deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

Anıl Şehirlioğlu
Köşe Yazarı
Anıl Şehirlioğlu
 

Sen kimsin? Hiç düşündün mü?

Aynaya baktığında, gözbebeklerinin en derinine tanıdık geldi mi harelerin? Yoksa bir yabancıya bakar gibi mi baktın aynadaki aksine? Biliyor musun,hangi mesleği yaparsan tüm ruhunla çalışacağını, nasıl biriyle ilişki kurarsan mutlu olacağını, hangi hobilerin seni mutlu edip hayat motivasyonu sağlayacağını? Nasıl bir evde yaşayıp, nasıl bir yaşam tarzı içinde kendini bulacağını? Doğduğun ‘an’dan şimdiye kadar, kaç kişi kendin olmayı öğretti sana? Kendi doğrularını dayatmadan, senin için iyi olana senin karar vermene izin vererek, seni sen yapan özelliklerini keşfetmene imkan sağlayarak kaç kişi kendin olmana izin verdi? Ne yazıkki bir çoğumuzun anne ve babamızdan öğrendiklerimizin çoğu onların kendi deneyimleri, kendi ezberleri, kendi öğrenmişlikleri, kendi atalarından aldıkları, toplumdan kendine kattıkları. Elbette bunların tamamı bizler için sakıncalı ya da kötü değil. Ahlaki değerleri öğrenmek, hak, adalet duyguları ile etik değerleri öğretmek zaten bence tüm ebeveynlerin temel görevleri. Ama ya diğer öğretilenler? Meslek seçimlerine, eş seçimlerine kadar yapılan karışmalar, kendi doğru yanlış süzgeclerine göre, yada yaşayıp yaşayamadıkları duygularına göre bizden beklenilenler?  Kendimizi keşfetmek, tanımak için yaptığımız denemeler, girişimler yüzünden maymun iştahlı olmakla suçlanmak! Bizi denemekten bile çoğu zaman alıkoymuyor mu? Hakkımız yokmuş gibi gelmeye başlıyor bir süre sonra. Belki ilk iş tecrübemiz, ilk hobi kursumuz, ilk karşı cinsle olan ilişkimiz hatta ilk evliliğimiz umduğumuz gibi gitmemiş veya sonuçlanmamış olabilir. Ama bir insanın kendini bulması bu kadar kolay mı zaten sanki? Kaç kişi ilk denemesinde doğru seçimler yapabildi ki? Aslına bakarsanız doğru yada yanlış zaten var mı ki? Yoksa yanlış dediğimiz şeyler bize dersler veren, kim olduğumuzu yada kim olmadığımızı anlamamızı, kendimizi tanımamızı sağlayan oluş halleri mi sadece? Tüm koşullanmalardan, korkulardan ziyade seçimler yapmak ve bunların sonuçlarını sükûnetle karşılamak ve ne olursa olsun denemekten vazgeçmemek bizi kendimiz olma yolunda mutluluğa götürecek yegane şeyken, sakın hayalkırıklıklarının tuzağına düşüp, sevdiklerinizin beklentilerine cevap vermek zorunda sanıp, denemekten vazgecmeyin dostlarım. Hata yapabilir, düşebilirsiniz. Elbette düştüğünüz yerden kalkacaksınız. İnanın hiç denememek, deneyip istediğiniz sonucu alamamış olmaktan çok daha gerileten bir durumdur insanoğlunu. Cünkü bizlerin yaradılış amacı zaten öğrenmek, ruhumuzu tekamül ettirmek, evrimleşebilmek. Bazen kim olduğumuzu anlamamızın yolu, önce kim olmadığımızı anlamakla başlar. Hepsi bu... Yapamacağınızı, başaramayacağınızı söyleyen, bu yaştan sonra yeniden başlayamazsın diyen, o mesleği seçersen aç kalırsın diyen kimseye kulak asmayın. Kalbinizi ve ruhunuzu dinleyin ve mantığınızla kalbinizin sesiyle plan yapmasını sağlayın. Denemekten, kendinizi aramaktan, mutlu bir hayattan asla vazgecmeyin. Her yıl yaşlanmaz yaş alırsınız ama denemekten vazgeçerseniz yaşlanırsınız... Hep genç kalsın ruhlarınız. Ve unutma sen annen değilsin, baban, kardeşin, abin, ablan değilsin. İçine doğduğun toplumun bir ferdisin evet ama toplumun kendisi değilsin. Onların istediği gibi olmak zorunda değilsin. Ne yazık ki kendileri başaramayanların çoğu, seninde başaramayaşını görmek isteyecektir. Ama sen, inanır ve istersen yapabilirsin. Sen sadece ‘sen’sin. Kimse gibi olmak, kimsenin ayakkabıları ile onun yolundan gitmek, sana dayatılan doğru-yanlış sistemine boyun eğmek zorunda degilsin. Biriciksin bu dünyada sen ya, o yüzden parmak izin tek ya! Bunu aklından hiç çıkarma. Sevgiler...
Ekleme Tarihi: 11 Eylül 2018 - Salı

Sen kimsin? Hiç düşündün mü?

Aynaya baktığında, gözbebeklerinin en derinine tanıdık geldi mi harelerin?

Yoksa bir yabancıya bakar gibi mi baktın aynadaki aksine?

Biliyor musun,hangi mesleği yaparsan tüm ruhunla çalışacağını, nasıl biriyle ilişki kurarsan mutlu olacağını, hangi hobilerin seni mutlu edip hayat motivasyonu sağlayacağını? Nasıl bir evde yaşayıp, nasıl bir yaşam tarzı içinde kendini bulacağını?

Doğduğun ‘an’dan şimdiye kadar, kaç kişi kendin olmayı öğretti sana? Kendi doğrularını dayatmadan, senin için iyi olana senin karar vermene izin vererek, seni sen yapan özelliklerini keşfetmene imkan sağlayarak kaç kişi kendin olmana izin verdi?

Ne yazıkki bir çoğumuzun anne ve babamızdan öğrendiklerimizin çoğu onların kendi deneyimleri, kendi ezberleri, kendi öğrenmişlikleri, kendi atalarından aldıkları, toplumdan kendine kattıkları. Elbette bunların tamamı bizler için sakıncalı ya da kötü değil. Ahlaki değerleri öğrenmek, hak, adalet duyguları ile etik değerleri öğretmek zaten bence tüm ebeveynlerin temel görevleri. Ama ya diğer öğretilenler? Meslek seçimlerine, eş seçimlerine kadar yapılan karışmalar, kendi doğru yanlış süzgeclerine göre, yada yaşayıp yaşayamadıkları duygularına göre bizden beklenilenler? 

Kendimizi keşfetmek, tanımak için yaptığımız denemeler, girişimler yüzünden maymun iştahlı olmakla suçlanmak! Bizi denemekten bile çoğu zaman alıkoymuyor mu? Hakkımız yokmuş gibi gelmeye başlıyor bir süre sonra. Belki ilk iş tecrübemiz, ilk hobi kursumuz, ilk karşı cinsle olan ilişkimiz hatta ilk evliliğimiz umduğumuz gibi gitmemiş veya sonuçlanmamış olabilir. Ama bir insanın kendini bulması bu kadar kolay mı zaten sanki? Kaç kişi ilk denemesinde doğru seçimler yapabildi ki? Aslına bakarsanız doğru yada yanlış zaten var mı ki? Yoksa yanlış dediğimiz şeyler bize dersler veren, kim olduğumuzu yada kim olmadığımızı anlamamızı, kendimizi tanımamızı sağlayan oluş halleri mi sadece? Tüm koşullanmalardan, korkulardan ziyade seçimler yapmak ve bunların sonuçlarını sükûnetle karşılamak ve ne olursa olsun denemekten vazgeçmemek bizi kendimiz olma yolunda mutluluğa götürecek yegane şeyken, sakın hayalkırıklıklarının tuzağına düşüp, sevdiklerinizin beklentilerine cevap vermek zorunda sanıp, denemekten vazgecmeyin dostlarım. Hata yapabilir, düşebilirsiniz. Elbette düştüğünüz yerden kalkacaksınız. İnanın hiç denememek, deneyip istediğiniz sonucu alamamış olmaktan çok daha gerileten bir durumdur insanoğlunu. Cünkü bizlerin yaradılış amacı zaten öğrenmek, ruhumuzu tekamül ettirmek, evrimleşebilmek. Bazen kim olduğumuzu anlamamızın yolu, önce kim olmadığımızı anlamakla başlar. Hepsi bu... Yapamacağınızı, başaramayacağınızı söyleyen, bu yaştan sonra yeniden başlayamazsın diyen, o mesleği seçersen aç kalırsın diyen kimseye kulak asmayın. Kalbinizi ve ruhunuzu dinleyin ve mantığınızla kalbinizin sesiyle plan yapmasını sağlayın. Denemekten, kendinizi aramaktan, mutlu bir hayattan asla vazgecmeyin. Her yıl yaşlanmaz yaş alırsınız ama denemekten vazgeçerseniz yaşlanırsınız...

Hep genç kalsın ruhlarınız.

Ve unutma sen annen değilsin, baban, kardeşin, abin, ablan değilsin. İçine doğduğun toplumun bir ferdisin evet ama toplumun kendisi değilsin. Onların istediği gibi olmak zorunda değilsin. Ne yazık ki kendileri başaramayanların çoğu, seninde başaramayaşını görmek isteyecektir. Ama sen, inanır ve istersen yapabilirsin. Sen sadece ‘sen’sin. Kimse gibi olmak, kimsenin ayakkabıları ile onun yolundan gitmek, sana dayatılan doğru-yanlış sistemine boyun eğmek zorunda degilsin. Biriciksin bu dünyada sen ya, o yüzden parmak izin tek ya!

Bunu aklından hiç çıkarma.

Sevgiler...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.