Bir kara kış günü Ardahan'dan çıkıp, İstanbul'a doğru yol alırken Ardahanlı Vali Ozan Balcı’nın başında olduğu Tokat'a geliyoruz. Bu kar, kışta kazasız, belasız ve kar değil, 4 mevsim lastiklerle Tokat'ın yol güzergahında bulunan ilçelerine ulaşmanın başarısı ve yorgunluğuyla kendimizi ilk bulduğumuz tesise atıyoruz. Ve "Bitti, tükendi denen ekonomisiyle, 128 milyon doları cep edildiği,  pardon kaybolduğu yok canım pandemiye gittiği söylenen büyük devletin hala ayakta olduğunu görüyirduk.. Çünkü decletin başta ağır kaza geçirdiğim Erzincan/Sakaltutan dağı olmak üzere kar ve tipiden kapanmak üzere olan yolları aştığını görüp, izleyerek İstanbul’a doğru yol alırken dinlenmek için girdiğimiz tesiste gündemimiz yine siyaset oluyor. Çayları ısmarlayıp, sohbetlerine katıldığımız Tokat'lılara bir gazeteci edası ile soru üzerine sorular sorarken, o sorularımızın içinde "İktidar değişir mi?” sorusu da vardı. Karşımda oturan hilal bıyıklılarla sohbet ederken sol damarlarının kabarmasıyla daha da bastırıcı oluyordum, 'İktidar değişir mi?' diye sorarken. Sohbet esnasında birinin de muhtar olduğunu anladığım Reşadiye'liler ülkeyi, borsayı, 'ekonomi kitabını yazdım' diyen Erdoğan’dan daha çok bilmiş edasıyla bana verdikleri cevaplarla, ilk seçimde gidecek denen iktidarın bırakın gitmesini daha da güçlendireceğe benziyordu. Çünkü, 'Ak Parti gider, MHP gelir.. MHP gider Ak Parti gelir. Bu nedenle değişen bir şey olmaz” diyorlardı... Yani 4 liradan onsekiz liraya çıkan ve yeniden geri düşüp ama on dört lirada direnen doların etkisinin hiç yansımadığı ve tam tersi daha da bloklaşan bir seçmenle karşılaşmıştım. Hemde " Abi, Tayyipten başkası mı var ki?”diyerek. Buradan yani Reşadiye'den çıkıp, geldiğimiz ve kapanan tuğla harmanından çok Akçaabat köftecisinin açıldığı Erbağ’da garsonundan, aşçısına ve müşterisine kadar hepsinin mevcut hükümetin yanında, safında olduğunu görüyorduk. Bu kez dönüp kendi, kendime ve muhalefete sessizce bir soru soruyordum  ‘İlk seçimde geleceğiz' diyenlerin erkenden rüya gördüğünü düşünürken.. Ve muhalefete dönüp diyorum ki, 'biz tüm ülkeyi kapı kapı geziyoruz, halk iktidardan şikayetçi hemen seçim istiyor.. derken siz hiç Tokat’a gelmediniz mi? .. Yoksa benim gibi geldiniz de tokat yiyeceğinizi anlayıp, tez mi ayrıldınız? Belki de sesiz, sedasız Ardahan'a gelen ve atlı kızaklara binip, her kış tüm yüzeyi donan Çıldır Gölü üzerinde sefa yaptıktan sonra vatandaşın içine katılmayıp, belediyenin parasıyla sarı balıkları yiyip, yolluk adı altında paraları cebe indirip, gerisin geriye dönen o büyük, ak saçlı CHP’li belediye başkanları gibi sizde mi gerçeği görüp de kaçtınız?