deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

Anıl Şehirlioğlu
Köşe Yazarı
Anıl Şehirlioğlu
 

Kalabalıktaki yalnızlık...

Bu kadar kalabalıklaşan nüfusa, çağımızın patlaması sosyal medya çılgınlığına, yanımızdaki bir dolu kalabalığa rağmen, neden bir çoğumuzun ortak duygusu yalnızlık? Evde ailemizin içinde, iş yerinde, ofisimizde iş arkadaşlarımızın yanında, kimi zaman eşimizin, sevgilimizin hatta çocuklarımızın yanında bile hissettiğimiz o derin boşluk, yapayalnızlık... Bir ‘an’lık bir farkındalık... Sesler içinde kendi sesini duyamamak hatta sesi çıkmıyormuş gibi hissetmek. Konuşacağı her kelime ona yabancı gelecekmiş gibi zannetmek.  Ait hissetmemek bulunduğu ortama ya da kişilere. Ama nereye ait olduğunu da bilememek... etlik escort keçiören escort demetevler escort Bazen yalnız hissetmemek adına bitmesi gereken ilişileri, evlilikleri, arkadaşlıkları bitirememek.. Sırf sevgi almak, yalnız kalmamak adına herkese hizmet etmek, isteklerine “Hayır” diyememek.. Buna rağmen yine de kendini kimsesiz hissetmek, sevilmediğini düşünmek? Acaba bizi mutluluktan alıkoyan en derin duygumuz bu olabilir mi?  En büyük korkumuz yapayalnız kalmak, sevilmemek? Yaptığımız bilinçaltı çalışmalarımızda size “sizi yalnız hissettiren” en başta anne babanız dahil hayatınızdaki herkesten özgürleştirsekde, üzerinde en cok çalıştığımız konudur kendine yabancı olmak... Kendini sevmemek, kendini sarmamak, neden hoşlandığını, nasıl bir hayat yaşarsa mutlu olacagını, nasıl bir insanla aşk yaşayabileceğini, yeteneklerini bilememek. Zorunda hissettiği için yaptığı şeyler, sorumluluk zannettiği yükleriyle yaşamın onun için açtığı binbir olasılığı görememek kişinin kendine ördüğü en büyük hapishanedir sevgili dostlar.  Kendini kendinden mahrum etmek, yalnızlık duygusunun ana sebebidir. Neden sevmeyiz kendimiz?  Neden hakettiğimizi düşünmeyiz mutluluğu, yaşamın sınırsız bolluk bereketini?  Çünkü bir yerlerde birşeyler olmuştur muhakkak anne karnında ya da 0-6 yaş aralığında değersiz olduğumuza, suçlu olduğumuza, yetersiz olduğumuza, hatta istenilmeyen bir varlık olduğumuza inandırılmışızdır. Ve hep onların sevgisini, onayını kazanabilmek için iyi cocuk olmak, vermek, sorunları cözmek zorunda olduğumuzu zannetmişizdir.  Oysa birileri ki bu anne babamız dahi olsa yeterince sevemediyse, yeterince değer veremediyse bile bu sizin sevgiye layık olmadığınızı mı gösterir? Asla! Her birimiz hiç şüphesiz Allah’ın ruhunu taşıyan, O’nun biricik varlıklarıyız. Neden başkalarının sevgisini kazanmak için uğraşıp hayatımızı zorlaştıralım ki?  Oysa her sorunun çözümü kendini sevmekte saklıdır. Çünkü, zaten kendini sevmeyen, kendiyle aşk yaşamayan, yalnızlığının değil tek başınalığın saklı hazinelerini keşfetmeyen, başkasını da gerçekten koşulsuzca sevemez ki...  Unutmayın, sevdiklerinizin sizi sevmesini beklemek bile bir beklentidir, koşuldur. Oysa siz yüreğinizden gelen güzellikle sevin, ticaret değildir gerçek sevgi, verirken ne alacağını düşünmez.Ama bunu önce bu şekilde kendimize vermeliyiz. Tüm kusur sandığımız özelliklerimizle, hatalarımız, başarılarımız, yanlışlarımız, doğrularımızla olduğumuz halimizle koşulsuzca seversek kendimizi, dışarıya da bu güzel enerji yayılır ve yaşam alanınıza bunu yaşamaya ve yaşatmaya uygun kişiler çekilir. Anneniz babanız bile size farklı davranmaya başlayabilir. Çünkü sevgi bütün frekansınızı, enerjinizi değistirir.  Zaten aslında onlarda gerçek anlamda kendilerini koşulsuzca sevemedikleri için belki de size istediğiniz sevgiyi veremediler?  Siz bu bilince geçtiğinizde onlar da sizden etkilenip değişebilir.Çünkü, unutmayın, sevgi bulaşıcıdır. Ve kusurlarınız belki kusursuzluğunuzdur.  Ve kendinizi sevdiğinizde asla yalnız olmadığınızı bilirsiniz. Çünkü, dışarıda aradığınız herşey içinizdeki ‘Yaradan’ın sevgisinde gizlidir ve ancak kendisini seven kişi bunu keşfeder ve bir daha o boşluk, yalnızlık, çaresizlik duygularını hissetmez. Sevgiler...
Ekleme Tarihi: 06 Ağustos 2018 - Pazartesi

Kalabalıktaki yalnızlık...

Bu kadar kalabalıklaşan nüfusa, çağımızın patlaması sosyal medya çılgınlığına, yanımızdaki bir dolu kalabalığa rağmen, neden bir çoğumuzun ortak duygusu yalnızlık?

Evde ailemizin içinde, iş yerinde, ofisimizde iş arkadaşlarımızın yanında, kimi zaman eşimizin, sevgilimizin hatta çocuklarımızın yanında bile hissettiğimiz o derin boşluk, yapayalnızlık...

Bir ‘an’lık bir farkındalık... Sesler içinde kendi sesini duyamamak hatta sesi çıkmıyormuş gibi hissetmek. Konuşacağı her kelime ona yabancı gelecekmiş gibi zannetmek. 

Ait hissetmemek bulunduğu ortama ya da kişilere.

Ama nereye ait olduğunu da bilememek...

Bazen yalnız hissetmemek adına bitmesi gereken ilişileri, evlilikleri, arkadaşlıkları bitirememek..

Sırf sevgi almak, yalnız kalmamak adına herkese hizmet etmek, isteklerine “Hayır” diyememek..

Buna rağmen yine de kendini kimsesiz hissetmek, sevilmediğini düşünmek? Acaba bizi mutluluktan alıkoyan en derin duygumuz bu olabilir mi? 

En büyük korkumuz yapayalnız kalmak, sevilmemek?

Yaptığımız bilinçaltı çalışmalarımızda size “sizi yalnız hissettiren” en başta anne babanız dahil hayatınızdaki herkesten özgürleştirsekde, üzerinde en cok çalıştığımız konudur kendine yabancı olmak...

Kendini sevmemek, kendini sarmamak, neden hoşlandığını, nasıl bir hayat yaşarsa mutlu olacagını, nasıl bir insanla aşk yaşayabileceğini, yeteneklerini bilememek. Zorunda hissettiği için yaptığı şeyler, sorumluluk zannettiği yükleriyle yaşamın onun için açtığı binbir olasılığı görememek kişinin kendine ördüğü en büyük hapishanedir sevgili dostlar. 

Kendini kendinden mahrum etmek, yalnızlık duygusunun ana sebebidir.

Neden sevmeyiz kendimiz? 

Neden hakettiğimizi düşünmeyiz mutluluğu, yaşamın sınırsız bolluk bereketini? 

Çünkü bir yerlerde birşeyler olmuştur muhakkak anne karnında ya da 0-6 yaş aralığında değersiz olduğumuza, suçlu olduğumuza, yetersiz olduğumuza, hatta istenilmeyen bir varlık olduğumuza inandırılmışızdır. Ve hep onların sevgisini, onayını kazanabilmek için iyi cocuk olmak, vermek, sorunları cözmek zorunda olduğumuzu zannetmişizdir. 

Oysa birileri ki bu anne babamız dahi olsa yeterince sevemediyse, yeterince değer veremediyse bile bu sizin sevgiye layık olmadığınızı mı gösterir? Asla!

Her birimiz hiç şüphesiz Allah’ın ruhunu taşıyan, O’nun biricik varlıklarıyız. Neden başkalarının sevgisini kazanmak için uğraşıp hayatımızı zorlaştıralım ki? 

Oysa her sorunun çözümü kendini sevmekte saklıdır. Çünkü, zaten kendini sevmeyen, kendiyle aşk yaşamayan, yalnızlığının değil tek başınalığın saklı hazinelerini keşfetmeyen, başkasını da gerçekten koşulsuzca sevemez ki... 

Unutmayın, sevdiklerinizin sizi sevmesini beklemek bile bir beklentidir, koşuldur. Oysa siz yüreğinizden gelen güzellikle sevin, ticaret değildir gerçek sevgi, verirken ne alacağını düşünmez.Ama bunu önce bu şekilde kendimize vermeliyiz. Tüm kusur sandığımız özelliklerimizle, hatalarımız, başarılarımız, yanlışlarımız, doğrularımızla olduğumuz halimizle koşulsuzca seversek kendimizi, dışarıya da bu güzel enerji yayılır ve yaşam alanınıza bunu yaşamaya ve yaşatmaya uygun kişiler çekilir. Anneniz babanız bile size farklı davranmaya başlayabilir. Çünkü sevgi bütün frekansınızı, enerjinizi değistirir. 

Zaten aslında onlarda gerçek anlamda kendilerini koşulsuzca sevemedikleri için belki de size istediğiniz sevgiyi veremediler? 

Siz bu bilince geçtiğinizde onlar da sizden etkilenip değişebilir.Çünkü, unutmayın, sevgi bulaşıcıdır. Ve kusurlarınız belki kusursuzluğunuzdur. 

Ve kendinizi sevdiğinizde asla yalnız olmadığınızı bilirsiniz. Çünkü, dışarıda aradığınız herşey içinizdeki ‘Yaradan’ın sevgisinde gizlidir ve ancak kendisini seven kişi bunu keşfeder ve bir daha o boşluk, yalnızlık, çaresizlik duygularını hissetmez.

Sevgiler...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.