deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler casinorulet.com casino siteleri deneme bonusu veren siteler

Fakir Yılmaz
Köşe Yazarı
Fakir Yılmaz
 

ARMUT ÇALAN YOKSUL!

Kilosu kaça olduğunu, bu yıl yiyip yemediğimi hatırlayamadığım ve memleketime komşu olan ama yapılması gereken yeni bir sınır belirlenmesi veya referandumla Ardahan'a bağlanması gereken Arvin'den çok uzak Ardahan ile komşu, kirve, kardeş olan Şavşat aklıma geldi. Çünkü Ardahan 30 yıl önce 1992 yılında yeniden vilayet olurken Karslı siyasilerce kaşla göz arasında çalınıp, Kars'a bağlanan Ardahan'ın 9 köyü gibi, merkeze bağlı Tepesu (Gürcübeg), Yaylacık, Sulakyurt (Sarzep),  Sugöze (Cinçrobi) köyleri gibi kent mekezinin içinde kalmış köylerinin de Ardahan belediyesinin sınırları içine mahalle olarak alınması gereken Şavşat'da yerli ağızla adı Banta olarak bilinen Armut'u da bana hatırlattı. Ve al bayrağımız gibi şarkı ve türkülere konu olan Al Yüzlülerin aşklarına konu olan Alma yani Ema'yı da ısırmayı özlediğimi hissettim. Cancur'u tanıtmak için düzenlenmek istenen yayla şenliğine bile izin verilmeyen Ermenistan ve Gürcistan'a sınır ilçe, Çıldır'a bağlı Kurtkale gibi meyve ve sebze merkezi olan Posof'un dışı gibi içi de kırmızı olan al almayı bu yılda görüp, yiyemediğimi  hatırlatan Armut hikayesini okuduğum esnada gelen son dakika haberine bakıyorum. Haberde, Sedat Peker'in yaptığı son paylaşımlarda adı bulunan Ünsal Ban'ın yurt dışına kaçarken yakalandığını yazıyordu. Haberde AA'nın imzasį vardı. Yani yetersiz muhalefet yapmamakla eleştirilen muhalefetin, “Neredesiniz?” dediği savcıların ortaya atılan onca iddiaları değil, 'Sen niye videoyu paylaştın!' diyerek bir soruşturma başlattığını öğreniyordum. Ve bu yeni haberi ve onca haberi, tvitti okuyan ben ne hikmetse bir anda Çin'de yaşanan bir öyküyü alıntı yaparak okurlarımla paylaşmak istedim.  Çünkü bir armut çalan yoksulun yöneticilere verdiği mesajın, hem üstte yazdıklarımı hem de ülkede yaşananları ve milyonların yanında cinayetlerin, karanlık işlerin, hırsızlıkların, adaletsizliğin, hukuksuzluğun ne safhada olduğunu anlatan en güzel alıntı olduğunu düşünüyor ve başıma iş açmadan alın, siz de okuyun ve anlatılmak istenenin ne olduğunu anlayın diyorum.  Evet işte o çok ama çok ve güne uygun anlamlı alıntı; -Bir zamanlar Çin’de yoksul bir adam o denli aç ve bitkin düşmüştü ki kendini tutamayıp bir armut çaldı. Adamı yakaladılar ve imparatorun karşısına cezalandırılmak üzere çıkardılar. Hırsız, imparatora şöyle dedi: “Değerli efendim, çok açtım dayanamadım çaldım. Beni affetmeniz için yalvarıyorum. Eğer beni affederseniz, size paha biçilmez bir armağanım olacak.” İmparator dudak büktü: ”Senin gibi birinde paha biçilmez ne olabilir ki?” Hırsız, avucunun içindeki armut çekirdeğini uzattı. ”Bu çekirdeği ekerseniz, bir gün içerisinde altın meyveler veren bir ağacın yeşereceğini göreceksiniz.” İmparator bir kahkaha atarak; “Ek o zaman, altın meyveleri görünce affederim seni.” Yoksul adam: “Haşmetlim bu tohumu ben ekemem, çünkü ben bir hırsızım. Bu sihirli tohumu ancak ömründe hiç çalmamış, başkalarına haksızlık yapmamış, yalan söylememiş biri ekebilir. Tohum o zaman gücünü gösterir, aksi takdirde onu ekeni zehirler tarif edilmez acılarla öldürür. Sultanım, bu tohumu ancak siz ekebilirsiniz.” İmparator irkildi, suratını astı bir süre düşündü sonra da hırçın bir sesle: ”Ben imparatorum, bahçıvan değil, o tohumu başbakana ver eksinde altın meyveleri görelim,” dedi. Yoksul adam tohumu Başbakan'a uzatınca başbakan telaş içerisinde İmparatora dönüp itiraz etti: “Ben ekim biçim işlerinde çok beceriksizim efendim. Sihirli tohumu yanlış eker ziyan ederim bence bu tohumu hazinedar başı eksin.” Hazinedar başı hemen bahane buldu ve bu görevi bir başkasına devretti. Bir bir orada bulunan herkes sudan sebeplerle tohumu ekme görevinden kaçındılar. Sonra İmparator doğan sessizliğin içerisinde bir süre düşündü, başı önünde duran başbakana, hazinedara ve bütün görevlilere dik dik baktı ve; “Hadi bakalım bu hırsız bahçıvana tohumunun nasıl altın meyve verdiğini hep birlikte gösterip sevindirelim” dedi, cebinden bir altın çıkardı yoksul adama tutması için attı. Oradakilerin tümü ceplerinden sessiz sedasız birer altın çıkarıp adama verdikten sonra, imparator gülerek adama seslendi: - Bas git buradan be adam, bu verdiğin ders hepimize yeter! Ders alan olur mu? Hatta oldu mu?
Ekleme Tarihi: 29 Ağustos 2022 - Pazartesi

ARMUT ÇALAN YOKSUL!

Kilosu kaça olduğunu, bu yıl yiyip yemediğimi hatırlayamadığım ve memleketime komşu olan ama yapılması gereken yeni bir sınır belirlenmesi veya referandumla Ardahan'a bağlanması gereken Arvin'den çok uzak Ardahan ile komşu, kirve, kardeş olan Şavşat aklıma geldi.

Çünkü Ardahan 30 yıl önce 1992 yılında yeniden vilayet olurken Karslı siyasilerce kaşla göz arasında çalınıp, Kars'a bağlanan Ardahan'ın 9 köyü gibi, merkeze bağlı Tepesu (Gürcübeg), Yaylacık, Sulakyurt (Sarzep),  Sugöze (Cinçrobi) köyleri gibi kent mekezinin içinde kalmış köylerinin de Ardahan belediyesinin sınırları içine mahalle olarak alınması gereken Şavşat'da yerli ağızla adı Banta olarak bilinen Armut'u da bana hatırlattı.
Ve al bayrağımız gibi şarkı ve türkülere konu olan Al Yüzlülerin aşklarına konu olan Alma yani Ema'yı da ısırmayı özlediğimi hissettim.
Cancur'u tanıtmak için düzenlenmek istenen yayla şenliğine bile izin verilmeyen Ermenistan ve Gürcistan'a sınır ilçe, Çıldır'a bağlı Kurtkale gibi meyve ve sebze merkezi olan Posof'un dışı gibi içi de kırmızı olan al almayı bu yılda görüp, yiyemediğimi  hatırlatan Armut hikayesini okuduğum esnada gelen son dakika haberine bakıyorum.
Haberde, Sedat Peker'in yaptığı son paylaşımlarda adı bulunan Ünsal Ban'ın yurt dışına kaçarken yakalandığını yazıyordu. Haberde AA'nın imzasį vardı.
Yani yetersiz muhalefet yapmamakla eleştirilen muhalefetin, “Neredesiniz?” dediği savcıların ortaya atılan onca iddiaları değil, 'Sen niye videoyu paylaştın!' diyerek bir soruşturma başlattığını öğreniyordum.
Ve bu yeni haberi ve onca haberi, tvitti okuyan ben ne hikmetse bir anda Çin'de yaşanan bir öyküyü alıntı yaparak okurlarımla paylaşmak istedim. 
Çünkü bir armut çalan yoksulun yöneticilere verdiği mesajın, hem üstte yazdıklarımı hem de ülkede yaşananları ve milyonların yanında cinayetlerin, karanlık işlerin, hırsızlıkların, adaletsizliğin, hukuksuzluğun ne safhada olduğunu anlatan en güzel alıntı olduğunu düşünüyor ve başıma iş açmadan alın, siz de okuyun ve anlatılmak istenenin ne olduğunu anlayın diyorum. 
Evet işte o çok ama çok ve güne uygun anlamlı alıntı;
-Bir zamanlar Çin’de yoksul bir adam o denli aç ve bitkin düşmüştü ki kendini tutamayıp bir armut çaldı. Adamı yakaladılar ve imparatorun karşısına cezalandırılmak üzere çıkardılar.
Hırsız, imparatora şöyle dedi: “Değerli efendim, çok açtım dayanamadım çaldım. Beni affetmeniz için yalvarıyorum. Eğer beni affederseniz, size paha biçilmez bir armağanım olacak.”
İmparator dudak büktü: ”Senin gibi birinde paha biçilmez ne olabilir ki?”
Hırsız, avucunun içindeki armut çekirdeğini uzattı. ”Bu çekirdeği ekerseniz, bir gün içerisinde altın meyveler veren bir ağacın yeşereceğini göreceksiniz.”
İmparator bir kahkaha atarak; “Ek o zaman, altın meyveleri görünce affederim seni.”
Yoksul adam: “Haşmetlim bu tohumu ben ekemem, çünkü ben bir hırsızım. Bu sihirli tohumu ancak ömründe hiç çalmamış, başkalarına haksızlık yapmamış, yalan söylememiş biri ekebilir. Tohum o zaman gücünü gösterir, aksi takdirde onu ekeni zehirler tarif edilmez acılarla öldürür. Sultanım, bu tohumu ancak siz ekebilirsiniz.”
İmparator irkildi, suratını astı bir süre düşündü sonra da hırçın bir sesle: ”Ben imparatorum, bahçıvan değil, o tohumu başbakana ver eksinde altın meyveleri görelim,” dedi.
Yoksul adam tohumu Başbakan'a uzatınca başbakan telaş içerisinde İmparatora dönüp itiraz etti: “Ben ekim biçim işlerinde çok beceriksizim efendim. Sihirli tohumu yanlış eker ziyan ederim bence bu tohumu hazinedar başı eksin.”
Hazinedar başı hemen bahane buldu ve bu görevi bir başkasına devretti.
Bir bir orada bulunan herkes sudan sebeplerle tohumu ekme görevinden kaçındılar.
Sonra İmparator doğan sessizliğin içerisinde bir süre düşündü, başı önünde duran başbakana, hazinedara ve bütün görevlilere dik dik baktı ve;
“Hadi bakalım bu hırsız bahçıvana tohumunun nasıl altın meyve verdiğini hep birlikte gösterip sevindirelim” dedi, cebinden bir altın çıkardı yoksul adama tutması için attı.
Oradakilerin tümü ceplerinden sessiz sedasız birer altın çıkarıp adama verdikten sonra, imparator gülerek adama seslendi:
- Bas git buradan be adam, bu verdiğin ders hepimize yeter!
Ders alan olur mu? Hatta oldu mu?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.