deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler

deneme bonusu veren siteler

virginiawinefestival.org/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler

Pınar Billur Odabaşı
Köşe Yazarı
Pınar Billur Odabaşı
 

Muhabbetine doyamadıklarımız

Çoğu insan “sohbet” ile “muhabbet”i aynı kefeye koyar; oysa bu iki olgunun arasında derin farklar vardır. Sohbeti her an herkesle edebilirsiniz; muhabbetin temelinde ise birlikte yürünmüş yollar, sevgiyle geçen yıllar, saatler süren dertleşmeler, bazen yüzleşmeler, bazen gülüşmeler; birlikte dökülen gözyaşları ya da aynı anda atılan kahkahalar vardır. Teknolojiye bu kadar esir düşmediğimiz, televizyonun her evde olmadığı yılları hatırlayalım mesela… Akraba evlerindeki akşam oturmalarında; oda kokusu henüz icad edilmediği için mandalina kabuklarına ev sahipliği yapan sobanın çıtırtısı, büyüklerin elinde ince belli çay bardağı; her konuda bir fikri olan “Atma Ziyaaaa!” tadında bir enişte, çocukları kaşıyla gözüyle hizaya getiren ebeveynler… Muhabbetin geç saatlere kadar sürdüğü bu mütevazı gezmeler; uyuyakaldığı için “üşümesin” diye ev sahibinin emanet hırkasına sarılıp sarmalanan çocukların baba kucağında eve taşınmasıyla noktalanırdı. Peki peki; bu kadar nostalji yeter; şimdi günümüz sohbetlerine dönelim… Mesela taksiye bindikten birkaç dakika sonra “Kaptan senin memleket neresi?” demek bizim milli sohbet girizgâhımızdır; kolaydır, her yaşa uygundur. Eğer hemşehri çıkarsanız “Neresindensin?” sorusuyla devam eder yolculuğunuz; şoförle aynı ilden çıkmadıysanız da hiç problem değil; “Memleketin her yeri güzel…” demeye de bayılırız çünkü biz… Peki ya muhabbet? Ya da şöyle soralım; bazı insanlarla konuşurken neden hiç doyamıyoruz, onları diğerlerinden ayıran şey nedir? Bana sorarsanız buradaki kilit nokta; öncelikle karşımızdaki insanın; samimiyeti, zekâsı ve tevâzusudur. Elbette günümüzde bu üçünü bir arada bulmak hiç kolay değil… Ama eğer karşınızdaki insanda bu üç özellik varsa; ister istemez kendinizi ona yakın hissedersiniz. Çünkü samimiyet; “güven” duygusunu beraberinde getirir; “zekâ” sohbetin seyrini alır, uçsuz bucaksız yerlere sürükler; “tevâzu” sizi dinleyen insanda büyük bir sempati duygusu uyandırır… Hele bir de karşınızdaki kişi; nereden geldiğini unutmamışsa, kendinden de örnekler veriyorsa, sizi yargılamak yerine anlamayı tercih ediyorsa, üstelik bunu yaparken ılımlı bir üslubu varsa işte “muhabbetin” temeli orada atılır. Çünkü o an siz; kelimelere sadece seslerin değil; duyguların da eşlik ettiğini hissedersiniz. Hatta gel zaman git zaman; o kişiyle aynı dili konuştuğunuzu anlarsınız ve bu yüzden ruhunuzu tercüme etmek için ekstra çaba harcamaya gerek duymazsınız… Ahhh ne büyük lütuftur bu; samimiyetsiz samimiyetlerin ayyuka çıktığı şu çağda… Zaten gerçek muhabbetin tadını aldıktan sonra; diğerlerinin yüzündeki sahte tebessüme aldanmamayı da öğreniyor insan… Hâttâ bilmenin de ötesinde karşısındaki insan için “Fesatlıktan öldü” diye otopsi raporu verecek kıvama geliyor. Sonra ne mi oluyor; kişi yine kendisine ilaç gibi gelen muhabbeti güzel olan dostunun yanında alıyor soluğu… Psikiyatrist randevularının 800 lirayı bulduğu şu günlerde; aklınız varsa size iyi gelen insanlara sahip çıkın derim… Çünkü bazı insanlar; birbirinin sadece arkadaşı, ortağı, aşkı değildir; şansıdır. O yüzden ben; en çok da nerede olduğumu unutturan, konuşurken saatlerin su gibi aktığı ve “Bu konuya nerden geldik şimdi?..” dedirten sohbetleri çok seviyorum… Çünkü biliyorum ki; kalbin dış düşmanı “kolesterol”; iç düşmanı “sahte muhabbet”tir… Kolesterol mü; sâhi nerden geldim şimdi ben buna, hay Allah muhabbete daldım yine demek ki !.. Hımmm bir de Sadettin Kaynak’ın “Muhabbet doyulmaz bir Pınar imiş” diye hicaz makamında şahane bir şarkısı vardı… Ne yani edebiyattan başlayıp; tıp camiası ve sanat dünyasından mı çıktık şimdi biz sizinle; neyse neyse olur işte böyle şeyler gerçek muhabbette !..
Ekleme Tarihi: 17 Ekim 2021 - Pazar

Muhabbetine doyamadıklarımız

Çoğu insan “sohbet” ile “muhabbet”i aynı kefeye koyar; oysa bu iki olgunun arasında derin farklar vardır. Sohbeti her an herkesle edebilirsiniz; muhabbetin temelinde ise birlikte yürünmüş yollar, sevgiyle geçen yıllar, saatler süren dertleşmeler, bazen yüzleşmeler, bazen gülüşmeler; birlikte dökülen gözyaşları ya da aynı anda atılan kahkahalar vardır.

Teknolojiye bu kadar esir düşmediğimiz, televizyonun her evde olmadığı yılları hatırlayalım mesela… Akraba evlerindeki akşam oturmalarında; oda kokusu henüz icad edilmediği için mandalina kabuklarına ev sahipliği yapan sobanın çıtırtısı, büyüklerin elinde ince belli çay bardağı; her konuda bir fikri olan “Atma Ziyaaaa!” tadında bir enişte, çocukları kaşıyla gözüyle hizaya getiren ebeveynler… Muhabbetin geç saatlere kadar sürdüğü bu mütevazı gezmeler; uyuyakaldığı için “üşümesin” diye ev sahibinin emanet hırkasına sarılıp sarmalanan çocukların baba kucağında eve taşınmasıyla noktalanırdı. Peki peki; bu kadar nostalji yeter; şimdi günümüz sohbetlerine dönelim…

Mesela taksiye bindikten birkaç dakika sonra “Kaptan senin memleket neresi?” demek bizim milli sohbet girizgâhımızdır; kolaydır, her yaşa uygundur. Eğer hemşehri çıkarsanız “Neresindensin?” sorusuyla devam eder yolculuğunuz; şoförle aynı ilden çıkmadıysanız da hiç problem değil; “Memleketin her yeri güzel…” demeye de bayılırız çünkü biz…

Peki ya muhabbet? Ya da şöyle soralım; bazı insanlarla konuşurken neden hiç doyamıyoruz, onları diğerlerinden ayıran şey nedir? Bana sorarsanız buradaki kilit nokta; öncelikle karşımızdaki insanın; samimiyeti, zekâsı ve tevâzusudur. Elbette günümüzde bu üçünü bir arada bulmak hiç kolay değil… Ama eğer karşınızdaki insanda bu üç özellik varsa; ister istemez kendinizi ona yakın hissedersiniz. Çünkü samimiyet; “güven” duygusunu beraberinde getirir; “zekâ” sohbetin seyrini alır, uçsuz bucaksız yerlere sürükler; “tevâzu” sizi dinleyen insanda büyük bir sempati duygusu uyandırır… Hele bir de karşınızdaki kişi; nereden geldiğini unutmamışsa, kendinden de örnekler veriyorsa, sizi yargılamak yerine anlamayı tercih ediyorsa, üstelik bunu yaparken ılımlı bir üslubu varsa işte “muhabbetin” temeli orada atılır. Çünkü o an siz; kelimelere sadece seslerin değil; duyguların da eşlik ettiğini hissedersiniz. Hatta gel zaman git zaman; o kişiyle aynı dili konuştuğunuzu anlarsınız ve bu yüzden ruhunuzu tercüme etmek için ekstra çaba harcamaya gerek duymazsınız… Ahhh ne büyük lütuftur bu; samimiyetsiz samimiyetlerin ayyuka çıktığı şu çağda… Zaten gerçek muhabbetin tadını aldıktan sonra; diğerlerinin yüzündeki sahte tebessüme aldanmamayı da öğreniyor insan… Hâttâ bilmenin de ötesinde karşısındaki insan için “Fesatlıktan öldü” diye otopsi raporu verecek kıvama geliyor. Sonra ne mi oluyor; kişi yine kendisine ilaç gibi gelen muhabbeti güzel olan dostunun yanında alıyor soluğu… Psikiyatrist randevularının 800 lirayı bulduğu şu günlerde; aklınız varsa size iyi gelen insanlara sahip çıkın derim…

Çünkü bazı insanlar; birbirinin sadece arkadaşı, ortağı, aşkı değildir; şansıdır. O yüzden ben; en çok da nerede olduğumu unutturan, konuşurken saatlerin su gibi aktığı ve “Bu konuya nerden geldik şimdi?..” dedirten sohbetleri çok seviyorum… Çünkü biliyorum ki; kalbin dış düşmanı “kolesterol”; iç düşmanı “sahte muhabbet”tir… Kolesterol mü; sâhi nerden geldim şimdi ben buna, hay Allah muhabbete daldım yine demek ki !.. Hımmm bir de Sadettin Kaynak’ın “Muhabbet doyulmaz bir Pınar imiş” diye hicaz makamında şahane bir şarkısı vardı… Ne yani edebiyattan başlayıp; tıp camiası ve sanat dünyasından mı çıktık şimdi biz sizinle; neyse neyse olur işte böyle şeyler gerçek muhabbette !..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sakinca.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.