deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler

deneme bonusu veren siteler

virginiawinefestival.org/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal

Pınar Billur Odabaşı
Köşe Yazarı
Pınar Billur Odabaşı
 

Evliliklerin Coronavirüs ile imtihanı!

Kim derdi ki; “Bir gün küçücük bir virüs, hayatımızın en büyük sınavı olacak” diye... Ya da hiç aklımıza gelir miydi; Wuhan’da yarasa çorbasına kaşık daldıran çekik gözlü bir Çinli yüzünden; Konya’daki emekli Ali Dayı’nın, Hüseyin Amca’nın altından belediye bankının çekilip alınacağı... Coronavirüs ile uyuyup uyandığımız şu günlerde; 7’den 70’e herkesin yaşam tarzı mecburi istikamette yol almaya başladı... Çocuklar sınıf yerinde, evde bilgisayar ve tv ile eğitim öğretim süzgecinden geçerken; geçim derdine düşen ana-babaları da haklı bir gelecek endişesi kuşattı... Özellikle hizmet sektöründe günübirlik yövmiye ile çalışan, kıt kanaat geçinen vatandaşlarımızın hayatta kalma mücadelesi hiç de hafife alınmayacak kadar kıymetli bir çaba... Tabii ki bu zor sürecin sancıları; sadece ekonomik anlamda belimizi bükmüyor... Yaşanılan kaygı, geçim derdi, gelecek endişesi, “Bu illetten ne zaman kurtulacağız?” muamması; aile içi iletişimi de ister istemez etkiliyor. Mümkün mertebe evde izole olmakla yükümlü olan aile bireyleri; tabiri caizse günlerdir dip dibe... “Hayat Eve Sığar Sloganı” kulaklarımızda çınlıyor çınlamasına ama; 500 metrekare bahçeli lüks bir evde iki tane yardımcıyla hayat elbette eve sığar; ancak 80 metrekare, üstelik kira olan bir eve 6 nüfus sığmıyor pek... Sığamıyor... Haliyle bu insanlar yoruluyor... Hiçbirşey yapmadan da yorulabilir insan; düşündükleri ağır gelir meselâ... Hâl böyle olunca; aile içi iletişim kazaları da artıyor... Eşlerin birbirlerine olan anlayış ve tahammül sınırları da zorlu bir sınavdan geçiyor... Haftalardır nefes alamadığını düşünen kadınlar; evde boğulan erkekler, telefon ve tableti elinden alamadığımız çocuklar; teknolojiye bağımlı ruhsuz ruhlar; coronavirüs’ün hediyesi (!) oldu bizlere... O nedenle bu süreçte; birbirimizi incitmemek, ortak yaşam alanımızda birbirimize saygı duymayı daha da önemsemek, sesimizin tonunu veya vücut dilimizi daha ılımlı kullanmak çok önemli... Çünkü bu süreç geçici; ama birbirimize ne hissettirdiğimiz ise kalıcı... Bazı şeylerin telâfisi yok ki; ağızdan çıkan söz, geçen zaman ve kaçırılan fırsatlar misâli... Ama aile olmak biraz da zor şart şartlara göğüs germeyi gerektiriyor mu zaten? Çok değil, birazcık eskiye dönüp bakarsak; “evlilik nedir?” sorusuna; hepimizin vereceği yanıt az çok bellidir; kız tarafının ve oğlan tarafının ailesi bir araya gelir; yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır, beraberce yeni bir ev düzülürdü. Tabii o zamanlar evler genelde bahçe içinde daha mütevazî müstakil evlerdi. O yüzden büyüklerimiz buna “evlenmek” derdi. Şimdi ise durum farklı... Artık evli çiftler; apartman dairelerinde, balkonu bile olmayan yüksek bloklarda, yani katlarda oturuyorlar. Bu yüzden artık evlilik “katlanmaktır”... Karantinadan nasibimizi aldığımız şu zor günlerde; farklı dinamiklerle kuşatıldığımız “katlanma” sınavını, sabırla yönetme becerisi diliyorum herkese...
Ekleme Tarihi: 11 Mayıs 2020 - Pazartesi

Evliliklerin Coronavirüs ile imtihanı!

Kim derdi ki; “Bir gün küçücük bir virüs, hayatımızın en büyük sınavı olacak” diye...
Ya da hiç aklımıza gelir miydi; Wuhan’da yarasa çorbasına kaşık daldıran çekik gözlü bir Çinli yüzünden; Konya’daki emekli Ali Dayı’nın, Hüseyin Amca’nın altından belediye bankının çekilip alınacağı...
Coronavirüs ile uyuyup uyandığımız şu günlerde; 7’den 70’e herkesin yaşam tarzı mecburi istikamette yol almaya başladı... Çocuklar sınıf yerinde, evde bilgisayar ve tv ile eğitim öğretim süzgecinden geçerken; geçim derdine düşen ana-babaları da haklı bir gelecek endişesi kuşattı...
Özellikle hizmet sektöründe günübirlik yövmiye ile çalışan, kıt kanaat geçinen vatandaşlarımızın hayatta kalma mücadelesi hiç de hafife alınmayacak kadar kıymetli bir çaba... Tabii ki bu zor sürecin sancıları; sadece ekonomik anlamda belimizi bükmüyor... Yaşanılan kaygı, geçim derdi, gelecek endişesi, “Bu illetten ne zaman kurtulacağız?” muamması; aile içi iletişimi de ister istemez etkiliyor. Mümkün mertebe evde izole olmakla yükümlü olan aile bireyleri; tabiri caizse günlerdir dip dibe... “Hayat Eve Sığar Sloganı” kulaklarımızda çınlıyor çınlamasına ama; 500 metrekare bahçeli lüks bir evde iki tane yardımcıyla hayat elbette eve sığar; ancak 80 metrekare, üstelik kira olan bir eve 6 nüfus sığmıyor pek... Sığamıyor... Haliyle bu insanlar yoruluyor... Hiçbirşey yapmadan da yorulabilir insan; düşündükleri ağır gelir meselâ... Hâl böyle olunca; aile içi iletişim kazaları da artıyor...
Eşlerin birbirlerine olan anlayış ve tahammül sınırları da zorlu bir sınavdan geçiyor... Haftalardır nefes alamadığını düşünen kadınlar; evde boğulan erkekler, telefon ve tableti elinden alamadığımız çocuklar; teknolojiye bağımlı ruhsuz ruhlar; coronavirüs’ün hediyesi (!) oldu bizlere... O nedenle bu süreçte; birbirimizi incitmemek, ortak yaşam alanımızda birbirimize saygı duymayı daha da önemsemek, sesimizin tonunu veya vücut dilimizi daha ılımlı kullanmak çok önemli... Çünkü bu süreç geçici; ama birbirimize ne hissettirdiğimiz ise kalıcı... Bazı şeylerin telâfisi yok ki; ağızdan çıkan söz, geçen zaman ve kaçırılan fırsatlar misâli...
Ama aile olmak biraz da zor şart şartlara göğüs germeyi gerektiriyor mu zaten? Çok değil, birazcık eskiye dönüp bakarsak; “evlilik nedir?” sorusuna; hepimizin vereceği yanıt az çok bellidir; kız tarafının ve oğlan tarafının ailesi bir araya gelir; yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır, beraberce yeni bir ev düzülürdü. Tabii o zamanlar evler genelde bahçe içinde daha mütevazî müstakil evlerdi. O yüzden büyüklerimiz buna “evlenmek” derdi. Şimdi ise durum farklı... Artık evli çiftler; apartman dairelerinde, balkonu bile olmayan yüksek bloklarda, yani katlarda oturuyorlar. Bu yüzden artık evlilik “katlanmaktır”... Karantinadan nasibimizi aldığımız şu zor günlerde; farklı dinamiklerle kuşatıldığımız “katlanma” sınavını, sabırla yönetme becerisi diliyorum herkese...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.