Hiç kuşkusuz hayatımızın en önemli dönüm noktalarından biri, meslek seçimimizdir. Eğitim sisteminin dayattığı sınavlarla, aile baskısının kıyasıya yarıştığı bu zorlu süreçte; gençlerin meslek seçimleri de bazen hiç mi hiç kimlikleriyle örtüşmüyor... Elbette okumak, bilgi sahibi olmak paha biçilemez kadar kıymetli bir olgu... Lâkin; son yıllarda adını sanını hiç bilmediğimiz, apartmandan bozma, akademik gerçeklikten uzak pek çok özel üniversite isimleri duyuyoruz. Üniversite sınavında çok düşük bir performans gösterenler bile bir bakıyorsunuz; en afilli bölümlerde tabiri caizse “baba parası” ile okuyor...
İyi ama siz; algısı, yeteneği, azmi, zekâ seviyesi, kapasitesi yeterli olmayan bir genci; ticari kaygılarla örneğin tıp fakültesine kabul ederseniz bu işin sonu nereye varır bir düşünün... Her gün gazetelerde, televizyonlarda “doktor hatası yüzünden hayatı karardı” türünden haberlere denk gelmiyor muyuz? E geliriz tabii; çünkü kapasitesi o meslek dalı için yeterli olmayan bireyler, sırf parayı bastırdı diye ite kaka tıp diploması alırsa olacağı bu! Örneğin iyi bir tıp fakültesine yerleşmek için üniversite sınavındaki soruların neredeyse tamamını doğru yapan, alın teriyle zekasını ispat eden bir genç ile; barajı hasbelkader geçip, parayı bastırdığı için doktorluk kapısını aralayan bir genci nasıl aynı kefeye koyabiliriz? Hayatta bitkilerin, eşyaların kısacası her nesnenin belli bir kapasitesi vardır... Bunu görmezden gelmek; tıpkı temeli çürük olan bir binaya; ekstra kat çıkmak gibidir... En ufak bir sarsıntıda “enkaz altında kalmak” an meselesidir...
Mesela; ses tonu çok tiz olan birinden bas bariton bir eser duyabilir misiniz? Ya da çöp adam bile çizemeyen bir gençten şahane bir yağlı boya tablo yapmasını isteyebilir misiniz? Veya bir aspirinin ne işe yaradığını bile anlamaya mecali olmayan bir bireye “canınızı” emanet edebilir misiniz? Edemezsiniz değil mi; çünkü şu dünyada telafisi olmayan tek şey insan hayatıdır... İşte bu yüzden mesleki anlamda işinin ehli, daha güvenilir bir genç nesil yetiştirmek istiyorsak; çocuklarımızı “paraya” endeksli değil; zekâ seviyesine, donanımına, yeteneğine ve haklı başarılarla kazanılmış meslek seçimlerine yönlendirmeliyiz...
Diğer türlüsü inanın cips paketinden farksız bir mesleki kariyer olur; dışarıdan bakıldığında dolu gibi görünür ama yüzde yetmişi havadır!..