deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler

deneme bonusu veren siteler

virginiawinefestival.org/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

Pınar Billur Odabaşı
Köşe Yazarı
Pınar Billur Odabaşı
 

İsrafa ne kadar da meraklıyız !

İsraf denilince nedense akla ilk gelen şey “ekmek”tir… Sözlükte “gereksiz tüketim, savurganlık, tutumsuzluk” olarak özetlenen israf; sadece ekmekten ibaret değil elbette; o hâlde ben aklıma gelenleri sıralıyorum izninizle, buyrunuz efendim…   Madem ekmekle giriş yaptık; serpme kahvaltıyla devam edelim… Asıl derdi peynir zeytin değil de sosyal medyada avokado içindeki yumurtayı milletin gözüne sokmak olanları kastediyorum… Ahhh o selfie’lere kurban giden ekmekler, “Ayyy kilolu çıkmışım bi’daha çek” yakarışlarıyla buz gibi olan çaylar, resmen yarısı çöpe giden yiyeceklerin dili olsa da konuşsa!… Şimdi söyleyin lütfen; bu serpme kahvaltı mı;  külliyen zarar ziyan mı?   Yaz tatilleri için gidilen beş yıldızlı otellerde de durum farksız… “O kadar para ödedik” iç sesiyle; elindeki tabağı tepeleme dolduranlara siz de denk gelmişsinizdir illâki… Kendi çabasını yetersiz bulup, “Oğlum git, baklava bitiyooo, yetiş hemen!” diye diğer aile fertlerine de el atanları saymıyorum bile… İşte o an “Fakirin ihtiyacı, zenginin israfı kadar” diyorum içimden… Oysa sağlıklı bir vücut için; midemizin üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini de nefes için ayırmalıyız…  “Her şey dahil” konseptine; “Açgözlülük hariç” diye bir parantez açsak mı artık?    Su israfı ise tüm dünyayı tehdit ediyor… Bir kişinin günde iki kez 1 dakika boyunca musluk suyunu kapatmadan diş fırçalamasının yılda 8 ton su israfına yol açtığını biliyor muydunuz? Ahhh su ahhhh; hiçbir şey tükenmeyecekmiş gibi yaşayanların kirli fikrini, zikrini de temizle n’olursun…    Enerji israfını düşünüp, tasarruflu ampul kısmına takıldım bir an… Amblemi bile ampul olan bir hükümetin, 1150 odalı sarayının günlük elektrik giderinin 100 bin liraya yakın olmasına ne demeli peki? Sâhi bu ne yaman çelişki böyle!   Zaman israfı da var elbette… Her sabah uyandığımızda bir gün için bize tam 86.400 saniye veriliyor… Bu zamanı istediğimiz gibi harcamakta özgürüz… Ama kullanmadığımız dakikalar; ertesi güne devretmiyor, silinip gidiyor… Yani o dakikaları asla geri getiremiyoruz, yarından avans da çekemiyoruz… Telâfisi olmadığı için en kıymetli hediye “zaman”dır; kime ve neye harcadığımıza çok dikkat edelim, değmeyecek insanlar için harcamayalım kıymetli vaktimizi…     Bir de teknolojinin esiri olanların sınır tanımadığı bir israf gerçeği var… Geçtiğimiz günlerde yeni sürümü 40 bin liraya satışa çıkan  telefonu almak için geceden sıraya girenlerden haberiniz olmuştur sanırım… Sanki camii önünde bedavaya “hayır lokması” dağıtılıyor gibi bir kuyruk… “Kamerası daha iyiymiş, daha net fotoğraf çekiyormuş efendim” ; e karakterler objektife sığmıyor, onu n’apıcaz birader? Adam asgari ücretle çalışıyor ama 6-7 aylık maaşını gözden çıkarıyor…. Telefon akıllı olsa ne olur; bizde akıl olmadıktan sonra!…     İsrafa konu olan şeyler saymakla bitmiyor… Ama “Pınar seni en çok üzen israf nedir?” diye soracak olursanız “insan israfıdır” derim… İnsanların bozuk para harcar gibi birbirini harcadığı bu çağda; sabun köpüğünü andıran ilişkilerin, 24 saatte başlayıp biten yapay aşkların, üç kuruşluk miras için birbirine giren kardeşlerin sayısı her geçen gün artıyor… Kaba saba tavırlar, yanlış üsluplar; güzel sözlerin israfı oluyor… Yani aslında hayat, insanı değil; insan insanı harcıyor… İyi niyetinden vurulanların kolay kolay iyileşemediğini bildiğim için en çok korktuğum şeydir; üzerimde bir gram emeği olan insanları israf etmek… Aman aman Allah yazdıysa bozsun!.. Ne diyelim; kadir kıymet bilenlere çıksın tüm yollarımız…
Ekleme Tarihi: 25 Eylül 2022 - Pazar

İsrafa ne kadar da meraklıyız !

İsraf denilince nedense akla ilk gelen şey “ekmek”tir… Sözlükte “gereksiz tüketim, savurganlık, tutumsuzluk” olarak özetlenen israf; sadece ekmekten ibaret değil elbette; o hâlde ben aklıma gelenleri sıralıyorum izninizle, buyrunuz efendim…

 

Madem ekmekle giriş yaptık; serpme kahvaltıyla devam edelim… Asıl derdi peynir zeytin değil de sosyal medyada avokado içindeki yumurtayı milletin gözüne sokmak olanları kastediyorum… Ahhh o selfie’lere kurban giden ekmekler, “Ayyy kilolu çıkmışım bi’daha çek” yakarışlarıyla buz gibi olan çaylar, resmen yarısı çöpe giden yiyeceklerin dili olsa da konuşsa!… Şimdi söyleyin lütfen; bu serpme kahvaltı mı;  külliyen zarar ziyan mı?

 

Yaz tatilleri için gidilen beş yıldızlı otellerde de durum farksız… “O kadar para ödedik” iç sesiyle; elindeki tabağı tepeleme dolduranlara siz de denk gelmişsinizdir illâki… Kendi çabasını yetersiz bulup, “Oğlum git, baklava bitiyooo, yetiş hemen!” diye diğer aile fertlerine de el atanları saymıyorum bile… İşte o an “Fakirin ihtiyacı, zenginin israfı kadar” diyorum içimden… Oysa sağlıklı bir vücut için; midemizin üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini de nefes için ayırmalıyız…  “Her şey dahil” konseptine; “Açgözlülük hariç” diye bir parantez açsak mı artık? 

 

Su israfı ise tüm dünyayı tehdit ediyor… Bir kişinin günde iki kez 1 dakika boyunca musluk suyunu kapatmadan diş fırçalamasının yılda 8 ton su israfına yol açtığını biliyor muydunuz? Ahhh su ahhhh; hiçbir şey tükenmeyecekmiş gibi yaşayanların kirli fikrini, zikrini de temizle n’olursun… 

 

Enerji israfını düşünüp, tasarruflu ampul kısmına takıldım bir an… Amblemi bile ampul olan bir hükümetin, 1150 odalı sarayının günlük elektrik giderinin 100 bin liraya yakın olmasına ne demeli peki? Sâhi bu ne yaman çelişki böyle!

 

Zaman israfı da var elbette… Her sabah uyandığımızda bir gün için bize tam 86.400 saniye veriliyor… Bu zamanı istediğimiz gibi harcamakta özgürüz… Ama kullanmadığımız dakikalar; ertesi güne devretmiyor, silinip gidiyor… Yani o dakikaları asla geri getiremiyoruz, yarından avans da çekemiyoruz… Telâfisi olmadığı için en kıymetli hediye “zaman”dır; kime ve neye harcadığımıza çok dikkat edelim, değmeyecek insanlar için harcamayalım kıymetli vaktimizi…

 

 

Bir de teknolojinin esiri olanların sınır tanımadığı bir israf gerçeği var… Geçtiğimiz günlerde yeni sürümü 40 bin liraya satışa çıkan  telefonu almak için geceden sıraya girenlerden haberiniz olmuştur sanırım… Sanki camii önünde bedavaya “hayır lokması” dağıtılıyor gibi bir kuyruk… “Kamerası daha iyiymiş, daha net fotoğraf çekiyormuş efendim” ; e karakterler objektife sığmıyor, onu n’apıcaz birader? Adam asgari ücretle çalışıyor ama 6-7 aylık maaşını gözden çıkarıyor…. Telefon akıllı olsa ne olur; bizde akıl olmadıktan sonra!…

 

 

İsrafa konu olan şeyler saymakla bitmiyor… Ama “Pınar seni en çok üzen israf nedir?” diye soracak olursanız “insan israfıdır” derim… İnsanların bozuk para harcar gibi birbirini harcadığı bu çağda; sabun köpüğünü andıran ilişkilerin, 24 saatte başlayıp biten yapay aşkların, üç kuruşluk miras için birbirine giren kardeşlerin sayısı her geçen gün artıyor… Kaba saba tavırlar, yanlış üsluplar; güzel sözlerin israfı oluyor… Yani aslında hayat, insanı değil; insan insanı harcıyor… İyi niyetinden vurulanların kolay kolay iyileşemediğini bildiğim için en çok korktuğum şeydir; üzerimde bir gram emeği olan insanları israf etmek… Aman aman Allah yazdıysa bozsun!.. Ne diyelim; kadir kıymet bilenlere çıksın tüm yollarımız…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.