deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler casinorulet.com casino siteleri

Fakir Yılmaz
Köşe Yazarı
Fakir Yılmaz
 

Gözü Açıklar: Görmüyor, Okumuyor, Duymuyor!

Son seçimi kazanma uğruna solculuğu unutup, millileşmeye çalışan ama kendisi değil beleşten 40 harami pardon milletvekilini milliyetçi, muhafazakarlara kaptıran “Kılıçdaroğlu çekilirse CHP Genel  başkanlığına aday olabilirim.” diyen ve bizim de bu açıklamasını, Kuzey Doğu Anadolu isimli gazetemizde “Dersimli çekilirse adayım..” manşetiyle yerelde ve ulusalda kamuoyuna duyurduğumuz hemşerim Gürsel Tekin’in kulaklarından rahatsızlandığını bu nedenle bir kaç gündür telefonlarını kapattığını öğrenince bende çoktan yazmayı düşündüğüm bugünkü yazımı ele almaya karar verdim. Tekin'in bu açıklamaları ve parti içi tartışmalara yönelik çatışmalara eski  genel sekreterliğin verdiği öz güvenle, hep muhalif olduğunu ve benim gibi çıkan sesleri dinlemekten bir hayli yorulduğunu anlıyordum. Yani 'duymayan, görmeyen, okumayan' bir toplumda duyan, gören, okuyanın işi zor.. Bunun en güzel örneği bu yazımı İstanbul trafiğinde iken zaman kazanmak için telefonla yazdırdığım esnada gözüm tanıdık bir simaya takılıyor.  Hem de Erdoğan’ın 21 yıldır hep geçtiği, benim geçemediğin Üsküdar yakasında.. Evet, Atatürk ismi misali  adı değiştirilen bir çok şey gibi her saat trafiği yoğun Boğaz köprüsünü geçmeye çalışırken meslektaşım, gazeteci İsmail Saymaz'ın benim gibi fakir arabasıyla sol yanımda olduğunu fark ettiğimde camdan merhabalaştıktan sonra camdan kendisine seslenerek sevgili meslektaşım 'Yazıyorsun, bağırıyorsun ama seni de benim gibi duyan yok.. Asıl senin gibi tok sesiyle düşüncelerini aktaran söyleyen kişi CHP'nin ya da solun başına gelmeli..' diyorum. Çünkü meslektaşım gazeteci İsmail Saymaz gibi avazı çıktığı kadar bağırsanız da her gelen çıtırtıyı duysanız da onca olumsuzluk gözleri kanatacak kadar batsa da, yaşananlara karşı duyarsızlığı ile duyarlı insanları köreltip, susturup kulak ağrısı yaşatır.  Bunun en bariz örneği 35 yıl önce başladığım mesleğimi daktiloyla yazıp kurşun harfleri dizip sallama matbaa makinesiyle basıp tek tek elle katladığımız ve kapı kapı dolaşarak hem de ücretsiz dağıttığımız gazetelerimizden bu yana düşündüklerimizi aktarmaya çalıştığımız esnada yaşadıklarımızdır.  Son olarak teknolojinin imkanlarından faydalanıp haberlerimizi yorumlarımızı okutmaya çalıştığımız yetmedi ekranlarda görüntülü olarak anlattığımız sanallarda paylaştığımız bunca haber ve yorumu okutmaya anlatmaya ve görmeleri için gayret göstermeye devam ederken, zahmet vermemek için  Önce e Gazete, sonra  yazılarımızı yazmakla kalmayıp teknolojinin imkanlarıyla yararlanarak seslendirdik bile duysunlar diye… Halen neden cezaevinde tutulduğu anlaşılamayan Demirtaş’ın yanı sıra bir çok meslektaşımın bizim yaptığımız seslendirmeye benzer örneklerle bu topluma düşüncelerini , fikirlerini  ve görüşlerini duyurmaya, aydınlatmaya çalıştığı bir ülkede çoğunluk üç maymunu oynayıp yani “duymuyorum, görmüyorum, okumuyorum” diyorsa, körlere pardon Amalara yönelik gazete çıkarsan da fayda etmez Çünkü kör denip özürlü sayılanlar kadar duyarlı olup toplumsal sorunlar başta olmak üzere sözde gözü açıkların dünyası bu dünya…
Ekleme Tarihi: 21 Haziran 2023 - Çarşamba

Gözü Açıklar: Görmüyor, Okumuyor, Duymuyor!

Son seçimi kazanma uğruna solculuğu unutup, millileşmeye çalışan ama kendisi değil beleşten 40 harami pardon milletvekilini milliyetçi, muhafazakarlara kaptıran “Kılıçdaroğlu çekilirse CHP Genel  başkanlığına aday olabilirim.” diyen ve bizim de bu açıklamasını, Kuzey Doğu Anadolu isimli gazetemizde “Dersimli çekilirse adayım..” manşetiyle yerelde ve ulusalda kamuoyuna duyurduğumuz hemşerim Gürsel Tekin’in kulaklarından rahatsızlandığını bu nedenle bir kaç gündür telefonlarını kapattığını öğrenince bende çoktan yazmayı düşündüğüm bugünkü yazımı ele almaya karar verdim.

Tekin'in bu açıklamaları ve parti içi tartışmalara yönelik çatışmalara eski  genel sekreterliğin verdiği öz güvenle, hep muhalif olduğunu ve benim gibi çıkan sesleri dinlemekten bir hayli yorulduğunu anlıyordum.
Yani 'duymayan, görmeyen, okumayan' bir toplumda duyan, gören, okuyanın işi zor..
Bunun en güzel örneği bu yazımı İstanbul trafiğinde iken zaman kazanmak için telefonla yazdırdığım esnada gözüm tanıdık bir simaya takılıyor. 
Hem de Erdoğan’ın 21 yıldır hep geçtiği, benim geçemediğin Üsküdar yakasında..
Evet, Atatürk ismi misali  adı değiştirilen bir çok şey gibi her saat trafiği yoğun Boğaz köprüsünü geçmeye çalışırken meslektaşım, gazeteci İsmail Saymaz'ın benim gibi fakir arabasıyla sol yanımda olduğunu fark ettiğimde camdan merhabalaştıktan sonra camdan kendisine seslenerek sevgili meslektaşım 'Yazıyorsun, bağırıyorsun ama seni de benim gibi duyan yok.. Asıl senin gibi tok sesiyle düşüncelerini aktaran söyleyen kişi CHP'nin ya da solun başına gelmeli..' diyorum. Çünkü meslektaşım gazeteci İsmail Saymaz gibi avazı çıktığı kadar bağırsanız da her gelen çıtırtıyı duysanız da onca olumsuzluk gözleri kanatacak kadar batsa da, yaşananlara karşı duyarsızlığı ile duyarlı insanları köreltip, susturup kulak ağrısı yaşatır. 
Bunun en bariz örneği 35 yıl önce başladığım mesleğimi daktiloyla yazıp kurşun harfleri dizip sallama matbaa makinesiyle basıp tek tek elle katladığımız ve kapı kapı dolaşarak hem de ücretsiz dağıttığımız gazetelerimizden bu yana düşündüklerimizi aktarmaya çalıştığımız esnada yaşadıklarımızdır. 
Son olarak teknolojinin imkanlarından faydalanıp haberlerimizi yorumlarımızı okutmaya çalıştığımız yetmedi ekranlarda görüntülü olarak anlattığımız sanallarda paylaştığımız bunca haber ve yorumu okutmaya anlatmaya ve görmeleri için gayret göstermeye devam ederken, zahmet vermemek için  Önce e Gazete, sonra  yazılarımızı yazmakla kalmayıp teknolojinin imkanlarıyla yararlanarak seslendirdik bile duysunlar diye…
Halen neden cezaevinde tutulduğu anlaşılamayan Demirtaş’ın yanı sıra bir çok meslektaşımın bizim yaptığımız seslendirmeye benzer örneklerle bu topluma düşüncelerini , fikirlerini  ve görüşlerini duyurmaya, aydınlatmaya çalıştığı bir ülkede çoğunluk üç maymunu oynayıp yani “duymuyorum, görmüyorum, okumuyorum” diyorsa, körlere pardon Amalara yönelik gazete çıkarsan da fayda etmez
Çünkü kör denip özürlü sayılanlar kadar duyarlı olup toplumsal sorunlar başta olmak üzere sözde gözü açıkların dünyası bu dünya…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.