'Muhtar bile olamaz' denilen bir süreçte önce milletvekili, sonra başbakan ardından cumhurbaşkanı olma yolunu açanların arasında nice devlet başkanları ve o devletleri temsil eden büyükelçiler ile ön veya arka kapılarda sıkça görüştüğü hatta haftanın bir veya iki günü ortadan kaybolduğu ileri sürülen Cumhurbaşkanı Erdoğan bu günlerde yaptığı her açıklamada birilerini kafa bulmakla suçluyor. Dilini kesmekle tehdit edilenlerden sonra sabahın erken saatlerinde büyük elçilyle yemeğe gidenleri rakı içip, kafa bulmakla suçlayan aynı Erdoğan'ın "Ben BOB eş başkanıyım hedefe ulaşmak için Kiliseye de, Havraya da giderim' dediğini hatırladığımızı unutmuş gibi olsa da aynı Erdoğan'ın bir şiir okuduğu için hapse atılmasına tepki gösteren büyükelçiler arasında olan ama, İmamoğlu'yla yemeğe giden İngiliz büyük elçisi üzerinden büyükelçilere "Boyunuzdan büyük işlere kalkışmayın. Bir büyük varsa o da benim" diyerek aba altından sopa göstermeyi de ihmal etmiyor. "Ekonomiyi, enflasyonu biliyorum.. Hayat şartlarının gün geçtikçe zorlaştığını da.. Ama Mart ayını bekleyin göreceksiniz.." diyen aynı Erdoğan'ın "Sabır edin Karadeniz'de gaz çıkacak, ekonomide uçacağız Almanya,, İngiltere, Fransa dahi tüm dünya bizi yine kıskanacak göreceksiniz" dediği toplumla kafa bulduğunu ileri süren muhalefet de asıl kafa bulanın kim olduğunu sorgularken bizlerin de bu durum karşısında kafalarımız çok karmakarışık hem de balık yemeden, rakı içmeden... En iyisi zem zem suyu içmek diyecem ama oda hem dine saygısızlık diyecekler diye korkarım.. Ama zaten pandemi var diye hactan gelende yok ya en iyisi milli içecek denen ayranı içmek diyecem de oda çok pahalandı içilmiyor..