deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

Kemal Aydın
Köşe Yazarı
Kemal Aydın
 

İşin Doğrusu (III.Bölüm)

İşin Doğrusu… İlk iki yazımı okumayanlar için kısa bir hatırlatma yapmak isterim... Sevgili Okurlar! Ülkemizin içinde bulunduğu durumdan hepimiz endişeliyiz! Çaresizlik içerisinde bekleyemeyiz, deneyimli olduğumuz alanlarda bilgimizi paylaşmak için, makam mevki aramadan,‘’Ey efendiler sorgulamayan insan cahil, sorgulatmayan insan ise zalimdir!’’ diyen Atatürk’e kulak vermeliyiz vetoplumu doğru bilgilerle aydınlatmalıyız, Katılımcı demokrasiye inanmış yurttaşlar olarak, kentlerimizi ve ülkemizi yöneten karar alıcıların icraatlarında gördüğümüz iyi veya kötü uygulamaları sorgulama hakkımızı kullanmalıyız, İnşaata Dayalı Büyüme Model’inin yerel yönetimler üzerinde yarattığı baskı ve siyasal sistemimiz üzerinde oluşturduğu tahribatın bir sonucu olarak; kuralsızlıkların kural, yasa tanımazlığın yasa haline geldiği bir dönemde yaşıyoruz. Gözümüzün önünde olan biten; haksız, hukuksuz uygulamalara seyirci kalamayız. Yönetenlerin görev ihmalleri yüzünden yaşanan can ve mal kayıplarının, ‘sanki kadermiş gibi sunulmasına’ sorumlu yurttaşlar olarak birlikte itirazımız olmalı! Sizlerden aldığım geri dönüşler arasında yazma nedenimi tam kavrayamamış, bazı değerli dostlarımı aydınlatmak için yaptım yukarıdaki açıklamayı! ***** Şimdi gelelim asıl konumuza: İzmir Depreminin ardından kurulan, Meclis Depreme Karşı Alınacak Önlemleri Araştırma Komisyonu’nda geçen hafta yapılan çalışma sonrası, Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener televizyon ekranlarına çıkarak kamuoyunu şu sözlerle uyardı! ‘’Türkiye’de 7,2 büyüklüğünde enerji birikti! Her an, Kuzey Anadolu Fayının doğusunda bulunan Yedisu sismik boşluğunda veya Marmara’da 7,2 büyüklüğün üzerinde bir deprem olabilir! Hazırlıklı ve koordineli olmamız gerekir’’dedi. Ege ve Akdeniz de tarih boyu tsunamilerin olduğunu ve yine olacağını vurgulayan Özener, "Olası bir Marmara Depreminin tsunami ve heyelanları da beraberinde getireceğini’’ ifade etti. 5,5 büyüklüğün üzerindeki depremlerin ardından uyarı yayınladıklarını söyleyen Özener, "Sürekli Allah korusun diyoruz! Allah insana akıl da vermiş, bize düşen bilimin ışığında siyaseti beslemektir’’ diyerek yetkilileri uyardı! Uzun zamandır Haluk Hoca ve Naci Görür Hoca gibi, deprem bilimine ömrünü adamışuzmanımız, ‘acil kodlu’ uyarılarda bulunuyorlar! İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, geçen hafta’İstanbul Depremi’ konulu programda Şirin Payzın’a konuk oldu. Şirin Payzın’ ın,İstanbul Depremi ile ilgili, hazırlıkların ne durumda olduğu sorusuna, Ekrem İmamoğlu, ‘’Allah’ım olabildiğince bize depremi geç yaşat, geç yaşat ki İstanbul’u depreme hazırlayalım’’ diyerek dua ettiğini vurguladı… ‘’Eski yönetimler tarafından bir takım hazırlıklar yapılmış, fakat bu çalışmaların dağınık ve yetersiz olduğunu gördük. Tabi aralarında doğru çalışmalarda var elbet, bu çalışmaları yapan arkadaşlarımıza emekleri için teşekkür ederiz. Biz doğru yapılan işleri takdir etmesini de biliriz ama kötü ve yanlış yapılan işleri de açığa çıkarmak zorundayız’’ dedi. İmamoğlu, ‘’Uzmanların katılımıyla düzenledikleri ‘Kanal İstanbul Çalıştayı’sonuç bildirgesine göre; büyük bir felakete neden olacağı sabit olan, ‘Kanal İstanbul’ gibi çılgın projelerin artık ülke gündeminden kalkması gerekiyor’’ dedi. İstanbul’un nüfusu artırıcı değil, nüfusu azaltacak, kentin yaşam kalitesini yükseltecek uygulamalara ihtiyacı olduğunu vurguladı. Ekrem İmamoğlu ‘’göreve geldikleri günden bu yana birçok ilçede açılışlarını yaptıkları; İstihdam Ofislerinden, ekilebilir tarım arazilerine, kent ormanlarından spor tesislerine, kültür sanat merkezlerinden kreşlere kadar birçok hizmetlerin hayata geçtiğini ve bu alanda daha birçok projenin devam ettiği müjdesini verdi. Kentsel dönüşüm çalışmalarında Çevre ve Şehircilik Bakanıyla olumlu bir iletişimin hattı kurduklarını, bu işbirliğinin artarak devam etmesini diledi. Deprem meselesini oy kaygısı gütmeden, siyaset üstü bir bakış açısıyla ele almak zorunda olduklarını ifade eden İmamoğlu, ‘’milletimizin can ve mal emniyetini sağlamak için çok hızlı hareket etmek zorunda olduklarını ifade etti. Depreme hazırlık çalışmaları için İstanbul’un 450-500 Milyar TL’ ye ihtiyacı olduğunu söyledi. Sadece İSKİ’ in payına düşen miktarın 35 Milyar TL, olarak öngörüldüğünü söyleyen İmamoğlu,’’25-26 Milyar olanİstanbul Büyükşehir Belediye Bütçesi ile ne İBB, ne Şehircilik Bakanlığı, ne de Hükümet bu işin altından tek başına kalkabilir’’ dedi… İBB Başkanı İmamoğlu,depreme hazırlık, kurulacak deprem konseyinde ortak akıl ve ‘seferberlik’ halinde çalışarak,ancak10 yılda çözüme kavuşturabileceklerini ifade etti. Uğradığı bütün engellemelere, haksızlıklara ve saldırılara rağmen,İstanbul’un sorunlarını çözmek için; sevgi, barış ve kardeşlik dilinde ısrar ederek, Hükümet’e ve Sayın Cumhurbaşkanı’ naişbirliği çağrısında bulunan,Ekrem İmamoğlu’na, bir İstanbul yaşayanı olarak; teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı, İstanbulluların da Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlamalı! Biz İstanbul yaşayanlarının; depreme karşı can ve mal güvenliğini korumak için, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun altını çizdiği konularda sürece liderlik etmelidir. Deprem siyasi çekişme konusu yapılamayacak kadar, siyaset üstü çözüme ihtiyaç duyan bir meseledir! Anayasamıza göre, Sayın Cumhurbaşkanı; devletin bütün kurum ve kuruluşlarını uyum içerisinde çalıştırılmakla görevlidir. Devletin başı bu sorumluluğunu tam bir tarafsızlık içerisinde yerine getirmesi halinde vatandaşına karşı sorumluluğunu yerine getirmiş olur! ***** Sevgili İstanbullular! Deprem korkusuyla yatıp kalkarken,birde covid19 belası başımıza musallat oldu! Bu sinsi illet hayatımızı alt üst etti! Milletçe çok ağır ekonomik kayıplar yaşıyoruz,yaşam koşullarımız her geçen gün kötüleşiyor! Orta gelir grubu çoktan yoksullar ligine düştü bile! Daha depreme hazırlık yapamamışken, şimdi bir de bu salgın belasıyla mücadele etmek zorundayız, Allah yardımcımız olsun! Birleşmiş Milletlere üye devletler; Dünya Sağlık Örgütü’nün talimatlarına uymak zorundadır. Salgınla mücadelede başarı için; merkez ve yerel kuruluşlarının tam bir koordinasyonu gerekir. Halkın alınan önlemlere harfiyen uyması gerekir. Bunların hepsini işletebilmek için; iktidarın bu mücadeleyi siyasi çekişme alanı olmaktan çıkartması gerekir! Biliyoruz, bizim siyasal sistemimizin genetik kodlarında; iktidarlar sorunları mümkünse tek başına çözmek isterler. Muhalefeti çözüme ortak etmek istemezler. Çünkü: Her zaman zihinlerinde seçim vardır ve seçmenin oylarını muhalefetle bölüşmek onların genlerinde yoktur(!) Fakat bütün dünyayı tehdit eden, sınır tanımaz ölümcül bir salgınla mücadelede; muhalefet partilerine ait belediyeleri mücadele dışında bırakmak aklın, bilimin, vicdanın kabul edebileceği bir şey değildir! Bu ayrımcı davranış; ülkemizi ve milletimizi hem virüse karşı, hem de topraklarımızda gözü olanlara karşı, savunmasız bırakan bir davranıştır! Yeryüzünde iç barışını sağlamadan huzur bulmuş bir ülke olmadığını bildikleri halde, İktidar partilerineden gerilim üretirler anlayabilmiş değilim! Siyasi Liderlere bir baba olarak buradan çağrıda bulunuyorum! Son bir yılda yaptığınızparti grup konuşmalarınızı televizyonunuza aktarınve rakipleriniz hakkında yaptığınız konuşmaları,torunlarınızla birlikteizleyin lütfen! Bakalım ne hissedeceksiniz? Ekranda izledikleri dedelerinin bu dilinden hoşlanıyorlar mı? Sorun bakalım ne cevap verecekler size! Üslubunuzdan, kurduğunuz cümlelerden ve bağırarak konuşmalarınızdan mutlu olurlarsa, sorun yok devam edin… Fakat siz de çok iyi biliyorsunuz ki, çocuklar bağırıp çağıran, kızan, azarlayan, büyükleri sevmezler. Bu yüzden ‘’tonton dede’’, ‘’şirin nine’’ lakapları, kültürümüzde çocukların en çok sevdikleri tiplemelerdir. Sizlere yalvarıyorum! Ne olur yapmayın Sayın Liderler! Yapmayın, kıymayın çocuklarımıza! Kıymayın torunlarınıza! Onların tertemiz zihinlerini bulandırmayın lüzumsuz, anlaşılmaz öfkelerinizle! Ortalama ömrün belli olduğu bu fani dünyada,Kime ne ömür vereceğini Allah bilir elbetama yaş itibariyle her biriniz ömrünüzün son deminde, son baharında olduğunuzu hatırlayın lütfen! Kışa çevirmeyin ömrünüzün son baharını! Torunlarınızı RTÜK yönetimine atayabilmiş olsanız, emin olun bu çocuklar size yayın yasağı getirir… Birbirinizle, torunlarınızla konuştuğunuz gibi konuşun lütfen! Bakın o zaman bu ülke nasıl bir yer oluyor? Aranızda sorun olarak gördüğünüz ne varsa hepsi nasıl uçup gidiyor… Yapmayın! Yormayın artık bu milleti! Kırmayın gençlerin umutlarını! Korkutmayın çocuklarımızı, oktanı yüksek konuşmalarınızla! Yazık etmeyin şu güzelim ülkeye… Devamı haftaya Sağlıkla kalın!  
Ekleme Tarihi: 07 Aralık 2020 - Pazartesi

İşin Doğrusu (III.Bölüm)

İşin Doğrusu…

İlk iki yazımı okumayanlar için kısa bir hatırlatma yapmak isterim...

Sevgili Okurlar! Ülkemizin içinde bulunduğu durumdan hepimiz endişeliyiz! Çaresizlik içerisinde bekleyemeyiz, deneyimli olduğumuz alanlarda bilgimizi paylaşmak için, makam mevki aramadan,‘’Ey efendiler sorgulamayan insan cahil, sorgulatmayan insan ise zalimdir!’’ diyen Atatürk’e kulak vermeliyiz vetoplumu doğru bilgilerle aydınlatmalıyız,

Katılımcı demokrasiye inanmış yurttaşlar olarak, kentlerimizi ve ülkemizi yöneten karar alıcıların icraatlarında gördüğümüz iyi veya kötü uygulamaları sorgulama hakkımızı kullanmalıyız,

İnşaata Dayalı Büyüme Model’inin yerel yönetimler üzerinde yarattığı baskı ve siyasal sistemimiz üzerinde oluşturduğu tahribatın bir sonucu olarak; kuralsızlıkların kural, yasa tanımazlığın yasa haline geldiği bir dönemde yaşıyoruz. Gözümüzün önünde olan biten; haksız, hukuksuz uygulamalara seyirci kalamayız.

Yönetenlerin görev ihmalleri yüzünden yaşanan can ve mal kayıplarının, ‘sanki kadermiş gibi sunulmasına’ sorumlu yurttaşlar olarak birlikte itirazımız olmalı!

Sizlerden aldığım geri dönüşler arasında yazma nedenimi tam kavrayamamış, bazı değerli dostlarımı aydınlatmak için yaptım yukarıdaki açıklamayı!

*****

Şimdi gelelim asıl konumuza:

İzmir Depreminin ardından kurulan, Meclis Depreme Karşı Alınacak Önlemleri Araştırma Komisyonu’nda geçen hafta yapılan çalışma sonrası, Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener televizyon ekranlarına çıkarak kamuoyunu şu sözlerle uyardı!

‘’Türkiye’de 7,2 büyüklüğünde enerji birikti! Her an, Kuzey Anadolu Fayının doğusunda bulunan Yedisu sismik boşluğunda veya Marmara’da 7,2 büyüklüğün üzerinde bir deprem olabilir! Hazırlıklı ve koordineli olmamız gerekir’’dedi.

Ege ve Akdeniz de tarih boyu tsunamilerin olduğunu ve yine olacağını vurgulayan Özener, "Olası bir Marmara Depreminin tsunami ve heyelanları da beraberinde getireceğini’’ ifade etti.

5,5 büyüklüğün üzerindeki depremlerin ardından uyarı yayınladıklarını söyleyen Özener, "Sürekli Allah korusun diyoruz! Allah insana akıl da vermiş, bize düşen bilimin ışığında siyaseti beslemektir’’ diyerek yetkilileri uyardı!

Uzun zamandır Haluk Hoca ve Naci Görür Hoca gibi, deprem bilimine ömrünü adamışuzmanımız, ‘acil kodlu’ uyarılarda bulunuyorlar!

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, geçen hafta’İstanbul Depremi’ konulu programda Şirin Payzın’a konuk oldu.

Şirin Payzın’ ın,İstanbul Depremi ile ilgili, hazırlıkların ne durumda olduğu sorusuna, Ekrem İmamoğlu, ‘’Allah’ım olabildiğince bize depremi geç yaşat, geç yaşat ki İstanbul’u depreme hazırlayalım’’ diyerek dua ettiğini vurguladı…

‘’Eski yönetimler tarafından bir takım hazırlıklar yapılmış, fakat bu çalışmaların dağınık ve yetersiz olduğunu gördük. Tabi aralarında doğru çalışmalarda var elbet, bu çalışmaları yapan arkadaşlarımıza emekleri için teşekkür ederiz. Biz doğru yapılan işleri takdir etmesini de biliriz ama kötü ve yanlış yapılan işleri de açığa çıkarmak zorundayız’’ dedi.

İmamoğlu, ‘’Uzmanların katılımıyla düzenledikleri ‘Kanal İstanbul Çalıştayı’sonuç bildirgesine göre; büyük bir felakete neden olacağı sabit olan, ‘Kanal İstanbul’ gibi çılgın projelerin artık ülke gündeminden kalkması gerekiyor’’ dedi.

İstanbul’un nüfusu artırıcı değil, nüfusu azaltacak, kentin yaşam kalitesini yükseltecek uygulamalara ihtiyacı olduğunu vurguladı.

Ekrem İmamoğlu ‘’göreve geldikleri günden bu yana birçok ilçede açılışlarını yaptıkları; İstihdam Ofislerinden, ekilebilir tarım arazilerine, kent ormanlarından spor tesislerine, kültür sanat merkezlerinden kreşlere kadar birçok hizmetlerin hayata geçtiğini ve bu alanda daha birçok projenin devam ettiği müjdesini verdi.

Kentsel dönüşüm çalışmalarında Çevre ve Şehircilik Bakanıyla olumlu bir iletişimin hattı kurduklarını, bu işbirliğinin artarak devam etmesini diledi.

Deprem meselesini oy kaygısı gütmeden, siyaset üstü bir bakış açısıyla ele almak zorunda olduklarını ifade eden İmamoğlu, ‘’milletimizin can ve mal emniyetini sağlamak için çok hızlı hareket etmek zorunda olduklarını ifade etti.

Depreme hazırlık çalışmaları için İstanbul’un 450-500 Milyar TL’ ye ihtiyacı olduğunu söyledi. Sadece İSKİ’ in payına düşen miktarın 35 Milyar TL, olarak öngörüldüğünü söyleyen İmamoğlu,’’25-26 Milyar olanİstanbul Büyükşehir Belediye Bütçesi ile ne İBB, ne Şehircilik Bakanlığı, ne de Hükümet bu işin altından tek başına kalkabilir’’ dedi…

İBB Başkanı İmamoğlu,depreme hazırlık, kurulacak deprem konseyinde ortak akıl ve ‘seferberlik’ halinde çalışarak,ancak10 yılda çözüme kavuşturabileceklerini ifade etti.

Uğradığı bütün engellemelere, haksızlıklara ve saldırılara rağmen,İstanbul’un sorunlarını çözmek için; sevgi, barış ve kardeşlik dilinde ısrar ederek, Hükümet’e ve Sayın Cumhurbaşkanı’ naişbirliği çağrısında bulunan,Ekrem İmamoğlu’na, bir İstanbul yaşayanı olarak; teşekkür ediyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı, İstanbulluların da Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlamalı! Biz İstanbul yaşayanlarının; depreme karşı can ve mal güvenliğini korumak için, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun altını çizdiği konularda sürece liderlik etmelidir. Deprem siyasi çekişme konusu yapılamayacak kadar, siyaset üstü çözüme ihtiyaç duyan bir meseledir!

Anayasamıza göre, Sayın Cumhurbaşkanı; devletin bütün kurum ve kuruluşlarını uyum içerisinde çalıştırılmakla görevlidir. Devletin başı bu sorumluluğunu tam bir tarafsızlık içerisinde yerine getirmesi halinde vatandaşına karşı sorumluluğunu yerine getirmiş olur!

*****

Sevgili İstanbullular! Deprem korkusuyla yatıp kalkarken,birde covid19 belası başımıza musallat oldu! Bu sinsi illet hayatımızı alt üst etti! Milletçe çok ağır ekonomik kayıplar yaşıyoruz,yaşam koşullarımız her geçen gün kötüleşiyor! Orta gelir grubu çoktan yoksullar ligine düştü bile!

Daha depreme hazırlık yapamamışken, şimdi bir de bu salgın belasıyla mücadele etmek zorundayız, Allah yardımcımız olsun!

Birleşmiş Milletlere üye devletler; Dünya Sağlık Örgütü’nün talimatlarına uymak zorundadır. Salgınla mücadelede başarı için; merkez ve yerel kuruluşlarının tam bir koordinasyonu gerekir. Halkın alınan önlemlere harfiyen uyması gerekir. Bunların hepsini işletebilmek için; iktidarın bu mücadeleyi siyasi çekişme alanı olmaktan çıkartması gerekir!

Biliyoruz, bizim siyasal sistemimizin genetik kodlarında; iktidarlar sorunları mümkünse tek başına çözmek isterler. Muhalefeti çözüme ortak etmek istemezler. Çünkü: Her zaman zihinlerinde seçim vardır ve seçmenin oylarını muhalefetle bölüşmek onların genlerinde yoktur(!)

Fakat bütün dünyayı tehdit eden, sınır tanımaz ölümcül bir salgınla mücadelede; muhalefet partilerine ait belediyeleri mücadele dışında bırakmak aklın, bilimin, vicdanın kabul edebileceği bir şey değildir!

Bu ayrımcı davranış; ülkemizi ve milletimizi hem virüse karşı, hem de topraklarımızda gözü olanlara karşı, savunmasız bırakan bir davranıştır!

Yeryüzünde iç barışını sağlamadan huzur bulmuş bir ülke olmadığını bildikleri halde, İktidar partilerineden gerilim üretirler anlayabilmiş değilim!

Siyasi Liderlere bir baba olarak buradan çağrıda bulunuyorum!

Son bir yılda yaptığınızparti grup konuşmalarınızı televizyonunuza aktarınve rakipleriniz hakkında yaptığınız konuşmaları,torunlarınızla birlikteizleyin lütfen! Bakalım ne hissedeceksiniz?

Ekranda izledikleri dedelerinin bu dilinden hoşlanıyorlar mı? Sorun bakalım ne cevap verecekler size! Üslubunuzdan, kurduğunuz cümlelerden ve bağırarak konuşmalarınızdan mutlu olurlarsa, sorun yok devam edin…

Fakat siz de çok iyi biliyorsunuz ki, çocuklar bağırıp çağıran, kızan, azarlayan, büyükleri sevmezler. Bu yüzden ‘’tonton dede’’, ‘’şirin nine’’ lakapları, kültürümüzde çocukların en çok sevdikleri tiplemelerdir.

Sizlere yalvarıyorum! Ne olur yapmayın Sayın Liderler! Yapmayın, kıymayın çocuklarımıza! Kıymayın torunlarınıza! Onların tertemiz zihinlerini bulandırmayın lüzumsuz, anlaşılmaz öfkelerinizle!

Ortalama ömrün belli olduğu bu fani dünyada,Kime ne ömür vereceğini Allah bilir elbetama yaş itibariyle her biriniz ömrünüzün son deminde, son baharında olduğunuzu hatırlayın lütfen! Kışa çevirmeyin ömrünüzün son baharını!

Torunlarınızı RTÜK yönetimine atayabilmiş olsanız, emin olun bu çocuklar size yayın yasağı getirir… Birbirinizle, torunlarınızla konuştuğunuz gibi konuşun lütfen! Bakın o zaman bu ülke nasıl bir yer oluyor? Aranızda sorun olarak gördüğünüz ne varsa hepsi nasıl uçup gidiyor…

Yapmayın! Yormayın artık bu milleti! Kırmayın gençlerin umutlarını! Korkutmayın çocuklarımızı, oktanı yüksek konuşmalarınızla!

Yazık etmeyin şu güzelim ülkeye…

Devamı haftaya

Sağlıkla kalın!

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.