deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

Pınar Billur Odabaşı
Köşe Yazarı
Pınar Billur Odabaşı
 

Gerçek dost nasıl olmalıdır?

Teknolojinin bize sunduğu imkânlarla birlikte çevremiz artık eskisinden daha kalabalık oldu. Arkadaşlıklar, sosyal medyada bir “merhaba” ile veya iki üç beğeni tuşuyla başlayıp; ışık hızıyla son buluyor şu günlerde... Çünkü kolay elde edilen şeyleri kaybetmekten de pek korkmuyor insanoğlu... Elindeki telefonun esiri olanlar; bir yandan bu kısır döngünün içinde kaybolurken; bir yandan da bunca kalabalığın içinde kendilerini yapayalnız hissediyor. Çünkü aradığı gerçekliği; gündelik telaşlarda, geçici heveslerde bulamayacığını zamanla idrak etmeye başlıyor... “Çevrem çok geniş” demektense; “10 tane 10 kuruş da 1 lira eder; iki tane 50 kuruş da” demeyi öğreniyor artık... Haliyle kişi; gereksiz kalabalıklardan arınmak isteyip, kendince seçimler yapıyor. İşte tam da bu noktada “gerçek dost” arayışı başlıyor. Peki gerçek dost nasıl anlaşılır? Bence “gerçek dost”, yanında yüksek sesle düşünebileceğimiz insandır; elbette ki bu olgu, “evvelâ samimiyet” diyerek içi dışı bir olan karakterlere has bir özelliktir. Sizi içten içe kıskanmak yerine; sizinle gurur duyan ruh zenginliğidir “gerçek dostluk”... Mesela günümüzde; “Ben çok kilo aldım” diye dert yandığınızda; “Ayyy yok ne kilosu, sen de! Böyle çok iyi görünüyorsun” cümlesini size söylerken; kendi içinden de “Hiç almışsın der miyim; yanında tığ gibi duruyorum” fesatlığına yenik düşenler yok mu? Ya da hangimiz deneme kabininden rezil rüsva bir kıyafetle perdeyi aralamaya korkarken; “Al al çok yakıştı, şahane durdu” baskılarına maruz kalmadık ki... Nedense özellikle kadınlarda “Aman benden iyi olmasın!” diye bir hastalık modası var bu aralar... Sempatik görünme çabalarını; objektif olmaya tercih eden bu insanların; kendisinden iyiye, güzele, zekiye hiç tahammülü yok... Bence otopsi raporunda “fesatlığından öldü” yazılacak o kadar çok insan var ki... Oysa biraz iyi niyetli olan veya aklını kullanan insan, “Yanımdaki ne kadar iyi olursa; beni de o derece yukarıya çeker, benim karakterimi de besler” diye düşünür. “Bülbül güle, karga çöplüğe götürür” misâli... Gerçek dostlar, sizi üzeceğini bilse de doğruları söyler; çünkü onlar sizin için her zaman en iyisini ister... Tabii ki uygun bir üslup şart... Zaten gerçek dost; acıyı söyleyen değil; acıyı tatlı söyleyebilendir. Yanlış yaptığında seni uyaran, sonrasında ise koruyan kişidir; yaptığın yanlışı herkese duyuran değil... Tam tersine sizin olmadığınız yerde sizi savunan kişiye “dost” denir... Boş vakitlerini sizinle dolduran değil; en yoğun zamanlarında bile size vakit ayırmayı tercih eden kişidir dost... Mesela yeni bir sevgili bulduğunda; sizi ikinci plana atmayan, herkesi kendi içinde ayrı bir yerde konumlandıran kişidir... Çünkü gönül mevzuları İstanbul borsası gibidir; inişli çıkışlıdır... Yani o çok sevdiğiniz insan bir gün gider ve üzgün günlerinizde sizin yanınızda yine sadece içinizi dökebileceğiniz dostlarınız kalır. Bir de gerçek dostların arasında enteresan bir bağ vardır; mesela hayat şartları, mecburiyetler veya ülkeler arası zorunlu mesafeler nedeniyle 10 yıl görüşemediğiniz “gerçek dost”unuzla; bir gün yeniden buluştuğunuzda yine aynı enerjiyi, aynı keyfi yakalarsınız... Aranızdaki hiçbir şeyin eksilmediğini hissedersiniz. Çünkü karşınızdaki insanın gönlünüzdeki yeri, zamana ve mesafelere yenik düşmeyecek kadar sağlamdır. Ayrıca kardeşiniz bile dost olmayabilir ama dost; her zaman kardeş gibidir... Sır tutmayı bilen dert ortağı bir dost; bazen en yakınlarınızdan bile iyi tanır sizi... Çünkü buna, siz müsaade edersiniz; kimi zaman kardeşinize, annenize babanıza bile anlatamadığınız şeyleri dostunuzla paylaşırsınız. Bir insanın sizi tüm iyi niyetiyle dinleyip, çıkarsızca sevmesi ve daha mutlu olmanız için size dualarında yer vermesi kadar güzel bir his var mı? Bence yok; çünkü size, kendinizi değerli hissettiren dostlarınızın varlığı; iflası söz konusu olmayan bir zenginliğin ta kendisidir.
Ekleme Tarihi: 21 Mart 2021 - Pazar

Gerçek dost nasıl olmalıdır?

Teknolojinin bize sunduğu imkânlarla birlikte çevremiz artık eskisinden daha kalabalık oldu. Arkadaşlıklar, sosyal medyada bir “merhaba” ile veya iki üç beğeni tuşuyla başlayıp; ışık hızıyla son buluyor şu günlerde... Çünkü kolay elde edilen şeyleri kaybetmekten de pek korkmuyor insanoğlu... Elindeki telefonun esiri olanlar; bir yandan bu kısır döngünün içinde kaybolurken; bir yandan da bunca kalabalığın içinde kendilerini yapayalnız hissediyor. Çünkü aradığı gerçekliği; gündelik telaşlarda, geçici heveslerde bulamayacığını zamanla idrak etmeye başlıyor... “Çevrem çok geniş” demektense; “10 tane 10 kuruş da 1 lira eder; iki tane 50 kuruş da” demeyi öğreniyor artık... Haliyle kişi; gereksiz kalabalıklardan arınmak isteyip, kendince seçimler yapıyor. İşte tam da bu noktada “gerçek dost” arayışı başlıyor. Peki gerçek dost nasıl anlaşılır? Bence “gerçek dost”, yanında yüksek sesle düşünebileceğimiz insandır; elbette ki bu olgu, “evvelâ samimiyet” diyerek içi dışı bir olan karakterlere has bir özelliktir. Sizi içten içe kıskanmak yerine; sizinle gurur duyan ruh zenginliğidir “gerçek dostluk”... Mesela günümüzde; “Ben çok kilo aldım” diye dert yandığınızda; “Ayyy yok ne kilosu, sen de! Böyle çok iyi görünüyorsun” cümlesini size söylerken; kendi içinden de “Hiç almışsın der miyim; yanında tığ gibi duruyorum” fesatlığına yenik düşenler yok mu? Ya da hangimiz deneme kabininden rezil rüsva bir kıyafetle perdeyi aralamaya korkarken; “Al al çok yakıştı, şahane durdu” baskılarına maruz kalmadık ki... Nedense özellikle kadınlarda “Aman benden iyi olmasın!” diye bir hastalık modası var bu aralar... Sempatik görünme çabalarını; objektif olmaya tercih eden bu insanların; kendisinden iyiye, güzele, zekiye hiç tahammülü yok... Bence otopsi raporunda “fesatlığından öldü” yazılacak o kadar çok insan var ki... Oysa biraz iyi niyetli olan veya aklını kullanan insan, “Yanımdaki ne kadar iyi olursa; beni de o derece yukarıya çeker, benim karakterimi de besler” diye düşünür. “Bülbül güle, karga çöplüğe götürür” misâli...

Gerçek dostlar, sizi üzeceğini bilse de doğruları söyler; çünkü onlar sizin için her zaman en iyisini ister... Tabii ki uygun bir üslup şart... Zaten gerçek dost; acıyı söyleyen değil; acıyı tatlı söyleyebilendir. Yanlış yaptığında seni uyaran, sonrasında ise koruyan kişidir; yaptığın yanlışı herkese duyuran değil... Tam tersine sizin olmadığınız yerde sizi savunan kişiye “dost” denir... Boş vakitlerini sizinle dolduran değil; en yoğun zamanlarında bile size vakit ayırmayı tercih eden kişidir dost... Mesela yeni bir sevgili bulduğunda; sizi ikinci plana atmayan, herkesi kendi içinde ayrı bir yerde konumlandıran kişidir... Çünkü gönül mevzuları İstanbul borsası gibidir; inişli çıkışlıdır... Yani o çok sevdiğiniz insan bir gün gider ve üzgün günlerinizde sizin yanınızda yine sadece içinizi dökebileceğiniz dostlarınız kalır. Bir de gerçek dostların arasında enteresan bir bağ vardır; mesela hayat şartları, mecburiyetler veya ülkeler arası zorunlu mesafeler nedeniyle 10 yıl görüşemediğiniz “gerçek dost”unuzla; bir gün yeniden buluştuğunuzda yine aynı enerjiyi, aynı keyfi yakalarsınız... Aranızdaki hiçbir şeyin eksilmediğini hissedersiniz. Çünkü karşınızdaki insanın gönlünüzdeki yeri, zamana ve mesafelere yenik düşmeyecek kadar sağlamdır. Ayrıca kardeşiniz bile dost olmayabilir ama dost; her zaman kardeş gibidir... Sır tutmayı bilen dert ortağı bir dost; bazen en yakınlarınızdan bile iyi tanır sizi... Çünkü buna, siz müsaade edersiniz; kimi zaman kardeşinize, annenize babanıza bile anlatamadığınız şeyleri dostunuzla paylaşırsınız. Bir insanın sizi tüm iyi niyetiyle dinleyip, çıkarsızca sevmesi ve daha mutlu olmanız için size dualarında yer vermesi kadar güzel bir his var mı? Bence yok; çünkü size, kendinizi değerli hissettiren dostlarınızın varlığı; iflası söz konusu olmayan bir zenginliğin ta kendisidir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.