıldır kazanan Genel Başkanınız, geçen sene 31 Mart’ta milletin takdiriyle kaybetti. Biz kazandık. Ekrem Başkan, Mansur Başkan, Mustafa Başkan kazandı. Cumhuriyet Halk Partisi kazandı. Şimdi Genel Başkanınız sahadaki topu almış, kolunun altına koymuş, 'Oynamam, oynatmam' diyor. Eve götürüyor. 'Topu keseceğim, bir daha maç yok' diyor. Ak gençlik, dededen, babadan, reisten topu alın" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmalarının ardından miting alanından ayrıldı. (DHA)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.