deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler

deneme bonusu veren siteler

virginiawinefestival.org/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

Anıl Şehirlioğlu
Köşe Yazarı
Anıl Şehirlioğlu
 

Yüzleşme

Sevilmeyi haketmek için hep doğru şeyler yapmak zorunda olduğunu sandın... Bitmek tükenmek bilmeyen çabaların, herkesin herşeyini daha onlar düşünmeden akıl etmeye çalışmaların hep bundandı. Defalarca kırmamak için kırıldın. Hayır diye haykırırken ruhun, “evet” döküldü dudaklarından kaybetmemek için karşındakini! Yüzlerce kez hatalarını affettin sevdiklerinin. Ama en ufak bir hatanda, yalnız kalacağına, bir daha sevilmeyeceğine, onaylanmayacağına inandın. Ve öyle de oldu. Yıllarca emek verdiğin eşin, dostun, hatta annen, baban çocuğun bile onlara ters düşen, işlerine gelmeyen birşeyi farkında bile olmayarak yaptığında terk ettiler seni. Karşı çıktılar. Nasıl böyle bir hata yaparsın diye hiç beklemediğin şekilde çıkıştılar. En ufak bir hatan, sanki dünyayı yerle bir etmişsincesine tepki aldı. Ya da seni bu kadar yaraladı. Çünkü sen ilmek ilmek örmüştün ilişkini. Hep hassas olmuştun,hep özenli... Sonra o en sevdiklerin, bir hatanda bu kadar üzünce seni, yüreğin darmadağın oldu. Sen onları defalarca affettiğin halde, neden onlar kendi hatalarını görmezden gelip sana bu kadar yükleniyorlardı? Çok mu alıştırmıstın hep iyi olmaya onları? İyi eş, iyi sevgili, iyi dost, iyi evlat, iyi ortak, iyi arkadaş, iyi çalışan, iyi iyi iyi... Var mıydı bunun bir sonu peki? Aslında gerçekten iyi olarak sevgisini kazanmak istediğin onlar mıydı? Yoksa seni sevmediğine inandığın, ve sevilebilmek için hep vermek, hep iyi olmak, hep doğru olmak zorunda sandığın en derinde tanrı mıydı? İnsanlarda onu mu aradın? Onun senden çok uzak olduğunu mu sandın? Gerçek uzaklığının tanrıya değilde kendine olduğunu söylesem sevgili dost ne derdin bana? Kendine karşı bu kadar acımasızken, başkalarını çokca affetsen ne yazar? Sen kendin olmak, kendini sevmek için yaratılmışken kendinden esirgediğin sevgiyi başkalarına vermen seni kurtarmaz.Herkesin Allah’ı var. Kimsenin sana ihtiyacı yok, senin de kimseye ihtiyacın yok! Kendinden başka... İhtiyaç üzerine kurulan ilişkiler, bu ihtiyaç sevilmek bile olsa, koşulsuz olur mu hiç? Sen neden çokca sevmiyorsun kendini? Zayıf yanlarınla, güçlü yanlarınla, doğrularınla, yanlışlarınla!.. Neden denemeye korkuyorsun içinden gelenleri, duymaktan korkuyorsun ruhunun sesini? Yoldan çıkmak istemiyorsun yahu, yol dediğin nedir ki? Düz bir çizgi çekip kim üzerinde dosdoğru yürüyecek demiyor ki yaradan. Dene, öğren, yaşa, düş, kalk, koş ben burdayım ve hep burada olacağım sevgili evladım diyor, duysana...  Senin hata dediğin deneyimleri Allah affederken sen neden affedemiyorsun bazı seçimlerinden ötürü kendini? Ne zaman bileceksin kendi değerini? Daha kaç kazık yemen gerekli?  Mevsimler gibidir duygular acı, neşe, mutluluk, hüzün elbette yaşam var oldukça yaşanacaklar. Ama hiç biri kalıcı değil, hiç biri sonsuza kadar sürmeyecek sevgili dostum, kendini güvende tutmak için artık saklanma. Bırak onaylamasınlar seni. Bırak gelmesinler peşinden. Bırak eleştirsinler. Sen kendini sevip, kendini dinledikten sonra, Allah’ın senin yanında olduğunu bildikten sonra var mı bunların bir önemi? Sen insanlara hizmet etmeye, köle olmaya gelmedin ki! O (Allah) seni her halinle seviyor ve onaylıyor, bunu bilseydin hayatında neler değişirdi?  Ve unutma seni hiç tanımasamda ruhumun ruhunu sevdiğini...
Ekleme Tarihi: 18 Mart 2019 - Pazartesi

Yüzleşme

Sevilmeyi haketmek için hep doğru şeyler yapmak zorunda olduğunu sandın...
Bitmek tükenmek bilmeyen çabaların, herkesin herşeyini daha onlar düşünmeden akıl etmeye çalışmaların hep bundandı.
Defalarca kırmamak için kırıldın. Hayır diye haykırırken ruhun, “evet” döküldü dudaklarından kaybetmemek için karşındakini! Yüzlerce kez hatalarını affettin sevdiklerinin. Ama en ufak bir hatanda, yalnız kalacağına, bir daha sevilmeyeceğine, onaylanmayacağına inandın.
Ve öyle de oldu. Yıllarca emek verdiğin eşin, dostun, hatta annen, baban çocuğun bile onlara ters düşen, işlerine gelmeyen birşeyi farkında bile olmayarak yaptığında terk ettiler seni. Karşı çıktılar. Nasıl böyle bir hata yaparsın diye hiç beklemediğin şekilde çıkıştılar. En ufak bir hatan, sanki dünyayı yerle bir etmişsincesine tepki aldı. Ya da seni bu kadar yaraladı. Çünkü sen ilmek ilmek örmüştün ilişkini. Hep hassas olmuştun,hep özenli... Sonra o en sevdiklerin, bir hatanda bu kadar üzünce seni, yüreğin darmadağın oldu. Sen onları defalarca affettiğin halde, neden onlar kendi hatalarını görmezden gelip sana bu kadar yükleniyorlardı? Çok mu alıştırmıstın hep iyi olmaya onları? İyi eş, iyi sevgili, iyi dost, iyi evlat, iyi ortak, iyi arkadaş, iyi çalışan, iyi iyi iyi... Var mıydı bunun bir sonu peki?
Aslında gerçekten iyi olarak sevgisini kazanmak istediğin onlar mıydı? Yoksa seni sevmediğine inandığın, ve sevilebilmek için hep vermek, hep iyi olmak, hep doğru olmak zorunda sandığın en derinde tanrı mıydı? İnsanlarda onu mu aradın? Onun senden çok uzak olduğunu mu sandın?
Gerçek uzaklığının tanrıya değilde kendine olduğunu söylesem sevgili dost ne derdin bana? Kendine karşı bu kadar acımasızken, başkalarını çokca affetsen ne yazar? Sen kendin olmak, kendini sevmek için yaratılmışken kendinden esirgediğin sevgiyi başkalarına vermen seni kurtarmaz.Herkesin Allah’ı var. Kimsenin sana ihtiyacı yok, senin de kimseye ihtiyacın yok! Kendinden başka... İhtiyaç üzerine kurulan ilişkiler, bu ihtiyaç sevilmek bile olsa, koşulsuz olur mu hiç? Sen neden çokca sevmiyorsun kendini? Zayıf yanlarınla, güçlü yanlarınla, doğrularınla, yanlışlarınla!.. Neden denemeye korkuyorsun içinden gelenleri, duymaktan korkuyorsun ruhunun sesini? Yoldan çıkmak istemiyorsun yahu, yol dediğin nedir ki? Düz bir çizgi çekip kim üzerinde dosdoğru yürüyecek demiyor ki yaradan. Dene, öğren, yaşa, düş, kalk, koş ben burdayım ve hep burada olacağım sevgili evladım diyor, duysana... 
Senin hata dediğin deneyimleri Allah affederken sen neden affedemiyorsun bazı seçimlerinden ötürü kendini? Ne zaman bileceksin kendi değerini? Daha kaç kazık yemen gerekli? 
Mevsimler gibidir duygular acı, neşe, mutluluk, hüzün elbette yaşam var oldukça yaşanacaklar. Ama hiç biri kalıcı değil, hiç biri sonsuza kadar sürmeyecek sevgili dostum, kendini güvende tutmak için artık saklanma. Bırak onaylamasınlar seni. Bırak gelmesinler peşinden. Bırak eleştirsinler. Sen kendini sevip, kendini dinledikten sonra, Allah’ın senin yanında olduğunu bildikten sonra var mı bunların bir önemi? Sen insanlara hizmet etmeye, köle olmaya gelmedin ki! O (Allah) seni her halinle seviyor ve onaylıyor, bunu bilseydin hayatında neler değişirdi? 
Ve unutma seni hiç tanımasamda ruhumun ruhunu sevdiğini...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.