deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler casinorulet.com casino siteleri deneme bonusu veren siteler

Fakir Yılmaz
Köşe Yazarı
Fakir Yılmaz
 

İnat Nevroz’u...

Sabah işe gelmek için çıktığım binada yan yana kalıyor, aynı binaya girerken selamlaşıyor, çıkarken gülümsüyoruz.   Bizden çok eşlerimiz daha yakın, daha samimi, çocuklarımız birlikte parkta oynuyorlar. Aynı çatı altında, aynı binada huzur içinde yaşarız, hepimiz bir birimizin güvencesi olarak gece rahat uyur, sabah huzur içinde çıkarız evlerimizden. Ben, benim gibi yorulan artık kullanmadığım ama satmayıp, hala evimin önünde tuttuğum GAZETECİ isimli arabamı çalıştırırken, onlar selam verip, işlerine giderler. Bugünde aynı oldu ama bir fark ile.. Ben Nevroz için kameramı, fotoğraf makinemi hazırlamış, onlar çelik yeleklerini, coplarını. Yine aynı gülümseme, yine selamlaşma. Sanki iki tarafta meydan muharebesine gidiyor gibi hazırlıklı, birazda şüpheli. Ben gazeteci, onlar polis. Yani her zamanki gibi iki tarafta stresli... Her iki tarafta aynı binada, aynı evlerde kalmış, aynı suyu içmiş, aynı havayı koklamış olsa da.. Bahar bayramı Newroz'a gidiyoruz, gülüp, halay çekeceğimizi düşündüğümüz ama günlerdir yaşanan gerginlikler dolayısıyla neler olacağını, karşı karşıya gelip gelmeyeceğimizi kara kara düşünürken... Evet her yıl tekrarlanan, halaylarla değil, ölümlerle, yaralanmalarla sona eren bir Newroz'a daha giderken bu yaşadıklarım gerçek. Aynı çatı altında oturur, aynı suyu birlikte içeriz ama gerek gazetecilikte gerek dünya düşüncesinde hep karşı karşıya gelir, çatışır, birimiz hak ararken, birimiz cop atarız. Çünkü biz birbirimize düşmanca bakanlar, aynı ülkede olduğu gibi aynı binada oturmayı bilir, birlikte yaşamayı seçer, eşlerimizin, çocuklarımızın kaynaşmasına müsaade ederiz... Birimiz penceremize bayrak asarken, diğerimizin siyasi görüşüne de saygı gösteririz... Ama her nedense alanlarda, çarşıda, resmi işlerde hep karşı karşıya gelir, o binadaki barışı unutur, kardeş olmayı değil, düşman olmayı seçeriz... Düşünsenize benim gibi aynı binada olmasanız da, yan komşunuz, aynı dolmuşa bindiğiniz, aynı cafe de çay içtiğiniz, aynı lokantanın tabağından yemek yediğinizin biri polis, biri siz değil misiniz? Polis olmasa da savcı, hâkim, asker, jandarma, istihbaratçı veya devletin bir memuru değil mi o birlikte yaşamayı seçmiş, aynı evde, aynı binada, aynı ülkede yaşarken yıllardır süren inatlar nedeniyle karşı karşıya geldiğiniz.. İşte size son inat..  Biri, 'ben Newroz'u kutlayacağım' dedi, diğeri, 'Hayır kutlayamazsın' dedi.. Dünde aynı değil miydi, erken olmazsa da, aynı güne bile izin vermiyorlardı... Ve sonuç meydan muhaberesinde karşı karşıya gelip, kan revan içinde kalıp, yaralanıp, ölüp aynı binaya, aynı eve gelip, aynı suyu içtiğimizi hep unuttuk... Kim kazanıyor bu yıllardır süren ama çare bulunamayan inatlaşmada, kim kaybediyor bu anlamsız ve de anlaşılmaz inatlaşmada kim?.. Her iki tarafta kayıp etmiyor mu?
Ekleme Tarihi: 21 Mart 2022 - Pazartesi

İnat Nevroz’u...

Sabah işe gelmek için çıktığım binada yan yana kalıyor, aynı binaya girerken selamlaşıyor, çıkarken gülümsüyoruz.  
Bizden çok eşlerimiz daha yakın, daha samimi, çocuklarımız birlikte parkta oynuyorlar.
Aynı çatı altında, aynı binada huzur içinde yaşarız, hepimiz bir birimizin güvencesi olarak gece rahat uyur, sabah huzur içinde çıkarız evlerimizden.
Ben, benim gibi yorulan artık kullanmadığım ama satmayıp, hala evimin önünde tuttuğum GAZETECİ isimli arabamı çalıştırırken, onlar selam verip, işlerine giderler.
Bugünde aynı oldu ama bir fark ile..
Ben Nevroz için kameramı, fotoğraf makinemi hazırlamış, onlar çelik yeleklerini, coplarını.
Yine aynı gülümseme, yine selamlaşma.
Sanki iki tarafta meydan muharebesine gidiyor gibi hazırlıklı, birazda şüpheli.
Ben gazeteci, onlar polis.
Yani her zamanki gibi iki tarafta stresli...
Her iki tarafta aynı binada, aynı evlerde kalmış, aynı suyu içmiş, aynı havayı koklamış olsa da.. Bahar bayramı Newroz'a gidiyoruz, gülüp, halay çekeceğimizi düşündüğümüz ama günlerdir yaşanan gerginlikler dolayısıyla neler olacağını, karşı karşıya gelip gelmeyeceğimizi kara kara düşünürken...
Evet her yıl tekrarlanan, halaylarla değil, ölümlerle, yaralanmalarla sona eren bir Newroz'a daha giderken bu yaşadıklarım gerçek.
Aynı çatı altında oturur, aynı suyu birlikte içeriz ama gerek gazetecilikte gerek dünya düşüncesinde hep karşı karşıya gelir, çatışır, birimiz hak ararken, birimiz cop atarız.
Çünkü biz birbirimize düşmanca bakanlar, aynı ülkede olduğu gibi aynı binada oturmayı bilir, birlikte yaşamayı seçer, eşlerimizin, çocuklarımızın kaynaşmasına müsaade ederiz...
Birimiz penceremize bayrak asarken, diğerimizin siyasi görüşüne de saygı gösteririz...
Ama her nedense alanlarda, çarşıda, resmi işlerde hep karşı karşıya gelir, o binadaki barışı unutur, kardeş olmayı değil, düşman olmayı seçeriz...
Düşünsenize benim gibi aynı binada olmasanız da, yan komşunuz, aynı dolmuşa bindiğiniz, aynı cafe de çay içtiğiniz, aynı lokantanın tabağından yemek yediğinizin biri polis, biri siz değil misiniz?
Polis olmasa da savcı, hâkim, asker, jandarma, istihbaratçı veya devletin bir memuru değil mi o birlikte yaşamayı seçmiş, aynı evde, aynı binada, aynı ülkede yaşarken yıllardır süren inatlar nedeniyle karşı karşıya geldiğiniz..
İşte size son inat.. 
Biri, 'ben Newroz'u kutlayacağım' dedi, diğeri, 'Hayır kutlayamazsın' dedi..
Dünde aynı değil miydi, erken olmazsa da, aynı güne bile izin vermiyorlardı... Ve sonuç meydan muhaberesinde karşı karşıya gelip, kan revan içinde kalıp, yaralanıp, ölüp aynı binaya, aynı eve gelip, aynı suyu içtiğimizi hep unuttuk...
Kim kazanıyor bu yıllardır süren ama çare bulunamayan inatlaşmada, kim kaybediyor bu anlamsız ve de anlaşılmaz inatlaşmada kim?..
Her iki tarafta kayıp etmiyor mu?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.